30 Aralık 2013 Pazartesi

1208/ÇOK LAF YALANSIZ,ÇOK MAL DA HARAMSIZ OLMAZ GARİ.


               TC.

OSMAN TÜRKOĞUZ


TV. İZMİR;29 Aralık 2013/LAĞIM PATLADI GARİ, HALKIMIZ BOKLARINIZIN  KOKUSU İLE UYANACAKTIR ARTIKIN!

         BİR ULUSUN GELECEKTEKİ AKİBETİ GEÇMİŞİNDE SAKLIDIR/BİR TOPLUMU ONURLU BİR ULUS YAPMAK MUSTAFA KEMALİN AKLIDIR! OSTÜZÜ.

                                     “ ÇOK LAF YALANSIZ

                                ÇOK MAL DA HARAMSIZ OLMAZ!”Türk Atasözü.

         Bir kimse, sürekli olarak, her türlü araçlarla kendisini savunmak için, herkesi suçlarsa o kimsenin örtmeye çalıştığı,halkından gizlediği gırtlağına kadar  pislikleri vardır!”Ostüzü.

         Sayın Bay Recep Beyimiz, ik defa “Yüzkarası! Deyimini kullandığında ikisinde de paniklemenin hezeyanını sergilemişti.

         Cumhurbaşkanı seçimi için Anayasa mahkememizin vermiş olduğu, Anayasamızın 102’inci maddesinin yorumu kararına:”Bu yüzkarası karar!”Buyurmuştu. Oysa anayasamızın 102’inci maddesi de Anayasa mahkemesi kararı da çok açık ve çok ta netti.Buyurunuz: 

         Madde 102-“(Değişik:31.5.2007-5678/5 md.)2’inci fıkra:GENEL OYLA YAPILACAK SEÇİMDE ,GEÇERLİ OYLARIN SALT ÇOĞUNLUĞUNU ALAN ADAY CUMHURBAŞKANI SEÇİLMİŞ OLUR….”

         SALT ÇOĞUNLUK:Salt çoğunluk, tek sayılarda yarıdan az olmayan; çift sayılarda yarıdan bir fazla olan çoğunluktur”. TBMM 550 üyeden oluşmaktadır. Bunun salt çoğunluğu 276'dır. 101 üye var ise bunun da salt çoğunluğu 51dir.Buçuk tam sayı haline getirilir.”550/2=275+1=276.İlk turda bu sayıya salt çoğunluk denilir.

         “Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonunun soruşturmasında, Mahdumu Hümayun Bilal Erdoğan Hazretleri hakkında zanlı olarak davetiye çıkaran Cumhuriyet Savcısı Sayın Muammer Akkaş hakkında:”Bu Savcı Adaletin Yüzkarasıdır!”Buyurduktan sonra:” Ol Cumhuriyet Savcısına sahip çıkan HSYK için de “yetkim olsa HSYK’YI yargılayacağım! Buyurmuş ve O Vatansever Cumhuriyet Savcısı hakkında da HSYK’YA suç duyurusunda bulunmuştur! “Allah şaşırttığı kulunu Bay Recep gibi konuştururmuş Gari! Kendisini hâlâ Başsavcı ve Son Osmanlı padişahı sanıyor, yazık! Bu ülkede Cesur doktorlar yok mudur?

                   Bakınız Mustafa Kemal ne demişti:”İsmet Paşa benim aklım ve vicdanımdır. çok akıllı ve uyanıktır.Benim bir hatamı görse beni tenkit eder ve uyarır!”Halbuki; tüm diktatörler ve diktatör heveslisi ruh hastaları kendisini göklere çıkartanlara sırtını dayar ve hep birlikte tepetakla giderler!”

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu 2. dalgada Bilal Erdoğan için 'çağrı kararı' hazırlandığı iddia edildi. İşte o belge...

