23 Temmuz 2011 Cumartesi

416-TERÖR POLİSE EMANETMİŞ!

                                                                      
OSMAN TÜRKOĞUZ                                                                                                                                  osmanturkoguz@hotmail.com
 Çeşmealtı;23 Temmuz 2011.

                        TERÖR POLİSE EMANETMİŞ!
            Son günlerde, tüm satılık kalemler aynı konuyu işlemektedir:”Terör Polise emanet edilmeli!”;bu aşamada asker çekilmeli!”
            Rahmetli Hasan Saka Başbakan iken Karadenizlilerden bir telgraf almıştı:”ÇEKİL!”Ol mübarek Adam hemen cevabı telgrafı yetiştirmişti:
            “Çekildim,82 kilo geldim!”
            TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ, onca savaş malzemesiyle, tankı, topu, helikopteri ve uçakları ile ve tüm alana yayılmış Jandarması ile çekilecekmiş!Alanı mobil polis güçlerine bırakacakmış!hadi canım sende!Kiralık ve vicdansız kalemler!Biz ne demek istediğinizi biliyoruz:Bu işi polis te başaramazsa, o zaman yerel kolluk güçlerine yani pkk’ya bırakalım:Gördünüz mü biz her yolu denedik!OLMAD!
            Ya da Türk Silahlı Kuvvetlerinin tüm savaş donanımlarını polise bırakalım! Yani alternatif bir silahlı güç kurarak ordumuzu tamamen dumura uğratalım!
            Ey! Meydan kahramanları; Vatan Hainlerimiz “demokratik bağımsızlık” ilan ettiler! Ne yapabildiniz? Bu felaketi unutturmak için Kıbrıs’ta atılan hamasi nutuklara inananlarınız inanır.
            Sizler,evet sizler,herkesi kör,aptal ve sersem sanan sizler!Ölü sandığınız bu toplumun, bir gün mutlaka yakanıza sarılacağını unutmamalısınız.PS:Polisimiz terörü üstlenirse hayali masallarla tutuklanacakların evlerine kimler baskın düzenleyecek!gencecik teğmenlerin cep telefonlarına kimler iftiralar yükleyecek?
           

415-DEVLETLERİN HABERALMA KURULUŞLARI

                                                                                                                                                                     

                        OSMAN TÜRKOĞUZ
                        osmanturkoguz@hotmail.com
                        Çeşmealtı;19/22 Temmuz 2011.

                        DEVLETLERİN HABERALMA KURULUŞLARI!
                                                    Teşkilat’ı Mahsusa,
                                                            MAH(MEH),
                                               Milli İstihbarat Teşkilatı(MİT).
                                   “Söylesem—Yazsam—tesiri yok/Sussam gönlüm razı değil!”
                                   “Selam verdim rüşvet değildir Diye almadılar!” Hüküm gösterdim faidesizdir diye mültefit olmadılar!”(Mehmet bin Süleyman) 1483 Kerbela-1556 Bağdat, Fuzûli.
“Dalkavukluğun sağladığı çıkar, dürüstlüğün karşıladığı faydadan daha fazla olursa, o ülke batar.”
                       Charles-.Louis de Secondat Baron de la Bréde et de Montesguieu(1689-1755)
“İstihbaratta gaye doğru haber almak ve devleti bir sürpriz karşısında bırakmamaktır.”                                                                                   İLK M.E. H.Başkanı Rahmetli Şükrü Âli Ögel.
“Kendi ordusuna katlanamayan uluslar, başka ulusların ordusuna katlanmak zorundadır.”Puplio Cassio Canalio(MÖ.55-MS117)
                                  
            Haberalma Teşkilatı bulunmayan devletler, kör ve sağır olarak, imzasız mektuplar ve ispiyonlarla ve el yordamı ile yönetilmeye çalışır ve hemen de yıkılırlar. Haberalma Teşkilatları bir siyasi partinin, bir zümrenin ve bir kişinin eline geçen devletlerde siyasi işler dumura uğrar, toplum tek fikre yönlendirilir ve dağılır. Günümüzde Abdülhamit Han olarak onurla anılan İkinci Abdülhamit’in sarayının tütüncü başısına bağlı bir İspiyonlar örgütü vardı. Daha sonraları; Margaret adlı bir İngiliz dansözü ile evlendiği için, Margaret Fehim Paşa adını alan bir soytarı bu örgütün başına geçerek yapmadığı kepazelikler bırakmadığı için Bursa’da linç edilmişti. Osmanlı devletinde köklü ve sürekli bir haber alma örgütü olmamıştır.Fatih Sultan Mehmet’in tüccarlardan kurulu bir haber alma örgütü olduğunu biliyoruz.Venediklilerin çalışanlardan başkasına kapalı olan tersanelerinin Osmanlı ajanlarınca yakıldığını da bilmekteyiz.
