25 Ekim 2011 Salı

450-ÖLMEYE EMROLUNMAK!

                                                                                   

OSMAN TÜRKOĞUZ

İzmir;24 Ekim 2011.

              ÖLMEYE EMROLUNMAK!

      “Ben, size taarruz etmeyi değil, ÖLMEYİ emrediyorum!”

Erkânıharp Kaymakamı Mustafa Kemal, Selanik.
“Söz konusu vatansa gerisi teferruattır!”Mareşal Gazi Mustafa Kemal.
Her türlü hatasına karşın, Libya’yı bağımsız ve zengin bir ülke haline getiren Rahmetli Kaddafi, kendi tabancası ile kendi vatandaşı Müslüman bir Arp gencine öldürtülmüştür! Emeksiz para ile yönlendirmenin sonudur tüm bu ihanetler. Aynı hatayı Osmanlı imparatorluğu Suudi Arabistan’da işlemişti. Her sene Sürre alaylarıyla gönderilen yiyecek, giyecek maddeleri ve altın, Müslüman Arapları satın alınmaya alıştırmıştı. Birinci Dünya Savaşı sırasında Müslümanları İngiliz altınları satın alarak Müslüman Türklere karşı silahlı başkaldırmada kullanmıştır.
Bazı cibilliyetsiz sütü bozuklar ve akılları kulaklarında olanlarımız, PKK’NIN cinayetlerinde vermiş olduğumuz şehitlerimize bakarak:
“Verelim, kurtulalım! Bunca zayiata değer mi?”Yılgınlığını ifade etmektedirler.
Bendeniz, bazı istatistikler vererek karşılaştırma yapmak istiyorum:
Vatan gazetesi 24 Ekim 2011 günlü sayısında ülkemizde meydana gelen büyük depremlerde ölmüş olan insanlarımızın sayılarını verdi:
“108 YILDA 28 BÜYÜK DEPREM 78 BİN 694ÖLÜ!”
“Van’da merkez ilçeye bağlı Tabanlı köyü merkezli 7,2 büyüklüğündeki deprem, bir kez daha deprem ülkesi olduğumuzu gösterdi.108 yılda meydana gelen depremlerde 78 bin 694 kişi ölürken,70 bin 424 kişi ise yaralandı. İşte en büyük depremler:
1*-28 Nisan 1903 Malazgirt:6,7’lik depremde 2 bin 628 kişi yaşamını yitirdi.
2*9- Ağustos 1912-Mürefte:7,3 olan bu depremde216 kişi hayatını yitirdi.
3*6- Mayıs 1930-Hakkâri:2514 kişi öldü. Depremin büyüklüğü ise 7,2’iydi.
4*26- Aralık 1939 Erzincan:7,9’luk bu büyük felakette ölü sayısı 32.962 oldu, ulusal yas ilan edildi.
5*20- Aralık 1942 Niksar/Erbaa:7,0’lık depremde 3000 vatandaşımız öldü,6.300 vatandaşımız da yaralandı.
6*26- Aralık 1943 Tosya/Lâdik:2 bin 824 can alan bu depremin büyüklüğü 7,2 olarak ölçülmüştür.
7*-1Şubat 1944 Bolu/Gerede:7,2 büyüklüğündeki bu depremde 3959 kişi ölmüştü.
8*-31 Mayıs 1946 Varto/Hınıs:839 kişi yaşamını yitirmiş,149 kişi de yaralanmıştı.
9*-19 Ağustos 1946 Varto:2394 kişi öldüren 6,9 büyüklüğündeki bu felaket14889 kişiyi de yaralamıştı.
10*-28 Mart 1970 Gediz.7,2 büyüklüğündeki depremin tablosu,1086 ölü,1260 yaralıdır.
11*-6 Eylül 1975 Lice:6,9 büyüklüğündeki depremde 2385 kişi öldü.
12*-24 Aralık 1976 Çaldıran/ Muradiye: Büyüklüğü 7,2 olarak ölçüldü. Can kaybı 3840 ölü ve 497 yaralı.
13*-30 Kasım 1983 Erzurum/Kars:6,8’lik depremde 1155 kişi öldü,1142 kişi yaralandı.
14*-13 Mart 1992 Erzincan:Erzincan la birlikte Tunceli’yi de vuran bu depremde 653 kişi öldü.
15*-1 Kasım 1995 Dinar:5,9 büyüklüğündeki bu depremde ölü sayısı 94.
16*-27 Haziran 1998 Ceyhan:6,3 büyüklüğündeki depremde 84 kişi hayatını kaybetti.
17*-17 Ağustos 1999-Kocaeli: En büyük depremde 17 bin 127 kişi czan verdi,43,953 kişi de yaralandı.
18*-1999 bolu/düzce:7,2 büyüklüğündeki bu depremde 845 kişi öldü,4bin 948 kişi de yaralandı.
19*-2003 Bingöl.6,4 büyüklüğündeki bu depremde 176 kişi öldü,520 kişi de yaralandı.
20-2004 AĞUSTOS-Ağrı:5,1 büyüklüğündeki bu depremde 18 kişi öldü,32 kişi de yalandı.
21*-2010 Elazığ:6,0 büyüklüğündeki bu depremde 51 kişi öldü,74 kişi de yaralandı.”
22*-Son olarak Van depremi! Bunca felaket ve gözyaşına karşın deprem yörelerimizde hâlâ yaşamaktayız. Buraları terk etmeye de hiç niyetimiz yoktur.
“Ulusal Kurtuluş savaşını yapan Türkiye Halkına Türk Milleti denir!”Mareşal Mustafa Kemal.
“Van depremine yetişerek yaralılarımıza derman olmak için, Sevri yırtmak için koşuşanlar gibi çırpınarak koşuşan Türkiye Halkına da Türk Milleti denilir!”Ostüzü.

