TC.
OSMAN TÜRKOĞUZ
TV. İZMİR,07 Şubat 2015.
DEVE
İLE TAŞAĞINI KARIŞTIRMAK!
“Güzel Türkçemizle Güzel Kürtçemizi kucaklaştırmaya
geldim!”Başvekil Bay Davutoğlu Ahmet Konyevî, Diyarbakır/Amid/!?
Ziya Gökalp, Kürtlüğünü ararken Türklüğünü bulmuştur.23 Mart1876
Çermik-25 Ekim1924 İstanbul.Mezarı II’ inci Mahmud türbesi ,İstanbul!?Ostüzü.
Türkçeye merak saran Belçikalı Onyedi yaşında bir Genç,
Türkçemizin iki büyük lehçesini öğrendiği gibi, Yirmi üç şivesini de hatasız
öğrenmişti.”Türk dili matematiksel bir yapıdadır ve en mükemmel bir
dildir!”Demişti. Anadolu Lehçemizde ortaya koyduğumuz eserleri saymaya gerek görmüyorum,
Çağatay Lehçesindeki eserler de ortadadır. Ali Şir Nevai, Yusuf Has Hacip,
İbn’i Sina/Avicenna/Orhun ve Balasagun kitabeleri, Manas Destanı, Lügat’it Türk,
Kutadkubilig, Diğer Türk Destanlarımız, Babür Şahın Anıları, Dedem Korkut
Destanları, Köroğlu/Yirmi beş Türk elinde/,Keloğlan, Karacaoğlan/Altı Türk
ilinde/Saymakla bitmez.Şu güzel Kürtçede ortaya konulan eserler
mi?!Soygun,Cinayet,Ayaklanma…İHANET!?MEM U ZİN!
Sayın
Recep Beyimiz ve Anın Başvekili Davutoğlu Ahmet Konyevî öğrensin diyerek işbu
yazıma emek verdim. Emeksiz her nimete erişenler için boş zahmet olduğunu da
bilmeme karşın, emek verdim.
Kürtçe
diye özgün bir dil yoktur,büyük bir dil sefaleti vardır!?OSTÜZÜ.
“Elli
senedir Kürtçe üzerine çalışmaktayım, Kürtçe bir kelime bulamadım!”Viladimir
Federovich Minorsky,(1877-1966).1954 Ankara.
İslam
Ansiklopedisinin/Leyden1912 baskısı/ Kürt maddesini, İngilizlerin verdiği bir
torba altın karşılığında yazmıştır.
Kürtlerle
meskun olan her köyün Kürtçesi farklıdır.Ostüzü.
“”Bir
İngiliz bilim adamı olan MÜLLER bakınız ne söylemişti!”
“Türkçenin bir gramer kitabını okumak,
bu dili öğrenmek niyetinde olmayanlar için bile bir zevktir. Türlü gramatikal
şekillerin belirtilmesindeki ustalık, isim be fiil çekimindeki düzenlilik,
bütün dil yapısındaki saydamlık kolayca anlaşılabilme yeteneği insan zekâsının
dil aracıyla beliren üstün gücünü kavrayabilenlerde hayranlık uyandırır. Adet
olarak, Türk dilindeki duygu ve düşüncenin en ince ayrıtlarını belirtebilme,
ses ve şekil öğelerini baştan sona dek düzenli ve duygulu olan bir sisteme göre
birbirleri ile bağdaştırıp dizileme gücü, insan zekâsının dilde gerçekleşen bir
başarısı olarak belirir. Birçok dillerde bu gibi olaylar gözden perdelenmiştir.
Onlar çözülmez kayalar gibi karşımızda durur. Ancak,dilcinin mikroskobuyla dil
yapısındaki organik öğeler ortaya çıkarılır.Türk dilinde ise,herşey
saydamdır,apaçıktır.Dilin iç ve dış yapısı billur bir arı kovanı yapısını
seyrediyormuş gibi ortadadır.Türk dili,seçkin bilginler kurulunun uzun bir
çalışma ve oylamasıyla yapılmış sayılacak düzgünlüktedir.Ne var ki,hiçbir kurul
,Tataristan bozkırlarında kendi kendilerine yaşayan bu insanların ,doğuştan
edinilen ve yeryüzündeki benzerlerinden hiç aşağı olmayan bir
dil duygusu kuralları ya da içgüdü ile ortaya koydukları bu dil gibi
güzel bir dil yaratamazdı!”AGOP DİLAÇAR,S.G.E.S.12-13.Osman Türkoğuz,Halifelik
s.49-50.”
“Kürt Dili ”V.F.Minorsky
“Kürtlerin
konuştuğu dil olan Kürtçe, Mesudi’ye göre; Farsçadan etkilenmiş Arapçadır.
Ayrıca Mesudi’ye göre her Kürt aşireti farklı bir Kürtçe konuşur. [14]
Şeref Han ise Mesudi’den farklı olarak Kürt topluluk ve aşiretlerini dil,
gelenek ve sosyal durumlar yönünden dört büyük kısma ayırıp konuştukları dili
müstakil bir dil kabul etmiştir. Şeref Han’ın ayırdığı bu dört topluluk da
kendi adlarıyla anılan lehçeleri konuşurlar. Bunlar;[15]
- Kurmanci-
- Kelhuri
- Kurmanci-
- Kelhuri
- Lori
- Gorani
Kürtlerin gelenek görenekleri, dini, dili hakkında bilgi veren Minorsky’e göre Farsça gibi Kürtçede Batı İran dillerinden olmakla birlikte, Kürtçenin menşeisinin Farsçadan ayrı olduğunu söyler. Ona göre; Farsça Güney-Batı İran dillerine mensup iken Kürtçe Kuzey-Batı İran dillerine mensuptur. Bu günkü lisanlarda birbirine yabancı unsurların bulunmasına rağmen genel olarak Kürtçenin Farsçadan tamamen ayrı bir mahiyet gösterdiğini belirtir.[16] Minorsky; Batı İran dillerinin Kuzey-Batı ve Güney-Batı dillerinin birbirinden büyük farklarla ayrılmış olmamalarına rağmen Kürtçenin kendine has özellikleriyle bariz bir şekilde ayrılmış olduğunu dile getirir. Yazar; Kürtçe, Farsçanın yanında diğer Kuzey-Batı İran dillerinden de ayrılmış bununla beraber bizzat Kürtçenin de birbirinden oldukça farklı şiveleri var olduğunu ve Kürtçenin ekseri şiveleri Kurmanci tabiri ile anıldığını belirtir.[17]”.Evliya Çelebi, Kürtçenin Onbeş ayrı lehçesi olduğunu yazmıştı. Ostüzü.