            Ünlü Hun İmparatoru Atilla’nın Bizans sarayında çok güçlü bir haber alma örgütü olduğunu da biliyoruz. Bizans elçiler heyetine at üzerindeyken yaptırmış olduğu iki buçuk saatlik bir tören sırasında yaptığı konuşma!
            Büyük Selçuklu sarayında da 100 ajan olduğu yazılmaktadır.
            Türk devletlerinde ilk istihbarat örgütünü M.S.680 yılında Kutluk Kağan’ın kurduğuna dair tarihimizde notlar bulunmaktadır. İç ve dış haber alma ile düşmanlara sabotaj ve suikastlara yönelik bir örgüt olan bu gizli örgütün adının “BÖRÜ BUDUN” olduğunu da bilmekteyiz.
            Bendeniz Rusya’nın, Amerika’nın ve İsrail’in haber alma örgütlerinden örnekler verdikten sonra kendi devletimizin haber alma örgütlerini anlatmak istiyorum.
            Fransa’da Dördüncü Henry zamanında silahlı gençlerden oluşan bir güvenlik kuruluşu oluşturulmuş, bunun adına da “Gens d’armes”—Silahlı gençler denilmiştir.Buradan Gendarmerie ve Jandarma kelimeleri meydana çıkmıştır.Rusya’da Korkunç İvan dönemine kadar uzanana eli kanlı bir jandarma örgütünün varlığını biliyoruz.Bu örgütün kanlı namını unutturmak için,bir demiryolu memurunun önerisi üzerine daha korkunç bir örgüt olan OHRANA kurulmuştur.Mavi üniformalı,yargıçları ve savcıları olan askeri rütbelere eş rütbeleri bulunan bu örgüt te  Polonyalı Djerzinski’in önerisi üzerine dağıtılarak  sıra ile:
            20,Aralık 1917 tarihinde 20 memurla ÇEKA örgütü kurulmuştur. Zamanla bu örgütün mevcudu 200.000 kişiye ulaşmıştır. Yaptığı mezalimlerle adını kirleten bu örgüt,1922 senesinde GPU, 1924 senesinde OGPU ve 1934 senesinde de NKVD adını almıştır. Bu örgütler sayesinde milyonlarca insan öldürülmüş ya da GULAG takım adalarına sürülmüştür. NKVD’NİN-Devlet Güvenlik Başmüdürlüğü-- günde 600-700 kişi tutukladığı açıklanmıştır. En kanlı örgüt yöneticileri Djerzinski ve Lavrenti Pavloviç Beria’dır. Djerzinski,okuması için yeni tutuklanmış olan 1500 eski Yoldaşın isim listesini Viladimir Lenin’e verir.V.Lenin okuduğu listenin altını kırmızı kalemle parafe eder.Ertesi sabah,Viladimir Lenin’in huzuruna çıkan Djerzinski:Sonunda da Djerzinski kurşuna dizilir.
            “Sayın Lenin Yoldaş, dün okumuş olduğunuz listedeki 1500 kişi yargılanarak, suçlarını itiraf ettiklerinden kurşuna dizilmişlerdir!” Tekmilini verdiğinde V.Lenin küçük dilini yutar ve:
            “Ben, okuduğumu belirtmek için listenin altını parafe etmiştim’” Der.