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonun, Muammer Akkaş’ın hazırladığı ve aralarında Başbakan Erdoğan’ın oğlunun da bulunduğu çağrı kararının belgesi olduğu iddia edilen belge ortaya çıktı… Ulusal kanal’ın iddiasına göre bu belgeyle Bilal Erdoğan’ı ifadesi ‘şüpheli’ sıfatıyla alınacaktı…

İŞTE O BELGE




                               
Sayın Bay Recep Beyimiz, Manisa’daki savunmasında yine hep aynı nakaratı söylemektedir. Fransızlar buna,”C’est tousjours la méme gitare!”Hep aynı şarkı derler. Sözcü gazetesinin haberini okuyalım gari:”Erdoğan hep aynı nakaratı söylüyor.”

         “Yolsuzluk operasyonu başladığı günden beri il, il dolaşan Başbakan,dün de Manisa’da muhalefet ve Savcıya çattı.”

“Başbakan Erdoğan,17 Aralıkta başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından adeta miting turuna başladı. İl,il gezip yaptığı her mitingde ise 4 bakanı istifaya götüren ve bakan çocuklarının tutuklanmasına neden olan operasyonla ilgili adeta karalama kampanyası yapıyor.Dün de toplu açılış töreni için gittiği

Manisa’da aynı şeyleri söyledi. Olayın içinde olduğunu söylediği muhalefet ve cemaati ser dille eleştiren Erdoğan,savcıya yüklenip operasyonun masum insanlara yapıldığını savundu.Erdoğan şöyle konuştu:”Bu işin içinde CHP ve MHP var.Türkiye içeriden ve dışarıdan saldırı ile karşı karşıya.Devletin içinde yapılaşmaya  giden bir örgüt,bir çete var.Bunların içinde masum insanları lekeleme gayreti içersinde olan Yargı mensupları,yürütme mensupları var.Polisin de içindeler.Günahı olmayan insanlar suçlanıyorlar.Üstüne de “terör örgütü”yaftası yapıştırıyorlar.Bunların hangisi silahlı?Bunu nasıl söyleyebilirsin?Savcı çıkıyor,bizim üniversite yıllarımızdaki marjinal örgütlerin militanları gibi adliye sarayının dışında bildiri dağıtıyor.Sen nasıl bir adamsın?HSYK’YA suç duyurusu yapıyorum.(A:A)”

         Tüm görevlilerimizi kendisi gibi sanarak, kendi yaptırdıklarını itiraf ediyor. Sen kalk herkese her türlü yayın aracı ile hakaret et ve suç yükle,onların da sana cevap hakları aynı yayın organlarında neden yok?Sayın Bayım bu anlattığın şeyler,sizin Türk silahlı Kuvvetlerine yaptığınız kanunsuzlukların itirafıdır.Sıkıştığınızda Atatürkümüzün resmi önüne,Anayasamıza ve Çatma mahkemelerinize sığınmaktasınız.Mülkiye Başmüfettişi Candan Eren’in Yetmiş iki klasörlük suç dosyanızı aklayan hakim ve savcıların ve Ülkemizin en namuslu şarkıcısını anasının otomobili ile ezerek öldüren ehliyetsiz ve Onyedi yaşındaki oğlunuzu kurtaranlar gibi mi sanıyorsunuz Türk Adaleti mensuplarını!

         Bay Bekr Bozdağ, Adalet Ve kalkınma Bakanı olduktan kerri iki önemli çıkış yaptı: Doğruca Recep Beyin Emniyet Genel Müdürlüğüne

 Giderek ikinci bir lağımın patlamadan  üstünü örttürdü, Sonra da HSYKURULUNUN Anayasamızın 138’inci maddesini ihlal ettiğini Tüm Cihana duyurdu. Basın.

