3 Aralık 2012 Pazartesi

873/İKİ BENZERLİK!

              OSMAN TÜRKOĞUZ
            osmanturkoguz@gmail.com
            İzmir;04 Aralık 2012            
            İleti yazımla birlikte;
            Evet iki benzerlik var:Yemek takımları ve politik durumumuz aynıdır:Aradaki tek fark ta İkinci Mahmut’un büyüklüğüdür!
                                                   İKİ BENZERLİK!
         Denize düşen yılana sarılır!”İkinci Mahmut Osmanlının 30’uncu Padişahı (20Temmuz 1785  /1839)
  “Delikten süpürülme korkusu duyanlar da; Cüneyt Zapsu’nun önerisi üzerine, Dört elle USA’YA ve Uçurumun kenarındaki dala  sarılır!”Ostüzü                           
            Askeri Şura toplantısına Başbakan katılırsa Şura’nın Başkanı da o olur.Bir zamanlar,Askeri Şura toplantısının gündeminin Karakollarımızın dış boyasının rengi olduğunu da duymuştuk Sabaha kadar askeri konuları çalışan Başvekil Adnan Menderes’in,Askeri Şura’nın gündeminin olmadığını görerek onları haşlamış olduğunu da işitmiştik.neyse,Askeri Şuralarımızın gündemini de SAYIN Başsavcımız diğerleri gibi belirlemektedir.Amerikanın yön verdiği ve Bop Asbaşkanımızın da görev alanına giren masalımsı konular gündeme malzeme olmaktadır!
Bundan önceki Askeri Şura toplantısı Türk Ordusunun tarihine bir ilke de koymuştu.Haklarında kesinleşmiş ve Silahlı Kuvvetlerimizden kaydı silinecek derecede suçları olmayan 41 Yiğit ve Vatansever komutanımızın kaydını silmişti.Dün,yine bir Askeri Şura toplantısı olmuş!Anıtkabire kendi makam otomobiliyle çıkan Erkanıharbiye’i Umumiye  Reisimiz Sayın Necdet Özel Paşamız,Büyük Usta Sayın Başabakan Recep Tayyib Erdoğan’ın daveti üzerine aşağıya onun arabası ile inmiş!Bu iş,Atasözlerimizde yerini bulan “Düdüğünü Öttürme “işi olsa gerek!Nasıl olsa;Yasama,Yürütme ve Yargımız   ve diğer kurum ve kuruluşlarımız;sözlü ve yazılı basınımızın çoğunluğu ve dahi bilim adamlarımız Sayın Recep Tayip Erdoğan’ımızın,Amerikalılrtarafından kendisine emanet olarak verilmiş olan, düdüğünü öttürmektedir!.Bu günün en vahim ve en elim olayı da Köşkte verilen öğle yemeğinde yaşanmıştır:Sofraya; İkinci Mahmut’un kullanmış olduğu tuğralı ve Fransız malı yemek tabakları takımları ,kristal bardaklar,altından mamul çatal ve dahi bıçaklar konulmuştur.Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı,Başbakanı ve dahi Türkiye Cumhuriyetinin Komutanları Padişah arttığı yemek malzemesini kullanarak,adeta Türkiye Cumhuriyetini yemek masasına da yatırmışlardır.Benzerlik kullanılan yemek takımlarına intisar etmemektedir. İki dönem de biribirinin aynısı gibidir
            Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında Fransa’dan önemli bir devlet adamının Ankara’yı ziyareti Kuvayı Millicileri çok tedirgin etmişti. Fransız heyetinin önüne çıkarılacak bir yemek takımları bile yoktu. Dış işleri yetkilileri Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal’e başvurarak,durumu anlattıktan sonra:”İstanbul’daki gizli teşkilatlarımıza emir   verseniz de doğru, töreli  bir yemek takımı temin ederek Ankara’ya gönderseler !”önerisi üzerine