- Gorani
Kürtlerin gelenek görenekleri, dini, dili hakkında bilgi veren Minorsky’e göre Farsça gibi Kürtçede Batı İran dillerinden olmakla birlikte, Kürtçenin menşeisinin Farsçadan ayrı olduğunu söyler. Ona göre; Farsça Güney-Batı İran dillerine mensup iken Kürtçe Kuzey-Batı İran dillerine mensuptur. Bu günkü lisanlarda birbirine yabancı unsurların bulunmasına rağmen genel olarak Kürtçenin Farsçadan tamamen ayrı bir mahiyet gösterdiğini belirtir.[16] Minorsky; Batı İran dillerinin Kuzey-Batı ve Güney-Batı dillerinin birbirinden büyük farklarla ayrılmış olmamalarına rağmen Kürtçenin kendine has özellikleriyle bariz bir şekilde ayrılmış olduğunu dile getirir. Yazar; Kürtçe, Farsçanın yanında diğer Kuzey-Batı İran dillerinden de ayrılmış bununla beraber bizzat Kürtçenin de birbirinden oldukça farklı şiveleri var olduğunu ve Kürtçenin ekseri şiveleri Kurmanci tabiri ile anıldığını belirtir.[17]”.Evliya Çelebi, Kürtçenin Onbeş ayrı lehçesi olduğunu yazmıştı. Ostüzü.
Kürtçenin
lehçeleri ALINTIDIR.MÛRAD CIWAN.ZAZALARI KÜRTLER KÜRT SAYMAZLAR!?OSTÜZÜ.
Oldukça yaygın bir alanda konuşulan
Kürtçe, içinde pek çok lehçeyi barındırır. Kürtçenin lehçeleri üzerinde yazılan
ve söylenenler birbirinden oldukça farklılık göstermektedir. Bu alanda farklı
saptamalara ve içinden çıkılamaz karmaşık verilere rastlanmaktadır. çoğu kez
lehçe, yöre, aşiret, din ve mezhep adları birbirine karıştırıldığı için
lehçeler için her bir kaynakta başka bir isme rastlanabilmektedir. Bu yalnız
araştırmacıların yapıtları açısından değil, bizzat Kürtler açısından da
böyledir. Bir lehçeye o lehçeyi konuşanlar ve onların komşuları çoğu kez söz
konusu yöre, aşiret, din, beylik ya da mezhebin adını vermişler ve bunun
sonucunda tek bir lehçe için farklı isimler ortaya çıkmıştır. örneğin kuzey
Kürtçe lehçesinin adı, Iran Kürdistanı´nda Şikakî, Irak Kürdistanı´nda Bahdînî,
Türkiye Kürdis-tanı´nda bu lehçeyi konuşanlar arasında Kurmancî,
Zazalar(Dımıliler) arasında Kırdasî ya da Here-weredir. Güney Kürtçesinin adı
Iran Kürdistanı´nda Mukrî, Kürdistanın Türkiye ve Suriye´nin egemenliği
altındaki parçalarında ve Bahdînan bölgesinde Soranîdir. Zazaca olarak bilinen
lehçe, bunu konuşanlar arasında kimi yörelerde Zazakî, kimi yörelerde Dimilkî,
Kirdkî, Kirmanckî ya da Se-bêdir. Hewramanîye, Goranî, Kakeî, Hewramî, Maço ya
da Kurdî adlarının verildiğine kaynaklarda rastlanır.
Kürtçenin lehçeleri arasında en büyük
karmaşıklık Goranî, Lurrî ve Zazakî alanındadır. Kimileri bu üçünü bir lehçe
sayarak onları Kürtçenin bir lehçesi olarak görürken, kimileri de ayrı bağımsız
bir dil olduklarını iddia etmişlerdir. Her üçünü Kürtçenin ayrı bir lehçesi
olarak görenlerin yanılıra ikincisini(Lurrîyi) Kürtçenin dışında kabul edenler
de vardır. Büyük ve Küçük Lurr diye ayrılan Lurrî´nin Büyük Lurr kesimini
Kürtçe olarak görmeyip(bunlardan Büyük Lurrî´yi Farsçanın bir Lehçesi olarak
görenlerin yanı sıra onu bağımsız bir dil olarak da görenler var) Küçük Lurr
kesimini Kürt dilinin bir lehçesi sayanlar da vardır.
Lehçeler üzerinde yeterli
araştırmaların yapılıp doğru sonuçların tüm boyutlarıyla çıkarıldığı
söylenemez. Biz burada elimiz altında var olan kaynak ve belgeler çerçevesinde
kimi görüşlere yer vererek gerçeğe en yakın bulduğumuz bir şemayı sunmaya
çalışacağız.
Kürtçenin lehçeleri konusunda en eski
kaynak Şeref Han´ın Şerefnamesi´dir. Şeref Han bu eserinde şöyle der:
"Kürt topluluk ve aşiretleri,
dil, gelenek ve sosyal durumlar yönünden dört büyük kısma ayrılırlar:
Birinci kısım, Kurmanç
Ikinci kısım, Lor;
üçüncü kısım, Kelhur;
Dördüncü kısım, Goran."
