15 Eylül 2011 Perşembe

435-LOZAN ÜZERİNDEN AMERİKAN RÜYASI.

                                                                                 

            OSMAN TÜRKOĞUZ
            osmanturkoguz@hotmail.com
            Çeşmealtı;14 Eylül 2011.

                                   LOZAN ÜZERİNDEN BİR AMERİKAN RÜYASI.
                                                           “Nous voulons pas les Americains”
            Amerikalıları istemiyoruz!”TBMMECLİSİ Hükümeti Dışişleri Bakanı İsmet. New York Times,23 Kasım 1922
Kim ki, Türkiye eyaletlere bölünsün der; o bir Ermeni ve Amerikan uşağı vatan hainidir. Ostüzü.
İlgi:Azınlıklar ve Misyonerler-50  http://www.http/:osmanturkoguz.blogspot.com/
                                               Yeni Çağ gazetesi,13.10.2007-08.11.2007-23 seri yazı
            Lozan şehrinde, Lozan Konferansının yapılacağı binanın kapısına Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin Dışişleri Bakanı ve de Garp Cephesi Komutanı ve Türkiye Başdelegesi Tümgeneral İsmet Paşa—Edirne Mebusu—imzası ile asılmış olan yafta. Gözlemci olarak konferansa katılacak Amerikalı delegeleri şaşkınlığa uğratan bir yiğitlik destanı.
            Amerika Birleşik Devletleri 1917 senesinde Almanya ve Avusturya Macaristan İmparatorluğuna savaş ilan ederek, İtilaf devletlerinin safında Avrupa’daki çarpışmalara iştirak etmişti. Hatta meraklı olanlarımız, başrolünü Gary Cooper’ın oynamış olduğu Kahraman Çavuş York” filmini hatırlarlar. Osmanlı devleti ile Amerika karşı cephelerde muhasım olarak yerlerini almışlardı. Başkomutan Mareşal Gazi Mustafa Kemal’in, Latife—Uşaki—Hanıma yazdırdığı kesin uyarı üzerine İzmir körfezini terk eden 64 parçalık düşman gemilerinin içersinde Amerikan savaş gemileri de vardı.
            Sancak gemisi Uss Namha, Destroyer Uss Manley, Uss Arizona, Destroyer Uss Gregory, destroyer Uss Roper. Bu savaş gemileri İzmir Körfezinde, Türkün deniz ülkesinde ne mi arıyorlardı? Söyleyeyim de bu günlerin ne zaman hazırlandığını anlatmış olayım.
            31 Ocak 1896 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri Parlamentosuna bir yasa taslağı sunulmuştu.Taslaktaki ifade aynen şöyle idi:
            “Dünyadaki Hıristiyanlardan oluşan bir komisyon seçelim. Bu komisyon, Türkiye’yi yönetmek için bir başkan seçsin. Türkiye’nin yönetimi Türklerden alınsın ve TÜRKİYE EYALETLERE BÖLÜNSÜN”TÜRKİYE BİRLEŞİK DEVLETLERİ OLSUN!”
            Osmanlı İmparatorluğunda Misyonerlik faaliyetleri 14’üncü asırda başlamıştı.1830’dan sonrada; Amerikalı misyonerler, Ermeni ve diğer azınlıklara Türk düşmanlığını ve ulusal bilinci aşılamışlardı. Osmanlı Devleti Gaflet, Dalalet ve de Hıyanet içersinde uyutulurken düşmanlarımız subaşlarımızı ve köprübaşlarımızı ele geçirmişlerdi. Azınlıklarımız Ulusal bilinçle bilinçlendirilirken Osmanlı egemenliğinde bulunan Türkler de Ümmetçilik ve Araplık potasında eritilmişlerdi.1789 Fransız Büyük Devrimi Osmanlı sınırlarından içeriye yalınız azınlıklar için girmişti. Bugün olduğu gibi. Dedelerimiz ne ile vurulmuşlarsa onunla vurulmak üzereyiz.
            Kara Ses Cemalettin Kaplan’ın oğlu Metin Kaplan, Halife sıfatı ile Almanya’da bir anayasa hazırlatmıştı.”Anadolu İslam Federe Devleti Anayasası!”Federe devletler, Federal bir çatı altında toplanmazlar mı? Bunlar hep Amerikanın oyunudur. Bu federe devletin Federal devleti kimdir!
            Amerika Birleşik Devletleri, insanlığa ve evrensel insan değerlerine aykırı, dünya insanlarının kanını emen ve canını alan bir evrensel Gangsterler çetesidir. Mutlaka yıkılması gerekir ve de yıkılacaktır da. Roma İmparatorluğu, asar imparatorluğu, Mukaddes Roma Germen imparatorluğu, Emevi ve Abbasi imparatorluğu ve de Komünist Sovyet imparatorluğu gibi yıkılacaktır. Geçmiş tüm imparatorluklar gibi, köleleştirdiği insanlardan oluşan bir dünya nizamı kurma peşindedir. Yardımcıları da ulusların içinde bulunan satılmış vatan hainleridir. Esasen Üçüncü Dünya Savaşının stratejisi ulusları ve az gelişmiş devletleri kendi çocuklarını savaştırarak yok etmektir.
