TC.
OSMAN TÜRKOĞUZ
Osmanturkoguz@gmail.com
OSMAN TÜRKOĞUZ
İzmir;14 Kasım 2009.
TELEVİZYONLARDAN YALAN VE İFTİRALARI DA
DİNLEYİNİZ, AMA BU YAZIYI DA İKİ DEFA OKUYUNUZ!
MOSKOVA, BERLİN VE SİLİVRİ!
Bu adlarla ünlenmiş olan üç mahkeme,
adaletin meydana çıkartılması için değil, Silahlı Kuvvetlerin tasfiye edilmesi İÇİN kurulmuştur!Yargılama
yaptıkları iddia eden Yargıçlar Kurulu her üçmahkemede de TASFİYE KURULUDUR!
Üst Mahkemeler de Üst Tasfiye kurullarıdır. Bu mahkemelerde masumiyet ileri
sürerek aklanmak istemek, muhakemelerin açılış nedenine aykırıdır. Benim hayret
ettiğim nokta şudur: Türk Silahlı Kuvvetlerinde tarihe mal olmuş bu iki Siyasi
Tasfiye mahkemesinden ders çıkartanın bulunmamış olmasıdır. Başsavcımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğan’ımızın elinde çatma dosyalardan başkaca belge de yoktu.”Ben
bu davanın Başsavcısıyım!”Demek, ben ne emredersem o olacaktır demektir.
İmamdan yönetici olur,imamdan Savcı ve Hâkim olduğu nerede görülmüştür Sayın
Seyircilerimiz ve Dinleyenlerimiz!
03 Kasım 2003’teki Birinci Ordunun
plan tatbikatı dosyansın üzerinde oynanmış, bir Homoseksüel dönmeden de zorla
ifade alınmıştı. Kozmik büronun arattırılması TSK aleyhinde delil bulmak
amacı ile Yapılmıştı.Erdoğan Beyimizin
Yemin ve Kasemini TSK dikkate bile almamıştı.TSK’NIN en güçlü
Atatürkçüleri ve Lider kadrosunun eften,püften iddianameler üzerine tutuklanması,Amerikanın Milli
Hedefler Planının gereğiydi.PKK mücadelesinin en önde gelenlerinin de
tutuklanmaları TSK’YA gözdağı verilmesinin yanı sıra PKK’NIN DA daha etkin
olmasını sağlamaya yönelikti.Çatma iddiaların
dışında,itham edilmemişlerin de tutuklanması Tasfiye anında onların beraat
ettirilerek adil yargılama yapıldığını Halka inandırılmasına yöneliktir.Denizcileriz
Donanmalarıyla Ankara’ya gelerek mi Taklibi Hükümet yapacaklarmış!Dünyada
hiçbir Silahlı Kuvvetler,kendisini oluşturan Dört Güçten tasfiye edilen bu
kadar komutan açıklığını kaldıramaz.Atatürk’ten Korkanlar Partisinin tasfiye
kararı Cumhuriyet Ordusunun tümünü de kapsamaktadır.12 Eylül 1980 ASKER
HAREKÂTI SONUNDA BİR KURUCU İKTİDAR
OLUŞTURULMUŞTUR.28 Şubat Kararı da Başbakanın onaylamış olduğu Milli Güvenlik
Konseyi kararı üzerine yapılmıştır.Bunlar,ellerinden gelebilse,Cumhuriyetimizin
kurulma kararını ve 27 Mayıs 1960 Harekâtını da Tasfiye Kurullarının önüne
getirerek, Horul,Horul uyumakta olan Türk Toplumunun gözünde TSK’YI tamamen
çökerteceklerdi.Bunlar adam olmaz mantığını onaylattırarak,yeni bir askeri
kuruluşu getireceklerdi.Bizim komutanlarımızın ve Aydınlarımızın adaletten söz
etmeleri,hâlâ mı hâlâ uyanmadıklarının göstergeleridir.Tasfiyede adaletin
arandığı neredegörülmüştür! Türkiye
Cumhuriyetinde yükselebilme yolunu da iyice bilmek gerekmektedir: Hiçbir
yeteneği,çalışması ve ülke yararına başarmış olduğu işler olmamasına
karşın;yükselebilme hırsı aklından,vicdanından ve vatanseverliğinden önde
olanlar için en büyük tehlike,vatansever,yetenekli ve çalışkan olarak bir çok
olumlu işlere imza atmış olanlardır.Bu,bir kan davasıdır.Kan davalarında da en
yetenekliler öldürülür.Bu gibi kişiler kendilerine makam ve rütbe verecek
kişilere her türlü köpekliği yaparlar.Bu tasfiye olayında da bu şartı da gözden
uzak tutmamamız gerekmektedir!
Sovyet Rusya’da Mareşal! Papaz Mektebi birinci
sınıfı kaçkını Jozef Stalin, Mayıs 1938 Moskova Mahkemesinde 3 Mareşal,13
Orgeneral 57’si kolordu komutanı olmak üzere 210 General,208 Amiral ve 30.000
subayı kurşuna dizdirerek Rus ordusunu tasfiye ettirmişti.Hemen akabinde
Finlandiya gibi 3.000.00 nüfuslu bir devlete savaş açarak başarı kazanıp Rus
Halkının moralini düzeltme yolunu seçmişlerdi.Savaş umdukları gibi
gelişmemiş,Mareşal Mennerhaym komutasındaki Fin Ordusu Kızılorduyu perişan
etmişti.
20 Temmuz 1944’te Adolf Hitlere
yapılan suikast üzerine Nazi Almanyasının çok sayıdaki güzide komutanı kurşuna dizilmiş;
Mareşal İrving Rommel gibi büyük bir komutan da intihar ettirilmişti.Bu tasfiye
Nazi Almanyasının çökmesini kolaylaştırmıştı.Hep bu cinayetler,yalanlara ve
iftiralara dayalı bir mizansene
göre yapılmıştır.