Şeref Han´ın bu belirlemesini
saymazsak, Kürtçenin lehçeleri üzerine araştırmalar, içinde bulunduğumuz
yüzyılın ilk yarısına kadar esas olarak yabancılar tarafından yapılmıştır. Bu
konuda tek istisna Mela Mehmûdê Ba-yezîdî´nin çarlık Rusyası´nın Erzurum
konsolosu Aleksander Jaba için 1858´de hazırladığı ve Hekarî şivesi ile Rewendî
şivesinin karşılaştırmalı bir sözlüğünü içeren broşürdür. Mela Mehmûdê Bayezîdî
bu broşürün girişinde dilbilgisi kuralları bakımından bazı noktalara değinmeden
önce Kürt dilinin de bölgesel ve aşiretsel farklılıklardan dolayı farklı
lehçelere sahip olduğunu belirterek, " mesela, Van, Muş, Bayezid, Kars
ahalisinin ve Iran ve Rusya´ya bağlı Kurmancların konuştukları dil ile Botan,
Hekariyan, Hemedan, Simtî(?), Diyarbekir, Musul, ta Bağdat sınırına varıncaya
dek (ki Süleymaniye, Şehrizur yöreleri ile Zerza, Mukrî, Bebe ve Bilbas
taifelerinden oluşur) olan ahalinin konuştuklar dil arasında farklılıklar
vardır." Mela Mehmûdê Bayezîdî bu çalışmada, Kürtçeyi Kurmancî olarak
adlandırmakta, lehçe olarak da Botan, Hekarî ve Rewendî adlarına değinmekte,
karşılaştırmalı sözlüğünü de Hekarî ve Rewendî şiveleri açısından vermektedir.
1836-1837 yıllarında Kürt dili ve
etnografyası hakkında bir kaç makale yayınlayan G. Givrinli, Kürt dilini Yukarı
ve Aşağı Kürtçe diye ikiye ayırmıştır. Yukarı Kürtçeyi, Mukrî, Hekarî, Şukakî
ve Bayezîdî diye ayıran Givrinli Aşağı Kürtçeyi de Lurr, Gelhurr, Lekî ve
Goranî diye ayırmıştır. Peter Lerch ise Forschungen über die Kurden und die
iranischen Nordch”ldaer, Petersburg, 1857-1958 adlı çalışmasında Kürt dilini,
Zaza, Kurmancî, Kelhurî, Gûranî ve Lurî diye beş lehçeye ayırır.
Kürt dili üzerine araştırma
yapanlardan Oskar Mann Kürtçeyi, Batı, Doğu ve Güney Kürtçesi olmak üzere üçe
ayırır. Zazacayı Goranca´nın bir lehçesi sayan Oskar Mann, Gorancayı da Kürt
dilinin dışında sayar. Oskar Mann´dan sonra gelen yabancı kimi dilciler, Kürt
dilinin lehçeleri üzerinde ayrıntılı yeni araştırmalar yapmaktan çok bizzat
Oskar Mann´ın çalışmalarına dayanarak onun görüşlerini tekrarlamışlardır.
örneğin, Oskar Mann´ın 1907 yılında yayınlanan Kurdish Persich Forschungen
Mundarten Gûran besonders, Kandulai, Auramani und Badschalani adlı Goranca
üzerindeki çalışmasını gözden geçirdikten, bazı açıklamalar ekleyip dipnotlarla
da kimi konuları aydınlattıktan sonra yeniden yayınlayan Karl Hadank bunlardan biridir.
Gorancayı bağımsız bir dil olarak
kabul eden Dr. Mac Kenzie, 1961 yılında Dil Derneği´nin yayınlanan yıllık
raporunda yeralan "Kürt Dilinin Kökeni" adlı makalesinde, Kürtçeyi
bile Orta Farsçanın lehçelerinden biri, The Dialect of Auraman(Hawramani-Luhon)
adlı çalışmasında ise Hawramancayı, Kürtçe değil, Eski Farsçanın bir lehçesi
saymıştır. Kürt dilini de iki lehçeye ayıran Dr. Mac Kenzie, bunları Yukarı
Kurmancca ve Aşağı Kurmancca diye adlandırmış, aşağı Kurmanccaya Süleymaniye,
Hevlêr(Erbil), Rewandiz ve Xoşnaw yörelerinde konuşulan Kürtçeyi dahil ederek
Süleymaniye ağzını bunların temeli saymıştır. Akre ve Surçi ağızlarını da,
Akre, Surçi, Amediye, Yukarı Berwar, Gullî, Zaxo va Şêxan yörelerinde konuşulan
Kürtçenin esası olarak kabul etmiştir.
E. B. Soane, Grammar of Kurmanji or
Kurdish Language, (London, Luzak and Company, 1913) adlı eserinde Kürt dilini
üç lehçeye ayırarak ilk ikisine Kürtçenin temel lehçeleri demiştir. Soane´nin
ayırımı şöyledir:
a)Yukarı Kurmancca
b) Aşağı Kurmancca
c) Lurce, Zazaca, ve birbirlerine
yakın olmalarına rağmen Hewramî ile Goranca.
Türk sosyologu Diyarbakır´lı Ziya
Gökalp, aşiretleri iskan etme projesinde yararlanmak üzere Türkiye Cumhuriyeti
hükümetinin istemi üzerine 1922´de hazırladığı, 1975´te Komal Yayınevi, 1992´de
de Sosyal Yayınları tarafından Türkiye´de yayınlanan Kürt Aşiretleri Hakkında
Sosyolojik Tetkikler adlı eserinde, Kürtleri Kurmanc, Zaza, Soran, Gûran(Goran)
ve Lur olmak üzere beş kavme ayırmakta, henüz tahkik etmediğini söylemekle
beraber, Gûran ve Zaza lisanlarının birbirlerine yakın olduğunu yazmaktadır.
