22 Temmuz 2012 Pazar

766/İNSANLARIN ÖLÜM NEDENLERİ!

OSMAN TÜRKOĞUZ
         osmanturkoguz@gmail.com
         Çeşmealtı;23 Temmuz 2012.

                   İNSANLARIN ÖLÜM NEDENLERİ!
“Bilgin bir Ahmak, Cahil bir Ahmaktan daha Ahmaktır!”J.B. Poguelin (Moliére),
“Tanıdığım en aptal kişiler, her şeyi bilen kişilerdir.”J.B.P.Moliére.
“Hayat insanlara bağışlanmış değil, ödünç verilmiştir.”Jean BaptistePPoguelin Moliére.(15 Ocak 1622/17 Şubat 1673)                                                         Cenazesini papazlar kaldırtmamıştır. O papazlar unutulmuş, Moliére, Fransa’nın ve tüm insanlığın onuru olmuştur. Ostüzü.
İnternet ortamında dolaşan bir CD, dini bütün Yobazlarımızı ve Allah ile aldatanlarımızı gözyaşlarına boğmuştur:”Canlı yayında, Hz. Muhammet ile dalga geçen kalp krizinden öldü!”
         Barnabas incilinde bir ayet vardır; insanlığı kurtarmak için gönderildiğine inanılan Hz. İsa, Roma İmparatorluğunun Kudüs valisi Sinoplu Pontus Piladi tarafından çarmıha gerildiğinde şöyle isyan etmiştir:”Suçlunun kurtulup gittiğini ve benim de haksız yere öldüğümü göre, göre, beni neden terk ettin?”Markos15/34;Matta 27/46 ayetlerinde de başka türlü bir anlatım vardır: Eloi, Eloi Lama Sabaktani!”ve Eli, Eli Lama Sabaktani?”Allahım, Allahım neden beni terk ettin?”
         Tevrat’ın Hz.Davudun Mezmurları bölümünde ve 22’inci mezmurda:”Helois! Helois Lama Sabaktani?”/Allahım! Allahım beni neden terk ettin?”Ayeti yazılıdır.
         Tanrı’nın, en sevdiği Peygamberlerini en zor anlarında bile, terk etmiş olduğu anlaşılmaktadır! Her canlının kaderiyle baş başa olduğunu anlıyoruz.
         Kişilerin ölüm nedenleri bellidir. Bunları da sayacak değilim! İnsanların  şuna sövmesi ve bununla da dalga geçmesi sonucu öleceğine dair ne bir Tanrısal emir,ne de bir doğal yasa vardır.Kişilerin ölümleri doğumlarında formatlanmıştır.Bir bebenin topuk kanından hastalıkları anlaşılabilmektedir.Genler,tüm bilgileri taşımaktadır.
         Kutsal sayılan insanlarla dalga geçmeyi bir tarafa bırakalım; insanlarla insan olanlar dalga geçemezler. Kutsala saygı göstermemenin ve kutsal değerleri hafife almanın ceza yerinin öteki âlem olduğu kuralı da dinimizin kuralıdır.İnsanları aptal yerine koymak,aptalların işidir.Öttürünüz bakalım yalan ve aldatma kavalınızı!Sürü aldatılmaya odaklandırılmıştır.Sizi gidi soytarılar sizi!
         Daha önceleri Denizlili Aklı Göklerde bir kadın yazmıştı ve bizleri de uyarmıştı:”Sayın Recep tayip Erdoğan’ı sevmek Allah’ı sevmektir!”Diye.Dalga geçmek ölüm nedeni sayıldığına göre,bu işin nerelere uzanacağı da belirlenmiştir.Dalga geçmekle insanlar ölselerdi;Allah,Din;Kuran ile dalga geçerek saf İnsanları soyanlar ölürlerdi.Halkımızla dalga geçenler;Demokrasimizle ve Adaletle dalga geçenler ölürlerdi!19.000Tl.Maaş alıp,yalınızca parmak kaldıranlarımız bile turp gibi.Tüm bu masallara inanma nedenimiz, çocukken masallarla büyütülmemizdendir.

765/DÜŞMANLIKLARIN SEBEBİ DİNveDİN ADAMLARIDIR!

         OSMAN TÜRKOĞUZ
Çeşmealtı;20 Temmuz 2012.

DÜŞMANLIKLARIN SEBEBİ DİN ve DİN ADAMLARIDIR!
         Dünya üzerindeki bütün toplumlar, İCRAATLARINA TAHAMMÜL ETTİKLERİ hükümetlerin sorumluluğuna sahiptir.”Gazi Mustafa Kemal.
         “ Ülkeyi derinden sarsan asıl büyük tehlike, içerideki büyük kitlenin suskunluğudur.”Gazi Mustafa Kemal.
         “Dünya yaşamak için tehlikeli bir yer; kötülük yapanlar yüzünden değil, durup seyreden ve onlara ses çıkarmayanlar yüzünden.”Albert Einstein.
         “Din, halkın afyonudur!”Leon Trocki.
