6 Mart 2012 Salı

620/HALKLA BÜTÜNLEŞMEK VE HALKTAN KOPMAK!

                                                                  

                        OSMAN TÜRKOĞUZ
                   osmanturkoguz@gmail.com
                   İzmir;07 Mart 2012.
                                      HALKLA BÜTÜNLEŞMEK
                                                    VE
                                       HALKTAN KOPMAK!
         Bendenize, paralı ve bedelli askerlikle vatan Hizmeti askerliği arasında ne fark var ki dediklerinde: Vatan hizmeti askerliğinin gayesi Vatanımızı ve Türkiye Cumhuriyetini koruyarak Türk halkı ile bütünleşmektir! Hedefi de Şehit ya da Gazi olmaktır!
       “Yemen yolları çukurdandır,
         Karavanamız bakırdandır.
         Zenginler bedel öder,
         Şehidimiz fakırdandır!”Toprağa bağlı olan toprağı için ölür! Diyorum ve ötekilere geçiyorum:
         Paralı askerliğin gayesi paradır, hedefi de paradır.  Tek arzusu da zengin olarak terhis olmak ve Türk Halkından kopmaktır! Paraya bağlı olan da para için ölmeden sıvışır! Diyorum. Tüm katliamlar ve yağmalar paralı askerler tarafından yapılmıştır. Kıbrıs Barış harekâtında Omorfo’ya alan Türk Jandarma Komando Birlikleri kapıları açık sarraf dükkanlarına dönüp te bakmamış, bir marketten iki paket sigara almışlardır!”O zaman Jandarma Komando Tabur Komutanı olan Milli Kahramanımız E.Tümgenerel Hasan Cemil Erdem’in ve Yunanlı iki gümrük subayının bizzat bana anlatımlarıdır!
         Edirneli Gladyatör Spartaküs, MÖ.73 yılında Roma’da bir gladyatör okulundan 77 arkadaşı ile firar ederek Vezüv dağına sığınmıştı.  Spartaküs’ün Roma’daki heykeli.



