18 Ağustos 2012 Cumartesi

784/RODRİK MAÇAN SIKI MI?AS-TU DU COEUR?

         OSMAN TÜRKOĞUZ
         osmanturkoguz@gmail.com
         Çeşmealtı;17 Ağustos 2012.

                                      RODRİK, AS –TU DU COEUR
                                       La Chanson de Roland!”Fransız efsanesi.
                                        “Rodrik, Maçan sıkıyor mu?”
       “Meclis beni terk etse,hükümet beni desteklemese ,Ordu beni terk etse de,mavzerimi alır Elmadağ’ına çıkarım son fişeğime kadar savaşırım!”Mustafa Kemal,
       Üçyüz askeri ile,Termopil geçidinde,1.000.000luk Pers ordusuyla savaşarak ölen Isparta Kıralı Leonidas’ın mezar taşındaki yazı şöyledir:” Ey!Lekadomyalılar;burada yasalarınıza saygının eseri olarak yatmaktayız!”
       Şövalye Rodrik, Frank Kralı Charles Charlemagne/2 Nisan 742/28 Ocak 814/  zamanında; Endülüs Emevilerine karşı savaşırken, arkadaşı Oliver ile birlikte, Araplar tarafından   öldürülmüş Efsaneleşmiş bir Hıristiyan Kahramanıdır.Manzum olarak destanlaştırılmış bu Efsane, Fransa’da liselerde ders olarak okutulmaktadır. Rodrik Destanı=Ölümüne sadakat, bir ideal uğruna da ölmektir.Kuleli Asker Lisesinin birinci sınıfında bu destanın bir parçası bizlere ezberlettirilmişti.Bir kıtası hâlâ ezberimdedir.Fransa büyüktür,çünkü Fransa’nın ulusal çatısı kahramanları,bilim ve düşün adamları ve kadınları üzerine kurulmuştur.Osmanlının yıkılış nedenlerinden en önemlisi de; Türklük ekseninden ve çatısından  ümmetçilik ve Araplık eksenine kaymasındadır.İçinde bulunduğumuz şu anki gibi!
         Önü Korgeneralliğe kadar açık olan bir Jandarma Tuğgenerali Harp Akademisini bitirdiği gibi Hukuk Fakültesini de bitirmişti.Halifelik adlı kitabım Jandarma Genel Komutanlığınca satın alınarak,bana verilen emirdeki Jandarma Birliklerine emredilen miktarlarda gönderilmesi ve tüm giderlerin Jandarma Genel Komutanlığınca ödeneceği emredilmişti,Emri yerine getirerek bu Mağrur Generalimizin Huzuru âlilerine çıktığımda,şu yanıtı almıştım:
         “Osman Albayım;kuruşlu belge kesilmediğinden kitapla ilgili giderlerinizi ödememiz mümkün değildir!”
         “Sayın Generalim,bendeniz yapmış olduğum masrafların belgelerini getirmiş bulunmaktayım.Jandarma Genel Komutanlığının emirleri de yerine getirilmiştir.Bu nedenle şimdi Kuruşlu belgeyi keserek hakkım olan bedeli bana ödemeniz gerekmez mi!”
         “Bize akıl öğretmeyiniz,size para ödememiz mümkün değildir!”Dediklerinde,şu yanıtı  vererek Makam’ı âlilerini terk etmiştim:”Sayın Paşa Hazretleri;siz, ömrünüzde kendi cebinizden hiç zarf-kâğıt almış mıydınız!”
         Ülkücülerin dosyaları sıkıyönetim mahkemesine geldiğinde bu Generalimizin,Sıkıyönetim Mahkemesi Başkanlığına ataması yapılmıştı.Generalimizi ateş basmıştı.”Benim çoluk çocuk ve çocuğum var!”Diyerek atamayı durdurtmak için nice kapılar çalmıştı.Devlet Başkanı ve Milli Güvenlik Kurulu Başkanı Orgeneral  Sayın Kenan Evren:”Waşington’a askeri ateşe olarak tayin etseydik,oynaya,oynaya giderdi.Ya yeni görevine başlar,ya da istifa eder!”Dediğinden heman istifasını vererek,Güney illerimizin bir il merkezinde  Avukatlığa başlamıştı.
