12 Kasım 2012 Pazartesi

863/LÜTFEN ÇOK DİKKAT!BÜYÜK OYUN VAR!



                                                   LÜTFEN ÇOK DİKKAT! BÜYÜK OYUN VAR!                               OSMAN TÜRKOĞUZ
İzmir;11 Kasım 2012.

                                   DİKKAT VE DAHİ ÇOK  DİKKAT!
            TAHTEREVALLİNİN İKİ BAŞINDA İKİ KAFADAR VAR!
            “Politika yalan sanatı ve halkı,radyo,nutuk ve gazetelerle  aldatmaktır!”Onbaşı Adolf Hitler.
            “Düşman bize bir armağan verirse Puştluk bizdedir!”Fidel Castro.
            “Düşman cephesini yaran bir ordunun içeriye girmesi için, yarığın iki  omuz başını da tutması başarı için nasıl   taktik bir şartsa; ırzına geçilecek bir kadının iki omuz başını da tutmak ırzına geçmek için şarttır!Yasal bir siyasi ve toplumsal rejimi de yıkmak isteyenler ;bu rejimi taraftarlarını  ikiye ayırarak,iki omuz başını da kendileri tutarlar!”Laikliği ve Cumhuriyeti savunanlar; her siyasi partide görev başındadırlar!İktidarlar değişse de biz iktidar olarak Dini savunur gözükenler.Toplumun her iki omuz başını da aynı ellerin tutması başarı için temel şarttır!”Her şart altında aynı kimseler kazanmış olurlar.  AKP=Bay Erdoğan Beyimiz; Türk toplumunu bilinçli olarak  iki kampa bölmüştür.Her iki kampın başında da Türkiye Cumhuriyeti’nin 2000.000.000.000/İki Trilyon/Lirasını dolandırmaktan hüküm giyen Necmettin Erbakan’ın ve Hikmetyarın öğrencileri vardır.Her iki başta bulunan,sertliği ve yumuşaklığı oynayanlara verilecek oy;Türkiye Cumhuriyetini yıkmak için kullanılacaktır.Oy deposu aynıdır,yalınız oy olukları değişmiştir.
           27 Mayıs 1960 senesinde ;Demokrat Parti Milletvekili Halis Öztürk  Ağa/Kendisi 11 jandarma öldürdüğü halde TBMM.’SİNE girebilmişti/Bana demişti ki:”Türkiye’de  hangi Siyasi Parti iktidara gelirse gelsin,biz yine de iktidarda oluruz.Adamlarımız kalırız ve bizim istediğimiz olur”
Önce, az bilinen bir fıkra ile başlamak istiyorum:Ramazan mevsiminde,bir köye gelen altı Genci köy halkı güler yüzle karşılamış!Yedirmişler,içirmişler,hamama sokarak iyice yıkadıktan sonra da;cümbür cemaat,dış geziye gidenler gibi,bir odaya sokmuşlar.Gençler çok memnun olarak şükranlarını bildirmişler.Gelenlerin ne beklediğini köyün muhtarı açıklamış:”Kusura bakmayınız; bizim köye gelenleri en sonunda,sıra ile  biz Şaparız!”Deyince,can ve namus havliyle Gençler pencerelerden atlayarak kaçmışlar.Gençler önde,tecavüzcüler arkada bir yarış başlamış ki deyme koşuculara parmak ısırtmış.Namuslarını kurtaran Gençler Sahur vakti bir köye gelebilmişler.başlarına gelenleri anlatmışlar.Köyün İmamı:”Onlar çok namussuz insanlardır!”Dedikten sonra;gençleri hamama sokmuşlar,yedirmişler ve içirmişler,pencereleri demirle kapalı bir odaya soktuktan sonra kapıyı da kilitleyip gülmeye başlamışlar!Gençlerden birisi:
“Hayır ola, neden gülüyorsunuz? Diye sorduğunda; köyün imamı, sakalını sıvazlayarak:”Şansımıza gülüyoruz, o namussuz köyün kaçırdıklarını biz şaparız da ona gülüyoruz!”Demiş ve sıra ile gençlere yapışmışlar.
Sayın Recep Tayip Erdoğan ile Sayın Abdullah Gül’ün tutmuş oldukları karanlığa giden yol aynıdır. Her ikisi de ,Türkiye Cumhuriyetini Darül Harp bölgesi sayan ,halkımıza yalan söylemeyi de takiyye ile açıklayan  ve Laik sisteme candan düşman olan bir düşüncenin eyleme geçirilmiş adamıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Türklüğü incitici olarak söylemiş oldukları sözleri tekrarlamaktan da hiç çekinmemişlerdir.Sayın A.Gül;bir İngiliz gazeteciye:”Ne Mutlu Türküm Diyene” öz deyişini basitlik olarak yorumladığında, Anayasamızı koruyacağına da ant içmişti! 29 Ekim 2012’de oynananmış olan politik oyun bir büyük taktiğin uygulanmasıdır. Tahterevallinin iki başında da AKP’NİN iki taktisyeni, Dış ve Tarikat destekli iki adamı vardır.Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Ulusal Bayramımızı ellerindeki Türk Bayrakları ile kutlamak isteyenlerin üzerlerine biber gazlı,çelik gövdeli coplu, ve panzerli Recepkolarını şiddetle saldırtması ve Sayın Abdullah Gül’ün de yumuşak davranılması için Görevlileri uyarması, Büyük Ustamız ve  Büyük Ağabeyimiz Sayın Erdoğan’ın iki başlılık masalı, Safları uyutarak aldatıp oylarını almak için yapılmış olan bir şark kurnazlığıdır!
Sayın Recep Beyimizin 10 kasım 2012 günü dışarıya,441.000 nüfuslu bir devlete kaçması, Sayın A.Gül’ün da Anıtkabire gelerek Atatürk’ü ve Cumhuriyeti methetmesi bir büyük oyunun parçalarıdır.Atatürkçü ve Çağdaş ,insanlarımızı kandırmaya yönelik bir şark kurnazlığıdır.
Sayın Büyük Ağabeyimiz ve En Büyük Ustamız;Yasama,yargı,Yürütme Erklerini sahibi ve Türkiye’mizin Başsavcısı bunca olaylardan sonra,11 Kasım 2012 tarihinde:”Sayın Cumhurbaşkanımız ile uyum içersinde çalışmaktayız!”Deyişi bir gerçeğin itirafıdır..Türkiye Cumhuriyetini,Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün yaratmış olduğu Türklük bilincini ve üniter yapımızı çökertmek için “uyum içersinde çalışmaktadırlar”.Buna Kayıkçı ve Balıkçı kavgası denilir.Bunlar Takiyye içersindedirler.Mekke döneminde;çok zayıf ve güçsüz olan Müslümanların dağılmasını önlemek için,En-Nahl/Hurma/suresinin 16/106’ıncı ayetine sığınılmıştı.Takiyye için iki önemli şart vardır:1*Ölüm korkusu,2*Hayat için büyük tehdit olması gerekmektedir.Bu ayet o zamanlar için muteberdi.İslamın en önemli kuralı,ölüm pahasına doğru olmaktır.Takiyye sahiplerinin hiçbir sözüne inanmamak gerekir.

İzleyiciler

Blog Arşivi