            Lavrenti P. Beria’nın çalışması ile 1937 ve 1938 temizliğinde 3 Mareşal,13 Orgeneral 57 Korgeneral ve 157 General ile 208 Amiral ve 30.000 subay kurşuna dizilmiştir. Lavrenti P.Beria, Çarlık ordusunun Albay üniformasıyla Paris’te Champe Elize’de, kaçak Çar subayları ile karşı ihtilali planlıyor görüntüsü altında Jozef Stalin’e istihbarat hazırlar. Hitlerin Ünlü ABWER HABER alma Başkanı Amiral Wilhelm Canaris; konuk Sovyet Mareşali Taçikevski‘ye bir tuzak hazırlar: Öğle yemeğinin faturasını bir anı olarak saklamak için Mareşal’e imzalattırır. Faturanın yazısı silinir ve 10.000 Mark karşılığı Zavallı Mareşalin Rus kara talimnamesini sattığı yazılır ve işbu belge Jozef Stalin’e ulaştırılır ve Masum Mareşal kurşuna dizilir. Alman Genelkurmayının en çok korktuğu Mareşal’in ortadan kaldırılmasına sağlayan Abwer Başkanı Amiral Wilhelm Canaris te, Adolf Hitler tarafından bir villa ile ödüllendirilmiştir. Aynı akıbet ABWER Başkanı Amiral Wilhelm Canaris’in de başına gelir: Adolf Hitlere suikast nedeniyle o da kurşuna dizilir.
            Ünlü İngiliz istihbaratçısı Kim Philby’nin, Kraliçe İkinci Elizabeth’in sanat danışmanının ve ünlü iki İngiliz diplomatının KGB ajanı oldukları ortaya çıkartılmıştır.
            06 Kasım 1991 günündeki ihtilal girişiminde KGB Başkanı –Devlet Güvenlik Komutanı--General Vadim Bakatin’in parmağı olduğu kanıtlanınca KGB lağvedilerek yerine FSB kurulmuştur. Bugün; Beyaz Rusya’da gizli servisin adı hâlâ KGB’DİR. Polibüro üyesi olan Haydar Aliyev KGB başkanı olarak ta Sovyet Cumhuriyetler Birliğine hizmet etmiştir. Rahmetli Ebulfiraz Elçibeyin hazırına konmuş ve milliyetçi kesilmiştir!
            CİA—Merkezi İstihbarat Teşkilatı—
            1945 senesinde; Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Harry Truman tarafından kurulmuştur. Merkezi Virginia’da Langley’dedir. Dört bölümden oluşan dünyamızın Müslüman ülkelerinin ve geri kalmış madence zengin ülkelerin ve üniter devletlerin baş belasıdır. Dört bölümden oluşmaktadır:
            1-İstihbarat Müdürlüğü,
            2-Harekât Müdürlüğü,
            3-Bilim ve Teknoloji Müdürlüğü,
            4-Yönetim Müdürlüğü.
            Komşumuz İran Parlamentosu,30 Eylül 2007 tarihinde CİA’YI terör örgütü olarak kabul ve ilan etmiştir.
            Emekli Deniz Kurmay Albayı Sayın Vural Vural, Türkiyede 3500 CİA Ajanı olduğunu ilan etmesinden sonra MİT te aynı sayıda ajan olduğunu doğrulamıştı.
            CİA=MAFİA+Üniter VE AZ GELİŞMİŞ devletlerde karmaşa+Dış soygun ve dünya uluslarını aldatmadır= Uluslar arası mafyadır.
            MOSSAD: İsrail’in dünyanın en büyük ve en güçlü gizli istihbarat, sabotaj ve suikast örgütüdür. Çok üstün elektronik dinleme sistemlerine sahiptir, acımasız ve eli kanlı bir gizli örgüttür. Ayrıca özel bir yazıda incelenmeye değer. Sin-Bed=Simbad=  İsrail’in gizli Karşı casusluk örgütüdür.
                                   TEŞKİLAT’I MAHSUSA
                        İlgi: 1-Tarihe Benden Notlar, Eşref Sencer Kuşçubaşı,
                               2-Teşkilatı Mahsusa, Abdullah Muradoğlu, Yeni Şafak, yazı dizisi,14/23 Kasım 2005.
                               3-İki Devrin Perde Arkası, Emekli Süvari Alb. Hüsamettin Ertürk. Teşkilatı Mahsusa’nın son başkanı.
                               4-Ben de yazdım, Celal Bayar.