         Son günlerde;TSK’YA yönelik okları üzerine çeken bir istifa olayı daha olmuştu.Adını anımsayamadığım;Isparta İç Güvenlik ve Tatbikat Tugay Komutanı,Hakkari 34’üncü Sınır Tugay Komutanlığına tayini çıktığından istifa etmiş.Telefonla arayanların da karşısına,VEDA ZİYARETLERİ bahanesiyle çıkmamış.Ben olsaydım istifa etmeyeceğim gibi,istifa etmiş olsaydım bile,gece yarısı Isparta’yı terk ederdim.Bendeniz;görev yerine geldiğim gibi,görev yerimden de vedasız ve hediyelik ziyaretsiz olarak ayrılmaktaydım.Paşamızın açıklaması beni doyurmadı.Temmuz Ayının sonunda,Mide ağrıları dolayısıyla,istifa dilekçesini vermişmiş.Bence,tayin planlamasını öğrendikten sonra istifa dilekçesini vermiş olabilir.Isparta’da Mide ağrısı ile görev yapan, yeni görevinde görev yapamaz mı!Ülkemizin tüm iç organları ağrırken Mide Ağrısının sözü mü olur?
         İkinci İnönü Muharebesinde;Üç Şehitler Tepesindeki taburumuzun üç bölük komutanı da şehit olmuştu.Mevcudu 80 kişiye düşen taburumuzun bölüklerinin komutanlığı Kıta Çavuşlarına kalmıştı.8.500kişiden oluşan bir Yunan tümeni savunma hattımızı işgal ederek taburumuzu alt tarafındaki dereye itmişti.Tabur Eratı bitkin,yorgun ve üstelik te süngüsüzdü.Alay Komutanı Salih Bey,yaya;Fırka Komutanı Kemalettin Paşa atlı olarak taburun yanına gelmişlerdi.Fırka komutanı Ulusal kahramanımız Çolak Kemalettin Sami(Gökçen):”Haydi evlatlarım’” diyerek atını düşman mevzisine sürmüştü.Süngüsüz süngü hücumuna kalkan SEKSEN KİŞİLİK TÜRK TABURU,Yunan Tümenini mevzilerinden söküp atmıştı.Adını bilemediğimiz bir erimiz;kendilerine doğru uzatılmış Yunana süngülerinin üstüne”YA ALLAH!”Diye atlamıştı.Rahmetli ve Cennetmekân Kemalettin Sami,iki kurşun yarası daha alarak kurşun yarası sayısını OTUZBİR’E çıkartmıştı.Berlin büyük Elçiliği sırasında Hakkın rahmetine kavuşan bu Büyük Kahramanımızı, Adolf Hitler Devlet Töreni yaparak ülkemize uğurlamıştı.
         Kütahya—Aslıhanlar Muharebesinden sonra;Yunanistan Hükümeti,Krallarının başkanlığında,Kütahya’da yaptığı bir toplantı sonunda Ankara’ya yürüme kararı vermişti. Mustafa Kemal Paşa,Türk Ordusunun başına geçerek savunma cephesini oluşturmak üzere Mangal Dağına gitmişti.Atına binerken yanlış bir hareketi ile attan düşerek kaburga kemiklerinden birisi kırılmıştı.Doktorlar,ameliyatla ciğerine batan kırık kemiği bağlamışlardı ve mutlak istirahat önermelerine karşın O yeniden Alagöz Karargâhına dönmüştü.
          Piyade Mirlivası Fahrettin Ferdi(Altay),Süvari Kolordusunun Komutanıydı.26Ağustos 1922 gecesi,Kolordusu ile Ahır Dağları patikasından Sincan ovasına, Yunan savunma Mevzilerinin gerisine sarkması gerekiyordu.Kendisi de 41/Kırkbir/Derecede sıtma hastalığı ile uğraşmaktaydı. İki atın arasına konulan bir sedye ile o sarp patikayı kolordusu ile geçmişti.
         Kıbrıs Barış Harekâtında;3037Metre yüksekliğindeki Beşparmak Dağının zirvesine Türk bayrağını diktiğinde Şehit olan, Siirtli Mehmet Çavuşun o zaman 3/ÜÇ yaşında bıraktığı kızını arayan ve dahi soran var mı acep!
         Hatay ilimizde de kısmi seferberlik ilan edilmişti. Serinyol/Bedirge/ Muhtarı Mehmed’i arar.Mehmet,hayvanlarına ot biçmektedir.Yolda,Muhtarla  karşılaştıklarında sefer görev emrini alan Mehmet,otları fırlatarak yere atar ve “Anama söyle,hakkını helal etsin.ben kıtama gidiyorum!”der ve Kıbrıs’ta şehit düşer.
         Deniz Astsubayı Mehmet;Hilton’da nikâh masasındadır.Nikâhı kıyıldıktan sonra; derhal gemisine dönmesi hususundaki emri alır ve hemen kalkar,gider.O da şehit olmuştur.
          Mide’den başlayan ağrıların daha aşağıya inmesi beklenir!

                                              

İzleyiciler

Blog Arşivi