·                         (İlim kalkar, cehâlet, anarşi ve ölüm çoğalır.) [İbni Mâce]
·                         (Ehli olmayana iş verilir.) [Buhârî]
·                         (Ulema, halkın istediği yönde fetvâ verip, helâla haram, harama helâl derler, Kur'ânı ticârete âlet ederler.) [Deylemî]
·                         (Kötü iyi, iyi kötü gösterilmedikçe, Kıyamet kopmaz.) [Harâitî] 
·                         (Şerliler dünyaya hâkim olmadıkça Kıyâmet kopmaz.) [İbni Mâce].Sağ olasınız Sayın Oraj Poyraz Beyimiz. Mükemmel bir yaklaşım; alıntıdır.
         “Son Haham, son Papaz ve son İmam öldüklerinde, dünya yüzündeki savaşlar da biter!” Lev Tolstoy.Osman Türkoğuz,İhanetin Belgeleri,alıntıdır:
“Rahmetli Besim Atalay, bir kitabında :” Yunanlılar İzmir’i işgal ettiklerinde; bazı İzmir Camilerinde, Kuran’ı kerim’de Rum Suresi vardır, bu nedenle de Yunanlılar bizi yöneteceklerdir. Sakın ola karşı gelmeyesiniz” diye vaazlar verilmişti”, diye yazmıştır.
Tüm ülkemizde, imamlarımızın yaptıkları vatanseverce çalışmaları bilmeyenler, tüm Rahmetli İmamlarımızı lânetlemişlerdir.
Isparta’da Hafız İbrahim Efendi gönüllülerden DEMİR ALAY’I; Afyon’da Hoca Şükrü Efendi de ÇELİKALAYI kurmuşlardı.
Müdafaayı Hukukta çalışan din adamlarının sayıları ciltleri doldurur.
Denizli Müftüsü Ahmet Efendi ile Ankara Müftüsü Hoca Rıfat – Börekçi -Efendinin şahıslarında, hepsi de Rahmetli olan, bu vatansever din adamlarımızı hürmetle yâd ederim.
Din Adamlarımızın içinden hainler de çıktığı gibi, din adamı kılığında hainlik edenler de çıkmıştır.
Ben, DÖRT HAİN Din Adamından söz etmek istiyorum. Yunanlılar, Anadolu’yu istilâ etmek amacı ile kurdukları ordu’nun Başkomutanlığına İzmir doğumlu Korgeneral Pareskevupulos’u getirmişlerdi. İkici sefer görevinden istifa eden bu Yunanlı Komutan, General Metaksas’ın önüne bir yığın istihbarat dosyası atarak: ”İmamlar bile Alaylar kurup savaş hazırlığına başlamışlar. Türklerin savaşma iradesini kırmamızı mümkün görmüyorum”, der. General Metaksas’a teklif edilen Başkomutanlık önerisini:” Kazanma şansımızın  %60 bile olmadığı bir savaşa giremem,” diyerek reddettiğini tarih kitapları yazmaktadır.
Şimdi, hainlerden söz edebiliriz:
            1-Son Osmanlı Şeyhülislamı Tokatlı Mustafa Sabri Efendidir. Sadrazamlar yerinde olmadığı zamanlar, Şeyhülislamlar Sadrazamlara vekâlet ederlerdi. Sadrazam Damat Ferit Paşa, bir bahane ile Sadrazamlıktan ayrıldığından, SEVR Paçavrasını Şeyhülislam Mustafa Sabri Hoca onaylattırmıştı. Lozan’dan sonra, yurt dışına çıkartılan Mustafa Sabri Hoca, yayımladığı bir kitapta, ATATÜRK’E olmadık iftiralarda bulunmuş: ”Yunan İdaresi altında yaşamak, Mustafa Kemal’in idaresi altında yaşamaktan bin kez hayırlıdır”, diye yazmıştı.1953 yılında, Kahire’de ölmüştür.
            2-Şeyhülislam Dürrizade Abdullah Hoca, Mustafa kemal Paşa ve yedi dava arkadaşı hakkında ÖLÜM FETVASI vererek, NEMRUT MUSTAFA’NIN bunlar hakkında ölüm cezası vermesine sağlamıştır.
            3-İngiliz Muhipleri Cemiyeti’ni kurarak, Rahip Frew adlı bir Hıristiyan Din Adamı’nın emrinde, ÜLKEMİZ ALEYHİNDE CASUSLUK YAPAN HAİN HOCA. Rahip Frew’den aldığı altınlarla Anadolu’ya ajanlar yollayarak, ayaklanmalar çıkartmıştır. Rahip Frew’e gönderdiği mektuplar, Yeğeni tarafında Mustafa Kemal Paşa’ya ulaştırılmıştır. Mektuplar, Sait Molla Hoca’nın özel defterinden kopyalanarak alınmasına rağmen, Sait Hoca,08 Ekim,1919 tarihli İstanbul gazetesinde şiddetli bir yalanlama yayımlattırmıştı…”İzmir;24 Haziran 2008

            4-İSKİLİPLİ Atıf Hoca:”Yunanlılar kötü bir topluluk değil, halifenin ordusudur. Asıl boynu koparılacak mahlûk Ankara’dadır”Yunan ve İngiliz uçakları tarafından Türk mevzilerine atılan beyanname.                                                                                          
            Aşağıdaki yazı da Osman Türkoğuz’un”Takiyyecilik” adlı yazısından alınmıştır:

               “ Müslümanlığa ve İnsan Onuruna Aykırılık;”
                                           Sahtekârlık, Hilekârlık:
                                               TAKİYYECİLİK.                       
