2 Kasım 2016 Çarşamba

2102/KÖR DİLENCİN OLMAK!


TC.                                                                                                                                                                                                  OSMAN TÜRKOĞUZ

                                               KÖR DİLENCİN OLURUM,

                Seni göremediğim zamanlar,

                Karanlıklar kaplar dünyamı;

                Issız, ışıksız kalırım, karıncalar oyar gözlerimi,

                Caddeler boyunca dolanır dururum…

                Seni göremediğim günler;

                Bahçemdeki tüm çiçekler solar;

                Gönül kuşlarım da ölürler birer, birer;

                Sokaklar boyunca kör dilencin olurum…

                Seni göremediğim anlar,

                Mutluluklar akar gider gözümden;

                Güvercinlerim de yarasa olur birer, birer;

                Gönül derelerim de kurur…

                Seni gördüğüm zamanlar, O sahillerde zaman da durur,

                Gönlümdeki tüm şiirler, dilime vurur;

                Özlemlerimin kudurmuş dalgaları da,

                Avuçlarında eriyerek öylece durur;

                Tüm güvercinlerimiz de nereye gitsek,                                                                          Bizi hemen bulur…

 

               

2101/HADİ HAYIRLISI!


                   TC.                                                                                                                                                                                             OSMANTÜRKOĞUZ                                                     osmanturkoguz@gmail.com                                                                                                                TV.İZMİR;02 Kasım 2016.

                                  HADİ HAYIRLISI!

        “MEHAPE’NİN değişmez ve gelişemez Ebedi ve dahi Ezeli başkanı Bay Devlet Bahçeli yine De ötmüş:

        “İDAM CEZASINA İHTİYAÇ VARSA,FUZULİ KONUŞMAYA GEREK YOK.AKEPE HAZIRSA,MEHAPE DÜNDEN RAZI?!”

        Abdullah Öcalan’ı ,USA idam edilmemek koşuluyla Bülent Ecevit hükümetine teslim etmişti.İdam cezası alan Çocuk Katili’nin cezası infaz edilmemiş,2004 yılında da idam cezası,AKEPE HÜKÜMETİNCE,AMERİKANIN VEBATININ EMİRLERİNE UYULARAK KALDIRILMIŞTIR.Sayın Bay Stepne,siz hükümet ortağı olarak neden idam cezasını uygulamadınız?Amerika kızar diye mi  korkmuştunuz?!1984’ten beri de ülkemizde idam cezası ?uygulanmamaktadır.1920—1984 arasında712 kişi idam edilmişti.Adnan Menderes 43 kişinin idam cezasını Meclise onaylatmıştı…12 Eylül 1980’den sonra da 50 idam cezası onaylanmıştı…23 Aralık 1876 tarihinde yürürlüğe sokulan TEŞKİLAT’I ESASİYE KANUNU,SADRAZAM MİTHAT PAŞATARFINDAN HAZIRLANMIŞTI.Bu kanunun 113’üncü maddesine,Padişahın sürgün cezası verme yetkisi de konuşmuştu!?Bu yetkiyi kullanan Abdülhamit’i Sani de,Mithat Paşayı Fizan’a sürgüne yollayarak,orada boğdurtmuştu…Anayasa aleyhinde medrese mollaları sokak eylemlerine başlayınca,bunların yakalanarak sürgüne gönderilmesi görüşü ağırlık kazanmıştı…Sadrazam Midhat Paşa, sorunu Heyet-i Vükela'ya getirmiştir. Eylemcilerin derhal yargılanmadan derhal sürgün cezasına çarptırılmalarını padişahtan istemiştir.

ikinci Abdülhamit, görünüşte de olsa yargılama önermiştir. Midhat Paşa yargılamamada ısrar etmiş ve istifasını ileri sürmüştür. Namık Kemal ittihat gazetesinde bu ısrarı desteklemiştir. Eylemci muhalifler yargılanmadan çeşitli yerlere sürülmüşlerdir.

Böylece keyfi bir rejime son vermek için anayasalandırma hareketini gerçekleştirmek isteyenler, yargısız cezalandırma isteği ile kendi kendilerine ters düştükleri gibi, zaten bu akıma muhalif bir padişahın ve grubun eline öldürücü bir silah vermişlerdir.

