14 Şubat 2011 Pazartesi

287-SENSİZ KALAN ÇİÇEKLER.

OSMAN TÜRKOĞUZ

osmanturkoguz@hotmail.com

İzmir;16 Şubat 2011.

SENSİZ KALAN ÇİÇEKLER!

Sensiz kalan çiçekler, nasıl hasretse suya,

Öyle hasretim sana, öyle hasretim suya;

Sevdan dönmüş gönlümde sınırsız bir tutkuya;

Nasıl hasretse çiçek, nasıl hasretse suya,

Öyle hasretim sana, gönüldür bu, gönül ya!

Geliverip te bir gün, benim olcaktın güya;

Kaçamak yaşıyoruz rüyada ve uykuda;

Yaşamın gerçek şekli, gerçek yaşam bumu ya;

Öpüşsek koklaşsak ta doymuyoruz bununla,

Öyle tutkunum sana,gönüldür bu gönül ya.

286-SEN DEĞİŞME ÖYLE KAL.

OSMAN TÜRKOĞUZ

osmanturkoguz@hotmail.com

İzmir;15 Şubat2011.

SEN DEĞİŞME ÖYLE KAL!

Kışlar bahara dönsün, yazlar kışa dönüşsün;

Irmaklar da köpürsün, coşsun, taşsın, yorulsun.

Mevsimler hep değişsin, aylar, günler ve yıllar;

Sen değişme nolursun, nolursun sen öyle kal.

Sen gönlümde durusun, sen gönlümde Ulusun;

Sana tapan şu gönlüm sevmekten de yorulsun;

Değişsin saçlarında, yanaklarında bahar;

Sen değişme nolursun, nolursun sen öyle kal.

Yıllar hep yorgun düşsün, mevsimler ve de aylar,

Değişmesin gönlünde o delişmen duygular.

Yanaklarında güller, dudaklarında bahar;

Sen değişme nolursun,sen değişme öyle kal.

285-SÖZSÜZ BESTE.

OSMAN TÜRKOĞUZ

osmanturkoguz@hotmail.com

İzmir;14 Şubat2011.

SÖZSÜZ BESTE!

Antakya’nın solgun akşamlarında,

Yokuştan aşağı iner geçerdin!

Doymamış mutluluklar dudaklarında,

Acı karanfiller gibi açmış,

Eteklerinde binlerce beste,

Ellerinde tomurcukları gülün;

Yokuşta başlardı, yokuşta biterdi günün.

Özlemler göz, göz seni beklerdi;

Köprüden geçince sağa sapardın;

Ağlayan tebessümlerin, gülen gözlerinle

En içten arzular saman alevi,

Suskun özlemlerinle sana tapardım.

Bilirdin, duyardın yürekten yana,

Yaşanmamış olurdu gelmezsen eğer.

Randevusuz bekleyişler seni beklerdi,

Seninle aydınlanırdı günler ve geceler.

Şarkılar ve türküler söylenirdi üstüne,

Sahipsiz mutluluklar seninmiş meğer.

“Saat bir çeyreğe gelmese” derdin,

Gelirdi tıkırtısız ve sonra;

Bir sızı, bir yürek buruntusu sanki

Sensizliği başlardı yaşamın yeniden.

“Ah! Bir çeyrek olmasaydı zamanda” derdim,

Ne çare ki olurdu.

O mutluluğun olduğu yerde emindim,

Dur! Diyebilseydim zamana eğer,

O köprübaşında zaman dururdu.

Belki bir gün, kim bilir belki;

Özlemlerle dolu yüreğim sustuğu zaman;

Köprüden geçeceksin sağa sapmadan;

Karıncalar gibi saracak anılarım seni:

“Amaaan! Sen de” diyeceksin ve

Acımasız yollarında hayatın,

Karıncalarımı eze, eze yürüyüp te gideceksin.

Ne çare ki hayat bu!

İzleyiciler

Blog Arşivi