TC.
KADIN NEREDEN NEREYE?
BEŞİNCİ BÖLÜM.
Akana!TA
Alıntı:“Sonsuz sulardan çıkıp, Ülgen’e yaratma emrini veren ve tekrar sulara
dönen Tanrıça Akana’dır. Altay Türklerinin inancına göre, ışıktan bir kadın
hayali şeklindedir. Ülgen ilk yaratılış ilhamını Akana’dan alır ve dünyaya
destek olması için üç tane de balık yaratır. Türk mitolojik görüşlerine göre Ak
ana boynuzlu olarak betimlenir. Eski çağlarda Ana tanrıça heykelcikleri de
boynuzlu olarak simgelenmiştir.”Yaratılış destanımızda Kayra Han ‘a yaratma fikrini verendir.
Bazan Ürüng ENE diye de geçiyor ...
“Bu da Yaratılış destanının en
başı: "Her şeyden önce su vardı. Yer, ay, gök, güneş yoktu. Sadece Tanrı
Kayra Han vardı, ancak yalnızdı ve canı sıkılıyordu, Sudan gelen bir SES ona,
"yarat!" Dedi da kendi gibi birini yarattı ve ona “kişi,” Dedi. .." Ak
Ana - Türk, Tatar,
Altay, Yakut, Çuvaş mitolojilerinde Deniz Tanrıçası. Değişik Türk dillerinde Ağ
Ana, Ürüng Ene, Şura (Sura, Sor) Ene olarak da bilinir. Moğollar ise Sagan
(Sagağan, Saj) Ece olarak anarlar.”
Yunan Mitolojisinde, topraktan insan yartma emrini Baştanrı
Zeus,Oğlu Demirciler Tanrısı Topal
Hephaistos’a vermişti.Tek Tanrılı dinlerde de bizzat Allah ilk insan ÂDEMİ
çamurdan yaratmıştı?!Tüm dinlerin aslı ve çıkış yeri MİTOLOJİDİR.AMMA,TÜRKLERDE
KADININ ÖNEMİ YARATILIŞTA DA VURGULANMIŞTIR.ÖKÜZLERE, VE’L ARAPKOLİKLERE
DUYURULUR.ARABIN ERKEK KÖKENLİ TANRISI DÜNYAMIZI DERTLERE GÖMMÜŞ VE
KADINLARIMIZI DA HER İKİ DÜNYA’DA SEKS KÖLELİĞİNE SOKMUŞ,CENNETİ DE MEYHANE VE
GENELEVİNE ÇEVİRMİŞTİR?!Yunan Mitolojisinde,ilk erkek Prometheus’un hatası
yüzünden,Baştanrı Zeus’un emri üzerine,erkeklerin başına bela olacak kadın yaratılmıştır.İslamda
da ilk cinayet,kızkardeşin paylaşılamaması nedeniyle işlenmitir.GÜNÜMÜZDE
DE,BUNUN İNTİKAMI MIDIR,NEDİR,ÜLKEMİZDE HEP KADINLAR VE KIZLAR ÖLDÜRÜLMEKTEDİR.
Ve Kız
Onbeş yaşına gelen bir türk Kızı,çayıra
çadırını kurarak önüne de flamasını dikerdi…Kendisini beğenerek evlenmek isteyen erkekle değil de,her türlü
spor karşılaşmasında,kendisini yenerek güçlülüğünü kanıtlayan Delikanlı ile
evlenirdi.Evliler de,birbirlerine “EŞİM,”derlerdi.İslamiyetle birlikte
Araplaşmamızın sonunda;kadının adı değişmiştir:EKSİK ETEK,SAÇI UZUN AKLI
KISA,KAŞIK DÜŞMANI,BİZİMKİSİ,ÇOCUKLARIN ANASI,ÖMÜR TÖRPÜSÜ,DERTKÜPÜM,CEHENNEM
EHLİ….İLAHR…..Türkiye Cumhuriyetinde birbirini seçerek evlenmiş olan kadın ve
erkek,BİRİBİRİNİN EŞİDİR.EŞİT DURUMDA VE EŞİT KONUMDADIRLAR…AMMA,KADININ
YARATICILIK VE SAYGINLIKTA ÜSTÜNLÜĞÜ MUTLAKTIR…TARTIŞMA GÖTÜREMEZ….