                             “Takiyye, Dinin onda dokuzu takiyyedir.”
“Ebu Ömer Acemi diyor: İmam Abdullah-Cafer Sadık Aleyhisselam-bana şöyle buyurdu: Ey! Ebu Ömer, dinin onda
Dokuzu, Takiyyededir. TAKİYYESİ olmayanın, dini de yoktur.
TAKİYYE, her şeyde gereklidir. Yalınız, Nebiz içmede ve mest
Üzerine mesh yapmada, TAKİYYE yoktur.”M.Talip Güngörge,
Humeyni ve İslam, El Kati, C.2.S.217,
                             “Ya göründüğün gibi ol; ya da olduğun gibi görün.”MEVLÂNA
                              “ ÖZÜ VE SÖZÜ BİR OLMAK, ADAM GİBİ ADAM!”
            Cebrail aracılığı ile peygamberleri ile iletişim kuran Ulu Tanrımız; kulları ile doğrudan, doğruya iletişim kurmaktadır. TANRI İLE İNSANLAR arasındaki iletişim, bu tarzda sürüp, gitmektedir. Hz. Muhammet’ten sonra, vahiy olayı sona ermiştir ve Hz. Muhammet, son peygamber olduğunu bildirmiştir. Bu da, insanlığın akıl çağına girdiğinin beyanıdır. İslam dininin de, son din olduğu bildirilmiştir; çünkü insanlar akıl çağının gereklerini kendileri yapmak ve yaratmakla yükümlenmişlerdir.
            Peygamberler gelmeyeceğine göre de; din sahası, ruh hastalarına, şarlatanlara ve sahtekârlara kalmış demektir. Rahmetli Osman Bölükbaşı; Sayın Emin Çölaşan’a bir itirafta bulunmuştur:
            “-SİYASİ HAYATIMDA GÖRDÜM Kİ, EN KÂRLI YATIRIM ALANI DİNDİR!”
            Mareşal Gazi Mustafa Kemal’in ölümünden sonra; iktidara gelen sağcı siyasi partiler; siyasi ve ekonomik hayatlarında, hep dini alanda oynamışlar, çok başarılı birer kamu görevlisi olup, çıkmışlardır! Halkımızın yaşayışında; seneler akıp gitmiş, eğitimle verilmek istenilen çağdaş düşünce; geçmişten gelen masallar dünyasında etkili olamamıştır. EĞİTİM BİRLİĞİ YASASINI SİYASİ İKTİDARLAR YOK SAYARAK, EL ALTINDAN VE DE AÇIKTAN HURAFELERLE HALKIMIZIN AKLINI VİCDANINI İPOTEK ALTINA ALMALARINDAN İLERİ GELMİŞTİR.
            İslam ülkelerinde; Tanrı ve peygamber adına POLİTİKACILAR KONUŞMAKTADIRLAR, Ülkemizde; bir kilo PİRİNÇ, bir kilo FASULYE ve bir kilo BULGURLA, şükür namazlarına duran halk yığınları için, politikacıların konuşmaları TANRI BUYRUĞU YERİNE GEÇMEKTEDİR!
            POLİTİKACILAR; DİNİ BİR ŞEKİLLER KURUMU HALİNE GETİRDİKLERİ GİBİ; KADINLARI KÜÇÜK DÜŞÜRECEK BİR YASAKLAR VE KIYAFETLER MANZUMESİ HALİNE DE SOKMUŞLARDIR!
            İslam dinini bambaşka bir boyuta taşıyan İRANLI MOLLALAR DA; TANRI, DİN, İMAN VE İMAM KAVRAMLARINI, İSLAMİ BOYUTTAN BAŞKA BİR BOYUTA GÖTÜRMÜŞLERDİR.
            İSLAM DİNİ; TANRIMIZA tapınma, kardeşlik, hoşgörü ve barış dini olma özelliklerini yitirmiş, POLİTİKANIN YENİ ADI OLMUŞTUR. Tüm İslam ülkelerinde bu böyle olduğu gibi; demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olan TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE DE BU AYNEN BÖYLEDİR. Yazımı okumadan önce, bu böyle biline,                                                                                                                                    1
            İran’ın çağdışı ve kafadan müsellem cumhurbaşkanı Ahmed’iNejat, ATATÜRK VE ANITKABİR KORKUSUNDAN, İSTANBUL’A İNDİ. Bu, ANITKABİR’E gitmeme modasını, 1966 yılında, zamanın başbakanı Süleyman Demirel ile onun Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil yaratmışlardır. Ankara’ya gelen Suudi Arabistan Kıralının, ANITKABİRE gitmemesini onlar çözüme kavuşturmuşlardır.    
            Aynı günlerde, Ankara’ya gelen Habeşistan İmparatoru RAHMETLİ HAİLE SELASİYE, ANITKABİR’E GİDEREK, MAREŞAL GAZİ MUSTAFA KEMAL’İN KABRİNE İKİ GÜMÜŞ GÜL BIRAKMIŞTI!
            ANITKABİR’E gitmeyen Suudi Kıralı, İstanbul’a giderek, Eyyubiye türbesini ziyaret etmişti.