            Bir Hintli bilim Kadının hesabına göre;Amerikalı bir çocuğa harcanan para ile 125 Hintli çocuğa bakılabilirmiş!
            Amerika Lozan Barış Antlaşmasını onaylamamış! Uluslararası bir barış antlaşması, antlaşmanın tarafları ve de garantör devlet tarafından onaylanarak yürürlüğe girmesi için bir de Gözlemci devlet tarafından da onaylanması mı gerekir! Taraflar tarafından ve de garantör devlet tarafından onaylanarak yürürlüğe girdikten sonra, Gözlemci devlet tarafından onaylanacağı hangi devletler hukukunda yazmaktadır! Şimdi bir de Amerika Birleşik devletlerinin 21’inci yüzyıl ulusal güvenlik planına bir daha bakalım:
            Sizlere iki belge sunacağım, bunların ne demek istediğini çözemezseniz eyvah ki eyvah!
            Birinci belge:1993 senesindeydik; bir dershanenin kimya öğretmeni bir Sayın Bayanımız Yargıtay’daki bir dosyadan alınmış bir yemin metnini bana getirmişti. Bu metni bilgisayara yükleterek gerekli yerlere iletmiştim. Bu arada, emekli subaylarımıza sataşan Sodep Genel Sekreteri Ertuğrul Günay’a da iletmiştim. Bu bir Kuran Kursu yeminiydi. Bu yemini 1980’li yıllarda Sayın RTE’NİN DE etmiş olduğunu sonradan öğrenmiştim. Yemin metni şöyledir:
            “Ben, Muhammet ümmetindenim. Türkiye, dinsiz, laik bir memleket haline gelmiştir. Hayatımı, Mustafa Kemal dinsizliği ile savaşa adayacağıma, Türkiye’yi bir din ve şeriat devleti haline getirmek için mücadele edeceğime, Kemal Paşa zamanında çıkarılan dinsiz kanunların tatbikini önleyeceğime, kısa zamanda ümmet esasına dayanan, şeriat devletinin kurulması için çalışacağıma, dinim, Allah’ım ve bütün mukaddesatım üzerine yemin ve kasem ederim.”MISIR’DA METHEDİLEN KANUNLAR VE LAİSİZM! Ortada bal gibi bir Takiyye var; amma hangisi doğru!Bir toplum bu kadar nasıl aptal yerine konulabilinir?
            Şimdi de ikinci ve daha vahim bir belgeyi sunuyorum: Bu belge Türkiye Cumhuriyetini temsil eden devletlilerle Avrupa Birliği arasında imzalanmıştır.”Brüksel Zirvesi Sonuç Bildirisi!”. Bu belgenin başlık bölümü:
            “Presidency Condusons”
            “Madde 23-“Müzakerelerin yalnız Türkiye’yle değil, diğer devletlerle de yapılabileceğinin, müzakereler sırasında Türkiye birkaç devlete bölünürse veya Güneydoğu bölgesinde bir Kürt devleti kurulursa, yeni karara gerek olmaksızın onlarla da müzakere yapılacağına…”
            Bu belgelerden çıkaracağımız iki vahim ve kesin sonuç vardır. Hiçte kendimizi kandırtmayalım: Önce ikinci belgeyle ne demek isteniyor onu yazalım:
            “Ey! Bölücü unsurlar, ellerinizi çabuk tutarak Türkiye’yi biran önce bölmelisiniz. Bizler, siz Türkiye’yi bölmeden önce Türkiye Cumhuriyetini Avrupa birliğine katiyen almayız, onları uyutur, başarınız için onlardan ödün üstüne ödün almayı sürdürürüz. Ha gayret, size yardım edecek iktidarların başarılı olması için de her türlü desteğimizi esirgemeyiz.”Bunun anlamı kesinlikle budur. Bendeniz Kürt cesaretini en iyi bilenlerdenimdir:
Amerika Birleşik Devletlerinin Milli Siyaset Belgesindeki 21’inci Yüzyıl Hedefleridir. Amerika Birleşik Devletlerinin Milli Güvenlik Belgesinde iki önemli konu vardır, bizleri bugünkü karmaşaya ve dağınıklığa iten. Burasını iyi okuyup, aklımızı da başımıza almazsak yarın için de çok geç kalmış olacağımızı şimdiden söyleyebilirim:
            1*“21’inci yüz yılda; hiçbir ülke ya da ülkeler topluluğuna STRATEJİK GÜÇ OLMA İZNİ VERİLMEYECEKTİR!”