Kaşgarlı Mahmud’un MS:11’inci asırda
yazdığı,”DİVAR” adlı esrinde EŞ
kelimesini sözlük anlamlarına bakalım: Türklerin kutladıkları bayram ve
festivalleri şöyle anlatır: Bu bayramlar, Eski Türklerin “EĞLENME, GÜLME,
SEVİNME” amaçlı uyguladıkları eğlencelerdir. Dini olmaktan ziyade Ulusal anlamlıdırlar.
Bazen Tanrılar ve kahramanlar için kurban törenleri düzenlenirdi… Bayramlar,
çiçeklerle süslenmiş, çıra ateşiyle aydınlatılmış ve etrafı da ağaç dallarıyla
çevrilmiş alanlarda “ilkbaharın ve Sonbaharın ilk aylarında yapılırdı.
Bayramların gece ve gündüz tertiplendiği bu alanlara,”GÖNÜL AÇAN,”ismi verilmiş.
Kız isteme töreninde usul: İstenilen kız, kahramanlık gösteren erkeği değişil,
vuruşarak galip gelen erkeği seçermiş. Değiş şöyle başlarmış:
-“Çek Peyen sana varamam,
-Vuruşalım dermiş.
-Sen beni yenersen sana ancak öyle
varırım.
-Yalnız ben seni yenersem öldürürüm?!”Dermiş…Necip
BELEN,Eski Türklerde Bayram ve Festivaller,213 Numaralı Birlik
Dergisi,s.42—43.İslamiyet’ten önce,Türklerde KADIN—ERKEK ayırımı kesinlikle
yoktu…
“EŞ” kelimesinin anlamı:
EŞ: AD.
“Birbirinin
aynı olan ya da ayrımsanamayacak denli birbirine benzeyen iki şeyden her biri.
"Bu kalemin eşi de bende var"
Bir çift
oluşturan iki şeyden her biri.
"Ayakkabımın
eşini bulamıyorum"
Karı kocadan
birine göre öteki, her biri, yaşam arkadaşı.
"Adam
eşiyle her gün dalaşıyor"
Birlikte
yaşayan, bir çift oluşturan erkek ve dişi canlıdan her biri.
"Ayının
eşini vurmuşlar".
Halkağzından.
Yol arkadaşı,
arkadaş.
İki şeyi
birbirine denk görmek.”İSLAMDA,
EN UYGAR BİR MÜSLÜMAN ÜLKENİN KADINININ GÖRÜNÜMÜDÜR.
Peygamberin kendi ağzından
dinleyebilirsiniz:
(Eğer bir kimsenin bir
kimseye secde etmesini emretseydim, erkeklerin kadınlar üzerinde olan
haklarından dolayı kadınların erkeklere secde etmelerini
emrederdim.) Tirmizi, Rada, 10/1159; Ebu Davud, Nikah 40/2140 Ahmed
b. Hanbel, Müsned VI, 76; İbn Mace, Nikah 4/1852
Kocasına secde ettirirdim diyor.
(Kocanın vücudu
irin ile kaplı dahi olsa ve karısı onu yalayarak temizlese yine de kocasının
hakkını ödemiş olmaz.) İbni Hacer El Heytemi 2/121 Ahmed b. Hanbel,
Müsned, V, 239.
Kocası üstünde ne kadar büyük hakkı var!
(Ey kadınlar! Eğer
kocalarınızın size olan haklarını bilseydiniz, ayaklarının tozunu yüzlerinizle
silerdiniz.) Hafız Zehebi-Büyük Günahlar- Sayfa 187
(Kadınların dini ve aklı
eksiktir.)