            İstanbul’a inen Ahmed’iNejat gericisine, bizim gericilerimiz, CAMİ’DE bile tezahüratta bulunmuşlar. Bu tezahürat karşısında, gözleri yaşaran, uygarlık yoksunu Ahmed’iNejat bir beyanat vererek, Sultan Ahmet camisinde de—İRAN DİNİNE GÖRE, YAPILMASI CEHENNEMLİK BİR SUÇ İŞLEMİŞTİR!-- namaz kılmış ve de, şöyle bir nutuk söylemiştir:
            “Benim, bir cumhurbaşkanı olarak Sultan Ahmet camisinde olmam, büyük bir siyasi olay değil midir? CUMA NAMAZI, İBADET VE SİYASETİN YAN YANA GELDİĞİ bir şeydir. Benim, bu namazda, Türk halkıyla birlikte olmam çok büyük bir siyasi olaydır!”
            Görüyor musunuz; ibadet işini nasıl da siyasi bir boyuta taşıdı? Öncelikle, bu, TAKİYYE denilen aldatmacayı, kısaca, anlatmalıyım. Sonra da; İranlı Mollaların ve politikacıların, Müslümanlıktan ne anladıklarını, örnekler vererek, AÇIKLAMALIYIM.
            İlk Mekke döneminde; Hz. Muhammet’in, dolayısıyla İlk Müslümanların gücü yoktu. Müslüman olmamış karşı taraf; Müslümanlara her türlü zulüm ve işkenceyi pervasızca yapmaktaydı. Ebu Lehep, Ebu Cehil ve Ebu Süfyan’ın kışkırtmalarıyla, Müslümanlığı kabul edenler dövülür ve hatta öldürülürlerdi. Mekke ve diğer toplumlar içersindeki, eski konumlarını korumak isteyenler; Müslümanlığı kabul eden köleleriyle aynı konuma getirilmelerini kabul edemiyorlardı.Bir kısım   Müslümanlar, Habeşistan’a göç etmişlerdi.Mekke’de kalanların,işkencelere ve saldırılara katlanmaktan başka çareleri yoktu..
            Mekkeli Putperestler, Yaser’e, eşi Sümeyye’ye ve iki oğluna, ağır işkenceler uygulamışlardı. Sümeyye’nin cinsel organını parçalayarak, iki bacağını iki ayrı deveye bağlayarak parçalatıp, öldürmüşlerdi. Oğulları Ammar, imlamın bütün değerlerini inkâr ederek, ölümden kurtulmuştu. Öteki oğulları ise; Müslümanlığını koruyarak, işkenceler altında öldürülmüştü. Ne Tanrı’yı ne de Hz. Muhammed’i inkâr etmişti. Bu durumda, Ammar ayıplanır. Öldürülmesi yolunda girişimler artınca; Kuran’ı Kerim’in’ 16’ıncı sırasında bulunan EN-NAHL—HURMA—Suresinin 106’ıncı ayeti imdadına yetişir. Bu surenin 106ve 109’uncu ayetlerini okumak gerekir.16/106.”Gönlü, imanla dolu olduğu halde, zor altında olanın dışında, inandıktan sonra ALLAH’I inkâr eden, gönlünü kâfirliğe açanlara, ALLAH katından bir gazap vardır. Büyük azap ta, onlar içindir.”Hz. Muhammet, Ammar’ı methetmiş.”Neye üzülüyorsun*Bir daha işkenceye uğrarsan direnme, istediklerini söyle;” demiştir. Ans. Ana Britannika C.29.S S.175
                Merhum Elmalılı Hamdi Yazır,106’ıncı ve 109’uncu ayetleri birlikte tercüme etmiştir. TAKİYYE, Arapça bir sözcüktür. Temkin, İhtiyat, Gizleme, ölüm tehdidi altında, inancını saklama anlamlarına gelmektedir.
                                               TAKİYYE’NİN ŞARTLARI.
                                   *-ÖLÜM TEHDİDİ,
                                   *-İŞKENCE ALTINDA OLMAKTIR.
            Tarih boyunca; ezilen ve horlanan ŞİİLER; TAKİYYE’Yİ, YAŞAMIN HER ALANINA BİR ALDATMA SİLAHI OLARAK TAŞIMIŞLARDIR.2
            Sayın Mustafa Talip Güngörge,”HÜMEYNİ VE İSLAM” adlı kitabında Takiyye hakkında şunları yazmaktadır:                                                      
“TAKİYYESİ OLMAYANLARI; ALLAH; ALÇALTIR!”İmamı Cafer Sadık Aleyhisselamın babası İmam Bekir Aleyhisselam kendisine şöyle demiş:”
            “Hayır, Allah’a yemin ederim ki, dünya’da hiçbir şey bana Takiyye’den daha sevimli gelmiyor. Ey sevgili oğlum, kimin takiyyesi varsa, Allah o’nu yüceltir. Kimin takiyyesi yoksa Allah o’nu alçaltır. Ey sevgili oğlum, insanlar, ancak sözle idare edilir-idare’yi kelam edilir- Gerçek gizlenir. Eğer öyle olmasaydı, böyle olurdu.”El Kati, C.2;S.217
            “Şia mezhebindeki Takiyye inancı, NAMAZ VE ORUÇ gibi, bir vecibedir. Sünni Müslümanlara karşı, gerçek niyetlerini saklamak için kullanılır. Ebu Bekir’e, Osman’a ve Ömer’e inanmış gözüken Hz. Ali’nin de takiyye yapmış olduğuna inanırlar.”