KARAYOLLARIMIZDA TRAFİK KAZALARI!

ULUSAL TRAFİK GÜVENLİĞİ PROĞRAMI
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI
SAĞLIK BAKANLIĞI
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
YÖNETİCİ ÖZETİ
ARALIK 2001”

ÖNSÖZ:

“Türkiye’de her yıl DOKUZ BİNİ AŞKIN KİŞİ TRAFİK KAZALARINDA ÖLMEKTE VE YAKLAŞIK 200.000 KİŞİ DE YARALANMAKTADIR.Yani, Türkiye’deki yollarda her gün  yaklaşık 25 kişi ölmekte  ve 500’den fazla kişi de yaralanmaktadır.Yaralananlardan bazıları da ömür boyu sakat kalmaktadır.KAZA KURBANLARINI ÇOĞU GENÇTİR..”
“Acı, sıkıntı ve keder ve üzüntüye ilave olarak kazalar Türk Toplumu ve vatandaşlar için büyük ekonomik kayıplara yol açmaktadır. Yollarda meydana gelen kazaların sosyo-ekonomik maliyetinin (1999 yılı fiyatlarına göre) 400 milyar seviyesinde olduğu tahmin edilmektedir.”
Karayollarımızdan vazgeçmek hiç aklımıza geliyor ve İhanet içinde olanlar tarafından öneriliyor mu? Hâlâ, neden karayolları yapmakla övünüyoruz

TÜRKİYE’DE İŞLENMEKTE OLAN CİNAYETLERE BİR BAKALIM!

TÜRKİYE CİNAYETTE AVRUPA ÜÇÜNCÜSÜ.-Eurostat verilerine göre.-
Yıllara göre işlenmiş olan cinayet sayısı:
2002-5683 kişi öldürülmüştür.
2003-5308 kişi öldürülmüştür.
2004-4986 kişi öldürülmüştür.
2005-4973 kişi öldürülmüştür.
2006-4763 kişi öldürülmüştür.
2007-30080 kişi öldürülmüştür.
2008-2751 kişi öldürülmüştür.
Tabancalardan ve öldürücü silahlardan ve yaşamaktan vazgeçiyor muyuz? Düğünlerimizde ve şenliklerimizde havaya kurşun sıkarken masum insanları öldürmekten de vazgeçiyor muyuz?