Sahihi Buhari Kadınların aklı eksiktir
bu fıtrat olarak böyledir.
Dini eksik olmasının nedeni
ise; Özel günlerinde namaz onlara farz olmaması kazası olmaması vb. Gibi
şeylerden dolayı dini eksik denir yoksa elbette imanı tamdır.
(Çok lanet ediyor ve
kocalarınıza karşı nankörlük ediyorsunuz. Aklı başında bir erkeğin aklını sizin
kadar çelebilen aklı ve dini eksik başka bir varlık görmedim.)Müslim, İman,
34/132 İbn Mace, Fiten 19/4003.
(Kadınlar arasında iyi
kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir.) Sahihi Buhari.
(Ey kadınlar topluluğu!
Sadaka veriniz ve çok istiğfar ediniz. Çünkü ben Cehennem halkının çoğunun
sizler olduğunu gördüm.) Müslim, İman, 34/132 İbn Mace, Fiten 19/4003.
Kadınlara değer vermemek
mi? Hz. Meryem ondan sonra birçok mühim zat var kadın İslamda. Kadın erkekten
daha çok dikkat etmek zorunda mahremiyeti var dedikodusu var, dili var. İmam
GAZALİ’ DE kadınlar hakkında sıralamış ama sadece birine değinelim.
Kadın sekiz sıfatlıdır:
Giyim kuşam hevesinden maymun. Fakir düşmeye razı olmadığından KÖPEK. Kocasına
ve diğer insanlara kibrinden YILAN. Gece gündüz koğuculuk yaptığından AKREP.
Evden eşya sattığından FARE, Erkeklere hile kurduğundan TİLKİ. Kocasına itaat
ettiğinden dolayı KOYUN’DUR.HADİS?!
İmamı Gazali İhyayı
Ulumuddin.
Burada kadınların
özellikleri sıralanmış nasıl ki dedikoduda akrep gibi sokuyorsa.. Kadınları
anlama gibi bir şey.
Gazzali, kadınların sünnet
edilmesinin zevki arttıracağı gibi fikirleri olan(1), şarkı dinlemeyi Allah’ın
haram kıldığını iddia eden(2), namazı bozan şeylerin kara köpek, eşek, domuz ve
Kadın olduğunu söyleyen(3), ev penceresinden dışarı bakan kadınların dövülmesi
gerektiğini savunan(4), Allah’tan peygamberlerin melek ile, kendilerinin yani
evliyaların ise direkmen bilgi aldığını iddia eden bir MÜŞRİKTİR.
1. KADINLARIN SÜNNET
ETTİRİLMESİ İYİ BİR DURUM İÇİN Mİ BAHSETMİŞ KÖTÜ BİR SONUÇ OLARAK MI DEMİŞ? EK:
KADININ SÜNNETİ YÜZÜNDEN ÖLEN KADINLARIN YANISIRA MİLYONLARCA DA SAKAT KADIN
KALMIŞTIR.
2. ŞARKI DİNLEMEK ZATEN
HARAMDIR TÜM EHLİSÜNNETÇE HARAMDIR!
3. NAMAZI BOZAN KÖPEK ÇÜNKÜ
NECİSDİR ŞAFİLER BUNA GÖRE ZATEN FETVA VERMİŞLERDİR ELBİSEYE KÖPEK DEĞSE
GİYİNEMEZLER, AYRICA KADIN DEMESİNİN NEDENİ FETVA OLARAK ERKEĞİN ÖNÜNE KADIN
GEÇSE DÜNYALIK BİR ŞEHVET OLABAİLECEĞİNDEN HABER VERDİĞİ İÇİN BOZABİLİR
DEMİŞTİR.