                              5-Haber’de Türk Cengi, Eşref Sencer Kuşçubaşı                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                          
            Enver Paşa tarafından kurulmuş, İttihat ve Terakki Fırkasının gizli örgütüdür.1911 tarihinde kurulmuş;05 Ağustos 1914 tarihinden sonra da Harbiye Nezaretine bağlanmıştır. Tahsisat’ı Mestureden—Örtülü ödenekten—beslenmiş,”Umur’u Şarkiye Dairesi” adı altında faaliyet göstermiştir.30.000 üyeye sahip, Pantürkizm ve Panturanizm ilkelerini bağdaştırmak amacına yönelik girişimlerde bulunmuştur. İç ve dış İstihbarat, sabotaj, suikast, karşı propaganda ve casusluğu önleme görevlerini üslenmiştir. Bükreş’te iki İngiliz kardeşe karşı yapılan suikast girişimi ve İzmir’de Yunanlılara açılan ateş Teşkilat’ı Mahsusa’nın elemanı Rahmetli Hasan Tahsin—Osman Nevres—tarafından gerçekleştirilmiştir. Balkan Savaşından sonra; Doğu Rumeli’nde kurulan Türk cumhuriyeti de Teşkilatı Mahsusa’nın eseridir. Hizmetinde her mesleğe mensup aydınlar çalışmıştır. Mehmet Akif Ersoy da Teşkilatı Mahsusa’da görev almıştır. İlk Teşkilat başkanı Kurmay Binbaşı Süleyman Askeri Bey;12-14 Nisan 1915 tarihinde Irak’ta Şuaybe’de İngilizlere yenildiği için intihar etmiştir. Yerine Anadili gibi Arapça bilen ve Arabistan sorumlusu Jandarma Yüzbaşısı Eşref Sencer Kuşçubaşı getirilmiştir. Kardeşi Hacı Sami Kuşçubaşı da Enver Paşanın yaveri olup, Gazi Mustafa Kemal’e suikast için geldiği Bozdoğan’da yakalanarak beş arkadaşı ile birlikte idam edilmiştir. Kuşçubaşı Eşref Yüzelliliklerden olup, afla ülkemize dönerek 1962 senesinde Söke’deki çiftliğinde ölmüştür. Teşkilatı Mahsusa’nın arşivinin bir bölümünün onun nezdinde olduğun sanıyorum.
            Teşkilatı Mahsus’a 08 Ekim 1918 tarihinde lağvedilmiştir.
            Mirliva Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya geçmesinden sonra Sayısız Kahramanlarımız tarafından gizli örgütler kurulmuş, İstanbul şehri, mahallelerine varana kadar vatanımızı kurtarmak için örgütlenmiştir. Mustafa Kemal’in Çanakkale’de yanında askerlik yapan Cambaz Mehmet Bey; İstanbul’da 50.000 kişiyi Ulusal Mücadelemize hizmet etmek üzere silahlı olarak örgütlemiştir.İstiklal Madalyası ile  onurlandırılan bu Kahramanımız kendisine bağlanmış olan maaşını da almak istememiştir.İtilaf devletleri İşgal Kuvvetleri Komutanı İngiliz Korgenerali Harrington’un makam otomobilini,şoförünü ve iki korumasını boğarak Kasımpaşa üzerinden kaçırıp,Ilgın’da  Başkomutan Gazi Mustafa Kemal’e teslim etmiştir.Mareşal Gazi Mustafa Kemal’in Mareşal Fevzi Çakmakla beraber İzmir’e girerken bindiği araba bu arabadır.Mütareke döneminde İstanbul’da kurulmuş olan gizli teşkilatlarımızın mühürlerinin fotokopilerini de yazıma ekleyeceğim.
                                           MEH-                   MAH                                                                                                                                                                                                         -
                        MİLLİ EMNİYET HİZMETLERİ.
                        MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI
                                        (MİT)
İLGİ:1-Milli İstihbarat Teşkilatı Tarihçesi, MİT Yayını.-
                             2-İki Devrin Perde Arkası, E.SV. Albayı Hüsamettin Ertürk,
                             3-Milli Emniyet Hizmeti Nasıl Kuruldu, ilk Milli Emniyet Başkanı Emekli Kurmay Yarbay, Şükrü Âli Ögel. Türk Kültürü sayı128,Haziran 1973.
                             4-MİT’İN GİZLİ TARİHİ, Tuncay Özkan.
                             5-Kalbimi Vatanıma Gömün, Ergun Hiçyılmaz.
                             6-Tarihin Gözü Kara kadın Ajanları, Ergun Hiçyılmaz.