Aynı raporunun ilk değerlendirmesinde, Bahtiyari lisanının Sorancaya, Kalhur
lisanının Gûrancaya ilhakını mümkün gören Ziya Gökalp sonradan bunu tashih
ederek "Bahtiyari lisanının Lurcaya, Kalhur lisanının Sorancaya mensup
olduğu Şerefname´nin şahadetiyle anlaşılıyor" diye yazmaktadır. Ilk
çalışmasında"Gûran, Bahtiyari, Kalhur lisanlarını ayırırsak elimizde
istiklalleri malûm olmak üzere dört lisan kalır: Kurmanc, Zaza, Soran, Lur"
diyen Ziya Gökalp sonraki tashih yazısında "Gûranca, Zazaca, Dünbüli
lisanları aynı lisanın isimleri olduğu gibi, Kalhur, Baban, Soran isimleri de
aynı lisanın muhtelif adlarından ibarettir. Bahtiyarî ve Lûr isimleri de yine
aynı lisanı gösterir. Isimlerdeki bu taadüdün sebebi Kürt kavimlerinin muayyen
isimlerinin olmamasındandır... O halde Kürtlerin bir kavim olmayıp dört kavim
oldukları ve binaenaleyh Kürtçenin de birbirlerinin mensupları tarafından
katiyen anlaşılmayan dört muhtelif lisana alem olduğu anlaşılıyor. Bu dört
lisan şunlardır: Kurmanc lisanı, Zaza lisanı(Gûranca, Dünbüli), Soran
lisanı(Baban, Kalhur), Lûr lisanı(Bahtiyarî, Fîlî[Fêlî], Lek)" sonucuna
varmaktadır.
Ziya Gökalp, söz konusu çalışmasında,
"Bu dört lisanın sahipleri birbirlerinin dillerini anlamazlar. Sarf,
nahiv, lûgat itibariyle aralarında büyük farklar vardır. Binaenaleyh aradaki
farklar lehçe farkları değil, lisan farklarıdır. Bu dört dilin her biri,
lisaniyat itibariyle müstakil bir lisandır. Her biri müteaddit lehçelerden de mürekkeptir.
Bununla beraber bu dört lisan
birbirine tamamıyla yabancı da değildir. Hepsi ´Kürdî-i Kadim´ namı verilebilen
eski bir Kürtçenin müştaklarıdır. Neo-Latin lisanlariyle Latince arasında ne
gibi rabıtalar varsa, Kürdî-i Kadim ile bu yeni Kürtçeler arasında da o rabıtalar
vardır" diye yazmaktadır.
Araştırmaları esas olarak Kurmanc
aşiretiyle ilgili olan Ziya Gökalp Kurmanccanın "Lehçeleri”ne de
değinmektedir:"Kurmanc lisanının kaç lehçeye ayrıldığı henüz ilmi bir
tetkikle meydana çıkarılmamıştır. Yalnız Ahmed-i Hani “Mem û Zin” adlı
kitabında kullandığı lehçelerden bahsederken aşağıdaki beyitte üç lehçenin
isimlerini sayıyor.
Bohtî û Mehmedî û Silîvî
Hin la´l û hinik ji zêr û zîvî
Manası: [Kullandığım kelimeler]
Bohtî, Mehmedî, Silîvî lehçelerine mensuptur. Bazısı la´l, bazısı altın, bazısı
da gümüştür." Buradan hareketle Ziya Gökalp de Kurmanccayı Bohtî, Mehmedî
ve Silîvî diye üçe ayırarak bu lehçelerin konuşulduğu yöreleri ve konuşan
aşiretleri saymaktadır.
Kürt bilgini Tewfîq Wehbî, Kürt
dilinin lehçeleri konusunda Soane ile aynı görüşleri paylaşmaktadır.
Tanınmış yazar Alaeddîn Seccadî,
Destûr û Ferhengî Zimanî Kurdî, Erebî û Farisî adlı eserinde "Kürt dilinde
iki büyük lehçe bulunur" diye belirttikten sonra şöyle der:" Bugün
´Bahdînan´ lehçesi denen ´Botan´ lehçesi. Türkiye ve Suriye Kürtleri ile Musul
ilçelerinin Kürtleri bu lehçeyle konuşurlar. Ikinci olarak da bugün ´Soran´
lehçesi denen ´Mukri´ lehçesi ki diğer Kürtler yani Irak´ın kuzeydoğusu ve
doğusu ile Ardelan ve Mükriyan Kürtleri bu lehçeyi konuşurlar."
Kürt dili ve edebiyatı üzerine
değerli çalışmaları olan Dr. Kemal Fuad, Kürt dilini aşağıdaki ana lehçe ve
şivelere ayırır:
1) Batı
Kürtçesi(ki kimi buna Yukarı(kuzey) Kirmancca der)
a- Afrînî
b- Cizîrî ve Botanî
c- Sincarî
ç- Badînî
d- Hekarî
e- Şikakî
2) Doğu
Kürtçesi(ki bazıları buna Aşağı(güney) Kurmanccası, bazıları da Orta(merkez)
Kürtçesi derler)
a- Soranî
b- Silêmanî
c- Mukrî
ç- Sineyî
3) Güney
Kürtçesi
a- Xaneqînî
b- Feylî
c- Kirmanşanî
ç- Lekî
d- Kulgayeyî
e- Kelhorî
f- Perewendî
4) Goran-Zaza
Kürtçesi
a- Hewramanî
b- Kenûleyî
c- Gehwareyî
ç- Bacelanî
d- Zengeneyî
Kendisinin Güney Lehçesi dediği
lehçeye kimilerinin Lurrî dediğini belirterek bunu eleştiren Dr. Kemal Fuad,
sadece Büyük Loristan´da konuşulan lehçeleri Lurr olarak kabul etmekte ve
bunları Kürtçenin lehçeleri arasında saymamaktadır. Başka kimi kaynaklarda
Küçük Lurr olarak geçen ağızlara Lurr denmesini eleştiren Dr. Kemal Fuad
bunları Güney Kürt lehçelerinin içinde saymaktadır.
Fuad Heme Xurşîd, Zimanî Kurdî,
Dabeşbûnî Cografyayîy Dîyalêkte-kanîy(Kürt Dili ve Lehçelerinin Coğrafi
Dağılımı) adlı çalışmasında Kürtçe lahçelerini şöyle sınıflandırır.