“Doğru, bir kelimeye sığar; yalan da
klasörlere sığdırılamaz!”
Ostüzü.
“CUMHURİYET’İ restore ediyoruz!”Ahmet
Davutoğlu, Hariciye vekili olup; yenileme sorumlusu.
“Dinsiz, laik Mustafa kemal rejimini
değiştirip, Kuran’a dayalı şeriat devletini kuruyoruz! Halkımız; doya, doya
dinini yaşasın diye! Doç. Sait Bey!
Arapların karnı asırlarca Türkleri soymak, Türk kadın ve kızlarını ve
erkeklerini hayvanlar gibi esir pazarlarında satmakla doydu. Anadolu Türk halkı
açlıktan hayvanlarla beraber otlamaya çıkarken bu aşağılık Osmanlı her sene
Sürre alayları ile Arapları besledi:20.000 ton buğday,200.000 Duka
altını,100.000 kat Çakşır, Cameden, pabuç, Vb. Sürre Eminin atını özengileri
altından, eyer aksamı ibrişimdendi.
“TÜRK MİLLETİNİN KAREKTERİNE EN UYGUN
YÖNETİM ŞEKLİ, CUMHURİYETTİR.
Mustafa Kemal ATATÜRK.
“Dinsiz, laik Kemal Paşa rejimini
yıkarak; Kuran’a dayalı şeriat devletini kurmak için, var gücümle çalışacağıma,
namusum ve şerefim üzerine yemin ve kasem ederim!”RTE.
İnternet’te dolaşan RTE andı.
“Tutturmuşlar LAİKLİK giderse diye; halk
isterse tabi’i ki gidecek KARDEŞİM!”
Sayın RTE’nin İspanya’da kurduğu şato.
Nazi Almanya’sı da Prof. Dr. Papaz
Martin Niemöller’in günlüğünden:” Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım;
çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi
çıkarmadım; çünkü ben sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi
çıkarmadım; çünkü ben Yahudi değildim. Sonra; beni almaya geldiler; benim için
sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.”
İLGİ:1-”Siyasi Partilerin Hâkim ve
Savcıları ” OTO.—Bloğumdalar.
2-“Anayasa’yı
Şeriata Açmak Mümkün mü?” OTO.
3-“Laiklik
Bir yaşam biçimi Olmazmış!”OTO.
4-“Şeriat
Yargısı ve Yargı Şeriatı!” OTO.
5-“Bir
Toplumu ve Tüm İnsanları Kucaklamak!” OTO.
6--“Bireyin
ve Toplumun hafızasını Silmek!” OTO
7-“Vatan
Hainliği Suçları!” OTO
8-“Silahsız
ve Copsuz Militan CUMHURİYET!” OTO
9- “Silahlı Kuvvetlere Müdahale Ulusal
felaketlerin Habercisi midir?” OTO
İsterseniz; önce Almanya’ya uğrayalım.
Hitler iktidarı ele geçirdiğinde, Ünlü Mareşal Hindenburk’u ve O’NUN
Tannanberk’teki kurmay başkanı General Lüdendorf’u da kandırarak, kullanmasını
bilmişti. Önünde; çılgınlığı önleyecek olan toplumsal güçleri, Prof.Dr. Papaz
Martin Niemöller’in veciz ifadesinde anlattığı gibi; yok etmiştir.
Alman Parlamentosu Rayştağ’ı yaktırarak,
suçu da Hollandalı bir akıl hastasının üstüne atmıştır “Uzun Bıçaklar Gecesi’nde de, tüm Yahudi mallarına ve iş
yerlerine el koydurttu ve beğenmediği tüm kitapları da yaktırdı. Yahudi asıllı
Alman Bilginleri, yurt dışına kaçtılar. Bunlardan birisi de Albert Einştayın’dır.
Sıra Alman Silahlı Kuvvetlerini ekarte
etmeye gelmiştir. Daha önce; bir sarhoş Polis komiserine hazırlatmış olduğu
rapora göre; Alman Polisinin üçte ikisini meslekten uzaklaştırmış; yerlerine de
Katil Himlerin SS teşkilatından Nazi gençleri atamıştır. Homoseksüel Yzb.
Ernest Röhm’ü de bir gece baskınında; yatağında yakaladığı şoförü ile
öldürerek,400,000 mevcutlu SA’LARI DA, SS’LERE katmıştır.
Beklediği bir fırsatı yakalayarak; Alman
Genelkurmay Başkanının adını taşıyan bir homoseksüel Emekli Yarbayı tutuklatıp,
Genel Kurmay Başkanını homoseksüel diye ordudan attırmıştı.
Gestapo; Prag da bir bombalı saldırıda
öldürülen azgın bir Nazi subayının emir ve kontrolündeydi. Gestapo; sevilen iki
Generali, güpegündüz, eşleri ile birlikte öldürmüştü.
Almanya-Polonya sınırındaki, bir Alman
kasabasına Polonya ordusunun silah ve teçhizatları ile teçhizatlandırılan
mahkûmları getirterek kurşuna dizdirtmiş; kasabanın radyosundan da, Lehçe;
Alman işgalindeki bir kasabalarının kurtarıldığını ilan ettirmiş; sözde, yetişen
Alman silahlı güçleri işgalci Polonyalıları öldürerek kasabalarını da işgalden
kurtarmıştır! Alman ulusal basını ve yabancı basın bu kasabaya getirilerek,
yerlerde upuzun yatan Polonya işgalcilerinin ölüleri işgale ve tecavüze tanık
olarak gösterilmiştir. Dünyayı kandırmak isteyen Hitler; yerlere tabanca ve LAW
kartuşu gömecek değildi ya! Hem, o zaman bu LAW fişeği de henüz
keşfedilmemişti!
Alman Silahlı Kuvvetlerinin en çok
korktuğu; Sovyet Mareşali Mihail Nikoleyeviç Tuhçevski’-Tukhaçhevski’-nin de,
bir kuru imza ile bizzat Jozef Stalin tarafından kurşuna dizilmesi sağlanmıştı.