Spartacus



         Vezüv Dağını saran Roma ordusunun elinden bir uçurumdan kaçarak kurtulmuştur. Spartaküs, Roma ordusundan firar ederek Haydutluk yaparken yakalanmış ve köle olarak Capia’daki Quintus Lentulus Batiatus’un gladyatör okuluna satılmıştı. EŞİTLİKÇİ ve ÖZGÜRLÜKÇÜ bir politika uygulaması sonunda efendilerinden kaçan Köleler ve köylülerden oluşan 100.000 kişilik bir ordusu olmuştu. Çok genişleyen bu kalabalık sürü kontrolden çıkarak halkı soymaya ve girdikleri iki büyük şehri de talan etmeye başlamıştı. Köleler ve ezilmiş olan insanlar, kaba güçlerine güvenerek, Romalıları taklit etmeye başlamışlardı. Üç büyük Roma ordusunu yenerek, korsan gemicilerle anlaşarak karşı kıyıya çıkma girişimleri sonuçsuz kalmıştı. General Pompeius’un ordusu yetişerek Spartaküs’ü yenmişti. Kılıçtan geçirilmeyen 6000 kişi de Capia yolunda ve çift sıra olarak çarmıha gerilmişti.Spartaküs hareketi başarılı olsaydı, kölelik kurumu dinlere bile giremiyerek yok olurdu.Yenilgi halktan kopuşun doğal bir sonucudur.
         Türk Bilge Kağan ve Eşi İl Bilge Hatun, Çin egemenliğinden kurtulmak, Türk Boylarının bağımsızlığını ve hürriyetlerini kazanmak için 17-On yedi—kişi ile dağa çıkmıştı. Halkın desteği ile de savaşını kazanmıştır.
         Yumrukla dövüşmek, kol kuvveti ile ve vücut kuvveti ile dövüşmek gibidir, bireysel ve toplumsal destekli kavgalar.
         Uzun, uzun tarihten örneklerini vermektense Ulusal Kurtuluş Savaşımızı iyi irdelemek yeterlidir sanırım.
         Mirliva Mustafa Kemal Paşa,19 kişisi karargâh personeli ve gerisi hizmetlilerden oluşan 49—Kırk dokuz—kişi ile samsun’a çıkmıştı. Niyetini yalınız ve yalınız İstanbul’da Erkan’ı Harbiye’de şube müdürü olarak görevli Miralay Mustafa İsmet Bey bilmekteydi. Davasının başlangıcında TEK KİŞİYDİ! Asırlarca beyni uyuşturulmuş ve din adına uyutulmuş Türk Halkını uyandırmasını bilerek, Türk Halkın başına değil de, Türk Halkını davasına ortak etmiştir. Türk Halkı ile bütünleşmiş, ruhunda saklamış olduğu bağımsızlık ve Türklük cevherini Türk Halkına aktarmıştır. Türk Milletinin hizmetkârı olmuştur. Bir güruhtan bir millet yaratarak o milletle birlikte İç ve Dış düşmanlarımızı ve karanlıkları yenmiştir. Osmanlı Osmanlı ,toplumundan kopmuş, Padişah kendisini sürü saydığı halkının çobanı olarak tanımlamıştı.
         Mustafa Kemal’in ölümünden sonra; iktidar savaşında Dini ve Allah’ı kullananlar, ulusal bütünlüğümüzü bozarak halkımızı kamplara ayırmışlardır.Alevi vatandaşlarımız dışlanmış,tarikatlar öne geçirilmiş,akıl yerine Arabın meselleri ve masalları  baş tacı edilmiştir.AKP iktidarı daha da ileri giderek Osmanlıyı çökerten argümanları kullanmaya ve ülke halkını tarikat ve etnik kimlikler altında bölmeyi başarmışlardır.Genel seçimde almış oldukları %47,02’ lik halk desteğini,Adnan Menderes gibi,genel irade olarak yutturmayı da başarmışlardır.Türk Halkının mevcudu bu yüzdeye bağlanmıştır.AKP’NİN desteği Çağın dışına itilenlerden ve Yabancılardan oluşmuştur.İç destek,çıkarlarla ve sürekli aldatmalarla sağlanmış gözükmektedir.En küçük bir zorda bu suni birlik çökmeye hükümlüdür.Tıpkı,Afganistan’da olduğu gibi.İktidarı el altından destekleyenler,kendi aralarında iktidar kavgasına başlayacaklardır.Türkiye büyük bir kaosa sürüklenecektir.İşte Yugoslavya!Türk Milletini birlikte ve beraberlikte  tutan Atatürk çimentosu ve Çağdaşlık çözüldüğünde bentlerin gerisindeki canavarlar meydana kavga için çıkacaklardır.
         Türkiye Cumhuriyeti, gelecek nesilleri düşünen devlet adamları yerine gelecek seçimleri ve kişisel çıkarlarını düşünen Allah ve Din ile aldatanların eline düşürülmüştür.
         Bazı Allah ve din ile aldatanlar kızacaklar ama yazmak zorundayım: Kuranı Kerimin Arap kavmi için indiğini müjdeleyen ayetler üzerine, genel üretim aracı olarak yağma tüm Arapları bir ümmetmiş gibi bir araya getirmişti. Sekizinci surenin 1’inci ve 41’inci ayetleri bunu kanıtlamaktadır. Milliyetleri yok ederek “İslam ümmeti” şemsiyesi, Yağma ve Ganimet nedeniyle yenilmiş ve müslüman olmuş milletleri dışında tutmuştur. Önce; Yahudiler yenilmiş, malları ve tüm varlıkları sömürülerek kitleler halinde ve Allah emriyle! Öldürülmüştür. Yağma bitmiş ve uluslaşma süreci de başladığından Ümmetçilik te yıkılmıştır. İran ve türk elleri 300 sene yağmalanarak halkı esir pazarlarında hayvanlar gibi satılmıştır. Yağma gücü kırılınca altına satın alınma süreci başlamıştır. Ümmet motifini kullanarak çıkar grupları ile ekseriyet sağlayanların ve o ülkelerin sonu yıkılmaktır.
         Mustafa Kemal’in çıkış yolunu neden tutmuyoruz! Bu tanımlamaları bir kere daha okumanızı dilemekteyim:
         "Millet yekvücut olup Hâkimiyet_i Milliye esasını ve Türklük