1) Kuzey
Kurmanccası
a- Bayezîdî
b- Hekarî
c- Botanî
ç- Şemdînanî
d- Behdînanî
e- Batı diyalekti
2) Orta
Kurmanccası
a- Mukrî
b- Soranî
c- Erdelanî
ç- Silêmanî
d- Germiyanî
3) Güney
Kurmanccası
a- Asıl Lurr
b- Bextiyarî
c- Mamesanî
ç- Gohgilo
d- Lek
e- Kelhurr
4) Goran
a- Asıl Goranî
b- Hewramanî
c- Bacelanî
ç- Zazaca
Fuad Heme Xurşîd, hem Büyük hem de
Küçük Lurrîyi Kürtçe olarak kabul ederek onları Güney Kurmanccası arasında
saymıştır. Kürt dili lehçeleri ve özellikle de Hewramanca üzerine değerli
araştırmaları olan Mehemed Emîn Hewramanî, Zarî Zimanî Kurdî Le Terazûyî
Berawird da adlı çalışmasında Kürt lehçelerini şöyle sınıflandırır;
1- Yukarı Kirmancca(yanlışlıkla da olsa yaygınlaştığı için ya da
Bahdînî),
2- Orta Kirmancca(yanlışlıkla da olsa yaygınlaştığı için ya da
Soranca),
3) Aşağı Kirmancca(yanlışlıkla da olsa yaygınlaştığı için ya da
Goranca). Sonra, Gorancayı da aşağıdaki şivelere ayırır:
a- Hewramanca
b- Lurrce
c- Bacelanca
ç- Zazaca
M. E. Hewramanî, Bacelanca´nın da
Zengene ve Şebek´i içine aldığını kaydeder.
Kürt dili üzerine özellikle de Zazaca
konusunda değerli çalışmaları olan Kürt yazar ve dilbilimcisi Malmîsanij,
Kürtçeyi beş ana lehçeye ayırarak şöyle sıralar:
1- Kuzey
Kürtçesi veya Kurmanci lehçesi
2- Merkezi
Kürdistan´da konuşulan Kırmanci Lehçesi: Bu
lehçeye zaman zaman Güney Kürtçesi(Kirmancî Xwarû) veya yanlış olarak
"Soranî" de denir.
3- Kirdkî,
Kirmanckî(Kirmancî), Zazakî veya Dimilî(Dimilkî) adlarıyla bilinen lehçe. (Malmîsanij burada Zazacanın en belirgin iki şivesi o-larak
Dersim şivesi ile çewlîg-Dîyarbekir-Sêwreg şivesini sayar.)
4- Gorani
lehçesi: Hewramî lehçesi olarak da adlandırılan bu lehçe Kirdkî(Zazakî,
Dimilkî) lehçesine yakın bir lehçe olup Iran
ve Irak Kürdistanı´nda az sayıda Kürt tarafından konuşulur.
5- Güney
Kürdistan´da konuşulan diğer Kürt lehçeleri grubu: Bu grubun Kermanşahî, Lekkî, Lurrî, Sencabî ve Kelhurî gibi
değişik adlarla anılan kolları vardır ki bunlar Iran ve Irak sınırları içinde
bulunan Kürtlerin bir bölümünce konuşulur.
Mehemed Emîn Hewramanî, Zarî Zimanî
Kurdî le Terazûyî Berawird da adlı çalışmasında Oskar Mann´ın daha önce
değindiğimiz ve sonraları Karl Hadank tarafından yeniden yayımlanan eserinde,
Goranca lehçelerinin asağıdaki biçimde tespit edildiğini belirtir:
"Hewramanca(Auramani)
Kendulece(K”ndulei)
Bacelanca(Baj”lani)
Bêwenijce(Biw”niji)
Gehweraca(G”hwarai)
Rejawca(Rijabi)
Seyyidce(S”yyidi)
Zerdece(Z”rdai)"
Minorski´nin aynı Goran lehçelerini
tekrarladığını, fakat Bewenijce, Gehweraca ve Rejawca´nın yerine Gelhur, Lek,
Feyli ve Kakeyiceyi getirdiğini belirten M. E. Hewramanî, " bu aslında
aşiret, din ve dilleri bir tür birbirine karıştırmadır"(23) diye yazar.
Emin Zeki Bey´in de, Xulasetu Tarixu´l Kurd we Kurdistan adlı eserinde
Hewramanî lehçesini Tacikçe bir dil olarak gördüğünü belirten ve kendisi de
Hewramanlı olan M. E. Hewramanî, onun bu görüşüne herhangi bir kanıt
getirmediğini, anlaşıldığı kadarıyla Minorski´nin görüşlerini aktardığını
yazar.
Süleymaniye üniversitesi öğretim
üyesi Dr. Izzedin Mustafa Resul, Zimanî Yekgirtûyî Edebîy Kurdî(Kürtçenin Ortak
Edebiyat Dili) adlı eserinde Hewramancayı Kürt lehçelerinden biri sayar.
Mehemed Merduxî, Kürt lehçeleri
konusunda Şeref Han´ın görüşlerini paylaşarak bunları Kırmanc, Goran, Lurr, ve
Gelhurr diye dörde ayırır.
Tewfîq Wehbî ile Edmonds, A Kurdish
Dictionary , (Tawfiq Wahby & Edmonds, Oxford at the Clarendon press, 1966)
adlı sözlük çalışmalarında Hewramani Kürtçesi sözcüklerini de Kürtçe sözcükler
arasına katmışlardır. Ayrıca Tewfîq Wehbî, Dr. Mac Kenzie´nin 1961´de
yayınlanan makalesine cevap niteliğinde yazdığı bir makalede, Hewramanca
Kürtçesinin Kürt dilinin eski lehçelerinden olduğunu vurgulamıştır.
Profesör Qanatê Kurdo, Haletekanî
Cins û Bînayî Berkar Le Zaza da (ZaZacada Erillik-Dişillik ve Nesne) adlı
makalede, karşılaştırmak suretiyle Zazaca ve Yukarı Kirmanc lehçelerinin aynı
dil olduğunu aydınlat-mıştır.
Major Soane, Kurdish Grammar (Kürtçe
Gramer) adlı yapıtında Zazacayı Kürtçenin lehçelerinden biri saymıştır.(25)
Kürt dili konusundaki görüşlerde kendini en çok Oskar Mann´a yakın bulan Dr.