Bu işi beceren Alman haberalmasının başı olan Amiral Kanaris te, Hitler
tarafından bir malikâne ile ödüllendirilmiş ve sonunda o da kurşuna
dizilmiştir.
Gelelim Sovyet Rusya tarafına; iç
savaşta; Çar yanlısı Amiral Kolçak’ın yenilmesini sağlayan Çek ordusuna mensup,
50,000 asker; memleketlerine gitmek istedikleri için, ÇEKA tarafından kurşuna
dizilmişti.
Demokrasilerde; iktidarı ele geçirmek
için, çoğulcu ve çoğunlukçu bir anlayışla genel seçimler yapılır. En çok oy
alan siyasi parti, iktidarın sahibi olur. Halktan; hükümeti kurmak için oy
almıştır. Tüm icraatını da Anayasa ve yasaların güvencesi altında, devletin
kurum ve kuruluşlarının hizmeti ile yürütmek zorundadır, NAZİZİM, FAŞİZİM VE
KOMİNİZİM’DE: GENEL SEÇİMLE YA DA DARBE İLE İKTİDAR ELE GEÇİRİLİR:
*Hükümet
kurulur;
*Devletin
tüm kurum ve kuruluşları ele geçirilir,
*Devlet
memurları ayıklanarak, kendi yandaşları, kilit mevkilere ve her kademeye
yerleştirilir,
*Polis
ve gizli polis ele geçirilir,
*Silahlı
kuvvetler TASFİYE EDİLEREK ele geçirilir,
*Yargı
da ele geçirilir. Önce susturulur, sonra pusturulur sonra da yargı o siyasi
partinin bir kolu olur. Yandaş hâkim ve savcılarla tüm suçsuzlar,
suçluluklarını itiraf ederek yok edilir!
Bu nasıl açılımlı Temokrasi! Adını siz koyunuz:
“Başbakan Erdoğan’ın Adana’ya gidişi
vesilesiyle, AKP, devletin tüm kaynaklarını seferber etti. Okullara “karşılama”
afişleri astırıldı, çocuklar mitinge çağrıldı. Okullar gibi camiler de siyasi
propaganda merkezine dönüştürüldü. Eğitim-Sen, bu dayatmaya tepki gösterdi.
Adana’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün ve yarınki ziyaretleri öncesinde devletin tüm kaynakları seferber edildi. AKP hükümeti, Erdoğan’ın kalabalık karşılanması için tüm okul öğrencilerinin görebileceği şekilde afişler astırıldı. Öğretmenlere ise “mitinglere katılım zorunluluğu” getirildi.
İlk olarak AKP Adana İl Başkanı Ziyaeddin Yağcı, Anadolu Ajansı’na (AA) giderek Erdoğan’ın ziyaretini anlattı. AA’nın “Adana Başbakan Erdoğan’ı karşılamaya hazırlanıyor” başlığıyla duyurduğu haberde açılışı yapılacak tesisler anlatıldı.
Başbakan’a Adana halkı adına teşekkür eden İl Başkanı, “Adana’da son zamanlarda ciddi anlamda yatırımlar oldu. Bunların devamı gelecek. Adana’da hamdolsun çok iyi şeyler oluyor” dedi.
Ardından Adana Valiliği harekete geçti. Erdoğan bugün 16.00’da İstasyon Meydan’ında toplu açılış törenine katılacak. Adana Valiliği, Erdoğan’ın gelişini reklam kampanyasına çevirdi. “Adana 1 milyar 30 milyon maliyetli, yedi modern hastaneye birden kavuştu. 1550 yataklı Adana bütünleşmiş sağlık kampüsünün temeli atılıyor. 838 milyon TL’lik 91 kamusal özel sektör yatırımının toplu açlışı yapılıyor. 1398 kentsel dönüşüm konutunun kurası çekiliyor” yazılı afiş hazırlatan Valilik, mitinge çağrı yaptı.
Valiliğin yaptırdığı afiş tüm okullara asıldı. Afiş için öğrencilerin de görebileceği giriş kapısı gibi yerler seçildi.
AKP başta oldukça sırtınız yere gelmez’
Valilik, aynı zamanda okullarda çalışan öğretmenlerin de mitinge katılımını zorunlu tuttu. Aynı uygulama, Erdoğan’ın miting düzenleyeceği ilçelerde de yapıldı. Ceyhan İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Yaylacı’nın 3 Ekim’de okullara gönderdiği yazıda, “Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Pazar günü Ceyhan’a gelecektir. Bu sebepten dolayı Pazar günü saat 14.00’te okulunuz müdür, müdür yardımcısı ve personeli Hükümet Konağı önünde hazır bulunmaları hususunda gereğini rica ederim” denildi.
Yaylacı, Perşembe günü de Halk Eğitim Merkezleri ve okul öncesi eğitim kurumlarında çalışan ücretli öğretmenlerle bir toplantı yaptı. Toplantının gündemi, yeni “usta öğreticilerin listesinin açıklanmasıydı. Fakat toplantıda liste açıklanmadı, yerine AKP propagandası yapıldı.
Sol’un toplantıya katılan öğretmenlerden edindiği bilgiye göre Yaylacı bu toplantıda da mitinge katılım çağrısı yaptı ve öğretmenlere “Bu hükümet başta olduğu sürece sırtınız yere gelmez, işsizlik yaşamazsınız. Bu sebeple mitinge katılın, çok önemli” dedi.
‘Ey cemaat mitinge katılın’
Başbakan Erdoğan’ın Adana’da yapacağı miting öncesinde Vali ve Kaymakam’ın talimatıyla camilerde de “mitinge gidin” çağrısı yapıldı.
CHP Adana Milletvekili Turgay Develi, yaptığı açıklamada Erdoğan’ın katılacağı miting için cami cemaatinin yönlendirildiğini söyledi.