            Birinci Dünya Savaşından yenik çıkan Alman İmparatorluğu         Haberalma başkanı Polonya asıllı Albay Walther Nicolai(1873-1934),emrindeki ajanları dünyanın her tarafına dağıtmıştı. Bir deniz subayı İsviçre’ye giderek saatçilik öğrendikten sonra İsviçre vatandaşı olarak İngiltere’ye Scapa Flawa gelip yerleşmişti. Saatçilik ile uğraşan ve balık avına meraklı bu şahıs usta bir Alman ajanıydı. Körfezi kapatan ağların tamiri için yaptığı başvuru üzerine eski ağlar toplatılarak tamire gönderilmişti. Bu fırsattan yararlanan Alman Deniz Kuvvetleri U47 kaptanı Yüzbaşı Günther Prien’i Scapa Flawa baskın için görevlendirmişti. Balık avı bahanesi ile körfezin girişinde bekleyen Alman ajanı saatçi denizaltıya alınarak limanda yatmakta olan 180.000 tonluk Oak Royal Zırhlısı torpillenerek batırılmıştı. Saatçi dükkânının kapalı olmasından şüphelenen İngilizler, büyük bir saatin içinde telsiz cihazı bulmuşlardı.
            İşte bu Alman Albayı Walther Nicolai, yeni Türk istihbarat servisinin kuruluşunda Türkiye Cumhuriyetine yardım etmekle görevlendirilmişti.
            Teşkilatı Mahsus’a dağıtıldıktan sonra devletimiz bir istihbarat servisinden yoksun kalmıştı. Mütarekeden sonra bazı gruplar oluşmuştu. Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal’e suikast girişi, Şeyh Sait ve ondan önce de Nasturi ayaklanması gizli bir istihbarat servisi ihtiyacını ortaya koymuştu. Şimdi, Milli Emniyetin ilk başkanının yayımlanmış anılarına bir göz atalım:
            “MİLLİ EMNİYET HİZMETİ NASIL KURULDU?”
                                                                  Şükrü Âli Ögel
            “Sene 1926.Harp Akademisinde Harp Tarihi hocasıyım.3’üncüsınıf talebesiyle, Haziran başında Çatalca mıntıkasında Erkânı Harbiye seyahatinde iken;Çatalca Müstahkem mevki Kumandanlığı vasıtası ile Erkânı Harbiye Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak’tan bir emir aldım.Bu emre göre bir heyet  halinde(Erkânı Hrp zabiti Hüseyin Rahmi Apak,Hasan Reşit Tankut,Kemal Güçsav,Hariciyeden adını şimdi hatırlayamadığım yüksek bir memur ve ben) Almanya’ya gideceğiz.1’inci Cihan harbinde Almanya’nın  muvaffak İstihbarat Şefi Albay Nikolai ile orada buluşacağız.Bir kurs göreceğiz.Seyahat bir ay kadar sürecek.Almanya’ya gidişimizde Nikolai bizi hudutta karşıladı.Orada ve memlekette bir hayli çalışarak ,Almanya’da öğrendiklerimize göre bir Milli Emniyet Hizmeti kurduk.25 Aralık 1926’da bu hizmetin başkanlığına tayinim Reisicumhurunu tastikinden çıktı.Hizmet,Nikolai’nin tavsiyesi ile doğrudan doğruya Başvekâlete bağlı idi.Nikolai’ye göre Reisicumhurdan sonra gelen en kuvvetli makama bağlı olmalıydı.
            Adının belirtildiği gibi bu hizmet, devletin emniyetini sağlamakla mükellefti: tehlikeleri haber verip zamanında tedbir alınmasını sağlamak, memleketin iç ve dışındaki zararlı faaliyeti tesbit ve hükümetlerin uyanık bulunmasını temin etmek. Birçok kimsenin kanaati hilafına olarak, memleketin menfaati aleyhinde çalışanların faaliyetini takipten başka, ne iç işlerle ne iç politika ile asla meşgul olmuyorduk.
Çalışmalarımız tabiatıyla daha çok dş işlere yönelmişti. Az zaman içinde muvaffak olmaya başladık. Birçok meselede Hükümete yardımcı olduk. Demiryolu, Tramvay, tünel, elektrik, fenerler, telefon gibi yabancıların elinde olan işletmelerin millileştirilmesinin ve borçlar meselesinin hallinin, menfaarlerimize en uygun şekilde cereyan etmesini sağladık.