Kemal Fuad, başta Oskar Mann olmak üzere Goranca-Zazacayı Kürtçe saymayanların
görüşlerini eleştirerek bunların Kürtçenin birer lehçeleri olduğunu
belirtmektedir: "Oskar Mann´ın da aralarında olduğu kimi dilciler,
Goran-Zaza grubu lehçelerini Kürtçe saymazlar. Bu alanda ben farklı
düşünüyorum: Bu grubun lehçeleri, Kürtçenin diğer grup lehçeleriyle leksikoloji
bakımından farklılıklar göstermekle beraber, bunlar da Kürtçe gibi kuzey-batı
Iranî grubuna dâhildirler. Coğrafik bakımdan da Kürdistan toprakları içine
girerler. Ekonomik, sosyal ve siyasal ilişkileri de diğer uluslara nazaran
Kürtlerle daha güçlüdür. Üstelik Gorancanın şivelerinden biri olan Hewramî uzun
bir süre(16. yüzyıldan 20. yüzyıla dek)Kürdistan´ın geniş bir yöresinde(Doğu ve
Güney Kürdistan´da) edebi dil olmuştur. Ulusal bakımdan da bunlar kendilerini
Kürt olarak görmekteler."
Mehemed Emîn Hewramanî´ye göre de,
varolan eski kaynaklar, Hewramanî Kürtçesinin eski bir dil olduğunu, sadece(132
Hicri yılında kurulan) Baba Ardelan Beyliği boyunca değil daha eski zamanlara
giden ve Avesta dilinden dönüşen, din ve edebiyat dili olduğunu gösterirler. M.
E. Hewramanî, şöyle yazar:
Şêx Se´dî[yê Şîrazî] bir beytinde
şöyle der:
Geh be Tazî astînî ber men zened
gûyed "te´al"
Geh be Kordî gûyedem "borê
nişîne w nan were"
(Bazen el edip bana Arapça
"te´al" der
Bazen de Kürtçe "borê nişîne w
nan were" der. M. C.)
Bu beyitte geçen "borê nişîne w
nan were" Hewraman lehçesiyledir ve "gel otur ekmek ye"
anlamındadır. O dönemde(13. yüzyıl M.C.) Se´dî[yê Şîrazî] Hewramanca lehçesine
Kürtçe demiştir.
Sultan Sehak´ın Ehli Hak taraftarları
için manzum olarak söylenen Kürtçe Yaresan Ilahileri Hewramancadır. Meşhur Kürt
şairi Xanayî Qubadî´nin kendisi Şirin ile Husrev destanını Kürtçe
manzumlaştırmak istediğini söyler. Ona göre Kürtçe Farsça´dan eksik değil,
ondan daha şirindir. Onun için şöyle der:
Ce lay aqilanê sahib eql û dîn
Dana buzurganê Kurdistan zemîn
Rast en mewaçan Farisî şeker en
Kurdî ce Farisî bel şîrînter en
Ce ´ersey dinyay dûn bedfercam
Be destûrê nezmê Nîzamî meqam
Be lefzê şîrînê Kurdistan temam
Pêş buwan meh´zûz baqî weselam.
(Akıl ve din sahibi akıllılarca
Kürdistan´ın büyük bilginlerince
Doğrudur, "Farsça şekerdir"
denir
Fakat Kürtçe Farsçadan daha şirindir.
Bu aşağılık fani dünyada
Nizamî makamın manzum usulünce
Tümü Kürdistan´ın tatlı sözleriyle
Xanayî Qubadî Şirin ile Husrev
destanını yazdığında, Hewramanca Kürt edebiyat dili olmasaydı ne bu lehçeyle
yazar ne de ona Kürtçe derdi."
Ehli Hak´ın kutsal defterlerindeki
ilahilerin söylenişi için iki lehçe kullanılmıştır. Defterler, Hewraman
lehçesine, "Kurdî"(Kürtçe, bazen de "Kurdîyî
Awramanî"(Hewramani Kürtçesi), Caf şivesine de "Cafî
Awramanî(Hewraman Cafçası) demişlerdir. Bu bilgiyi veren derlemeci Abîdînî
Caf(Abîdîn Başçawûş) sözkonusu ilahilerin sözlerinin ve dini kütüphanelerinde
varolan yazıların 880 yıl öncesine dek gittiğini belirtir.
Vermeye çalıştığımız bilgiler
ışığında, Büyük Lurr şiveleri dışında, Küçük Lurr de dahil Gorancanın bütün
lehçeleri ile Zazaca lehçesinin Kürt dilinin lehçeleri arasında olduğu
gerçeğini kabul etmek, Büyük Lurrlarla ilgili olarak da bu lehçenin tartışmalı
olduğu gerçeğini gözönünde bulundurmak gerekir
Sonuç olarak Kürt dilinin lehçeleri,
şiveleri ve coğrafik dağılımları ile ilgili olarak aşağıdaki veriler
sunulabilir:
1- Kuzey
Kürtçesi(ya da Kurmancî/Kirmancî):
Kuzey Kürt lehçesi, en geniş yayılma
alanına sahip olan bir lehçedir. Kürdistan´daki yayılma alanı, doğudan bir hat
çizilmeye başlanırsa, Urmiye Gölü´nün batı kıyısından başlayarak güneydoğuya
doğru iner, Şino şehrinin kuzeyinden, Kêleşin vadisinden Iran-Irak sınırını
geçer, Helgurd´e varıncaya dek uzar. Oradan Rewandiz nehrinin kuzey kıyıları
boyunca ta Zêyî Badînan(Büyük Zap)´a varıncaya dek gider. Buradan da Dicle
nehrine dökülünceye dek Zap´ı takipeder.(29) Urmiye Gölü´nden kuzeye doğru
Kotur ve Xoyu içine alarak Aras nehrine kadar uzar, Kars, Erzurum, Muş, Bitlis´i
içine alır Güneydoğu Toroslar´ın kimi zaman doğu yamaçlarını, kimi zaman da
eteklerini boyluboyunca takip eder, Siirt il sınırlarını, Kozluk, Silvan, Kulp,
Lice, Bismil kazalarını, Diyarbakır vilayet sınırlarını, Ergani´yi, Deşta
Gewran ve Karacadağ yöresini içine alacak biçimde Siverek´in doğu, güney ve
güneydoğu bölgesini, Hilvan kazasını, Gerger hariç Adıyamanı, Malatya´yı
Maraş´ın kuzey, doğu ve güney yörelerini içererek Gavur Dağı´nın doruklarına
kadar uzanır, Hatay´ın Kırıkhan ve Haleb´in Afrin ilçelerini içine alır. Oradan
Dicle nehrinin Zap suyunu aldığı noktaya dek Kürtlerin yaşadıkları topraklarda
Kuzey Kürtçesi(Kurmanci) konuşulur. Tunceli´nin Pertek ve Mazgirt kazalarında,
Elazığ´ın Maden, Sivrice ve Palo dışındaki kazalarında, Bingöl´ün Karlıova
kazasında ve Sivas´ın Kürtçe konuşulan yörelerinin çoğunluğunda da bu lehçe
konuşulur. Bu lehçe ayrıca Lübnan, Ermenistan, Gürcistan, Azerbaycan Kazakistan
ve diğer Orta Asya cumhuriyetlerindeki Kürt nüfus tarafından, Horasan ve Konya
Kürtleri ile Ankara Kürtlerinin bir bölümünce konuşulur.