     Şuurunu Hedef ittihaz ederek gerekeni yapacaktır."*
* 22 Mayıs 1919 Samsun. “Bir ulusal emir olan Mustafa Kemal’in bu uzun konuşması;Sayın Gülsev Eyüboğlu Han’ımın çok görkemli yazısından kısaltılarak alınmıştır.Kendilerine saygılarımı ve şükranlarımı sunuyorum..*
* "Biz,milliyet fikirlerini tatbikte çok gecikmiş ve çok lakaytlık
göstermiş bir milletiz. Bunun büyük zararlarını daha büyük
 Faaliyetlerle Telafiye çalışmalıyız. Çünkü tarih, olaylar ve
 Müşahedeler, insanlar ve milletler arasında daima milliyetin hâkim olduğunu göstermiştir.
 Özellikle bizim milletimiz, milliyetini ihmal edişinin çok acı cezalarını çekmiştir.Kuvvetimizin zayıfladı zamanlarda,bizi hor ve hakir gördüler!     
Anladık ki, kabahatimiz kendimizi unutmuş Olmamızdır."*
 “Kuvvete bu asil Türk Milleti'ne güvenerek mücadeleye başladım
  .Milli  Mücadeleyi yapan doğrudan doğruya Türk Milleti'nin kendisidir, bu milletin    Evlatlarıdır. Milli mücadele şahsi hırs değil, milli izzet-i nefis    Evlatlarıdır. Milli mücadele şahsi hırs değil, milli izzet-i nefis  gerçekleşmiştir."*
* "Türk Milleti'nin dili Türkçe’dir. Türk Dili,Türk Milleti için kutsal bir
hazinedir.Çünkü Türk Milleti,geçirdiği nihayetsiz felaketler
içinde; ahlakını, törelerini,hatıralarını,menfaatlerini,kısacası bugün
kendi milliyetini tamamlayan her şeyini dili sayesinde muhafaza etmiştir. Türk kendi Dili, Türk Milleti'ninkalbidir, zihnidir."*
* "Vatanımız, Türk Milleti'nin en eski ve yüksek tarihi ve
 topraklarının derinliklerinde mevcudiyetlerini muhafaza eden eserleri ile yaşadığı Türk Yurdudur.
Vatan,beher kayıt ve şart altında ayırımcılık kabul etmeyen bir Bütündür!”
* "Türk Milleti'nin esası aynı kökün, aynı uzun ortak geçmişin tespit
ettiği belirli tiptir, Türk tipi. Türk Milleti'ni oluşturan insanların tarihi
birdir
* "Türk Milleti, çok büyük sahada vücut bulmuş soy, boy ve budunların birleşmesi ile büyük bir camia vücuda Getirmiştir."*
* "Millet sevgisi kadar büyük sevgi yoktur. İstiklal Harbinde,benim de
milletime ettiğim hizmetler olmuştur zannederim.Ancak bunların hiçbirini
kendime mal etmedim. Bunların hepsi asil milletimin eseridir. Mazi de sayısız
uygarlık kurmuş bir "ırk'ın" ve milletin çocukları olduğumuzu ispat etmek
İçin yapmamız lazım gelen her şeyi daha yapamadık, bugünlere ve yarınlarda
daha yapacağımız daha büyük işler vardır, ilmi araştırmalar da bunun
arasındadır.Benim arkadaşlarıma öğüdüm şudur;şahsınız için değil mensubu
olduğunuz millet için elbirliğiyle çalışalım, çalışmaların en büyüğü budur
* "Türk Milleti'nin siyasi ve içtimai camiası içinde;kendilerine
Kürtlük, Çerkezlik,Boşnaklık ve hatta Lazlık fikri propaganda edilmek
İstenmiş vatandaş ve milletdaşlarım vardır. Ancak mazinin despot devirleri
mahsulü olan bu yanlış fikirleri;bir avuç düşman aleti mürteci,beyinsizden
maada hiçbir millet ferdi üzerinde terennümden başka bir tesir hasıl
Etmemiştir. Çünkü bu millet efradı da umumi Türk Camiası gibi aynı müşterek
tarihe, maziye,ahlaka,hukuka sahiptir.Anadolu'da yapılan kazılar,ilmi
araştırmalar bu tespit etmektedir.O halde Türk Milleti’ni çeşitli unsurlara
ayırmanın ayrı ,ayrı adlarla çağırmanın kirli propagandalara alet olmaktan
başka bir manası yoktur. Türk Milleti
birdir, bütündür"!
* "Türk Milleti'nin varlığının devamı için,fertler arasında süregelen
şekil ve mahiyetini değiştirmiştir yani millet dini ve mezhebi bağlılık
yerine Türk Milliyeti bağı ile bir araya
toparlanmıştır"
 "Herkes vicdanının sesine uymakta serbesttir, biz dine saygı
gösteririz. İnç ve inançlara muhalif değiliz.Biz sadece din işlerini,millet
ve devlet işleriyle karıştırmamaya riayet ediyoruz.Laikliğin en büyük
faydalarından biride Din'in kötüye kullanılmasını önlemektir. Laikliğe göre
Hiç kimse Din'i kendi menfaatine kullanamaz. Din her türlü menfaatin üstünde
kutsaldır.Efendiler !O halde bu kutsal duyguları sömürme girişimleri
Din'e fayda getirmez aksine büyük zarar getirir. İşte Laiklikle, Din alanında
Milletin haklarını korumak amaçlanmıştır. Laiklik İlkesinde ısrar
ediyoruz.Laiklik sadece Din ve Dünya işlerinin birbirinden ayrılması
değildir. Laiklik, bütün milletin vicdan, ibadet ve din hürriyetini korumak
Demektir."
* "Demokrasi esas itibariyle siyasi mahiyettedir.Demokrasi bir sosyal yardım veya iktisadi teşkilat sistemi de değildir. Demokrasi maddi refah
meselesi de değildir. Böyle düşünceler,milletin siyasi hürriyet ihtiyacını
Uyutmayı amaçlar."*
* "Hürriyetin de,eşitliğin de,Adaletin de dayanak noktası Milli
Egemenliktir. Milli Egemenlik uğrun da canımı vermek benim için vicdan ve namus borcudur! “
         Günümüzde, namus ve vicdan borcunun yerini iftar çadırlarında içilen bir tas çorba ve parasal çıkarların borcu almıştır. Ostüzü.


      

619/HA ERMENİ DUDUSU,HA ERMENİ LOGOSU!

                                                                   
OSMAN TÜRKOĞUZ
         osmanturkoguz@gmail.com
         İzmir;05 Mart 2012.

                        HA ERMENİ DUDUSU, HA ERMENİ LOGOSU!

         Deli İbrahim adı ile ünlenen Osmanlı Padişahı;ne gül gibi Cariyelere ne de civanlara bakmaz olduğunda,Valide Kösem Sultanı bir telaştır almış ki sormayın! Osmanlının dört yanından nefesi ve dahi ilaçları keskin tüm Ulema bu duruma çareler aramışlar, Osmanlının Veliahtsız kalma korkusu cihanı tutmuş. Sonunda beklenen olmuş,Deli İbrahim Cennet erkeğine dönmüş, esir pazarında bakire bırakmamış,taa Sivas’a İpsir Paşa’nın haremine el atmış.Bir cariye müstehcen öykülerle Padişahı ruyu zeminin cinsel iştahını kabartmakla görevlendirilmiş.Bir gece,Şişman bir Hatunla aşk yapmanın öyküsü Ol padişahı öyle bir etkilemiş ki,heman Sadrazamı huzuru hümayununa çağırtarak:”Ulan numunünümahı dümbelek kelleli ve dahi karpuz kıyafetli Pezevenk! Tiz bana Okkalı bir Avrat bulasız!”Fermanı hümayunun vermiş. Osmanlı İstihbarat Teşkilatı Üsküdar’da 107—Yüz yedi—okkalık bir Ermeni dudusunun raporunu Sadarete ulaştırmakla, Sadrazam Kaba Dötlü Paşayı sevince boğmuş.Kadın için sarayın ve onu getirecek arabaların kapuları genişletilmiş,hamama alınan ol Ermeni dudusunun tüm tüyleri ibrişimle alınarak,ol biçare tozu yalanmış lokuma döndürülmüş.Beklenen birleşmeden çok zevklenen Padişahı Zülcelalımız;Ol Hatuna Şam ilini bağışlamıştır—Olay tamamen tarihi bir gerçektir—Bu olayla,ol Dudunun sevgilisi Köprülü Mehmet Paşa da tarih sahnesine çıkabilmiştir.
         Osmanlı Padişahları hep yabancı milletlerin kızlarını tercih etmiştir. İsviçre—Davos-- dönüşü son Osmanlı Padişahı olarak ilan edilen Sayın Recep Tayyip Erdoğan Beyimiz de,”Dedem!” Dediği Osmanlı Padişahı Sultan Abdülmecit te VİRJİL adlı bir Ermeni ile de gerdeğe girerek Sultan İkinci Abdülhamit’in dünyamızı ve dahi Osman oğullarını şereflendirmiştir.
         Ermeniler bu nedenle Osmanlının en sevilen unsuru olmuş, “Tebaa’yı Sadıka” diye de onurlandırılmışlardır. Ermenilerden Paşalar, Müşirler ve dahi Nazırlar yaratılmıştır. Sonra da Ermenilerin yapmadıkları kepazelik kalmamış,Velinimetleri Abdülhamit’i Saniye suikast bile düzenlemişlerdir.Ermenistan’dan gelenler,Hıristiyanlıktan ters yüz edilerek Müselman yapılmışlardır.Ermeni Dramının ters yüz edilmişini de ayın Recep Tayyip Erdoğan Beyimiz kabul buyurmuşlardır.
         Tayyiban Lirası!                         Dram. 
TAYYİBÜS LİRASI LOGOSU


 PS: Bence de Bizim için tam DRAM!
Tayyiban Lirası!                         Dram.  PS: Bence de Bizim için tam DRAM!

İzleyiciler

Blog Arşivi