Yemin etmeden İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturan Ala soyadlı birisi de İşİşleri Bakanı olarak beyanat vermeye ve işlem yapmaya başladı:”darbe yapmak isteyenler var!”Buyurdu. Türk silahlı Kuvvetlerinin tüm komutanlarını darbe korkusu ile çatma dosyalarla esir kamplarına attır, arkanı da diğer dikta heveslileri gibi Recepkolarına daya. İhtilaller ve darbeler mevsimlerinde gelirler, tıpkı baharlar gibi. Irak Başbakanı Nuri Said  ihtilal yapar diye Irak ordusunun elinden tüm cephanesini almıştı.General Kasım,Ürdün’e gidecek birlik için tahsis ettirdiği cephane ile darbesini yapmıştı.Romanya diktatörü Çavuşesku da,Romanya ordusunun tüm cephanesini elinden almış,Gizli istihbaratını da katillerden ve orospu çocuklarından oluşturduğu Bahçeler ve Parklar  Müdürlüklerindeki silahlı birliklere vermişti.Romanya ordusu cephanesiz ihtilalini başlatmış;Gorbaçov’un gönderdiği  bir uçak dolusu piyade fişeğiyle de sonuca ulaşmıştı.EE! Kardeşim ANAYASAMIZI hep sizler ihlal edecek değilsiniz ya! Önce, şu 138’inci maddeye bir bakalım:

                                     Üçüncü Bölüm

                             Yargı

                                      1-Genel hükümler

                                      A-Mahkemelerin bağımsızlığı

         Madde 138:Hâkimler görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasa,kanun ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler.

         Hiçbir organ, makam ve merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.

         Görülmekte olan bir dâva hakkında Yasama meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz,görüşme yapılamaz veya her hangi bir beyanda bulunulamaz.

         Yasama ve yürütme organları ile idare mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar idare mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.”

         Yüksek yargı kararları; Yasama,Yürütme,Adli ve İdari  kurum ve kuruluşları Gerçek ve Tüzel kişiler için mutlak bağlayıcıdır!

         Yeni Adalet ve Kalkınma Bakanımızın hukuk garabeti. İlk derece mahkemelerinin vermiş oldukları kararların hukuka uygunluğunu üst derece mahkemeleri kontrol eder. Okuyalım da ağlayalım. Anayasa Mahkemesinin, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun diğer mahkemelerin hukuk dışı eylemlere dur demesini neden isyanla karşılıyorsunuz ey hukuk ve hak düşmanları? Alıntıdır!

“Özellikle, yüksek dereceli mahkemelerin kararları, ilk derecedeki mahkemeler için örnek teşkil eder ve böylece içtihat hukuku oluşur. O halde, içtihat oluşturan yüksek dereceli mahkemeler ve bunların karar türleri hakkında bilgiler vermek konunun anlaşılması açısından yararlı olacaktır. 

Yüksek Dereceli Mahkemeler 

Davalar, genellikle ilk derece mahkemelerinde görülüp, karara bağlanır. Ancak, ilk derece mahkemelerinin kararlarındaki hataları düzeltmek ve bunların arasında doğabilecek ayrılıkları gidermek, böylece hukuk uygulamasında birliği sağlamak için, hemen her ülkede yüksek dereceli mahkemeler kurulmuştur. 

Bunlar, adli yargı için Yargıtay, askeri yargı alanında Askeri Yargıtay, idare hukuku ile ilgili konularda Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ile Devlet hesaplarının kontrolü bakımından kurulmuş olan Sayıştay’dır. Bunlardan başka, genel mahkemelerle idare ve askeri yargı mercileri arasında doğabilecek görev ve hüküm uyuşmazlıklarını çözmek üzere, bir de Uyuşmazlık Mahkemesi mevcuttur. Son olarak 1961 ve 1982 Anayasaları, kanunların ve Meclis İçtüzüğü’nün anayasaya uygunluğunu kontrol etmek üzere, bir de Anayasa Mahkemesi kurulmasını uygun görmüştür. Bütün bu merciler anayasal kuruluş niteliğindedirler ve bu mercilerin yargısal kararlarıyla içtihat hukuku meydana gelmektedir.                                                                   Anayasa Mahkemesi 

Yeni Türk Anayasası, kişi özgürlüğünü güvenceye bağlama amacıyla, idarenin her türlü tasarrufunu yargı denetimine bağladığı gibi, Yasama organının bizzat Anayasa ile sınırlanan yetkileri dışına çıkmamasını, yani Anayasa’nın çiğnenmemesini sağlamak için de bir Anayasa Mahkemesi’nin kurulmasını öngörmüştür. 