Merkez Abdulkadirağa Cami İmamı Nazmi Söğüt’ün, Cuma hutbesi sırasında mitinge katılmaları için camiye gelenlere çağrıda bulunduğunu ifade eden Develi, imamın belirtilen konuşmayı, Vali ve Kaymakam’ının talimatıyla yaptığını söylediğini kaydetti.
Duruma tepki gösteren Develi, “Vali ve Kaymakam hangi görev ve yetkiyle din görevlisine bir siyasi partinin yapacağı miting için çağrıda bulunuyor. Sayın vali ve kaymakamın talimatı söz konusu değilse bu işgüzar imam hakkında ne gibi işlem yapacaklarını doğrusu merak ediyoruz? Eğer talimat verdiklerini kabulleniyorsa da bunun kamuoyu önünde gerekçelerini açıklamasını bekliyoruz” Dedi. Bekleyelim! Türk Ulusu Mustafa Kemal’e gelene kadar az mı beklemişti. Karanlığın en yüksek noktası aydınlığa en yakın noktasıdır!BEKLEMESİNİ VBİLMELİYİZ BİZLER DE!
Adana’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün ve yarınki ziyaretleri öncesinde devletin tüm kaynakları seferber edildi. AKP hükümeti, Erdoğan’ın kalabalık karşılanması için tüm okul öğrencilerinin görebileceği şekilde afişler astırıldı. Öğretmenlere ise “mitinglere katılım zorunluluğu” getirildi.
İlk olarak AKP Adana İl Başkanı Ziyaeddin Yağcı, Anadolu Ajansı’na (AA) giderek Erdoğan’ın ziyaretini anlattı. AA’nın “Adana Başbakan Erdoğan’ı karşılamaya hazırlanıyor” başlığıyla duyurduğu haberde açılışı yapılacak tesisler anlatıldı.
Başbakan’a Adana halkı adına teşekkür eden İl Başkanı, “Adana’da son zamanlarda ciddi anlamda yatırımlar oldu. Bunların devamı gelecek. Adana’da hamdolsun çok iyi şeyler oluyor” dedi.
Ardından Adana Valiliği harekete geçti. Erdoğan bugün 16.00’da İstasyon Meydan’ında toplu açılış törenine katılacak. Adana Valiliği, Erdoğan’ın gelişini reklam kampanyasına çevirdi. “Adana 1 milyar 30 milyon maliyetli, yedi modern hastaneye birden kavuştu. 1550 yataklı Adana bütünleşmiş sağlık kampüsünün temeli atılıyor. 838 milyon TL’lik 91 kamusal özel sektör yatırımının toplu açlışı yapılıyor. 1398 kentsel dönüşüm konutunun kurası çekiliyor” yazılı afiş hazırlatan Valilik, mitinge çağrı yaptı.
Valiliğin yaptırdığı afiş tüm okullara asıldı. Afiş için öğrencilerin de görebileceği giriş kapısı gibi yerler seçildi.
AKP başta oldukça sırtınız yere gelmez’
Valilik, aynı zamanda okullarda çalışan öğretmenlerin de mitinge katılımını zorunlu tuttu. Aynı uygulama, Erdoğan’ın miting düzenleyeceği ilçelerde de yapıldı. Ceyhan İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Yaylacı’nın 3 Ekim’de okullara gönderdiği yazıda, “Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Pazar günü Ceyhan’a gelecektir. Bu sebepten dolayı Pazar günü saat 14.00’te okulunuz müdür, müdür yardımcısı ve personeli Hükümet Konağı önünde hazır bulunmaları hususunda gereğini rica ederim” denildi.
Yaylacı, Perşembe günü de Halk Eğitim Merkezleri ve okul öncesi eğitim kurumlarında çalışan ücretli öğretmenlerle bir toplantı yaptı. Toplantının gündemi, yeni “usta öğreticilerin listesinin açıklanmasıydı. Fakat toplantıda liste açıklanmadı, yerine AKP propagandası yapıldı.
Sol’un toplantıya katılan öğretmenlerden edindiği bilgiye göre Yaylacı bu toplantıda da mitinge katılım çağrısı yaptı ve öğretmenlere “Bu hükümet başta olduğu sürece sırtınız yere gelmez, işsizlik yaşamazsınız. Bu sebeple mitinge katılın, çok önemli” dedi.
‘Ey cemaat mitinge katılın’
Başbakan Erdoğan’ın Adana’da yapacağı miting öncesinde Vali ve Kaymakam’ın talimatıyla camilerde de “mitinge gidin” çağrısı yapıldı.
CHP Adana Milletvekili Turgay Develi, yaptığı açıklamada Erdoğan’ın katılacağı miting için cami cemaatinin yönlendirildiğini söyledi.
Merkez Abdulkadirağa Cami İmamı Nazmi Söğüt’ün, Cuma hutbesi sırasında mitinge katılmaları için camiye gelenlere çağrıda bulunduğunu ifade eden Develi, imamın belirtilen konuşmayı, Vali ve Kaymakam’ının talimatıyla yaptığını söylediğini kaydetti.
Duruma tepki gösteren Develi, “Vali ve Kaymakam hangi görev ve yetkiyle din görevlisine bir siyasi partinin yapacağı miting için çağrıda bulunuyor. Sayın vali ve kaymakamın talimatı söz konusu değilse bu işgüzar imam hakkında ne gibi işlem yapacaklarını doğrusu merak ediyoruz? Eğer talimat verdiklerini kabulleniyorsa da bunun kamuoyu önünde gerekçelerini açıklamasını bekliyoruz” Dedi. Bekleyelim! Türk Ulusu Mustafa Kemal’e gelene kadar az mı beklemişti. Karanlığın en yüksek noktası aydınlığa en yakın noktasıdır!BEKLEMESİNİ VBİLMELİYİZ BİZLER DE!
