26 Nisan 2010 Pazartesi

107- GALERİLER ÜZERİNE SERENAT!

OSMAN TÜRKOĞUZ
Çeşmealtı; 17 Haziran 2009

                       
107- GALERİLER ÜZERİNE BİR SERENAT!

            Yaşadığımız yüzyılın başlarında, her şey değiştiği gibi, insan zihninin algılamaları da hızla değişiyor.
 Şimdilerde, kocaman bir genç kız olan Torunum Cangül; dört yaşlarındayken bize geldi. Bir hatasını görüp te kendisini tenkit eden babaannesi için:
            “Beni, kendi yaşınızın mantığı ile tenkit edemezsiniz. Ben, hata yapa, yapa sizin mantığınıza geleceğim. Bir de, babamın sıkıntısı nedeniyle yanınıza geldim diye, beni azarlamayınız.” dedi.
Ne mi yaptım? Oturdum, ellerini öptüm ve hüngür, hüngür ağladım.
            O’NA; fiilleri ve fiil çekimlerini öğretmek için bir yol denedim. Emir kipinde söylediğim fiilleri birinci tekil şahıs olarak çekecekti.
            Sev dedim! Yanıt, sevmedim;
            Öp dedim! Yanıt, öpmedim;
            Gel dedim! Yanıt, gelmedim.
Böyle, eğlenceli bir biçimde çalıştık. Yaşı biraz ilerlediğinde; ”Gel bakalım senin fiiller ne âlemde dedim ve:
            Öp dedim! Yanıt, öpmedin!
            Gel dedim! Yanıt, gelmedin!
            Sev dedim! Yanıt sevmedin! Yanıt, ikinci tekil şâhısa inmişti.
Bir hayli zaman sonra; gel bakalım dedim ve:
            Öp dedim! Yanıt, öpmedi!
            Gel dedim! Yanıt, gelmedi!
            Sev dedim! Yanıt sevmedi!
“Ne alçak herifmiş”,dedim ve çalışmamızı sonlandırdım.

            Sonra da başka türlü bir çalışma başlattık. Hep, iyiyi, doğruyu ve güzeli seçmesini istediğim bir beyin kilitleme olayı yaratmaktı amacım:
            A! Yanıt, ATATÜRK!
            V!  Yanıt VATAN!
            C! Yanıt, CUMHURİYET!
            L! Yanıt, Laiklik!
            Y! Yanıt, Yobazlık, gericilik!
            Bendeniz; kendi, kendime de bu oyunu oynarım. Bu arada da, insanları duyu organlarını kullanışlarına göre gruplara ayırdım:
            1-Ağızları gözlerine bağlı olanlar;
            2-Ağızları kulaklarına bağlı olanlar,
            3-Ağızları, kulakları ve gözleri, beyinlerine bağlı olanlar.

Mareşal Gazi Mustafa Kemal’in grubuna dâhil olanlar desem, daha iyi bir tanımlama yapmış olurum.
            Tarikat televizyonları ve gazeteleri, insanlarımızın çoğunluğunun ağızlarını, gözlerine ve kulaklarına bağımlı bir hale getirdi.
Bendeniz bu işe şaşım, şaşım şaşırmış bir durumdayım.
Kendi, kendimi sınava çekiyorum:
            A diyorum; içimden bir ses; Arap hayranlığı diyor.
Zahit -Dini inanışlarını ve dini vecibelerini yerine getiren!- diyorum; içimden bir ses bağırarak, AHIRKAPI FENERİ diyor.
—Bal gibi, deniz feneri diyor amma benim hınzırlığım tutu
—Arınç, diyorum, aklıma hemen, şıpıdanak Zahit! İsmi geliyor. Dudaklarımdan, Zahit ismi dökülüyor.
Yahu Osman, ne oluyor sana? Diye azarlamamın da hiç faydası olmuyor.
            Son günlerde, aklım, gönlüm, gözüm ve kulaklarım GALERİ kelimesine takıldı:
            Galeri! Kömür galerisi,
            Galeri! Resim ve heykel galerisi.
            Galeri! Politika galerisi. Hitler, Stalin; Benito Mussolini, Humeyni, Sait Molla, Damat Ferit ve zamanımızdaki mirasçıları.
Mayınlı saha; BOP’UN AS BAŞKANLIĞI.
            Galeri! Edebiyat galerisi! Sayın Emine Pişiren!
            Galeri! Sayın Adalet Pelit!
            Galeri! Sayın Antigone!
            Galeri! Güzel insanlar ve güzel eserler!
            Galeri! ATATÜRK!
            Galeri! Sayın Ayşe Akdoğan!
Sizlere bir sır söyleyeyim mi?
Uyurken ve dahi uyanık iken de,”EDEBİYAT GALERİSİ” diye sayıklıyormuşum ben.
           
           
           
           

Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi