17 Şubat 2012 Cuma

590/GÜLLER BİLMESİN ÖLDÜĞÜMÜ!

                                                                 
OSMAN TÜRKOĞUZ
                   Osmanturkoguz@gmail.com
                   İzmir;17 Şubat 2012.
                  
                   GÜLLER BİLMESİN ÖLDÜĞÜMÜ!
                  Ben öldüğüm zaman;
                   Gül bahçelerinden geçerken
                   Benim şarkılarımı söyleyin.
                   Güller ve Bülbüller, öldüğümü bilmesin.
                   Sarıgülüm üzülüp te, kahrolup ta solmasın.

                   Ben öldüğüm zaman;
                   Kitaplarımı ve yazılarımı saklayın,
                   Benim gittiğim yollardan
                   Türküler söyleyerek yürüyün,
                         ATATÜRK'ÜNIŞIKLARI SÖNMESİN,                                                                                                                                                                                 Öldüğümü duyup ta Hainler sevinmesin.

                   Bir gül koyun bilgisayarıma,
                   Arada, sırada tozunu da alın,
                   Emeği çoktur bende, inkâr edemem,
                   Öldüğümü sanıp takahrolup, üzülmesin.

                   Telefonları kapatın iletişime,
                   Beni aradığında O,öldüğümü duymasın.
                   Anılarımızla yaşasın hayatın kıyısında
                   Anılarımız da heba olup gitmesin.

                  
                  
                  
   

589/ÖZEL FETVA HATTLARI!

                                                                     

                        OSMAN TÜRKOĞUZ
                        osmanturkoguz@gmail.com
                        İzmir;16 Şubat 2012,
                       