2*”Bu hedefin sağlanması için önleyici güç kullanımı da dâhil her yola başvurulacaktır.”
Amerika Birleşik Devletleri’nin, Türkiye toprakları üzerinde ÜÇ temel, ÜÇ’Ü DE mümkünse ulaşılabilir nitelikte hedefleri vardır:
“1-Büyük İsrail’in oluşturulması,
“2-Büyük Ermenistan’ın oluşturulması,
            “3-Büyük Kürdistan’ın oluşturulması.
            Daha uzun vadede:
            A-İstanbul merkezli Büyük Ortodoks devletinin kurulması,
            B-Pontus Rum ve Yunan devletinin kurulması,
            C-Konya merkezli HİLAFET devletinin kurulması!
                                   Çok önemli bir haber:
            “Ankara-Cumhuriyet Bürosu.”
            “Vali ve kaymakamlar Amerika Birleşik Devletlerine eyalet uygulaması stajına gittiler.”
            “İş İşleri Bakanlığı Strateji geliştirme Başkanlığı bünyesinde, Amerikan yönetim sistemini görmek ve uygulamaları incelemek amacıyla 35 Kaymakam ve Vali Muavini, 1,5 aylık kurs için Amerika Birleşik Devletlerine gittiler.”
            Gezi heyetinin başkanı Kadir Çakır:”Öğrendiklerimizi en iyi şekilde uygulayacağız!” Dedi.
             Başkomutan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mareşal Gazi Mustafa Kemal’in,06 Mart 1922 tarihinde Türkiye büyük Millet Meclisi Kürsüsünden tüm dünyaya seslenmişti:
                        Efendiler,”
            “Avrupa’nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlandırılmıştır. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Hâlbuki hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir.”Gazi Mustafa Kemal.
            İsterseniz 1919 Eylül ayına dönelim: Amerika Birleşik Devletleri Misyoner Teşkilatının isteği üzerine, Amerika Osmanlı devletinde ve Ermenistan’da incelemelerde bulunmak üzere, General Harbord başkanlığında 46 kişilik bir kurulu İstanbul’a bir savaş gemisi ile göndermiştir. General harbord, Amerikanın Avrupa’da bulunan silahlı kuvvetlerinin kurmay başkanıdır.46 kişilik heyetin 15’i subay,31’i de çeşitli meslek kuruluşlarından uzman kişilerdir. Suriye ve Ermenistan’ın manda idaresine alınması durumunu ve Osmanlı devletinin, tarım, demiryolu, karayolu, sağlık, ulaşım, emniyet ve güvenlik durumlarını incelemekle görevlendirilmişlerdir. Heyetten ayrılan 30 kişi tren yolu ile Anadolu’ya incelemeye çıkmışlardır. Ulukışla, Kayseri, Merzifon üzerinden Sivas’a gelmişlerdir. Sivas’ta Heyeti Temsiliye reisi Mustafa Kemal’den General Harbord iyi bir ders almıştır.”Askeri durumunuz bakımından başarı şansınız yok gibi!” diyen General Harborda:
            “Hiç olmazsa şerefimizle ölürüz!” Yanıtını vermiştir.
            Erzurum’a gelen General Harbord; Erzurum belediye başkanından da iyi bir ders almıştır. Belediyenin açık duran penceresinden Türk ve Ermeni mezarlıklarını gösteren Rahmetli Belediye Reisi:
            “General, şu mezarlıklara bir bakınız! Ermenilere ait mezarlık Türk ve müslüman mezarlığının dörtte birinden azdır!”Demiştir.
            26 Eylül 1919 tarihinde Rusya Ermenistan’ına giden heyet 30 gün sonra geriye dönerek Suriye’ye gitmek üzere Osmanlı topraklarını terk etmiştir. Osmanlı HilalAhmer Cemiyetinde 15.000 Gaytımüslim yetimine bakılmakta olduğunu gözlemleyen General Harbord ekibi, bu çocukların Türk yetimhanelerinde kalma isteklerini şaşkınlıkla karşılamışlardır.
            Sivas Kongresi sırasında bazı Osmanlı Öküzlerinin Amerikan Mandası olma isteklerine Rahmetli Hikmet Bey ve Mustafa Kemal gerekli cevaplarını vermişlerdi.Hikmet Bey;Orhan Boran’ın babasıdır.İstanbul Tıp fakültesinden Üniversiteliler adına Kongreye gelen bir Ulusal Kahramanımızdır.Uzatmayalım,son gösteriler halkımızı aldatmaya yöneliktir.Bendeniz soruyorum:”Kemiyet mi,Keyfiyet mi’”?
 

İzleyiciler

Blog Arşivi