4. EV PENCERESİNDEN BAKAN
KADINA GELİNCE, ŞER’EN DÜŞÜNDÜĞÜMÜZDE BİR KADIN KOCASI OLMADAN NE EVDEN DIŞARI
ÇIKABİLİR NE DE PENCEREYİ AÇABİLİR…
ŞER’EN DOĞRUDUR… ÇÜNKÜ
BUGÜN DIŞARIDA NE OLAYLAR BİTİP GEÇMEKTEDİR HELE BUGÜN SİZCE DOĞRU DEĞİL Mİ??AYRICA
BUNLARI SÖYLEYEN HADİS ÂLİMLERİ DEĞİL HADİS ÂLİMİ OLMAYAN SUYUTİ V.B.
GİBİ ÂLİMLERİN NAKLETMİŞ OLDUĞU SÖZLERDİR…
AMA ŞER’EN DOĞRUDUR. AMA
HADİS DEĞİLDİR
(Namazı bozan şeyler kara
köpek, eşek, domuz ve kadındır.) Sahihi Müslim, Salât 265; Tirmizi Salât
253/338 Ebu Davud, Salât, 110/720.
Şafi mezhebinde köpeğin değdiği
kıyafetin bir daha giyinmeyeceğini hepimiz bilmekteyiz. Bunun nedeni bu hadis
olabilir fakat neden öyle dendiği de bellidir.
Zira bir kedi ile bir
köpeğin edeb farkına bakalım. Bilimsel olarak canlılar arasında en çok
idrarında mikrop bulunan varlık köpektir ve tuvaletini açık yerlerde yapar
eşerek örtmezler. Ama kediler böyle değildir. Tuvaletini yapsa hemen ardından
orayı kapatır. Bu nedenle köpek necis bir varlıktır. Tabi ki burada onu
gömelim, öldürelim, eziyet edelim anlamında değil.EK:Peygamber dahil tüm
Müslüman Araplar,araziye sıçarak Üç ila Beş
taşla temizlenirlerdi.Boklarını da öylece boynu bükük
bırakırlardı.1955-1956 senesinde Urfa’da ve 1960-1962 senesinde güney sınırı
boyunca durum hep aynıydı?!RAHMETKİ GENERAL AZİZ AVMAN,1960 SONRASI,MERSİN
VALİSİ OLARAK,MERSİNİN DAĞ KÖYLERİNE
85.00O HELA YAPTIRTMIŞTI.
Kadın ise, namaz esnasında
akla farklı şeyler gelebileceği için namaz bozulur demiştir. Bu da gayet
normaldir ki insan namaz esnasında şeytanla mücadele eder ve akla herşey
gelebilir.
(Uğursuzluk üç şeyde
vardır: Kadında, evde ve atta.)Ebu Davud, Tıb, 24/3922; Müslim, Selam,
34/115 Buhari, Nikâh, 17/4805.
İmamlar hakkında çelişkili
hadislerin varlığı hakkında.
4 İMAM KURANIN HARAM
DEDİĞİNE HELAL DEMEDİLER ÇELİŞKİLİ HADİSLERE BU HADİS-İ ŞERİF-İCE FETVA
VERDİLER BU DA ZATEN EFENDİMİZ OLABİLİR DEMİŞ(!) İSABETLİYSE 2 SEVAP DEĞİLSE 1
SEVAP OLACAK
2- (Zekerine dokunanın
abdesti bozulur.) [Ebu Davud, Tirmizi, Nesai] (Tek Hanefi’de bozmaz.)
3- (Zekere dokunmak abdesti
bozmaz.) [Ebu Davud, Tirmizi, Nesai] (Tek Hanefi’de bozmaz.)
5- (Kan aldırmak abdesti
bozmaz.) [Beyheki] (Yalnız Hanefî’de bozar.)
6- (Akar kan abdesti
bozar.) [Beyheki, Dâre Kutnî] (Tek Hanefî’de bozar.)
HANBELÎ, MALİKİ, ŞAFİ, HANEFİ! Şimdi bu 4 mezhep imamı
kuranın haram dediğine helal, helal dediğine haram diye fetva vermemişlerdir.