                         HUMEYNİ VE MOLLALARA GÖRE İSLAMIN ESASLARI.
            1-“Elimizdeki Kuran’ı Kerim, gerçek Kuran’ı Kerim değildir. Gerçek Kuran’ı Kerim, Hz. Fatma’nın Kuran’ı Kerimidir. Bu Kuran’ı Kerim, Hz. Muhammet’in kulacı ile (70) kulaçtır. O Fatma Aleyhisselam’ın Mushaf’ı, bir Kuran’dır. O, sizin Kuranınızın üç mislidir. Allah’a yemin ederim ki; onda, sizin Kuranınızdan bir harf bile yoktur.”El Usul min el Kâfi. C.1, S.456
            2-Ayetler, imamlardır. Sen, Allah’ı unuttun. Bugün, sen de unutuldun.”S.162,
            3-Hiç kimse,Kuran’ın zahiri ve batini ile  birlikte yanında bulunduğunu idea edemez..İmamlardan başka.”El Kafi C.1; s.441,
            4-“Humeyni, şöyle buyuruyor: Malların, savaş ganimeti olarak helal olması noktasında ve beşte birinin hazineye geçmesi bakımından SÜNNİLER, en kuvvetli hükme göre, savaşılan düşmana dâhil edilir. Hatta SÜNNİLERİN MALLARI nerede bulunursa ve nasıl durumda bulunursa bulunsun, alınacağının caiz olduğu ve ondan beşte birinin alınmasının vacip olduğu açık bir hükümdür.”Humeyni, Tahrir- ül vesile. C.i, s.353,
            5-“EHLİSÜNNET MENSUPLARI KÂFİRDİR, ŞEYTANA KULLUK EDİYORLAR.”El- Kâfi. C.4,S.153,
            6-“Allah, Ebu Hanife’ye lanet eylesin.”El Kâfi, c.1,S.97,
            7-“ALLAH’I TANIMAK VE Şİİ İMAMLARI’NI TASDİK EYLEMEK VE ONLARA DÜŞMANLIKTAN ALLAH’A SIĞINMAK. İŞTE, ALLAH BÖYLE TANINIR.” EL-Kâfi, C.2, s.371,
            8-Ebu Bekir küfür, Ömer Fısık, Osman isyandır.”a.e.S.394,
            9-“ Şİİ İMAMLARA İNANMAYANLAR VE ONLARA TÂBİ OLMAYANLARIN İBADETLERİ ŞEYTANADIR.”Humeyni ve İslam, s.150,
            10-Allah, Şii İmamları özel olarak yarattı. Şii İmamlar, Allah’ın lisanı ve kapısıdır.”El Kâfi, C.1, S.260,
            11-İMAMLAR, PEYGAMBERLERDEN VE MELEKLERDEN ÜSTÜNDÜR.”Humeyni, el- Hükemet-ül İslamiyet. S.52,
            12-Şİİ İmamlar, olmuşun ve olacağın ilmini bilirler. Onlara hiçbir şey gizli kalmaz.”el- Kâfi, c.2,S.10,
            13-Şİİ İMAMLAR, NE ZAMAN ÖLECEKLERİNİ BİLİRLERVE ANCAK KENDİ İSTEKLERİ İLE ÖLÜRLER.”s.g.e. C.2,S.253,
            14-Şİİ İMAMLAR, peygamber mertebesindedirler. CEBRAİL’DEN BÜYÜK RUH, Şİİ İMAMLARLA BERABERDİR.”s.g.e. C.2, S.357,
            15-“Şİİ İMAMLAR OLMASAYDI, ALLAH BİLİNMEZDİ.”s.g.e. C.1,S.369,
            15-SÜNNİ İMAMLARIN ARKASINDA NAMAZ KILINMAZ!”Humeyni, Tavzih-ül Mesail. S.23,        
            Meraklı olanlar, Humeyni’nin TAVZİH- ÜL MESAİL adlı kitabının 69’uncu ve 450’inci meselelerin çözümünü okusunlar. Bendeniz yazamıyorum.
            Şii inancında; Ayetullahlar, Tanrı’nın cisimlenmiş şeklidirler!          
            Ben, yazımı bu şekilde noktalamış iken, eşim Hamret Hanım devreye girdi:
            “-ATATÜRK’E düşman olanlar, tüm insanlığa, uygarlığa, iyi ve güzel olan her şeye de düşmandırlar. Onlara, ATATÜRKÜMÜZÜN DE YANIT VERMESİ GEREKMEZ MİYDİ?”Dediler. Doğru söze ne diyebilirdim ki!
            ATATÜRK’ÜN İKİ GÜZEL DİREKTİFİNİ ,”Dâhili ve Harici Bedhahlara”, armağan olarak yazıyorum.
            “EFENDİLER VE EY MİLLET, BİLİNİZ Kİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ ŞEYHLER, DERVİŞLER, MÜRİTLER VE MECZUPLAR MEMLEKETİ OLAMAZ. EN DOĞRU TARİKAT, UYGARLIK TARİKATIDIR. UYGARLIĞIN EMİR VE TALEP ETTİĞİ YAPMAK, İNSN OLMAK İÇİN ŞARTTIR.”