            Memleketimize gelen ve Atatürk’ü ziyaret eden tanınmış bir diplomatın Atatürk’le konuşmalarından edindiği kanaati Atatürk’e ulaştırdığımız zaman Atatürk çok mütehassıs olmuş ve başvekil’e yazdığı bir yazıda “Teşkilatımızın bu kadar kati olarak buluşunu takdir ederim” demişti.
            7Temmuz 1941’e kadar hizmetin başkanlığında bulundum. İnönü, Celal Bayar ve Refik saydam ile başvekilliklerinde çalıştım. İlk ikisinden daima yardım ve takdir gördüm. Refik Saydam’a gelince devamlı müşkülatla karşılaştım. Kendiişleriyle ve politika ile bizi uğraştırmak istedi. Bizim ise gayemiz başka iidi. Onun kaprislerine boyun eğmedik ve nihayet 7 Temmuz 1941’de kendimi prensiplerim uğruna istifa etmeye mecbur hissettim.
            Çalışmalarımız hakkında açıklamasında mahsur olmayan iki örnek verelim:
            Hatay meselesi: Hariciyemiz, Fransızlarla bu meseleyi konuşuyordu. Müzakereler çok çetin gidiyordu. Bir gün Paris’ten mevsuk bir haber aldık.Fransa hariciyesi Ankara’daki heyetine şöyle bir emir veriyordu:Türkler davalarında Laskiye ile Halep’in hemen kuzeyinden çizilecek bir hattın kuzeyinde kalırlarsa onlarla uyuşabiliriz.Davaları bu hattın güneyine geçiyorsa silahlı bir ihtilaftan kaçınmak mümkün olmayacaktır.Paris’ten aldığımız bu mevsuk haberden sonra müzakereler müspet bir yol aldı ve mesele kısa bir zamanda ,herkesin bildiği bu şekilde halledildi.
            Atatürk, Mısır sefiri Hamza Bey’in fes meselesine çok üzülmüştü. Bir balo gecesinde Ankara Palas’ta Hamza bey’in fesini başından aldırmış,bunun üzerine İngiliz Sefiri de Hamza bey ile beraber baloyu terk etmişti.Hamza bey’in fesi siyasi bir hal almıştı.Meselenin en had devresinde yine Kahire’den mevsuk bir haber aldık.Mısır hükümeti bu işi siyasi bir mesele yapmayacak,sefir Ankara’dan başka bir yere nakledilecek,onun yerine diğer bir sefir gönderilecekti.Başbakan İnönü’nün tavsiyesi ile haberi Atatürk’e götürdük.Hasta yatıyordu.Haberi okuyunca yatağından doğruldu ve Başyaver Celal Bey’i çağırarak ara vermiş olduğu akşam sofrasının o gece de kurulmasını istedi.
            Atatürk’ün akşam sofraları ekseriya bir konferans şeklinde geçerdi. O gece sofrada bana bir sual sordu:                                                                                   ”İstihbaratın gayesi nedir?”
            Cevap verdim:
            “İstihbaratta gaye, doğru haber almak ve devleti bir sürpriz karşısında bırakmamaktır!”
            Başkanlığında 15 yıl kaldığım Milli Emniyet hizmeti; devleti iç ve dışta bir sürpriz karşısında bırakmamıştır. Bunla iftihar etmek hakkımızdır.”
                                   Türk Kültürü, Sayı:128(Haziran1973)s,605-606.
             Gizli İstihbarat örgütümüzün kuruluşuna dair bakanlar kurulu kararının ve ilk Milli Emniyet Hizmetleri Başkanının tayininin fotokopilerinin yansıra; Milli Emniyetin kullanmış olduğu rumuzların ve İstanbul’da vatanseverlerce kurulmuş olan gizli grupların mühürlerinin fotokopilerinin yansıra Mustafa Kemal Paşayı öldürmek için Ankara’ya gönderilen Hint asıllı casus Mustafa Sagir’in idam kararının fotokopisini yazıma ekleyeceğim.