22.4.1962 gün ve 44 sayılı Kanunla kurulmuş olan Anayasa Mahkemesi -Bu kanun, yerini 10.11.1983 gün ve 2949 sayılı Kanuna bırakmıştır (Anayasa Mahkemesinin..., 1983)- kanunların, T.B.M.M. İçtüzüğü ile kanun hükmünde  kararnamelerin Anayasa’ya uygunluğunu denetleme organıdır. Tamamen bağımsız olan bu mahkeme 11 asil ve 4 yedek üyeden oluşmaktadır (Bilge, 2000: 104). 

Anayasa Mahkemesi, kanunların ve benzeri kuralların Anayasa’ya uygunluğunun denetlenmesinden başka, anayasanın yüklediği diğer bir takım görevleri de yerine getirir. Örneğin, Devletin bazı yüksek görevlilerini Cumhurbaşkanını, Başbakanı, Bakanları, Anayasal kuruluşların başka üyelerini, görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan olarak yargılar; partilerin kapatılmasına ilişkin davalara bakar. Anayasa Mahkemesi, yalnızca yargı hakkını kullanan bir yargı yeri değildir; Anayasa’nın bütünlüğünü koruyan işlerliğini sağlayan bir kuruluştur (Gözübüyük, 2000: 191). 

Anayasa Mahkemesi kararları kesindir. Yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar (1982 Anayasası 153. madde). 

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları Resmi Gazete’de yayımlandığı gün, iptal edilen kanun yürürlükten kalkar. ŞİMDİ ORTADA BİR YANLIŞ ANLAMADAN DOĞAN FİİLİ BİR DURUM VAR:HÜKÜMETİN YÜRÜTME GÖREVİNİ,ARAKLAMA GÖREVİ  OLARAK ALGILAMA VAR! “Bendeniz;Sayın Başsavcımız! Bay Recebimizi dinledikçe aklıma çok seneler önce tanık olduğum bir hırsızlık olayı gelmektedir.02 Ekim 1962/16 Ağustos 1965 yılları arasında Manavgat ilçe jandarma bölük komutanıydım.O tarihlerde Manavgat ilçe merkezinde polis teşkilatı yoktu.Manavgat’ın Homa köyünden bir hırsız vatandaşımız,ülkemizin her bölgesinde hırsızlık yaptığı halde bir türlü yakalamıyordu.Perşembe günü şehir merkezinde kurulan  halk pazarında da çok hırsızlık yapmış,son işinde de fark edilerek mağdur vatandaşımızın “Hırsız!”Diye bağırması üzerine anayola fırlayarak,önünü kesmeye çalışanlara,elini ileri doğru uzatarak,Hırsız ileride kaçıyor!”Diyerek hep birlikte koşmaya başlamışlar, çıkmaz bir sokağa girince de onunla birlikte koşanlar uyanmışlar ve onu kıskıvrak yakalamışlar.Jandarmanın halkın elinden zor aldığı bu Ünlü Hırsızımızı makamıma aldım,su verdim,”anlat bakalım!”Dediğim de:

         “Sayın komutanım, adımız hırsıza çıkmış. Aslında ben, vergi ve zekât vermeyenlerden bu yasal ve dini borçlarını tahsil etmekteyim. Allah kahretsin şu çıkmaz sokağı, bu sokak sayesinde her zaman başarı ile uyguladığım taktiğim sökmedi!”Demişti.Ceketi yırtıldığı için de kendisine benim Eski asker ceketimi vermiştim!Ben,Sayın Recep Beyimizi dinledikçe,bu adamın savunmasını hatırlayarak,durup dururken  gülmekteyim!Birisinin bir gün deli demesinden de korkmuyorum,bana neler demediler,kendi komutanlarım bile bana Gomünist dediler,Mustafa Kemalime bin şükür, hırsız, hak yiyici VE VATAN HAİNİ  diyen de olmadı Gari.








İzleyiciler

Blog Arşivi