            “BÜYÜK OLMAK İÇİN, HİÇ KİMSEYE İLTİFAT ETMEYECEKSİN, HİÇ KİMSEYİ ALDATMAYACAKSIN. ÜLKE İÇİN GERÇEK AMAÇ NE İSE ONU GÖRECEK, O HEDEFE YÜRÜYECEKSİN. HERKES, SENİN ALEYHİNDE BULUNACAKTIR, HERKES SENİ YOLUNDAN ÇEVİRMEYE ÇALIŞACAKTIR, FAKAT SEN BUNA KARŞI DİRENECEKSİN. ÖNÜNE SONSUZ ENGELLER DE YIĞACAKLARDIR. KENDİNİ BÜYÜK DEĞİL, KÜÇÜK, ZAYIF, ARAÇSIZ, HİÇ SAYARAK, KİMSEDEN YARDIM GELMEYECEĞİNE İNANARAK, BU ENGELLERİ AŞACAKSIN. BUNDAN SONRA DA; SANA”BÜYÜK” DERLERSE, BUNU SÖYLEYENLERE GÜLECEKSİN.”İzmir; Mart 2009

         “AKLINI KULLANMAYANLAR ÜZERİNE ALLAH, PİSLİK YAĞDIRIR.”Kur’anı Kerim Yunus suresi 100’üncü ayet.
“TANRI’DAN MAİL” ALINTIDIR:
DİYELİM Kİ, BEN HİÇ BİR ZAMAN VAR OLMADIM, O ZAMAN BU MAİL’İ BOŞVERİN;
GİDİN ADAM GİBİ YAŞAMAYA BAKIN;
EGER VAR OLDUM İSE;
BENİM ADIMA ELÇİ VE VEKİL YARATIP BİRBİRİNİZİ KANDIRIYORSUNUZ, ONU ANLADIK DA, PEKİ BENİM ADIMI NİYE ORTAYA ATIP KULLANIYORSUNUZ? Ek: Rahmetli Cemil Sena Ongun;”Ahuramazda Böyle Buyurdu!””Ben, kimseyi Elçi olarak göndermedim. Hiç bir kimseye de benim adıma konuşma yetkisi vermedim. Kuşlardan ve Çocuklardan neden ders almıyorsunuz?Yaptığınız her kötülüğü neden bana yüklüyorsunuz…!”Ostüzü.
EĞER BEN ALLAH İSEM; NİYE MUSA'YI GÖNDEREREK CUMARTESİ'Yİ, İSA'YI GÖNDEREREK PAZAR GÜNÜNÜ VE MUHAMMED İLE CUMA GÜNÜNÜ TATİL YAPAYIM?
NİYE İSA'NIN  MÜRİTLERİ KİLİSEDE ŞARABI RAHAT İÇEBİLİRKEN, DİĞERLERİ İÇTİĞİNDE KIRBAÇ YEMEK ZORUNDA KALIYOR? 
NİYE BİRİSİNİ KARA ÇARŞAFA SARMAM GEREKİRKEN DİĞERİNİN ÜSTSÜZ GEZMESİNE MÜSAADE EDEYİM? 
BİRİSİ İMAMI İLE DİĞERİ PEYGAMBERİ İLE BİR BAŞKASI HAYALLERİ İLE MUTLU OLSUN AMA SONUNDA NEDEN BİRİSİ HATEM DİĞERİ MATEM OLSUN? 
EĞER Kİ BEN VAR İSEM VE DİNLERİN ANLATTIĞI GİBİ BU DENLİ SEVGİ DOLU İSEM; TARİHTEKİ EN KANLI SAVAŞLAR, DİNİ VECİBELERİN YERİNE GELMEMESİ SONUCU MEYDANA GELEN KATLİAMLAR NEDEN HEP DİN ADINA GERÇEKLEŞTİ? 
HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ ÖLENLER CENNET’TE MİDİR YOKSA CEHENNEM’DE Mİ? 
VEYA DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ; MUSA, İSA VE MUAHAMMED ÖNCESİNDE DOĞAN VE ÖLENLERİN HESABINA NASIL BAKILACAK? 
DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ; BEN BÖYLE BİR ALLAH OLSAYDIM; NİYE O ZAMAN BİRÇOK YAMUK İNSANIN BENİM ADIMA ALLAHLIK YAPMASINA, BENİM VEKİLİMMİŞ GİBİ DAVRANMASINA VE YERYÜZÜNÜ CEHENNEME ÇEVİRMESİNE MÜSAADE EDİYORUM? 
İBADETE MUHTAÇ OLAN BİR ALLAH? EMİRLERİNDEN VAZGEÇENLERİ GADDARCA CEHENNEME GÖNDERECEĞİNE YEMİN EDEN BİR ALLAH? 
YERYÜZÜNÜ BİR DENEY ORTAMI VE İNSANLARI DENEY FARESİ GİBİ GÖREN VE YERYÜZÜNDE YASAKLADIĞI HER ŞEYİ (ŞARAP, ZİNA VB...) CENNET İÇİN VAAT EDEN BİR ALLAH? 
EMİN OLUN Kİ, O BEN DEĞİLİM VE OLAMAM! 