SAVAŞ KAYIPLARIMIZ

Çanakkale Muharebelerinde 253.000 şehit vermiştik.628 mevcutlu 57’inci Alayımızın yaş ortalaması 24 idi ve hepsi de şehit olmuşlardır. Birinci Dünya Savaşında da 3.159.230 şehit ve 130,000 yaralı vermiştik.
AllahıEkber dağlarında da Damadı Şehriyari Enver paşamız,90.000 Türk askerini dondurarak öldürtmüştü. İşte biz; Mustafa Kemal’in önderliğinde, kaputsuz, postalsız, süngüsüz ve ekmeksiz bir onur savaşına koşmamış mıydık?
. Bütün muharebelerde 13 Erbaş ve ere karşılık 1 subayımız şehit olmuştu. Sakarya Meydan Muharebesinde de 8 Şehit erimize karşılık 1 subayımızı şehit vermiştik. Sakarya Meydan Muharebesinde;7’si büyük rütbeli olmak üzere 686 subayımızı ve 13917erbaş ve erimizi şehit vermiştik. Yaralı miktarımız da 20.000’in üzerindeydi.
Büyük Taarruzda 146 subay ve 3397 Er ve erbaşımızı Şehit vermiştik.
Ulusal Kurtuluş Savaşımızda 33.687 subay ve Eratımız yaralanmıştı. Bunlar, yokluk ve yoksulluk içersinde canları pahasına bizlere bugünleri ve şanlı cumhuriyetimizi armağan etmişlerdi.
Sakarya Meydan Muharebesinin en kritik bir anında; masasındaki haritadan başını kaldıran başkomutan Mirliva Mustafa Kemal Paşa, esas duruşta bekleyen sınıf arkadaşı ve Garp Cephesi Kurmay Başkanı Miralay Asım(Gündüz)’e—Kel Asım olarak anılmaktadır—
“Asım bana iki fırka bul!” Emrini verir. Tasarruf edilerek getirilecek iki fırka—Tümen—114 Kilometre daha güneydedir. Emirler verilir; iki fırka kuzeye doğru cebri yürüyüşe başlar. Dünya yürüyüş tarihinde bir ilk gerçekleştirilir. Bu iki fırka 114 Kilometre yolu 24 saatte alarak istenilen yere yetişir. Cephenin merkezinden DUA Tepeye hemen taarruza geçirilir.900 Şehit verilerek DUA tepeye Türk Bayrağı dikilir. Yırtık çarıkları ve ekmek torbalarında kavrulmuş Buğdayları ile ölüme atılan bu Kahraman Türk Askerleri Sevr paçavrasını yırtmak için ölürler. Canları pahasına Sevr’i yırtarlar.  Şimdi; Türk Toplumu,  canla ve kanla yırtılan şeyi oylarını vererek KABUL ETMEK AŞAMASINDADIR! Nereden nereye, DUA Tepeden indirecekler Türk’ü Sevre geriye!
Şimdi de gelelim Terör safhamıza!