Bu affedilmez hatadan karşı taraf ustaca yararlanmasını bilecektir: İkinci Abdülhamit’in son anda tasarının sıkıyönetimle (idare-i örfiye) ilgili 113. maddesine ekledikleri fıkra ile bu tür fiili durumu anayasa ilkesi haline getirmişlerdir.

İki aylık yoğun ve sert tartışma savaşı sonunda, tasarı, padişahın benimsemesiyle kanunlaşmış ve 23 Aralık 1876 günü ilan edilerek yürürlüğe girmiştir…”Başvekil Adnan Menderes te,”ÖN TEDBİRLER YASASINI ÇIKARTARAK, UYGULAMAYA KOYMASI SONUCU,TCK MADDE:146’DAN ASILMIŞTI…

        “Anayasayı ihlal suçu 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda 146’ıncı maddesinde düzenlemekteydi. Hüküm şu şekildeydi: “Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye Kanununun tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül etmiş olan Büyük Millet Meclisini iskata veya vazifesini yapmaktan men’e cebren teşebbüs edenler, ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına mahkûm olur. 65 inci maddede gösterilen şekil ve suretlerle gerek yalnızca gerek bir kaç kişi ile birlikte kavli veya tahriri veya fiili fesat çıkararak veya meydan ve sokaklarda ve nasın toplandığı mahallerde nutuk irat veyahut yafta talik veya neşriyat icra ederek bu cürümleri işlemeğe teşvik edenler hakkında, yapılan fesat teşebbüs derecesinde kalsa dahi ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası hükmolunur. (Ek fıkra: 06.07.1960 - 15/1 md.) Birinci fıkrada yazılı suça ikinci fıkrada gösterilen- den gayri surette iştirak eden fer’i şerikler hakkında beş seneden on beş seneye kadar ağır hapis ve amme hizmetlerinden müebbeden memnuiyet cezası hükmolunur.” Görüldüğü 5237 sayılı TCK. 765 sayılı TCK.’DAN farklı olarak tek bir maddede birden fazla suçu düzenlemek yerine, yasama organına karşı ve hükümete karşı suçları Anayasayı ihlal suçundan ayırarak ayrı maddelerde düzenlemiştir...”Şu işe bir bakalım:Birinci Selim,İran Şahı Şah İsmail’e karşı düzenlediği sefer yolunun zorluğundan bıkan Yeniçeriler,bir gece Selimin çadırını kurşunlamışlardı.Çaldıran zaferinden sonra,İstanbul’a dönen Birinci Selim,Yeniçerileri Kazasker Cafer Çelebinin kışkırttığını da öğrenmişti.Şah İsmail esir tutulan karısı Benli Hatunu almak için İstanbul’a  gönderdiği iki elçisini nikâh şahidi yaparak,Benli Hatunu Cafer Çelebiye evlendirmişti…Ertesi günü yapılan divan toplantısında Cafer Çelebi’ye sormuştu:”Padişahın kullarını,Padişaha karşı Hurucalessultan eylemine teşvik edenlere ne gerek?!Hiç bir şeyden şüphelenmeyen Cafer Çelebi:”Gerçeği Allah bilir amma boynunu vurmak gerek?!”Der,demez,Tahtından ayağa fırlayan Birinci Selim,hiddetle bağırır:”Kendi Fetvanı kendin  verdin,bre Cellatbaşı tiz boynunu vurasız?!Fermanını verir…Türkiye Cumhuriyetini yıkmak isteyenler de kendi fermanlarını kendileri vermiş olmasınlar?!”FİİLİ DURUM VAR?!”DEMEKLE,ANAYASAYI İHLALSUÇUNU İTİRAF ETMİŞ OLDULAR?!ÖNLERİ DÜĞMELİ,YANDAN CEBLİ CÜBBELERİ BULUNAN KADILAR NERELERDESİNİZ?ÇAY BİÇME MEVSİMİ HÂL BİTMEDİ Mİ?!

İzleyiciler

Blog Arşivi