ARKADAŞ AYAK,AYAK ÜSTÜNE ATIYORSUN VE BEKLİYORSUN Kİ, FALAN VEYA FİLAN ERMİŞ GELECEK SENİ İHYA EDECEK ÖYLE Mİ? MADEM ONU BEKLİYORSUN BUGÜNDEN İTİBAREN CENNETİN KAPISINI MÜHÜRLÜYORUM VE KİMSEYİ SOKMAYACAĞIM ANLAŞILDI MI? 
HEPİNİZİN BEYNİNDE BİR KAÇ MİLYAR GRİ HÜCRE VARDIR BOZULMASINLAR VEYA TOZLANMASINLAR DİYE ASIL SİZ ONLARI ÇALIŞTIRIN... DÜNYANIN İÇİNE EDER, DÖNÜP "ALLAH’IN TAKDİRİ" DERSİNİZ. 
HİÇ Mİ AKLINIZA GELMİYOR? 
EN AZINDAN BİR GOOGLE MÜDÜRÜ KADAR BECERİ SAHİBİ DEĞİL MİYİM Kİ, HEM ÜRETİCİLER HEM TÜKETİCİLER MEMNUN OLSUNLAR? SİZ BİR KEZ GOOGLE İÇİN SIG-IN YAPINCA UZUN BİR SÜRE O BAĞLANTIYI KOPARMADAN GÖTÜREBİLİYORSUNUZ. 
PEKİ, HER GÜN BENİM İÇİN 5 DEFA SIGN-IN YAPMANIZA NE GEREK VAR. GÖNÜLDEN BENİMLE İSENİZ YETERLİ, BİR ÖMÜR VE SÜREKLİ OLARAK O BAĞLANTI İLE DEVAM EDEBİLİRİZ. 
ŞAHSINIZ VE YAKIN ÇEVRENİZ İÇİN ETTİĞİNİZ DUALARINIZA GELİNCE; EMİN OLUN ONLARIN %99.99 SPAM OLARAK KALIYOR VE HİÇ MAIL BOX'IMA YANSIMIYOR. 
BEN SİZE DÜŞÜNÜN DİYE AKIL VERDİM, HAREKETE GEÇİN DİYE EL VERDİM, YÜRÜYESİNİZ DİYE AYAK VERDİM, GÖZ KULAK, AĞIZ VE DİĞERLERİ SİZ KARAR VERESİNİZ, UYGULAMAYA KOYASINIZ DİYE BUNLAR VERİLDİ.
YOKSA VERMEYİP DUALARLA, MUSKALARLA, KENDİ KANUNLARIMLA SİZİN YERİNİZE KARAR VERİP UYGULAMAYA KOYARDIM. SİZ BENİM HER DİNİ YARATIRKEN BİRİSİ VEYA BİRİLERİNİN HUYUNA VE ZEVKİNE GÖRE VE ARALARINDA BU DENLİ FARKLILIKLAR BULUNABİLECEK KADAR KARARSIZ VE DENGESİZ OLDUĞUMU NASIL DÜŞÜNÜRSÜNÜZ?
VEYA HER YENİ DİN İLE BİRLİKTE TEMELDEN HER ŞEYİ BAŞTAN DEĞİŞTİRMEMİ NASIL BEKLERSİNİZ? AKLINIZI KULLANMANIZI TAVSİYE EDERİM! 
AKIL, AKIL, AKIL, AKIL, AKIL, AKIL, AKIL, AKIL, AKIL, AKIL, AKIL, AKIL”.                                                                 ATATÜRK’ÜN MİRASI
    “Ben, manevi miras olarak, hiçbir ayet, hiçbir doğma, hiçbir dondurulmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim medeni mirasım, İLİM ve AKILDIR. Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur. Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Bundan sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar”Mareşal Gazi Mustafa Kemal.



MS:1095;Papaz Piyerlermit ve Papaz Fakir Götüye; eşeklerinin üstüne binerek,neredeyse tüm Avrupa’yı dolaşarak Hıristiyan âlemini Müslüman Türkler aleyhine kışkırtarak 1270 senesine kadar sürecek kanlı Haçlı Seferlerini başlatmışlardır. “Bir Türk öldürmek, cennete gitmek için yeterlidir!”Propagandası ile Anadolu’ya Türkleri öldürmeye giderlerken, 1204 senesinde Hıristiyan Ortodoks Bizansı da yağmalamışlardır.
Papalık,  Engizisyon Mahkemelerini yaratarak ne kadar Aydın varsa işkenceler altında itiraflar alarak hepsini de yakmışlardır.16 Şubat 1600 tarihinde; Ünlü Bilgin Papaz Giardano Bruno Roma’da yakılmıştır. Tapınak Şövalyeleri de, Papalığın ve Fransa Kıralı X111’üncü Loui’nin ortak kararı ve ortak baskınları ile bir gecede öldürülmüşlerdir.1570’te;İtalyan kökenli Katolik Fransa Kraliçesi’nin emri ile Paris’te bir gecede Saint Bartelmi katliamı ile 70.000 Pretostan öldürülmüştür.
Osmanlı Devletinde, Şeyhülislamların fetvaları ile Alevilere ve Şiilere savaşlar açılmıştır. Birinci Selim, Çaldıran öncesi                                      40.000 Alevi Türkünün başını kestirttiği gibi; Şah İsmail de 30.000 Sünni Türk’ün başını kestirtmiştir.Ünlü Şeyhülislam Ebu Suut Efendi Aleviler aleyhinde 40’tan fazla fetva vermiştir:”Alevilerin kanı,canı,malı ve kadınları helaldir!””Alevi kadınları size helaldir,belinize kuvvet!”İnsanların biri birlerine düşmanlıklarını nedeni Dinler;Din adamları ve  dindarlıktır.