Yıllar1
PKK üyesi
Sivil
Asker
Polis
Köy korucusu
1984
11
20
24
-
-
1985
100
82
67
-
-
1986
64
74
40
3
-
1987
107
237
49
3
10
1988
103
81
36
6
7
1989
165
136
111
8
34
1990
350
178
92
11
56
1991
356
170
213
20
41
1992
1055
761
444
144
167
1993
1699
1218
487
28
156
1994
4114
1082
794
43
256
1995Altı aylık
2292
1085
450
47
87

1Amerikan Bilim Adamları Federasyonu (FAS)’ın PKK ve terörizm raporu[16]
HERKES KENDİSİNE GÖRE BİR SAYI UYDURMAKTADIR

Kamalak: Terörle Mücadelede Kurtuluş Savaşı’ndan Fazla Şehit Verdik

Bu haberi paylaş:


“Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, memleketi Kahramanmaraş’ta yaptığı konuşmada, PKK ile mücadelede verilen şehit sayısının, Kurutuluş Savaşı’nda verilen şehit sayısından fazla olduğunu söyledi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, memleketi Kahramanmaraş’ta yaptığı konuşmada, PKK ile mücadelede verilen şehit sayısının, Kurutuluş Savaşı’nda verilen şehit sayısından fazla olduğunu söyledi.
Partisinin Saffron Otel’de düzenlediği iftar yemeğine katılan Kamalak, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Konuşmasına, “Somalili kardeşlerimize yardım elini uzatmamız icap ediyor” diyerek başlayan Kamalak, ülkede son günlerde PKK’nın saldırısı sonucu şehit sayısının artması konusuna değindi. Kurtuluş Savaşı’nda, 4 yılda 10 bin 875 şehit verildiğini belirten Kamalak, PKK ile mücadelede ise 25 yılda 11 bin 785 şehit verildiğini kaydetti.
Mustafa Kamalak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye’mize bakıyoruz, her gün şehitler geliyor. Akan kan, bizim kanımızdır. Yanan can, bizim canımızdır. Bir rakam vermek istiyorum. Atatürk’ün Samsun’a çıktığı 1919’dan düşmanın denize döküldüğü tarihe kadar vermiş olduğumuz toplam şehit sayımız yani 4 yılda verdiğimiz şehit sayımız 10 bin 785’dir. Güneydoğu’da 1984 yılından 2009 yılına kadar vermiş olduğumuz şehit sayımız ise 11 bin 785’tir” diye terörle mücadelede şehit düşen güvenlik güçleriyle ilgili rakamlar verdi. “MNŞ - Kahramanmaraş
Doğan Haber Ajansı [2927386] Haber Yayın Tarihi: 12.08.2011 23.55”
PKK’ kaç şehit (asker) verdik?
(1/1)
“nara:
Kafama takıldı bu rakam. 1999’da Apo’nun yakalanmasından sonra terör bitme seviyesine gelmişti.”
---------------------------------------------------------------------
BKZ: http://www.ntvmsnbc.com/news/7559.asp
Şırnak’ta gazetecilerin sorusu üzerine Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Kara Pilot Kurmay Albay Fahir Altan, terör olayları ve teröristler hakkında istatistiği bilgiler verdi. Albay Altan’ın verdiği bilgiye göre, 1994’te bölgede 3300 terör olayı yaşandı. Ancak bu sayı izleyen yıllarda 1436, 1512, 919, 589 ve 1999 yılında 488 olarak gerçekleşirken, 25 Mayıs 2000 tarihi itibariyle yıl içerisinde sadece 18 olay yaşandı. İstatistiklere göre, 1994-1999 yılları arasında ayda ortalama 114 terör olayı yaşanırken, 2000 yılının ilk dört ayında bu oran aylık ortalama 3,8’e düştü. Bölgedeki terörist sayısının toplam terörist sayısına oranı yıllar itibariyle şöyle:
        “1994: 65, 1997: 50, 1998: 42, 1999: 26, 2000: 11”
--------------------------------------------------------------------
“Daha sonra malum koalisyon hükümeti dönemi, ekonomik kriz ve 2002’de AKP iktidarı. Bu zaman zarfında yani 2000’den sonra sadece PKK terörüne verdiğimiz şehit sayısını merak ettim. Ve aylarını.
Çünkü istatiksel olarak terörün son günlerdeki seyrinin normal olmadığını düşünüyorum. Bunu görmek istedim sadece.
Kendim üşenmedim, http://www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/AyinTarihi/Ayintarihi.htm
adresinden şehit haberlerini arattım. Tek, tek yazmaya çalıştım.
Sonra topladım. Benim topladıklarımla, internetten bulduğum bazı gazete yazılarından (genelde tenor AKP döneminde hortladı turu iktidar karşıtı yazılar) bulduğum rakamlar arasında uçurum vardı.”

