8 Ağustos 2015 Cumartesi

2074/OSMANLININ AKIL KELİMESİ?!




              TC.

OSMAN TÜRKOĞUZ


TV. Çeşmealtı,07 Ağustos 2015.

                           OSMANLININ AKIL KELİMESİ ÜZERİNE?!

        Akıl kelimesinin,”devenin ayağına takılan Bukağı/Köstek/anlamına geldiğini,1966 senesinde okuduğum, Rahmetli Enver Behnan Şapolyo’nun,”Mezhepler ve TarikatlarTarihi, adlı kitabından öğrenmiştim. Arapça olduğuna inandığım bu kelimenin kökenini araştırmıştım. Bir yandan da Yunus Emre’nin bir dizesi dikkatimi çekmişti: “Ne akilem,ne divane/Gel gör beni aşk neyleydi?!”1240 Eskişehir-1321 Yunus Emre/Mihalıççık

        AKIL kelimesinin kökünün İKAL, ya da UKL=BAĞLAMAK olduğunu görmüştüm.Arap devesini kazığa İKAL edermiş!İKAL,soyut ve somut nesneleri,Somut bir biçimde bağlamak,menetmek,alıkoymak,bağlayarak iradi hareketlerine engel olmak   anlamına gelmektedir.Türkçemizde bunun karşılığını bilmece çözenlerimiz çok iyi bilmektedir:US’TUR.Bizler Kuleli Asker Lisesinde felsefe ve mantık derslerimizde ”US’A VURMAK” deyimini çok kullanırdık?!Çocuklarımıza  “USLU DURUN!”Denilmesini,yalınızca sessiz durun ve yaramazlık yapmayın anlamına indirgemek çok eksik ve yanlış bir yaklaşım olur.Doğruyu,yanlıştan;kötülük verecek fiil ve eylemleri kendinizden uzak tutun,iradenizi iyi,güzel ve doğruya odaklayın anlamını da düşünmek gerekir?!Arap ve Arapça hayranı Osmanlı Onbin senelik Türkçemize en büyük ihaneti yapmış,Arapça ve Farsça karışımı bir yapay dil üretmeye kalkmıştı. Sayın Ali Nejat Ölçen Bey,US kelimesini tarihin derinliklerinden çıkardı ama Türk Ulusu bu kelimeyi sürekli olarak Akıl kelimesi yerine kullanmaktadır.       “Akil Adamlar=Akılları çıkar halkasına bağlanmış,çıkarları uğruna uslarını peynir ekmek gibi yemiş,ihanet kurbanları?!

OĞUZ KAĞAN destanında:
Sayfa 14: anı kördükte us’u kalmadı
Sayfa 22: adı uluğ ordu beg ..usluğ bir ir irdi
Sayfa 26: usluğ yaşkı bir çeper kişi bar irdi.
Oğuz Kağan böyle anlatılıyor. Bu güzelim us sözcüğü yerine Osmanlı akl’ı
akıl’a dönüştürdü. Mustafa Kemal’in devrimlerinin   en önemli olanı bizleri
kendi Türkçemiz’e kavuşturmasıdır. Bu satırlar yazan kişi (Ali Nejat Ölçen)
Ortaokul öğrencisi olarak Müsellesat adlı kitapta (Yıl 1933) daire’nin bir
özelliğini şöyle öğrenmişti…”

 

İzleyiciler

Blog Arşivi