Mustafa Kemal ayağa fırlayarak:”Sakın ha, olmaz. Biz nasıl ve nelerle yemek yiyorsak yollasalar!”Önerisi aynı şekilde de onları ağırlayacağız:Mükellef yemek takımları kullanarak  onları ağırlarsak bizim içinde bulunduğumuz durumu fark edemezler.bizi lüks içinde sanırlar!”Demişti.
.           Osmanlının en büyük Padişahlarından birisi İkinci Mahmut’tur. Osmanlıdaki hastalığın nedeninin ve temelini kavramıştır.
İlk ceza kanununu o yaptırtmış, Harbiyeyi ve Tıbbiyeyi de o açtırtmıştır.Çağının dışında kalan Arap ümmetçiliğine ve Acem masallarına kanan Gericiler Üçüncü Selimi öldürdükten sonra Şehzade Mahmut’u da öldürmek istemişler,Yaşlı bir Cariye elindeki ateşli kül kovası ile bu Azgın Gericileri duraksatmıştır.Devletin başına çok aşağılık bir yaratık olan  Dördüncü Mustafa getirilmiş,ilk işi de Şehzade Mahmut’un da öldürülmesini ferman etmiştir.Bayraktar Mustafa  Paşanın Topkapı sarayının
 kapısını kırması sonucunda Üçüncü Selimin katilleri öldürülmüş,Şehzade Mahmut ta İkinci Mahmut olarak Osmanlı tahtına oturtulmuştur.Dördüncü Mustafa da bir fermanla öldürülmüştü.İrtica ve ihanet Bayraktar Mustafa paşanın,yani başbakanlığın tepesine çıkmış,barut deposunun ateşlenmesi sonucunda 500 gerici hain öldürülmüştü.Çok atak davrana İkinci Mahmut,durumu kurtarmıştı.Bayraktar Mustafa Paşanın öldürülmesine göz yumması, Senediİttifak ile iç egemenlik hakkını yitirtilmiş olmasıdır.İkinci Mahmut Mütegallibe Beylerle egemenlik yönünden eşit duruma getirilmişti.Bugünde;devletin ve Türkiye Cumhuriyetinin Temellerinde ve çatısında Sayın Recep Tayyip Erdoğan,Sayın Abdullah Gül ,Tarikatlar ve Cumhuriyete düşman olanlar oturmaktadır.
            Kavalalı Çorbacı Mehmet ali Paşa 1805 yılında Koca Hüsrev Paşa Hırsızını ve Mısırlı  Beyleri yenerek Mısır’a egemen olmuştu.Arkasında her yönden özellikle de askeri yönden kendisini destekleyen Fransa vardı.Mısır, Osmanlıya karşı ayaklanmıştı.Osmanlı Navarin felaketi üzerine Mısıra muhtaç olmuştu.Daha önce de Arabistan’daki Vahabi derdini halletmişti.1812i.İbrahim Paşa Suriyeyi geçerek Antakya ve adanaya girmişti.Birecikte Osmanlı ordusunun yenilmesinin üzüntüsü İkinci Mahmut’un hayatına mal olmuştu.İbrahim Paşanın Mısır ordusu Kütahya’ya dayanmıştı.”denize düşen yılana sarılır!”diyen İkinci Mahmut,1833 Hünkâr İskelesi anlaşması ile Çarlık Rus Ordusundan 15.000 kişilik bir askeri birliği Beykoz çayırına getirtmişti.Rus ordusu Kütahya’ya doğru yürümüştü.Anadolu’daki vergiler İbrahim Paşa adına toplanıyordu.Osmanlı Hünkâr iskelesi antlaşması ile de dış Egemenliğini yitirmişti.Bugünde;Türkiye cumhuriyetinin Ekonomik getirilerini yabancı şirketler ve devletler toplayarak götürmektedirler!Amerikan ordusundan önemli askeri birlikler,Silopi’ye Gelmişlerdi.Kürecik’e yabancı devlet askerleri radar üssünü kurarlarken,yabancı devlet askerleri ve uzmanları da Patriyot Hava Savunma Bataryalarının yerlerini saptamak içi,n,Anadolu içlerine doğru ilerlerken çamura saplanmışlardı.
            Uzun, uzun anlatmaya gerek var mıdır! Yemek Takımları  ve Ülkemiz problemleri aynı olduğu halde,devletin yapısında bir terslik vardır.O yemek takımları ile yemek yiyen Rahmetli İkinci Mahmut çok ilerici bir devlet adamımızdı Ülkemizin dertleri hayatına mal olmuştu!