Devletin
Valisi: Malatya’ya Parti mitingine gelen Turgut Özal’ı karşılayan Malatya
Valisi Büyük Devlet ve Cumhuriyet Adamı Sayın NAİM CÖMERTOĞLU’DA aynı otobüsün üstendeyken
Avenesiyle yere çöken Turgut Özal:”Vali Bey, siz de çökün!”Emrini verdiğinde;
Malatya’nın Türkiye Cumhuriyeti Valisi Sayın Naim Cömertoğlundan kulaklarına
inanamadığı bir yanıt almıştır!”
“DEVLETİN
VALİSİ ÇÖKERSE DEVLET TE ÇÖKER SAYIN BAŞBAKANIM!”
Rahmetli
İsmet İnönü Malatya’ya geldiğinde o devrin Malatya Valisine siyasi partilerin
durumunu sorduğun da, Vali Bey:”Sayın Cumhurbaşkanım Bizim Parti seçimi
kazanacak gibi!”Deyince; hiddetlenerek parmağını valinin gözüne sokan O büyük
Adam;”ne demek bizim parti? Siz devletin valisisiniz!”Demişti de!
1924
Erzincan Depreminde Cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Erzincan’a gider. Akşam yemeğinde;
Çine kaymakamı olduğu sırada eşkıya tarafından ayağından vurularak Topal kalan
ve Topal İbrahim Bey olarak tanınan İbrahim Bey, Cumhurbaşkanımıza yıkım
hakkında bilgiler vermekteyken; Cumhurbaşkanımız araya girerek:
“Siz
bana gitmediğiniz yerler hakkında kendi imzanızla nasıl rapor gönderirirsiniz?”Diye
çıkıştığında; masada derin bir sessizlik olur.Topal İbrahim Bey,Mustafa Kemale
döner ve:
“Bendeniz
bu vilayetin en yetkili memuruyum. Diğer görevli devlet memurlarının raporları
benim de raporumdur
Onlar felaket bölgelerine giderek
raporlarını vermişlerdir.. Siz,Vatanımızı kurtaran ve Cumhuriyetimizi kuran ve
Cumhurbaşkanımız olarak bana hakaret edemezsiniz.Sizi protesto
ederim!”Dediğinde;Eşi yüksek tonlu bir sesle:
“Kendini
ezdirme İbrahim, çamaşır yıkar sani beslerim !”Der.Kısa bir süre sonra da
Balıkesir’e tayin edilir.
ANAP
döneminde; Elazığ’da Vali olan KK. Çok iyi tanıdığım bir Jandarma Binbaşısı ile
takışarak Konya’ya Vali olarak atanmıştı. Jandarma Bölge Komutanının ziyaretini
iade etmek amacı ile Jandarma Bölge komutanlığa gelmişti. Bizlere bir hayli
komünizm üzerine serenat çektikten sonra;” ben, ANAP’IN Valisiyim!”Demeyi de
ihmal etmemişti! Şair olduğunu söylediğinde bir şiirini okumasını rica
etmiştim!”Benim diyerek okuduğu şiir 300 sene önce Romanya’da yaşamış olan
Kaygusuz Abdal’ın şiirlerinden birisiydi. Vali Bey gittikten sonra; Bölge
Komutanımız Sayın! Valinin şairliğine hayranlığını belirttiğin de bu konudaki
yazılı belgeleri getirerek huzurlarında okumuştum. Bana:”Sayın Türkoğuz, bu
şiiri yazdığını iddia eden adam Sayın Valimizin şiirini kopya etmiş
olmasın!”Deyince,”mümkün değil!” Diyerek gülme krizine tutuldum.”Neden
gülüyorsunuz? Uyarısını aldığımda:”Bu şiiri 300 sene önce Romanya’da yaşamış
olan bir şairimizin yazdığını söylesem sizi de ağlamak krizi
tutmasın!”Dediğimde, Salonda buz gibi bir hava esmişti de!
Şimdi
de Atatürk’ten Korkanların valilerine bir göz atmamıza ne dersiniz?
“Benim valim, Sayın Başsavcımızın
babadan miras valileri!

Sayın Davut Arslantürk Beyden:
“Kırklareli Valisi “Demokrat Parti’nin 1950 senesinde iktidara geldiği zaman CHP’yi kapatmaması en büyük talihsizliktir” dedi.
Elazığ Valisi “Amerika başkanının karşısında hazır duran başbakan istemiyorum, Van münüt diyen başbakan istiyorum” dedi.
Tunceli Valisi, tam seçim arifesinde avanta buzdolabı, çamaşır makinesi dağıttı; valiliğin depolarında AKP pankartları bulundu.
Aydın Valisi, MHP İl Binası’na asılan, sen açıldıkça anamız ağlıyor afişini polis zoruyla indirdi.
Kilis Valisi, Aktütün karakolundaki 15 şehidimizi toprağa verdiğimiz gün, AKP milletvekilinin oğlunun sünnet düğününe katıldı, AKP’li ulaştırma bakanıyla birlikte AKP amblemli pasta kesti.
Afyon Valisi, 25 şehit henüz morgda yatarken, “tanıtım potansiyeli olan popüler kişi” dediği genelkurmay başkanına kilim ve sucuk hediye etti.
Siirt Valisi, ABD Başkanı Obama’ya İngilizce tweet attı, “ben Türkiye’denim, Siirt Valisiyim, sizi seviyorum, hayatınız ve başkanlığınız çok başarılı, ben de sizin gibi olmayı umut ediyorum” dedi.
Volvo cipi olan valiye, Mercedes S320 aldılar. Mercedes’i Volvo’su Mitsubishi cipi olan valiye, Volkswagen minibüs aldılar. Mercedes’i Land Cruiser cipi olan valiye, BMW 735 aldılar. Mercedes’i Toyota cipi olan valiye, Audi Q7 aldılar. Mercedes’i olan valiye, Chevrolet aldılar. Mercedes’i Mercedes cipi Nissan’ı olan valiye, bi tane Volvo cip aldılar, bi tane Audi A6 aldılar.