            İkinci Dünya Savaşının en büyük casusluk olayının faili Elyasa/İlyasBazna 1904 yılında Priştina’da doğmuş bir Türk’tür. Kendisine Çiçero adını Almanya’nın Ankara Büyük Elçisi Emekli Binbaşı ve Weimar Cumhuriyeti başbakanı Franz Von Papen takmıştır.-Mit’in Tarihi, s.51.
            Bir Türk subayının baldızı olan Emine Adalet Hanım, Hitlerin karargâhında görevli bir Alman subayı ile evlenerek Pee soyadını almıştır. Bir Amerikan bombardımanında eşinin ölmesi üzerine ülkemize dönerek ünlü bir dansöz olmuştur. Almanların Belgrad’ı bombalayacağı haberini Milli Emniyete haber vermiştir. Amerikalıların,böyle bir bombardıman olayına derhal mukabele edeceklerini bildirmeleri üzerine Almanları bu fikirlerinden vazgeçmişlerdir.
            15.000Alman paraşütçüsünün Ankara’yı basarak Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü kaçıracağı haberi de ,Alman Genelkurmayında görevli bir Alman Binbaşısı tarafından Milli Emniyetimize ulaştırılmıştır.
            Ünlü Alman Generali Hans Guderian, anılarında:
            “Polonya-Rusya ara hattındaki nehri geçmek üzere tüm hazırlıklarımızı yapmıştık. Etrafta hiçbir ışık yoktu. Yalınız, nehrin kenarına üç gün önce gelmiş olan bir Türk’ün eninde ışık vardı!” Diye yazmaktadır.
            Rahmetli Kemal Vardar; malulen emekli bir süvari yüzbaşısının İstanbul Hukuk fakültesinde okuyan oğludur. Bir gün, Beyazıt’ta bir bankta otururken, babasının Manastırdan arkadaşı İstanbul Emniyet müdürü Süvari albayı ile karşılaşır. Hoş, beşten sonra İstanbul Emniyet müdürlüğüne giderek Asayiş şubesine polis memuru olarak atanır. Görevi; Sadrazam Damat Ferit Paşa’nın sır kâtibinin Amerikan Kolejinde okumakta olan dünyalar güzeli kızını tavlayarak istihbarat hizmeti için ondan yararlanmak. Bir kaç başarısız deneyimden sonra o güzelim kızla bağlantı kurmayı başarırı. Babasının çöp sepetine attığı müsvette yazılardan sonra, O akıllı Kız durumu anlar ve gerçek belgeleri Kemaline getirir. Kemal Bey, aniden Anadolu’ya geçer. Vereme yakalanmış olan bu dünyalar güzeli kızımız, elleriyle işlediği Türk Bayrağını Kemalinin babasının Aksaray’daki mütevazı evine bırakır. Ulusal Kurtuluş Savaşı sona ermeden de maalesef vefat eder.
            Franz Von Papen; çok yetenekli bir emekli piyade binbaşısıdır. Birinci Dünya savaşı sıralarında Washington’daki Alman Büyük Elçiliğinde ataşe olarak bir çok gemilere sabotajlar düzenletmiştir. Sonra, Weimar Cumhuriyetinde de başbakan olarak görev almıştır. İkinci Dünya Savaşı sırasında da Ankara’da Alman Büyük Elçisi olarak görevlendirilmiştir. Almanya lehine ve müttefikler ve özellikle de Sovyetler aleyhindeki çalışmaları Sovyetlerde büyük kaygılar uyandırmıştır. Ankara’da ve Bağdat’ta ziyafet sofralarında 3.000.000 Doları peçetelerin altına koydurtarak dağıtmış olduğu söylenmekteydi.24 Şubat 1942 günü; Ankara’da ve İtalyan Büyük Elçiliği civarında uğramış olduğu bombalı saldırıdan kendisi ve eşi yara almadan kurtulmuştur. Telefunken marka radyonun içine yerleştirilmiş olan Alman yapımı bomba, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde okumakta olan suikastçı Yugoslav göçmeni Türk gencinin elinde patlamıştır. Delil olarak bir ayakkabı ökçesi ve Belçika yapımı bir tabancanın kabzası kalmıştı. Türk Milli Emniyeti olayı 24 saatte çözmüştü. Suikastı İstanbul Rus Konsolosluğunda arşiv memuru olarak görevli gözüken Pavlov ile bir başka Rus ve Ömer Tokat düzenlemişti. İki tabur piyade askeri Rus konsolosluğunu ablukaya alarak Pavlov’u ele geçirmişti. Firar eden diğer Rus ise, Kayseri’de trenden indirilerek yakalanmış ve Ankara Ağır ceza Mahkemesinde 20’şer sene hapse hüküm giymişlerdi. Almanya ile Türkiye’nin siyasi gerginliği nedeniyle mahkûmlar 08 Ağustos 1944’te Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından serbest bırakılmışlardır.