           

872/ABESLE İŞTİGAL!

OSMAN TÜRKOĞUZ                                                       osmanturkoguz@gmail.com                                                                                     İzmir;02 Aralık 2012.                

                            ABESLE İŞTİGAL!
         “Dehr içinde muteber bir nesne yok devlet gibi;/*Olmaya devlet cihanda bir nefes gibi!”Şehzade Yavuz Selim’in Ayşe Hafsa Sultandan Trabzon’da doğan oğlu.
         “Şehzade Mustafamın ve iki yaşındaki oğlu Osman’ın ibreti âlem için boğularak öldürülmesi Fermanımdır!” Padişahı ruyu zemin Birinci Süleyman.
         “Karındaşı,Sevgili eşim ve iki gözüm Hürremimden olma Sarı Selimimden tahtı almak uğruna Acem Sultanı Tahmasp’a sığınan Şehzadem Beyazıt’ın ve üç oğlunun,ibreti âlem için mahalline göndereceğim Ali Bey adlı kişi tarafından yay kirişi ile boğularak cesetlerinin incitilmeden ve dahi Katır sırtında Bursa’ya getirilmesi hususunda Fermanı şahanemdir.”Padişah Kanunî Sultan Süleyman.1561Şehzade Bayezid 35 yaşındaydı,en büyük oğlu da 16 yaşındaydı.
         Bu günkü/02 Aralık 2012/ Vatan gazetesinin Pazar ekinde; Osmanoğulları ailesinden Sayın Hande Özbaş’ın bir söyleşisini okudum.Osmanlı Tarihi gözlerimin önünden bir şerit gibi geçti.Sayın Hande Özbaş’ın bir,iki saptamasına yanıt vermek zorunluğunu hissettim.
         “Sultan Süleyman’ın hep ev hali ekrana yansıtılmış buyurulmuştur!” Kubbe altında Sadrazam Boğdurma halinin ve seferi otağı humayunda Şehzade Mustafa’nın boğdurulma sahnesinin de ekrana yansıtılması tarihi gerçekçilik açısından uygun değil midir?Hele;Rahmetli Şehzade Mustafa’nın sırtına elindeki baltanın gıblesi ile vurarak O’NUN  boğulmasını sağladığı için Paşa yapılan ve İstanbul’da Zal Mahmut adlı caminin de sahibinin de unutulmamsı gerekmez mi? 1553
         Çok önemli bir ayrının da izleyenlere aktarılmasını önermek durumundayım:
         Birinci Süleyman o akşam Şapacağı cariyelerin önünden geçerek beğendiği ve ibrişimle de tüm tüylerinin alınacağı cariyenin önüne mendilini bırakırmış. Ol cariye hamama alınır,tozu yalanmış lokum gibi pespembe yatağı Humayuna yatırılırmış.Sultan Süleyman’dır bu!Koynuna giren cariyenin seçmiş olduğu cariye olmadığını anlayarak,naraları ile semavatuzemini ayağa kaldırırı.Seçilen cariye Şapılmak sırasını bir istekli cariyeye para karşılığında satmıştır.”Koynumuza girmek istemiyen cariye kara yere girer!” “Fermanı üzerine,nöbetçi cellat,uyku sersemliği ile,savunması bile alınmadan  önüne diz çöktürülen cariyenin başını bir kılıç darbesiyle kopartır.Sabah olunca anlaşılır ki,o zavallı cariye;Üsküdar’da yaptırmakta olduğu caminin giderlerini karşılamak üzere düzülme sırasını satmıştır.Kanunî çok üzülür Ol camiyi hazineden ayrılan ödenekle yaptırtır.Bu sahne mutlaka Muhteşem Yüzyıla,yüz karası olarak eklenmelidir.Her iki olay ve cami de ekrana neden yansıtılamaz!
         KANUNÎ Sultan Süleyman Rodos adasını fethettiğinde,orada bulunan Amcası Şehzade Cem’in oğlu Murat’ın  kadın,erkek ve çocuk tüm ahfadının boyunlarını otağı Hümayununun önünde vurdurtma sahnesi de tarihimize hizmet bakımından yakın plandan çekime alınmalıdır.1522.
          Sultan kızı Sayın Hande Özbaş,Hatice Sultan’ın Pargalı İbrahim Paşa karşısındaki tutuk durumundan da” çok üzüntü duymuş!  O Makbul Pargalı İbrahim Paşa da 41 yaşındayken Kanuninin sarayında,bir geceyarısı boğdurulmuştur.1536.İzninizle,kameramı biraz gerilere döndürmek istiyorum:
