OSMAN TÜRKOĞUZ
İzmir; 07 Aralık 2011.
DÜPEDÜZ İHANET!
ŞEHİTLERİMİZE, GAZİLARİMİZE, KAHRAMANLARIMIZA,
TÜRK ULUSUNA VE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNE
“TARİHİMİZE VE İNSAN ONURUNA İHANET!
Balkan Savaşı sonunda, Bulgarlarla sulh şartları konuşulurken; Bulgar delegesi, ayağa kalkarak: ”Edirne bizimdir!” Dediğinde, İngiliz delegesi: Edirne bizimdir diye üstüne oturmaya kalkarsanız, minareleri kıçınıza batar!” Demişti.
"Saat 6.30’da Metris tepe’den gördüğüm durum: Artçı olduğu sanılan bir düşman müfrezesi sağ kanat grubunun saldırısıyla gayrı muntazam çekiliyor... Düşman savaş meydanını silahlarımıza bırakıyor..."
İkinci İnönü Zaferinden sonra; Mustafa Kemal Paşa’nın Garp Cephesi Komutanı ve Genelkurmay Başkanı Miralay İsmet Paşa’ya çektiği Kutlama telgrafı; “İnönü Muharebe meydanında Metris tepe’de Garp Cephesi Komutanı Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisi İsmet Paşa’ya: Bütün tarihte, Sizin İnönü Meydan Muharebesinde yürüttüğünüz görev kadar, ağır bir sorumluluk üstlenmiş komutanlar enderdir. Siz orada yalnız düşmanı değil, Milletin makûs talihini de yendiniz.”
Bu telgraflar, yapılmamış bir muharebe için mi çekilmişlerdir!
Neyimiz varsa; Türkiye Büyük Millet Meclisimiz dahi varsa ve bu Yüce Meclisten bir Münkir; tarihimizi, şehitlerimizi, şehitliklerimizi ve Yunan zulmünü inkâr edebiliyorsa, bu ihanetini bile inkâr ettiklerine borçludur.
Bunlara belge göstermek boşuna gayret olsa da gösterilecek tek belgemiz, uluslar arası politikada biz zamanlar önemli rol oynamış olan Türkiye Cumhuriyeti ve başımızın üzerine çıkardığımız, dünün seks aleti ve köle durumundaki kadınlarımızdır.
Ve bu inkârcılar, Ulusal Kurtuluş Savaşını kazanmış olduğumuz Türk Askerinin kullandığı silahlar üzerine yerleştirilen Türkiye Cumhuriyeti topraklarında oturmaktadır. Dikkat etmelerini önemle öneririm: Bu silahlar, bu anıtlar ve bu mezar taşlarımız kıçlarına batabilir. Benden söylemesi.
İşgalin başlama tarihi 15 Mayıs 1919.
Türk-Yunan Cephesi | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Kumandanlar | |||||||
Güçler | |||||||
Kayıplar | |||||||
Askeri: 9.121 ölü 33.685 yaralı en az 30.809 asker firar etti | 19.362 ölü 18.095 kayıp 48.880 yaralı 4.878 muharebe dışı ölen ~10.000 esir Toplam zayiat: ~101.215 |
|
Yunan Ordusunun İzmir'e çıkışı
Yunan Ordusunun Bandırma'ya girişi
Yörük Ali Efe'nin grubu.
![]() Mustafa Kemal Paşa ve Yunan Kuvvetleri Komutanı Trikopis - Atatürk, askerlik yaşamının her anını cephenin sıcak ateşiyle iç içe geçirmiştir. En ön siperlerde kimi zaman Mehmetçiklerin yanında kimi zaman önünde olmuş, cephenin acılarını, sevinçlerini, zorluklarını, ateşini onlarla paylaşmıştır. O, kararlığıyla, cesaretiyle, sevgisiyle, bilgisiyle, öngörüsüyle Mehmetçiklerin efsanelerine konu olmuştur. Mehmetçik O’na inanmış, Onunla zaferi mutlak görmüştür. Atatürk’ün, cephede komutanlar ve Mehmetçiklerle iç içe oluşunu, Yunan Başkomutanı Trikopis kendi yenilgilerinin gerçek nedeni olarak görmüştür. Aşağıdaki hikâyecik bu anlayışa güzel bir örnektir. Büyük Taarruz esnasında Gazi’nin yanında bulunan arkadaşlar, Yunan Kuvvetleri Komutanı General Trikopis’in Başkomutan Çadırı’na nasıl getirildiğini şöyle anlattılar: Trikopis, diğer esir kolordu ve tümen komutanları ile birlikte Gazi’nin huzuruna çıkarıldıkları zaman, hepsi çok heyecanlı ve bitkin halde imişler. Gazi, bunları oturtmuş, kendilerini teselli için bu gibi yenilgilerin tarihte örnekleri olduğunu, sevk ve idareyi eksiksiz yapmış iseler vicdanen rahat olabileceklerini söylediği zaman, Trikopis: - Askeri görevimi tamamen yaptığıma eminim. Fakat asıl görevimi maalesef yapamadım” diye intihar edemediğini anlatmak isterken, Gazi: - O size ait bir düşüncedir” diye sözünü kesmiş ve harita üzerinde: - Şurada bir tümeniniz vardı. Niçin onu şuraya almadınız. Filan yerdeki kuvvetlerinizi falan yere sürseydiniz daha iyi olmaz mıydı? Gibi bazı eleştiriler yapmış, Trikopis: - Ben öyle hareket etmek için emir verdim. Fakat (yanındaki Kolordu Komutanı’nı göstererek) bu yapamadı” demiş. Bu görüşmeler olurken esir komutan yavaşça yanında bulunan subaylarımızdan birine: - Bizim ile konuşan bu general kimdir? Diye sormuş, subay: - Başkomutan Mustafa Kemal, deyince adam hayrete düşmüş: - Şimdi anladım biz niçin mağlup olduk! Bizim Başkomutan İzmir’de vapurda oturuyordu, diyerek derdini dökmüş. Em. Tümg. Muzaffer ERENDİL, İlginç Olaylar ve Anekdotlarla Atatürk, s.43 |
|