“Kırklareli Valisi “Demokrat Parti’nin 1950 senesinde iktidara geldiği zaman CHP’yi kapatmaması en büyük talihsizliktir” dedi.
Elazığ Valisi “Amerika başkanının karşısında hazır duran başbakan istemiyorum, Van münüt diyen başbakan istiyorum” dedi.
Tunceli Valisi, tam seçim arifesinde avanta buzdolabı, çamaşır makinesi dağıttı; valiliğin depolarında AKP pankartları bulundu.
Aydın Valisi, MHP İl Binası’na asılan, sen açıldıkça anamız ağlıyor afişini polis zoruyla indirdi.
Kilis Valisi, Aktütün karakolundaki 15 şehidimizi toprağa verdiğimiz gün, AKP milletvekilinin oğlunun sünnet düğününe katıldı, AKP’li ulaştırma bakanıyla birlikte AKP amblemli pasta kesti.
Afyon Valisi, 25 şehit henüz morgda yatarken, “tanıtım potansiyeli olan popüler kişi” dediği genelkurmay başkanına kilim ve sucuk hediye etti.
Siirt Valisi, ABD Başkanı Obama’ya İngilizce tweet attı, “ben Türkiye’denim, Siirt Valisiyim, sizi seviyorum, hayatınız ve başkanlığınız çok başarılı, ben de sizin gibi olmayı umut ediyorum” dedi.
Volvo cipi olan valiye, Mercedes S320 aldılar. Mercedes’i Volvo’su Mitsubishi cipi olan valiye, Volkswagen minibüs aldılar. Mercedes’i Land Cruiser cipi olan valiye, BMW 735 aldılar. Mercedes’i Toyota cipi olan valiye, Audi Q7 aldılar. Mercedes’i olan valiye, Chevrolet aldılar. Mercedes’i Mercedes cipi Nissan’ı olan valiye, bi tane Volvo cip aldılar, bi tane Audi A6 aldılar.
Ankara
Valisi, vatandaşların 29 Ekim’de Birinci Meclis’ten Anıtkabir’e yürümesini
yasakladı. Kayseri Valisi, 30 Ağustos resepsiyonunda 10’uncu Yıl Marşı yerine,
AKP seçim şarkısı çaldırdı. Amasya Valisi, 29 Ekim resepsiyonunu pastanede
yaptı. İzmir Valisi, 9 Eylül resepsiyona katılmadı, onun yerine, AKP İl
Başkanı’nın kızının düğününe gitti. Aynı İzmir Valisi, 9 Eylül şenliklerine de
katılmadı, onun yerine, AKP milletvekilinin etkinliğine gitti.
Bursa
Valisi, Denizli Valisi, Balıkesir Valisi, valilik tabelalarındaki “T.C.”yi
kaldırdı. (Kendisi de vali olan içişleri bakanı, art niyet olmadığını,
tabelalardaki yer dar olduğu için T.C. yazılmadığını izah etti… E bundan böyle
yerimiz dar, sığmadı diyerek “uammer üler” diye yazmamızda sakınca yok demek
ki.)
Isparta
Valisi özel uçakla Kayseri’ye gitti, Kayseri Valisi’yle birlikte kuaför açılışı
yaptılar…
Ki, aynı Isparta Valisi kuaför’den kısa süre önce törenle türbe açılışı yapmıştı.
Osmaniye Valisi, pastane açılışı yaptı, “Osmaniyemiz gün geçtikçe büyüyor, yeni, yeni markalar için cazip hale geliyor, pastanemizin her şeyin en güzeline layık olan Osmaniye halkına en iyi imkânları sunacağına inanıyorum, pastanemizin Osmaniye şubesinin sahibi İclal Hanımefendiye teşekkür ediyorum” dedi, açılış pastasını kestikten sonra pastaneyi gezdi, pastalar hakkında bilgi aldı.
Manisa Valisi, Turgutlu’ya hayırlı olması dileğiyle, şalgam suyu satan dükkânın açılışını yaptı.
Mardin Valisi, incelemelerde bulunduğu Nusaybin’de elektronik mağazasının açılışını yaptı, Çin atasözünü hatırlatan Mardin Valisi, personelin daima güler yüzlü olmasını istedi. (Ben de sizin gibi çok merak ettim ama haberde yazmadığı için Çin atasözünün ne olduğunu öğrenemedim.)
Nevşehir Valisi, Kapadokya’da umumi tuvalet açılışı yaptı, tuvaletin kurdelesini kesen vali, tuvaleti gezdi, tuvaletleri ve lavaboları inceledi.
Çorum Valisi, Çankırı Valisi, Afyon Valisi, Osmancık’ta market açılışı yaptı, kurdeleyi üçü birden kesti.
Ki, aynı Isparta Valisi kuaför’den kısa süre önce törenle türbe açılışı yapmıştı.
Osmaniye Valisi, pastane açılışı yaptı, “Osmaniyemiz gün geçtikçe büyüyor, yeni, yeni markalar için cazip hale geliyor, pastanemizin her şeyin en güzeline layık olan Osmaniye halkına en iyi imkânları sunacağına inanıyorum, pastanemizin Osmaniye şubesinin sahibi İclal Hanımefendiye teşekkür ediyorum” dedi, açılış pastasını kestikten sonra pastaneyi gezdi, pastalar hakkında bilgi aldı.
Manisa Valisi, Turgutlu’ya hayırlı olması dileğiyle, şalgam suyu satan dükkânın açılışını yaptı.
Mardin Valisi, incelemelerde bulunduğu Nusaybin’de elektronik mağazasının açılışını yaptı, Çin atasözünü hatırlatan Mardin Valisi, personelin daima güler yüzlü olmasını istedi. (Ben de sizin gibi çok merak ettim ama haberde yazmadığı için Çin atasözünün ne olduğunu öğrenemedim.)