Neye göre vermişler? Kuranda olmayan, Hadis-i Şerif-i de olmayan bir konu
karşısında fetva verirler… Peki, hadis’de bir konuda hem var hem yok derse ne
yapmalıyız?”YANIT MI? İLMİN VE AKLIN DEDİĞİNE UYMALIYIZ. Revenons a nos
Moutons.
Manisa şehir merkezine yolu düşen bir kimse, Spil dağına
çıkmak isterse, NİYOBE’NİN/AĞLAYAN KAYANIN/ önünden geçer. Siyah, bulutumsu,
insan başına benzeyen bir kaya ağlayıp, durur. Rahmetli Abdi İpekçi adına bir
uzun şiir yazmıştım:”Bize Dostluk Yaraşır”;orada Niyobe’yi, Truva savaşı için ağlatmıştım:”Ağlar Niyobe ağalar,
Truva’daki savaşa”,demiştim.Ne zaman Anadolu Kadının çileli yaşantısı ve
uğramış olduğu zulümler ortaya konulsa;gözümün önüne hep bu NİYOBE
gelir…Niyobe,Tanrıça Leton’un arkadaşı ve Baştanrı Zeus’un da eşlerinden
birisidir.Mitolojiye göre,Altısı Kız,Altısı Oğlan oniki çocuğu olmuştur.Zeus’un
Leto’dan olan oğlu Apollon ve Artemis
tarafından öldürülmüşlerdir.İzmirli Kör Ozan,Hemşerimiz Homeros bu öyküyü
Akhilleus’un/Aşil’in/ ağzından şöyle anlatmaktadır:
“Tanrılar, yeraltına gizlemiş besinleri,
Yoksa insan bir gün çalışıp rızkını sağlar,
Sonra da sırtüstü yatardı.
Asar, bırakırdı sabanını ocağının başında,
Çözerdi çiftini, çubuğunu, öküzlerini.
Zeus kızınca Promethus’a,
Kendini aldatan o sivri akıllıya,
Sakladı varını, yoğunu insanlardan.
O gündür, bu gündür, dertlere boğdu insanoğlunu.
Zeus gizledi besini insandan.
Ama İapetos’un güçlü oğlu Promethus,
Çaldı Zeus’un ateşini insanlar için.
Sakladı onu marthex kamışının içine.
Kızdı bulut devşiren Zeus, dedi ki ona,
“İapetos oğlu, sivri akıllı kişi,
Seviniyorsun ateşi çaldın, beni aldattın diye,
Ama bil ki dert açtın kendi başına da bir bela.
Aldığın ateşe karşı bir bela.
Öyle bir bela saracağım ki insanlara,
Sevmeye, okşamaya doyamayacaklar bu belayı.
Böyle dedi; kah, kah güldü insanların ve tanrıların
babası.
Namlı, şanlı Hephaistos’u çağırdı hemen:
“Bir parça toprak al, suyla karıştır”,dedi,
İçine insan sesi koy, insan gücü koy;
Bir varlık yap ki, yüzü ölümsüz tanrıçalara benzesin,
Bedeni güzelim genç kızlara.
Athena, sen de ona el işlerini öğret,”dedi.
Renk, renk kumaşlar dokumasını öğret.
Nurtopu gibi Afrodit, sen de büyülerle kuşat onu,
İstekler, arzularla tutuştur gönlünü.
Yüz gözlü devi öldüren Herdmeias, sen de
Bir köpek yüreği, bir tilki koy içine.”
Böyle dedi Zeus, onlar da yaptılar dediğini:” Bakınız Kadınlar hakkındaki Muhammed’in hadisine:” Kadın Sekiz
sıfatlıdır: “Giyim kuşam hevesinden MAYMUN. Fakir düşmeye razı olmadığından
KÖPEK. Kocasına ve diğer insanlara kibrinden YILAN . Gece gündüz koğuculuk
yaptığından AKREP. Evden eşya sattığından FARE. Erkeklere hile kurduğundan
TİLKİ. Kocasına itaat ettiğinden dolayı KOYUN’DUR?!EK:Erkekler için de Üç sıfat
kalmıştır:Keçi,Öküz ve dahi EŞEK?!