Kuzey
Kürtçesinin şiveleri şöyle sıralanabilir:
a- Batı Kurmanccası: Afrin
bölgesinden başlayarak Antep, Kırıkhan, Maraş, Adıyaman ve Malatya Kürtleri ile
Urfan´ın Suruç, Birecik ve Halfeti Kürtlerinin konuştukları şive. Genel olarak
Fırat nehrinin batı yakası Kurmanclarının konuştuğu şive denebilir. b- Rewendî:
Van Gölü´nün kuzeyinde kalan topraklardaki şive. Doğudan Şikak bölgesinden
başlar, Aras nehrine kadar olan yerler, Kars, Ağrı, Erzu-rum, Van, Muş ve Erzincan
Kurmanclarının konuştukları şivedir.
c- Şikakî: Urmiye gölü, Şemdinan ve
Başkale arasındaki yörelerce konuşulur
ç- Hekarî: Şırnak´ın hemen güneyinden
başlayarak Hakkari ili sınırları içindeki Kürtlerce konuşulur.
d- Botî: Suriye ve Türkiye sınırları
içindeki Cizre Kürtlerinin, doğuda Zaxo´nun kuzeyinden başlayarak Şırnak´ın
hemen güney ve batısından Eruh´u içine alacak biçimde Van Gölü´nün güneyine
kadar uzanan, Bitlis´in doğu ve güney bölgelerini, Siirt´i, Batman çayı´na
kadar olan yöreleriyle Batman´ı ve Mardin´in doğu yörelerini içine alan
topraklardaki Kürtlerin konuştukları şive.
e- Bahdînî: Zaxo, Amadiye , Akre,
Zêbar yöreleri ile Duhok Kürtlerinin konuştukları şive.
f- Sincarî: Sincar Dağı ve Şêxan
yöresi Kürtlerinin konuştuğu şive.
g- Orta Kurmancca (ya da
Silîvî-Kîkî-Milî) Diyarbakır ilinde, Mardin ilinin doğu yöresinin dışında kalan
yörelerde, Urfa´nın Fırat´ın doğu yakasına kadar uzanan topraklarında kalan
Kürtler ve Elazığ´ın doğu ve güney yörelerindeki Kurmanclarca konuşulan şive.1
2- Merkez
Kürtçesi (ya da Soranî):
Bu lehçenin sınırları Kurmanci
lehçesi için belirttiğimiz güney sınırlarından başlar, güneye doğru Sîrwan
çayı´na ve Xaneqîn´e varıncaya dek devam eder. Güneyde Hemrîn Dağları´nın
güneyinden doğuya doğru döner ta Sehend dağına, Mesirabad, Bicar ve Esedawa´ya
kadar uzanır. Güney sınırının eni de Melayir-Kirmanşah-Qesri Şirin-Xaneqin ana
yoluna kadar varır.(30) a- Soranî: Zêbar yöresi hariç bugünkü Hewlêr vilayeti
ve kazaları.
b- Silêmanî(ya da Babanî):
Süleymaniye, Kerkük, Kifrî, Qeretepe, Tuz-Şiwan yöreleri ile Xaneqîn´in bazı
köylerini içerir.
c- Mukrî: Şino, Nexede, Meraxe,
Mîyandiwaw, Şahîndij, Saqiz, Bokan, Bane ve Serdeşt Kürtlerinin konuştuğu
lehçe.
ç- Sineyî: Sine(Senendec), Bicar,
Kengewer ve Rewanser ile Ciwanro´nun kuzey yörelerinde konuşulur.
3- Güney
Kürtçesi:
Kuzeyde Melayir-Kirmanşah-Qesri Şirin
anayolundan başlayarak Kürdistan´ın güney sınırlarına kadar varan alanda
konuşulur. Şiveleri aşağıdakilerdir:
a- Xaneqînî
b- Asıl Lurr( ya da Feyli)
c- Kirmanşanî
ç- Lekî
d- Kelhorî
e- Perewendî
f- Kulgayeyî
4- Goran
Kürtçesi:
Goran şivelerini konuşanlar,
Bağdat-Kermanşah yolunun kuzeyindeki dağlık bölgede, Hewraman dağlarının doğu
ve batı yakalarında, ayrıca Paweh ve Kendule yöresinde, Musul´un doğu ve
kuzeyinde; Xazır çayının Zap Suyu´na döküldügü yörelerde yaşarlar.