BKZ:
--------------------------------------------------------------------
“TERÖR HORTLAMADI MI? “

“Peki AKP iktidarında bölücü terör ne oldu? Yine “abartma” azarı işitmemek için resmi rakamları konuşturalım. Önce tüm terör olaylarının toplamını verelim. 2002”de bin 380 terör olayı yaşanmışken, bu rakam 2005”te 2 bin 593”e yükselmiş. Yani artış neredeyse yüzde 100.Bir fikir vermesi için terör olaylarının en yoğun olduğu dönem, terörist başının henüz yakalanmadığı 1998”in rakamını söyleyelim; 2 bin 576.

PKK”nın terör eylemlerine de bakalım; AKP iktidara geldiğinde sadece 757 imiş. Bir yıl sonra bin 500, 2004”te bin 26, 2005”te bin 310”a çıkmış. PKK”nın 1998”e ait terör eyleminin sayısı ise, bin 218.Yani AKP döneminde PKK terörü, en azgın dönemindekini geçmiş.

Gelelim yüreğimizi yakıp, dağlayan bölüme;

2002”de, 32 vatandaşımız hayatını kaybetmiş; 6 askerimiz, 6 polisimiz, 5 köy korucumuz şehit olmuş. Yaralı sayısı 290.

2003”te kaybettiğimiz vatandaş sayısı 768 polis, 18 asker, 3 korucu şehit olmuş. Yaralı sayısı da bin 37’yi bulmuş.

2004”te terör 39 vatandaşımızın canına kast etmiş. 9 polis, 60 asker, 10 korucu şehit vermişiz. Toplam 636 vatandaş ve güvenlik görevlimiz de yaralanmış.

Ve 2005.Ölen vatandaşımız 42.Şehidimiz 4 polis, 92 asker, 10 korucu. Yaralımız; bin 22.

Terördeki bu tırmanış mıdır, “istikrar, huzur, güven ortamı”? Nasıl olmuştur da, güvenlik güçlerinin insanüstü mücadeleyle yok olma noktasına getirdiği terör 3 yıl gibi kısa sürede yeniden hortlamıştır?

http://www.etikhaber.com/content/view/22050/77/
PKK teröründeki artışı rakamlarla açıklayan Güven, terör örgütünün 2002’deki saldırılarında 6 güvenlik mensubunun şehit düştüğünü, bu rakamın 2003’te 21, 2004’te 73, 2005’te 97 ve bu yılın ilk yedi ayında 91 olduğunu söyledi. Sadece temmuz ayında, 25 güvenlik mensubu şehit oldu.
--------------------------------------------------

Ve son olarak “içişleri bakanlığının böyle bir çalışması olduğunu okudum.
----------------------------------------------------
BKZ: http://www.haber5.com/haber.php?haber_id=283539
Dünyada istatistikler genellikle “ekonomi”yi çağrıştırır.
Oysa Türkiye’de “terör istatistiği” tutuluyor 23 yıldır.
İçişleri Bakanlığı’nın bir çizelgesi var.
Son günlerde her gün yenileniyor.
Her mayında, her pusuda...
Sanki savaştayız.
Taburlar dolusu askerimiz yitip gidiyor.
-----------------------------------------------------

“Genelkurmay’ın da böyle bir istatistiği mutlaka vardır ama herhalde başka işlerden bunu web sitesine koymaya vakti olmuyordur. Neyse
arkadaşlardan ricam, resmi rakamları bulup koyabilecek olan var mı?
(2000’den sonra PKK’YA verilen şehit asker sayısı)”
“eddaiolcaytoo:
Teröre 1 ayda 42 can verdik

26 güvenlik görevlisi şehit olurken 16 sivil vatandaş terör nedeniyle hayatını kaybetti.