Koca Hephaistos, Topal Tanrı hemen
Bir kız biçimine soktu toprağı.
Gökgözlü Athena süslü kuşağını sarıverdi beline.
O canım Kharitler ve güzelim Peitho
Altın gerdanlıklar taktı boynuna.
Horalar bahar çiçekleriyle donattılar saçlarını.
Hermeias doldurdu göğsüne yalanı, dolanı.
Uzaktan
gürleyen Zeus’un oluyordu isteği.
Ses koydu içine o tanrılar kılavuzu
Ve Pandora adını taktı.
Pandora demek, bütün tanrıların armağanı demekti.
Çünkü bütün Olimposlular insanların başına bela
etmişti onu.
Tanrıların babası kurunca bu düzeni,
Epimetheus’a gönderdi Pandora’yı
Kılavuz tanrı Hermeiasla.
Epimetheus unuttu Prometheus’un dediğini:
Zeus’tan armağan alma demişti ona Prometheus,
Alırsan ölümlüleri derde sokarsın demişti.
Armağanı aldı ve alınca anladı
Başına bela aldığını…
Eskiden insanoğulları bu dünyada
Dertlerden, kaygılardan uzak yaşarlardı,
Bilmezlerdi ölüm getiren hastalıkları.
Pandora açınca kutunun kapağını,
Dağıttı insanlara acılarları, dertleri.
Bir tek umut kaldı dışarı çıkmadık,
Kapağı açılan dert kutusundan.
Umut tam çıkacakken Pandora kapamıştı kapağı;
Böyle istemişti bulutları devşiren Zeus.
O gündür, bu gündür insanların başı dertte;
Toprak bela doludur, deniz bela dolu;
Geceler dert doludur, gündüzler dert dolu.
Belalar başıboş dolaşır sessizce,
Ölümlülerin peşinde…”
Tuva savaşının en büyük kavgası başlar: Aşil, Truva
surlarının dibine giderek, Hektor’u çarpışmaya çağırır. Silahlarını kuşanan
Hektor, kale kapısının dışında kendisini beklemekte olan Aşil’e saldırır.
Çarpışmayı her iki taraf merakla izler. Sonunda, Aşil, kargısıyla Hektor’u
öldürür, Hektor’un cesedini atının terkisine bağlayarak Truva surları önünde
sürükler ve barakasına götürür. Kıral Priamos, Oğlu Yiğit Hektor’un cesedini
almak için Aşil’in çadırına gider. Aşil, Kıral Priamos’u akşam yemeğine davet
eder ve şu şiiri de okur:
“Güzel saçlı Niyobe’nin de yemek geldi aklına,
Oysa Oniki çocuğu ölmüştü sarayında.
Altı Kızı,Ergen Altı Oğlu;
Apollon öfkelenmişti Niyobe’ye.
Öldürmüştü oğullarını gümüş yayla,
Kızlarını da Okçu Artemis öldürmüştü.
Niyobe, güzel yanaklı Leto ile bir tutuyordu kendini:
Diyordu:”Leto iki çocuk doğurdu,bense bir düzine.
İki kişi, Apollon, Artemis öldürdü hepsini.
Akheos ırmağı kenarında oynaşan su perilerinin
Yatakları var derler, işte oralarda,
Tanrı
buyruğuyla taş olmuştur Niyobe,
Yüreğine indirir durur acılarını… “
”Niyobe Efsanesi, Anadolu Kadının dramıdır. Çağlar boyunca
doğurdukları hep öldürürülmektedir, GÜNÜMÜZDE BİLE…
BEŞİNCİ BÖLÜMÜN SONU.