"Goranların yaşadıkları coğrafi
bölgeler, eski tarihlerde lehçelerinin oluşmaya başladığı dönemlerde, yukarıda
belirttiğimiz bölgelerden çok daha geniş ve büyüktü. 18’inci yüzyılda üzerinde
yaşadıkları toprakların bugün üzerinde yaşadıkları topraklardan geniş olduğu
kuşkusuzdur. 18’inci yüzyılın sonu ile 19’uncu yüzyılın başlarında Süleymaniye
Beyliği´nin çağdaş ve yeni bir biçimde ortaya çıkması, bir dereceye kadar
Goranların üzerinde yaşadıkları toprakların daralıp küçülmesi hesabınaydı.
Böylece Kürtçenin Güney Kurmancca lehçesi(Merkez Kürtçesi, Süleymaniye şivesi
M. C.) Süleymaniye Beyliği´nin resmi dili olarak oluştu. 18. yüzyılın ardından
gelen yıllarda adım, adım Goran lehçesinin yerini daraltarak onun aleyhine
gelişti.
Goran lehçesi, Baba Ardelan´ın 4’üncü
yüzyılda kurduğu Ardelan Beyliği
döneminde yaygındı. Baba Ardelan, Moğolların harabettiği Şarezor´u yeni-den
bayındır hale getirerek beyliğinin başkenti yaptı. Goranların Zagros´un
doğusundan Şarezor´a doğru yayılmalarının bu olayla başlamış olduğu uzak bir
ihtimal değil
Kakeiler(Ehl-i Hak, Ali Ilahiler)
Şarezor´u kutsal yerleri haline getirdiler. Gorancayı da dinlerinin dili
yaptılar. O dönemde Şarezor´da şiir dili Goranca´ydı. Kakeilerin dinsel edebiyatları
da şiirle başlamıştı. Bugüne kadar da bu, böyle kaldı.
Şunu da belirtmek gerekir ki Kerkük,
Kifrî, Xaneqîn ve Sîrwan çayı karısındaki aşiret ve oymaklar, örneğin; Zengene,
Cebarî, Şiwan, Bîbanî, Talebanî ve diğerleri Goran aşiretlerindendi. Bunların
yazılı klasik edebiyatları ve folklorları vardı ve Goran lehçesiyleydi. Fakat
Süleymaniye Beyliği´nin gelişip güçlenmesiyle, Aşağı Kurmanc lehçesi yavaş,yavaş
bu yöreleri işgal etti."
a- Hewramanî: Sîrwan çayı´nın üst
tarafına düşen Hewraman yöresi Kürtleri bu şiveyi konuşur. Hawraman dağlarının
batı tarafı, Halebçe ve Pêncwîn arası yöredir, doğu yakası ise Sine ve
Kermanşah´tır. Hewraman yöresi; Hewramanî Luhon, Hewramanî Dizlî, Hewramanî
Text, Hewramanî Rezaw, Hewramanî Ciwanro ve Hewramanî Kenduleyî diye bölgelere
ayrılır.
b- Bacelanî: Zengene ve Şebek´i
içerir. Musul´un doğusundan Başvaye yörelerinden yayılarak Hamdaniye´nin kuzey
ve güneyine ta Talabani ve Zengene yöresine, ayrıca Qeretû, Horên ve Şêxan´a
dek dağılmışlardır. Bacelanîler Loristan´ın kuzeyindeki Zehaw yöresinde de
yaşarlar.
c- Gehwareyî:
5-
Zaza(Dimilkî, Kirmanckî ya da Kirdkî) Kürtçesi:
Türkiye´nin egemenliği altındaki
Kürdistan topraklarının kuzeybatısında kuzeyde Erzurum ve Erzincan´dan güneyde
Adıyaman´ın Gerger ilçesine, Güneydoğu Torosların doğu ve güney eteklerinden
Sıvas´ın Zara kazasına kadar uzanan bir alanı kapsar. Adıyaman´ın Gerger
ilçesinde, Urfa´nın Siverek kazasının içi ve kuzeyine düşen köylerinde,
Diyarbakır´ın çermik, Çüngüş, Piran ve Hani ilçeleri ile Lice, Hazro, çınar ve
Kulp ilçelerinin bazı köylerinde, Siirt´in Kozluk, Sason ve Baykan ilçelerinin
bazı köylerinde, Bitlis´in Mutki kazası ile bazı köylerinde, Muş´un Varto
kazasının bazı köylerinde, Erzurum´un Hınıs ve Tekman kazalarının bazı
köylerinde, Erzincan´ın içinde ve bazı köy ve kazalarında, Tercan´ın içi ve
köylerinde, Sivas´ın Zara kazasının Beypınarı nahiyesi ile bazı köylerinde,
Tunceli ili ile Pülümür, Nazimiye, Ovacık, Hozat ve Çemişgezek kazalarında
hemen tamamıyla, Elazığ´ın içi ile Maden ve Palo kazalarının tamamında.
Karakoçan´ın yarıya yakın bölümünde, Bingöl ili ile Genç ve Kiğı kazalarının
tamamında, Solhan´ın çoğunluğunda ve Karlıova´nın az bir kesiminde Zaza lehçesi
konuşulur. Diyarbakır´ın içinde de çoğunluk Kurmanc olmakla beraber Zazaca
konuşan önemli bir nüfus yaşar.
Zaza
lehçesi ikiye ayrılır:
a- Dersim şivesi: Tunceli, Erzincan
ve Sivas´ta konuşulur.
b- Doğu(çewlîg-Diyarbekir-Sêwreg)
şivesi. Bingöl, Elazığ, Diyarbakır, Siverek ve Gerger´de konuşulur.
Kaynak: Mûrad Ciwan, Türkçe Açıklamalı Kürtçe Dilbilgisi Kurmanc
Lehçesi, Jîna Nû Yayınları, Balinge / Sweden, Ağustos 1992, s.15-30
Afrika’da
ilkel Zenci dillerin kaynaştırılmasından İngilizce ayarında İBOCA adında bir
dil ortaya konulmuştur.Kürtler bir ulussalar,hangi tarihte ve nerede bir Kürt
devleti kurmuşlardır,bu devletin devlet dili nasıldı?! A BİZİM KÜRT
UŞAKLARIMIZ!?OSTÜZÜ.