TC.
OSMAN
TÜRKOĞUZ
BABASI GÖĞE YÜKSELTİLİNCE, KIZI DA
KADIN NEBİ OLDU VE TÜRK MİRAS HUKUKUNUYENİDENDÜZENLEDİ. ENNETTE KAZANILMIŞ HAKLARI
NAH GERİ ALIRSINIZ! CENNETE, YETMİŞİKİNİZ BİR ERKEĞİN MASLAHATINA BAĞLANMAYA BİLE
RAZISINIZ?!AR ARABİSTANA YALLAH!
TV.
İZMİR,01Nisan2015. 39 sene önce, iki hukukçumuzun uyarması?!
Cumhurbaşkanı olarak seçilen;
Anayasamızın Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanı antlarını da SU gibi içen,
kendinden menkul Başkanımızın Kızı da gericilik kervanına katıldı:
İnternet’te,KADINLAR,Mirasta ERKEKLERDEN DAHA AZ pay alsınlar buyurdu?!”İslam
Miras hukuku Tanrısaldı!Babası göğe çıkartıldığından kızı da miras dağılımı üzerine serenada başladı.Bu
konuşmalar ve geriye dönük uygulamalar “Siret Konferansında” alınan kararların
ve Sn: Bay Tayyip Beyin ünlü andının uygulanmasıdır.Uyuyalım bakalım?!
“Olaylar ve Görüşler,”SİRET Konferansı
ve Anayasa”.Selçuk C.Bengü—Sahir Yörük, Cumhuriyet Savcısı—Ağır Ceza Yargıcı.
Bir memlekette, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, gericiliğe karşı Cumhuriyet
Savcılarını uyarır, bu memlekette, şeriatçılık üzerine konferans tertiplenmeye
kalkışılır ve bu memleket Atatürk’ün kurtarmış olduğu Türkiye Cumhuriyeti
olduğu halde, tüm Aydınlar ve Hukukçular, sus ve pus olurlarsa; artık o
memleketin geleceğine güvenle bakılamaz.30 Aralık 1976 tarihli bir İstanbul
gazetesinde,”Şeriatçılık Konferansı Türkiye’de!”Başlığını taşıyan akıl almaz
bir haber yayınlandı. Toplanacak konferansın konusu şöyle sıralanıyordu:
“”Şeriatın tüm Müslüman ülkelerde derhal yürürlüğe girmesini ve
Arapçanın da bu ülkelerde resmi dil olmasını kararlaştıran Siret konferansı,
Türk Hükümetinin davetlisi olarak İstanbul’da toplanacaktır. Geçen Mart ayında
Pakistan’da toplanan bu konferansa Türkiye’den bir devlet bakanı katılmış ve
bir süre konferansın konuk başkanlığını da yapmıştır. Konferansta oy birliği
ile alınan ve dünya kamuoyuna da açıklanan kararların bazıları şöyledir:
1-Bütün Müslüman
ülkelerde derhal şeriatın uygulanmasına geçilmeli ve ülkeler mevzuatını şeriata
göre yeniden düzenlenmelidir.
2-Müslüman
ülkelerde Arapça öğrenim geliştirilmeli ve Kuran dili, İslam ülkelerinde
evrensel bir dil haline getirilmelidir.
3-Hazreti
peygamberi son peygamberi son peygamber olarak tanımayanları Kâfir ilan etmek
şarttır.EK:Ülkemizde,Eski bir İmam, önce ALLAH,sonra da peygamber olarak ilan
edilmiştir.Oysa,akıl hastanelerimizde bol miktarda Allah ve peygamber
mevcuttu!?Ostüzü.
4-Konferans, Siret’i Nebi’yi bütün okul ve kolejlerde
zorunlu ders olarak okutmayı kabul ve tavsiye eder.
5-Bütün İslam ülkelerinde, Cuma günü resmi
tatil günü olmalıdır. 6- Kadınlar daha
dikkatli olmalı ve Müslümanlığın şartlarına riayet etmelidir.”
Haberde, İstanbul’da toplanacak olan bu
konferansa, Türk Hükümeti adına katılacak olan bir hükümet üyesinin başkanlık
yapacağı da belirtiliyor. Türkiye Büyük Millet Meclisinde tartışma konusu
olduğu bildirilen bu konferansı toplayan kim olursa olsun; ister hükümet üyesi,
ister dernek, isterse bir kişi, sonuç hukuki yönden hiç değişmez. Onun için
anayasanın şu maddelerini hatırlatmakta yarar görüyoruz:
--Türkiye
Devleti bir cumhuriyettir.(m.1)
---Türkiye
Cumhuriyeti, laik bir hukuk devletidir.(M.2).
---Resmi
dil Türkçedir.(m.3/2).
----Bu
Anayasa’da yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbirisi, insan hak v e
hürriyetlerini veya Türk Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü
veya dil, ırk, sınıf, din ve mezhep ayrımına dayanmak nitelikleri Anayasa’da
belirtilen Cumhuriyeti ortadan kaldırmak kastı ile kullanılamaz.(M.11/3).
--Herkes
vicdan ve dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
---Kimse,
ibadete, dini ayin ve törenlere atılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya
zorlanamaz. Kimse, dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz. Dini eğitim
ve öğretim, ancak kişilerin kendi isteğine ve küçüklerin de yasal temsilcisinin
isteğine bağlıdır.
-Kimse,
Devletin sosyal ve tutumsal(İktisadi),siyasal veya hukuksal temel düzenini,
kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya şahsi çıkar veya
nüfuz sağlama amacıyla, her ne surette olursa olsun dini veya din duygularını
ya da dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz. Bu
yasak dışına çıkan veya başkalarını bu yolda kışkırtan gerçek ve tüzel kişiler
hakkında, kanunun gösterdiği hükümler uygulanır ve siyasi partiler Anayasa
Mahkemesince temelli kapatılır.”(M.18/1.2.3.4.5).
Anayasamızın
öngördüğü Laik, demokratik hukuk devletimizi yıkmaya hiç kimsenin gücü yetmez,
Anayasamızın yukarıda açıkladığımız hükümleri karşısında başka söz söylememize
gerek yoktur, ancak toplumumuz sürüleşmesin yeter!?Türkiye Cumhuriyetini,laik
ve demokratik hukuk devletimizi yıkarak,şeriata dayalı teokratik bir düzen getirmeyi
amaçlayan “Siret Konferansı,”Anayasamıza aykırı,Anayasayı ihlal suçudur.Çok
önceden bunun hazırlıkları yapılmış Türk Ceza Kanununun ünlü 163’üncü
maddesi,Özal döneminde,yürürlükten kaldırılmıştır.”Bir yargıç ile bir
Cumhuriyet Savcısının birlikte kaleme aldıkları yukarıdaki yazıda sembolik bir
anlam vardır.Şeriat hükümleri ile anayasal hükümleri
karıştıranlar,İnançla-Aklın yerlerinin farklı olduğunu,anayasanın da her şeyin
üzerinde olduğunu hatırlatarak,”YETER!?”Demenin zamanının geçtiğini…”Meşru Savunma
hakkını kullanmaya çağırıyoruz…”Ostüzü.