Nevşehir Valisi, Kapadokya’da umumi tuvalet açılışı yaptı, tuvaletin kurdelesini kesen vali, tuvaleti gezdi, tuvaletleri ve lavaboları inceledi.
Çorum Valisi, Çankırı Valisi, Afyon Valisi, Osmancık’ta market açılışı yaptı, kurdeleyi üçü birden kesti.
Afyon
Valisi, kurdeleli kokteylli tören düzenledi, 6’ncı İcra Dairesi’nin açılışını
yaptı. Yani bi havayi fişek fırlatmadıkları kaldı. AKP iktidara geldiği zaman
Afyon’da sadece 2 tane icra dairesi vardı, vatandaşın borçları hacizleri
patladı, bu gidişle pek yakında 7’nci icra dairesinin açılacağı müjdelendi. EK;
ANKARA BELEDİYESİNİN TAHSİS ETTİĞİ DEV BİR BİNA İCRA DAİRELERİNE TAHSİS
EDİLMİŞTİR! OSTÜZÜ.
“İcabında
Sayın valim, atlayacaksın kamyonun şoför mahalline, sen gideceksin, kömürü sen
vereceksin” denilir denilmez… Elazığ Valisi atladı kamyona, götürdü, kendi
elleriyle torba, torba taşıdı.
Iğdır Valisi “ne var yani bunda, elbette iktidarın valisiyiz” dedi.
Aydın Valisi “utanılacak sıkılacak bir şey değil, hükümetin valisi olmaktan şeref duyarım” dedi.
AKP’li olmayan herkese “son birim” diyen İstanbul Valisi, buraya sığmaz, yazmaya kalksak ansiklopedi olur.
Iğdır Valisi “ne var yani bunda, elbette iktidarın valisiyiz” dedi.
Aydın Valisi “utanılacak sıkılacak bir şey değil, hükümetin valisi olmaktan şeref duyarım” dedi.
AKP’li olmayan herkese “son birim” diyen İstanbul Valisi, buraya sığmaz, yazmaya kalksak ansiklopedi olur.
Ne
diyordu Tayyip Erdoğan? “Biz bunların cemaziyülevvellerini biliriz, tek partili
iktidar döneminde bunların il başkanları valiydi, vali!”
Şimdi ne diyor?
“Benim valim” diyor.
Şimdi ne diyor?
“Benim valim” diyor.
Ve
neymiş efendim… Polis tarafından dövüle, dövüle öldürülen Ali İsmail’in
ardından “arkadaşları yapmıştır” diyen Eskişehir Valisi, bu cinayetin peşini
bırakmayan gazeteci arkadaşımız İsmail’e internetten mesaj yollamış, “rahat
durmuyorsun, bir daha bu konuyu işlersen adi ve şerefsizsin, müebbet bile sizi
kesmez, yerin altı da var unutma!” demiş.
İsmail’i
tenzih ederim…
Vali yerden göğe kadar haklı.”
Vali yerden göğe kadar haklı.”
Yeni
bir Valilik utanması:
Şerafettin
ELÇİ Mustafa Denizlinin Üçüncü karısının babasıdır. Kürtçülükten de mimli ve
hükümlüdür. Ecevit tarafından bakan yapılmıştır. Hainlik resmen tanındıktan ve
tescil edildikten sonra, Hainlerimizin adlarına eserler yapılmaya da başlanmıştır.bu
cümleden olarak ta Şırnak ilimize yapılan hava limanının adı Şerafetin Elçi
Hava Limanı olarak verilmiştir.Bu hava limanını açılış töreninde Şırnak
ilimizin yeni VALİSİ BİR AÇILIŞ KONUŞMASI YAPAMAYA BAŞLAYARAK SON TERÖR
OLAYLARINA DA DEĞİNDİĞİNDE bakınız neler yaşanmıştır:
“Şerafettin
Elçi Hava Limanının açılış töreninde, ŞIRNAK Valisi Hasan İpek Bey, kürsüye
çıkarak bölgesi hakkında bilgi verirken; DDP Milletvekili Bay Hasip Kaplan,
hışımla yerinden kalkarak,eşine,”Hanım kalkar mısın?Buraya nutuk dinlemeye
gelmedik.Ben siyasetçiyim,seçilmişim.Bana burada ATANMIŞLAR NUTUK
DİNLETEMEZ!”Dediğinde AKP’NİN VALİSİ yutkuna kalmıştır!
Bu valileri
manşet yapmayan…
AKP’nin valilerine devlet adamı muamelesi yapan basına, az bile söylemiş!”ONURLULUK VE KÖLELİK! DEVLET ELE GEÇİRİLİR.
AKP’nin valilerine devlet adamı muamelesi yapan basına, az bile söylemiş!”ONURLULUK VE KÖLELİK! DEVLET ELE GEÇİRİLİR.
Kullanılan
metotlar hep aynıdır.
Çeka
Lideri Drijinski; tutuklu devrimci liderlerin listesini Lenin’in huzuruna
getirir. Listeyi okuyan Lenin, kırmızı kalemle parafe eder. Ertesi günü,
Lenin’in huzuruna çıkan Drijinski, böbürlenerek:
“-Yoldaş
Lenin, kırmızı kalemle işaretlediğiniz listedeki tüm hainler, suçlarını itiraf
ederek kurşuna dizilmişlerdir!” Tekmilini verir.
Lenin:”
ben, o listeyi okuduğumu göstermek için parafe etmiştim!” Der.