         İki Kardeşini/Şehzade Ahmet Ve Şehzade Korkut/ ve Babasını öldürerek Tahta geçene Birinci Selim’in iki eşinden olma Altı/ya da Yedi kızı vardır.Trabzon valisiyken cariyelere düşkünlüğü de tarihi bir gerçektir.Bir cariyeden olan oğlunun adıda Üveys Paşadır.Kendisi de bunu itiraf etmiştir.Üveys Paşa Birinci Selim’e çok benzemektedir.Birinci Süleyman kendisine çok saygılı davrandığı halde onu Asitane’den süreklice uzak tutmaktaydı.Birinci Selim’in  iki nikâhlı eşi vardır.Birisi dünyalar güzeli Ayşe Hafsa Sultandır.Bu eşinden olan kızlarının adları da Hatice,Fatma ve Hafsa Sultandır.İkinci eşi de Kırım Hanı Mengü Girayın Kızı Ayşe’dir.Bu eşinden de Beyhan ve Şahsultan adlı iki kızı daha olmuştur.Şehzade Selim babası Veli! Beyazıta ilk isyanında;Çorlu civarında yenilerek doğruca Kırım Hanı Mengü Giray’a sığınmıştı!Amasya valisi iken Şehzade Beyazıt’ın içmediği şarap ve çekmediği afyon kalmamıştı.İkinci Mehmet;oğlunu bu yola sokan iki kafadarı özel bir cellat göndererek öldürtmüş,oğluna da zehir ve dahi zemberek bir name yollamıştı.İkinci Beyazıt;300.000 altın yollayarak Şehzade Cem’i Papa Aleksandır Borjiaya zehirletmiş,Bursa’da bulanan 13 yaşındaki oğlu Oğuzhan’ı Asitane’ye getirtme bahanesiyle yolda boğdurtmuştu.
         Mohaç Meydan Muharebesinin planlayıcısı  Yahya Paşazade Malkoçoğlu Bali Bey de Birinci Süleyman’ın halası Hüma Sultanın oğludur. Yiğit olduğu kadar rüşvetçiliğinden de söz edilmektedir.Yavuz’un kızı Hatice Sultanla görkemli bir düğünle evlendirilmiştir.Malkoçoğlu Bali Bey;akıncı beyidir ve sınırlarda görev yapmaktadır.Nikahlı eşi  Hatice Sultan’ın  Asitane’ye kaçarak sevdiğinden bir çocuk sahibi olduğu ve işretinin sarayıhumayuna  kadar  yayıldığı,olayın  sevk edildiği şeriat mahkemesi sırasında,sanıkların Bali Beyin adamları tarafından öldürülerek olayın tarihe intikal ettiği yazılmaktadır!İslam Hukukuna göre cinayet şahsi şikayete bağlı bir suç idi!
         Hatice Sultan’ın Pargalı İbrahim Paşanın önündeki burukluğunun nedeni bu olaylar olmasın!
Sonra Efendim,seyircilerimize
 Osmanlı   Tarihinin  gerçekler yansıtılacaksa;şu sahnelerin de yakın plan çekimi neden yapılmasın! Örnek vermek gerekirse,kısaca:  Yıldırım Beyazıt’ın,Babası Muradı Hüdavendigârın  Kosova Muharebe meydanında  Öldürüldükten sonra;  bozulan Haçlı ordusunu takibeden Şehzade Yakup çelebiyi birhiyle ile Otağı Hümayuna çağırtarak,yalvarmalarına aldırmadan yay kirişi ile boğdurtmasını!
      Hümayuna çağırtarak yay kirişi ile boğdurmasını! 1389.Şehzade Savcının da gözlerine mil çektirmesini! Aksak Timur’a yenildikten sonra,1402,Üç oğlu biri birine girmiş;Şehzade Süleymen Edirne’de hamamda cariye kovalarken ,tıpkı Sarhoş Sarı Selim gibi,ayağı kayarak düşmüş ve ölmüştür.Şehzade Mehmet Çelebi de diğer iki karındaşı Musa ve İsa Çelebileri haklamıştır.1413.Sonradan saltanatta hak iddia eden Şehzade Mustafa da,İznik’te bir hamamdan anadan üryan kaçırılarak bir kale duvarındaki incir ağacına asılarak öldürülmüştür.
         Üçüncü Murat beş Şehzade Kardeşini boğdurtmuş, hasır üzerine serilmiş sapsarı yüzlü cesetlerini hekimbaşı ile kontrol etmiştir.Kendi zamanında da sarayda 132 beşik sallandığı tarihi bir gerçektir.Üçüncü Mehmet te,19 kardeşini boğdurtmuştur.Osmanlı tarihçileri bu olayı anlatırlarken,anasının memesinden alınarak boğulan bir BEBE  ŞEHZADENİN AĞZININ KENARINDAKİ TAZE SÜTTEN DE SÖZ ETMEKTEDİRLER.
         İkinci Mehmet’in tahta iyice yerleştikten ve babasi İkinci Murat’ın Manisa’da ölmesi üzerine,Sırp Prensesi Despina’dan olma üç aylık kardeşi Ahmet’i hamamda  boğdurtması.Bunlar da Muhteşem yüzyıl dizisine neden eklenmesin ey Osmanlı hayranları.Sizlere bir şey söylemek durumundayım;biz Türkler Osmanlının ahfadı değiliz.Osmanlı biz Türklere her türlü zulmü ve hor görmeyi göstermiş olan tarihimizin bir parçası olan sadece bir soydur.Hem de öyle bir soydur ki kanları karışıktır.
                                                                                               
                                                                             

İzleyiciler

Blog Arşivi