Türkiye terör saldırılarında son bir ayda 42 kurban verdi. 9 Mayıs – 9 Haziran arasında terörist saldırılar nedeniyle 26 güvenlik görevlisi şehit olurken, yaralı sayısı 60 oldu. 16 sivil vatandaş da terör nedeniyle hayatını kaybetti.”

“Sınır ötesi operasyon tartışmaları ve Genelkurmay Başkanlığı’nın teröre karşı toplumsal refleks çağrısının yankıları sürerken, Güçlükonak’ta uzaktan kumandalı tuzakla 1 yarbay, 1 binbaşı ve 1 onbaşı hayatını kaybetti.

Anka’nın belirlemelerine göre 9 Mayıs- 9 Haziran tarihleri arasında 25 asker ve 1 korucu şehit oldu. İzmir’de pazaryerine bomba patlaması ve Ankara Ulus’taki intihar saldırısının da yaşandığı bu ay içerisinde terör nedeniyle hayatını kaybeden sivil vatandaş sayısı ise 16 oldu. Düzenlenen operasyonlarda çıkan çatışmalar ve mayınlı tuzaklar sonucu 60 güvenlik görevlisi de yaralandı. Bir ay içinde terörün mal olduğu can kaybı 42’ye yükseldi.”

Muhafaza karman:                                                                         “Ülkede ne kadar istikrar, belini doğrultma, ekonomide güçlenmeye başlama, önü açılacak olmasında hortluyor (düğmeye basılıyor!) Özal zamanındada durum aynı imiş arkadaşlar..Büyük ekonomik atılım hamleleri güzel neticeler vermeye başlayınca , bireyler vaat edince çıkmış..Ne kadar özüne dönmeye başlasa başlayacak kozlar ele geçmeye başlasa , kendi ayakları üzerinde durmaya başlasa o kadar ateşin şiddeti artırılıyor..Kaç şehit vermemizden ziyade bu büyük düşmanlığın arka tarafı destekçileri deşifre edilmelidir..Amaçlarında Kürtlerin daha ferah bir hayat yaşaması değil Türklerle çatışma ortamına çekmeye çalışan DTP lilerden önde gelen kadınları Leyla Zana ağzından çok güzel kaçırmıştı..BARZANİ-TALABANİ-APO derken.Barzaniler Yahudi kökenliler , ABD ile İsrail ile işbirliği halinde..O bölgedeki ganimete konup yine o bölgeyi Türkiye’deki istikrarı bozma silahına getirmeyi ayarlamışlardı..”
            Söz konusu vatansa hepimize ölüm hak ve şereftir. Biz, Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, emeklisi ve muvazzafı “Vatanımız ve bağımsızlığımız ve bölünmez bütünlüğümüz için ölümüne emirle bağlıyız. Bu böyle biline masallarla ülkemiz ve ulusumuz bölünmesin.
            İnsanlarımızı neredeyse %99’u yataklarında ölmektedir. Yeni evliler, tüm yakınlarını yataklarda kaybedenler neden yataklardan vaz geçmezler!
            Bir gencimizin ölümüne yanmaksa, diğer ölümlerle ölenlerimize neden yanmıyoruz! Vatan için ölenler ölür, vatan bize kalır. Ölenlerimiz de öldükleriyle kalmamış olurlar. Terörü dış baskılı anayasa ile bitirmek demek diğer azıttırılanlar için de aynı oyuna gelmek demektir. Mustafa Kemal’in 06 Mart 1922 tarihindeki Türkiye Büyük Millet meclisindeki değerlendirmesini unutmamalıyız. Saygılarımla.





 

İzleyiciler

Blog Arşivi