            Bu casusluk olayının avukatların Merhum Necati Yaşmut’un Alman toplumu için bir öngörüsünü günümüzde yaşamakta olduğumuza dikkatinizi çekmek isterim:
            “Lâyık olmadıkları üçüncü sınıf bir vagonun basamaklarında seyahat etmekten şikâyetçi olmayan toplumların yaşamaya da hakları yoktur!”
            Milli Emniyet’te ve MİT’TE asker kökenli başkanlar devri sona erdirilmiştir. Sıra ile:
            1*Şükrü ÂLİ ÖGEL,
            2*Mehmet Naci Perkel,
            3*Behçet Türkmen,
            4*Emin Çobanoğlu,
            5*Hüseyin Avni Göktürk! İstanbul Hukuk Fakültesinin 1927 mezunu. Milli Emniyet Hizmetleri başkanlığına getirilmiş bir sivil kökenli. Londra uçak kazasında ölen Anadolu Ajansı Genel Müdürü Şerif Arzık’ın kendisinden iş isteyen eşi Nimet Arzık’a makamında sulandığı işin kepaze olan bir mitçimizdir!
            6*Ahmet Salih Korur, Tapu sicil memuriyeti,1935’te Ankara Hukuk fakültesi ve sürekli Başbakanlık Müsteşarlığı,iki defa kısa süreli Milli Emniyet Hizmetleri başmüfettişliği.
            7*Ahmet Celâlettin Karasapan, Paris siyasal Bilgiler okulu ile Sosyal Bilimler okulu Gazetecilik bölümü mezunu.Fransızça,İngilizce ve İtalyanca bilir.
            8*Ziya Selışık,asker kökenli.-İki defa-
            9*Naci Aşkun, asker kökenli.
            10*Mehmet Fuat Doğu, asker kökenli. Kurmay Albay rütbesi ile MAH başkanlığına atanmış.1960 tarihinde ikinci defa MİT Müsteşarlığına atanmıştır.
            22 Temmuz 1966 tarih ve 644 sayılı yasa ile Milli İstihbarat teşkilatı(MİT) kurulmuştur. MİT dönemi Mit Müsteşarlarımız:
            1*Avni Kotran,
            2*Mehmet Fuat Doğu,*
            3*Nurettin Ersin,*
            4*Bülent Türker*,
            5*Bahattin Özülker,
            6*Bülent Türker,*
            7*Hamza Görgüç,*
            8*Adnan Ersöz,*
            9*Bülent Türker,*
            10*Burhanettin Bigalı,*
            11*Hayri Ündül,*
            12*Teoman Koman*,
            13*Sönmez Köksal,
            14*Şenkal Atasagun,
            15*Emre Tamer,
            16*Hakan Fidan, Astsubay Başçavuş rütbesi ile TSK’DAN emekli olduktan sonra; Amerika’da bir fakülte bitirmiştir. Bonanza Çiftliğindeki Firari Fethullah Gülenin sağ kolu ve en mutemet adamı ağabeysidir. HADİ hayırlısı.

            Şenkal Atasagun ile Çerkez kökenli ve Amerika’ya yerleşmiş bulunana Mehmet Eymür arasında başlayan meydan savaşı Yeşil org adlı bir sitede tüm şiddeti ile sürdürülmektedir.Bir zamanlar MİT Müsteşar yardımcısı bir Kurmay Albay casusluk suçundan hüküm giymişti.İstanbul’da şifa yurdunda yatmakta olan Eski Ürdün Kralı Tellal’ın KGB tarafından kaçırılması son anda,bir doktorumuzun uyanıklığı sayesinde önlenebilmişti.Dinleme cihazları saltanatında klasik haber alma can çekişir bir hale gelmiştir. İzninizle belgelerimiz:


            

İzleyiciler

Blog Arşivi