Yirmi
altı yaşında general olan ve Sovyetler Birliği Genelkurmay Başkanlığında
bulunan Mareşal Tukhaçhevski; Almanya ziyaretinde, yemiş olduğu yemeğin hesap
faturasını bir anı olarak imzalamasının bedelini kurşuna dizilmek sureti ile
ödemiştir. İmzayı, yapmış olduğu casusluğa karşın,10,000 D.Marklık bir senede
dönüştüren Amiral Wilhelm Kanaris, bu kuru imzayı Çekoslovakya Cumhurbaşkanı
Dr. Beneş kanalı ile de Jozef Stalin’e ulaştırmıştır. Moskova duruşmaları
başlatılmış. Mareşal Tukhaçhevski, Volga Bölge Komutanlığına giderken,
Politbüro’nun emri ile tutuklanarak, Ünlü Lübiyanka cezaevine kapatılmıştır. Bu
öyküyü ilgi-1’de anlatmıştım. Sonunda: 3 Mareşal, 13 Orgeneral, 210 General,
209 Amiral ve 30,000 subay, kurşuna dizilmiştir.
20
Temmuz 1944 Suikast darbesinde; Mareşal Vinslaben ve birçok yüksek rütbeli
subay, kasap çengellerine asılarak öldürülmüş, Ünlü Mareşal İrving Rommel’de,
intihar ettirilerek, cenazesi devlet töreni ile kaldırılmıştır! (V.Shirer, Nazi
İmparatorluğu, 3 cilt)
Bu
işler, hep bu tarzda olmaktadır. Önemli olan, sadece oy vermek ve alkış
tutmakla yükümlü olanları kandırabilmektir. Bakınız, Milattan çok, çok önce de;
demokrasinin beşiği sanılan Atina’da da ne fırıldaklar çevrilmiştir:
“Atina
şehrinin yönetimine aday olan bir üçkâğıtçı; Atina’nın dışında, elbiselerini
parçalayarak, elini ve yüzünü kanatarak, Agora’da halkın huzuruna çıkıp:”
Atinalılar, sizlere hizmet etmemi istemeyen halk ve demokrasi düşmanları, beni
bu hale koydular. Neyleseler ve nitseler de; benim, siz Atinalı vatandaşlarıma
hizmet etme aşkımı engelleyemezler. Öhö! ÖHÖ! ÖHÖ. %47,2 ile de seçimi kazanır.
Platon-Eflatun-Devlet şekilleri; MÖ (29-347).
Demokratik,
laik ve sosyal hukuk devleti olan ve evrensel hukuk kuralları ile yönetilen
ülkemizin son onbir senesine bir göz atar mısınız? Onu da mı bana yaptırmak
istiyorsunuz!
AYKIRI
KİMSELER PARTİSİ; bayrağı devlet parasını deve yapmaktan dolayı mahkûm olan
Sayın Erbakan’ın elinden iktidar bayrağını alarak iktidar olmuştu. Partilerinin
tüzüklerinde ve parti programlarında olmayan derelerden su getirmekle işe
başladılar. Nazi, faşist ve Komünist partilerinin izledikleri yolları
izleyerek, devletin tüm kurum ve kuruluşlarını ele geçirdiler. Anayasa
Mahkemesince de: ”TÜM LAİKLİK KARŞITI EYLEMLERİN ODAĞI HALİNE GELDİĞİ!”
HÜKMÜYLE DE HÜKÜMLENDİLER. Bu hüküm, onların daha da hızlı bir biçimde;
aydınlık güçleri ve yargı ve SİLAHLI KUVVETLER mensuplarını sindirme; usulsüz
ve yasa dışı metotlarla dinleme ve karalama huylarını destekledi. Dışarıdan
aldıkları açık ve seçik önerilerle, TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN HUKUK DEVLETİ
NİTELİĞİNİ, HIZLA VE EL ÇABUKLUĞU İLE DUMURA UĞRATARAK; TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ
BİR SİYASİ PARTİYE HİZMET ETMEK ZORUNDA OLAN BİR KANUN DEVLETİ HALİNE GETİRDİLER.
Bir
Homoseksüelin, zor altında alındığını itiraf ettiği ifadesi ile darbe komplosu
suçu yarattılar. Gizli tanık, postadan çıkmış imzasız ihbar mektupları ile ve
bir gece yarısı ekspresi yasası ile de silahlı kuvvetleri mensuplarını
tutuklattılar.
Telekızı
bilirdik; ondan da aşağılık tele kulağı ileri sürdüler. Ucu açık
yargılamalarına, ünlü bir gazetecinin Hanımının Brezilya ziyareti iftirasını da
eklediler. Sıranın; Kabil’in Habil’i Ergenekoncuların telkini ile öldürtüp,
öldürtmediğinin tespitine kaldığı anlaşılmaktadır. Bunun için de, bir imzasız
ihbar mektubunun beklendiğini sanıyorum.
Mustafa
Kemal’in; Samsun’a ve Türk ulusunu kurtarmaya Ergenekoncuların emri ile mi
gittiği şüphesini de aydınlatacak, bir vatan haini mektubunun da beklendiğine
inanmaktayım.
Sayın
seyircilerimiz; Hitler, Stalin, Mussolini, George Bouch ve w.w Bouch süreci
tamamlanmak üzeredir.
Bir
silahlı katil sürüsü; Habur sınır kapımızdan, üniformaları ve Gerilla tanınıma
uygun davranışları ile içeri alınarak; DÖ FAKTO bir siyasi ve askeri güç olduğu
kabul edilmiş ve ayaklarına kadar da bir Türk mahkemesi, helikopter ile
gönderilmiştir. Sevr anlaşmasının hükümleri; vatan, millet, Sakarya, birlik,
bütünlük ve üniter yapı masalları ile Atatürk’ün kurmuş olmakla övündüğü TBM MECLİSİNE
getirilmiş,Türk Toplumunun %92,07 oyla onaylamış olduğu Anayasası da hükümet
emirleriyle bozulmuştur.
İYİ
UYKULAR DİLİYORUM.
İLGİ: A- İyi uykular ve renkli rüyalar. Oto.
B-
Vatan Hainliği Belgeleri. Oto.
C-
Bir ulusu ve Bir Dini Bölen fetvalar. Oto
D-
Sen, herkesi kör ve aptal mı sanıyorsun. Oto
E-
Anayasa, madde-1.2.3.4 ve 174’üncü maddeleri,
F-
Nutuk.