4 Eylül 2012 Salı

802/İNSANCA AĞLAMAK!

OSMAN TÜRKOĞUZ
osmanturkoguz@gmail.com                                                                           Çeşmealtı;04 Eylül 2012,İleti iletme yazım.
              Tanık olduğumuz bu anlattığım olayı basitçe şiirleştireyim dedim.Birisi;amma da yaptınız haa!Dedi."Kediler ağlar mı?"İnsanlar,biri birlerinin yüzlerine karşı köpek gibi havladıktan sonra,Kediler de neden ağlamasın ilk gördüğü insanlara  ve insanlığa!

                   İNSANCA AĞLAMAK!
         Küçücük bir kediyim;
         Sahilevler parkına terkedilmiş bir yetim.
         Kuşlar,ağaçlar,çiçekler
         Ve Çocuklar arkadaşım.
         Onlar verir,yemeğimi,suyumu,
Büyüklerse tekmelerler beni,                                                                                                        Bilmem beğenmezler hangi huyumu.
Bir Pazar günüydü;
Bir Genç Kızla bir Erkek
Ağacımın gölgesine yaygı serdiler;
Beni aralarına aldılar,okşadılar,sevdiler.
Sonra da kucak,kucağa oturdular,
İnsanca şarkılar söylediler.
Bir süre sonra, yaygılarını topladılar;
Ele, ele bilinmeze yöneldiler.
Arkalarından bakakaldım bir süre
Ve gönlümü de onlara bağladım.
İnanmazsınız belki de;
Bir kedi olarak ilk defa,
İnsanca ağladım.
Ben, küçücük bir kediyim,
Günlerdir ağzıma bir lokma koymadım.
Ben,insanların ekmeğine, suyuna,
İnsanların sevgisine muhtacım.

801//MESLEK SIRRI!

OSMAN TÜRKOĞUZ
Çeşmealtı;04 Eylül 2012.

                                                        MESLEK SIRRI!
                                      Temel; Dünya Güzeli bir kadınla,Bevliye Doktoru Tursun Dimdik’in muayenehanesinden içeri girmiş ve soluk almadan:
                                      “Sayın Doktor son umudumuz sizsiniz. Altı aylık evliyiz eşim hâlâ bakire. İntihara karar verdik ve son çare olarak ta size geldik!”Demiş.Doktor,gayet neşeli bir Tavırla:    
                                      “Kızım,siz şu odaya geçin.Sen de pantalonunu sıyır bakalım,bir hap ve bir iğne sorununuzu çözer!”Demiş.Temel’e kabadan bir iğne yaparak bir de beyaz bir hap içirmiş.Temel,yarım saat sonra,eşiyle bir olduğu odadan çıkarak:
                                      “Çaresi yok,kendi kendimizi! İntihar edeceğiz!”Dediğinde,kabadan bir iğne ve iki beyaz hapla yeniden eşinin yanına dönmüş.Üçüncü defa tekrar eden bu uyarıdan sonra;Temel ve eşi gülerek doktorun ellerine yapışmışlar.Doktor Kadını dışarı çıkardıktan sonra;vizite parasına gülerek almış ve:
                                      “Bu bir meslek sırrıdır. Sende hiçbir arıza yoktu.Üç aspirin içirdim ve kabadan  üç su şırınga ettim,sonuca ulaştık!”Deyince;Temel de gülerek:
                                      “Bizimkisi de bir meslek sırrıdır
Sayın Doktor; bu kadınla sahilde yeni tanıştık.Oteller de nikâh cüzdanı aradığından bu numara ile sizin muayenehanenize sığındık ve elli lira karşılığında,bir buçuk saat çılgınlar gibi seviştik!”Deyince,Doktor Mosmor Morarm

İzleyiciler

Blog Arşivi