"DİN;KAPİTALİZMİN ASLA VAZGEÇEMİYECEĞİ KÖLELEŞTİRME ARACI VE EN İYİ AFYONUDUR.DÜŞMANLIKLARIN SEBEBİ DE DİN ADAMLARIDIR!"JEAN PAULE SARTRE (1905/1980). EZİLENLER ARASINDA DİN ADAMI GÖREMEZSİNİZ.DİN ADAMLARI EZEN SINIFIN ASALAĞIDIR                                                                                                                                                   Kapitalizmin hâkim olduğu ülkelerde aksi halde din adamlığı yapamazsınız zalimin ekmeğini yiyen zalimin kılıcını çalar
Din, asalaklaşmış toplumun itici ve uyuşturucu gücüdür.
Bir insanın ahlaki davranışları anlayışa, eğitime ve sosyal bağlara dayanmalıdır; hiçbir dini temel gerekmez. İnsan, eğer ölümden sonra ceza korkusuyla ve ödül umuduyla kontrol altına alınmak zorundaysa, şüphesiz kötü bir yoldadır.” Albert Einstein
Dünyaya en büyük kötülükleri din adamları yapmıştır! Çıkarları için utanmadan SIKILMADAN kardesi kardesine vurdurmusrur. Bunun en buyuk ispati: Arap dünyasının unlu din adami Yusuf al Kardavwi, Libya, Suriye ve en son Lübnan’daki tum o kanli olayların tetikleyicisi kendisidir! Kimin adina? Amerika ve İsrail adina! ya Allahın "iki Müslüman birbirlerine düştüğü  zaman üçüncüsüne ayırmak düşer" Buyurugunu bir kenara attı ve Amerikanın dediğini yaptı..
Bir din diğerini kabul etmez o Gerçek değil der, mesela Budizm’i yok sayar..
Bir ülke diğer ülkenin gerçek dindar olmadığı konusunda ısrarcıdır. (Örnek: Afganistan-Türkiye)
Bir mezhep diğerinin yanlış olduğu konusunda da ısrarcıdır, doğru ...olduğunu düşünse zaten tek çatı altında olurdu..
Cemaatlerde keza aynı şekilde biri diğerine çamur atar
Kişilere kadar iniyorsunuz ve sürekli biri diğerine gerçek dindar değil diyebiliyorsa gerçeği nedir diye sormak gerekmez mi?
Oysa Allah Ateist, peygamber mezhepsizdir.
Din; Aydınlar için yalan, cahiller için gerçek, iktidar için kullanışlıdır”demiş Fransız filozof.
Din; halkların uyutma aracı. Afyonudur...
Din ezilen halkları daha iyi sömürmenin aracı ve afyonudur. Dolayısıyla egemen sınıfın tekelindedir. çok tanrılı dinden tek tanrılı dine geçişte de bu boyle olmuştur.Din adına çikan savaşlara bakın hep dini yayma adına halkların özgürlülerini ve ülkelerini yağmalamışlardır.ve din kapitalizmin asla vazgeçmeyeceği köleleştirme aracı ve en iyi afyonudur.”
       “BİZİ YANLIŞ YOLA SÜRÜKLEYEN KÖTÜLER, DİN PERDESİNE BÜRÜNMÜŞLER, SAF VE TEMİZ HALKIMIZI HEP ŞERİAT SÖZLERİYLE ALDATA GELMİŞLERDİR. TARİHİMİZİ OKUYUNCA; GÖRÜRSÜNÜZ Kİ, ULUSU GERİLETEN, TUTSAKLAŞTIRAN, ÇÜRÜTEN KÖTÜLÜKLER HEP DİN ÖRTÜSÜ ALTINDAKİ GERİLİKLERDEN, BAYAĞILIKLARDAN VE ALÇAKLIKLARDAN GELMİŞTİR. ONLAR HER TÜRLÜ DAVRANIŞI DİNLE KARŞILAŞTIRIRLAR. HÂLBUKİ TANRI’YA ŞÜKÜRLER OLSUN, HEPİMİZ MÜSLÜMANIZ, HEPİMİZ İNANMIŞ KİMSELERİZ. ARTIK, DİNİMİZİN BİZDEN İSTEDİKLERİNİ ÖĞRENMEK İÇİN ŞUNDAN BUNDAN DERS ALMAYA, ŞUNUN BUNUN AKIL HOCALIĞINA İHTİYACIMIZ YOKTUR.
ATALARIMIZIN, BABALARIMIZIN KUCAKLARINDA VERDİKLERİ DERSLER BİZE DİNİMİZİN İLKELERİNİ ANLATMAYA YETER.
“ŞU YAPTIĞINIZ DİNE AYKIRIDIR” DİYE AKLA UYGUN İŞLER İÇİN SİZİ ALDATMAYA, YANILTMAYA KALKIŞAN AŞAĞILIKLARA KULAK ASMAYIN”
     ATATÜRK, Adana, 1923



İzleyiciler

Blog Arşivi