                                               Özel Fetva Hatları!
                                        “Fetvanı müftüden değil aklından al!”
                                               “Aklı olanın dini vardır!”
                                               “Zaman değiştikçe hükümler de değişir!”
                                                                           HZ. Muhammet.
İslam ülkelerinde yalınız Soyanlar değişir bir de  zaman boşu boşuna değişir! Ostüzü.
“ Ulemanın işi olan Kadınların türban takmalarına Danıştay ve AİHM ne karışırmış!
         Sayın Recep Tayyib Erdoğan, “Kurana göre şeriat devleti kurma yemin ve dahi kasemlisi!”
“Diyanet İşleri Başkanlığından sosyal yaşantıya dair fetva istenmemesi!”Ali Bardakoğlu, Profesör Dr.DiBaşkanlarımızından, Din Bilgini.
         “ALO FETVA HATTI” Osmanlının yıkılma nedenlerinden birisine dönüşün işaretiydi.”Gülme Fetva Hattı” adlı bir güldürmece yazıp yayımlamıştım. Arşivimi aradım, yok’ Nerelere sıvışmış acabaaa!
         Bendeniz; Ali Oğlu Âlime Kadından olma, Sıfatça Türkoğlu Türk, kanca Oğuz’dan olan Osman Zeki Türkoğuz; ne Türkiye Cumhuriyetini, ne Türk halkının çıkarlarını, ne de görevimi sattım. Hediye, rüşvet, haksızlık, satılmışlık, çağdışlık ve uşaklık semtime dahi uğramadı. Bilmediklerimi bilirim, bildiğim sandıklarımı da paylaşırım.Hukuk Fakültesini para kazanmak için değil,beni biliyor sanıp ta soru soranlar ve Mustafa Kemal’in yanına kurmuş olduğu Hukuk Fakültesinde okumuş olduğumu göstermek için okudum.Toprağımızın ve ulusumuzun mitolojisini,çok tanrılı dinleri ve diğer dinleri de inceledim.Düşündüm ki,Ben de Bir Fetva hattı kurarak halkımızın sorularını yanıtlayabilirim.Bendeniz Atatürk’ümüze dualar ederek bu yeni görevime başlamak istiyorum.
         Önce; Fetva nasıl verilir, Fetva isteyen Kadın ve Erkeğin adları yerine hangi adlar kullanılır onu yazmak istiyorum: Fetva’da ortak kelimelerle sorulan konunun yanıtını vermek esastır.”El-Cevap: Olur!”,”El—Cevap: Olmaz!””Düşer!”,Düşmez””Gerçeği Tanrı Bilir!”
         “Bir Ulusu ve Bir Dini Bölen fetvalar!” Yazımı da sizlere yeniden iletmek durumundayım.
         “Şeyhülislamların verdiği fetvalar şahıslardan ve hükümetten istenmiş olabilirdi. Padişah, devlet işleri için; savaş, barış veya başka bir mesele de fetva isteyebilirdi. Aynı şekilde şahıslar da Fetva Kalemi’ne gider, sorunları anlatır, fetva Kalemindeki kâtip soruyu usulüne uygun olarak yazar; cevaplar da:”Olur”,”olmaz”,”meşrudur”,”meşru değildir”;”vardır”,”yoktur”,”caizdir”,veya “caiz değildir”,biçiminde olurdu. Fetvalarda özel isimler kullanılmazdı. Zeyd, Amr, Bekir, Velid, Halid gibi isimler erkekler için. Hind,Zeynep,Hatice,Ümmügülsüm,Rabia gibi isimler de kadınlar için kullanılırdı.Bu isimler gayrimüslimler için de geçerli olup,gayrimüslim olduğu ayrıca açıklığa kavuşturulurdu.”Gökçen Art,Şeyhülislam Fetvalarında,Kadın ve Cinsellik.s.31.
                  “Dinen nikâhlanması imkânsız olan kadınlar”
         “bir erkeğin, annesiyle, annesinin annesiyle, babasının annesiyle, kızlarıyla, torunlarıyla, kız kardeşiyle, onların kızlarıyla, onların oğullarının kızlarıyla, halalarıyla, teyzeleriyle, aynı şekilde, üvey kızıyla, karısının annesiyle, karısının kız kardeşiyle,(eşzamanlı olarak, ikisini cem ederek),cariyesiyle(cinsel ilişkiye girebilir, zaten cariye mülkündedir; ancak nikâh akdi yapamaz),semavi dinlerden birine inanmayan bir kadınla, üç talakla boşadığı kadınla hüllesiz olarak, başkasının boşadığı ama iddet içindeki—bekleme süresi—kadınla nikâh akdi yapması imkânsızdır. Bunlardan başka süt hısımlığı da nikâhı imkânsız kılan bir etkendir.”SGK. S.39.Buraya bir nokta koyalım da; iki öykümüzü yazalım:
         Sadrazam Paşa Hazretleri, dünyalar güzeli karısına kızarak onu üç talakla boşamış. Biraz sonra peşiman olarak hanımı ile birleşmek istediğinde, eşi Nuh demiş peygamber dememiş:”Benimle bir olabilmeniz için HÜLLE gerek!”Diye dayatmış. Hülle, yani başkası ile nikâhlanması. Paşayı ateşler basmış. Nihayet, Kasımpaşa’dan medrese tahsili yapmış ünlü bir Hoca bulmuşlar. Hocayı konağına alan Paşamız, Ol Ulemanın eteklerine sarılarak,”aman beni bu Hülle belasından kurtar, ne istersen sana veririm, kocaman bir gemi bile alırım!”Diyesiymiş. İki tanık ve Hüllelenen kadınla Paşamız bir odaya alınmış. Ol ulemamız Paşamızı Kıbleye karşı çömelterek:
         “Namazda okmuş olduğunuz, Fil suresini ve dahi etteyatiyi yüksek sesle okuyunuz!”Demiş. Paşa ayetleri okudukça, Ol Ulemamız saklını sıvazlayarak:
         “Allahıma bin şükür, Paşamız da eşleri de kurtuldu!”Diyormuş. Dualar bittikten sonra:
         “Okumuş olduğunuz dualar baştan sona yanlış. Bu nedenle kıldığınız namazlar da fasit. Siz, yeniden salâvat getirerek Müslümanlığa dönün. Bu nedenle de Hüllenizin hükmü yoktur. Karınız size siz de karınıza helalsiniz!”Demiş.
         Bu öyküyü de Uşak’ta bir dostumdan dinlemiştim. O’nun adı da Osman’dı. Sivil savunma müdürüydü. Bir kartvizit bastırmıştı: Osman Baransel/Gündüz Sivil Savunma Müdürü/Gece de Sivil Soyunma Müdürü!”
         Dağda yaşayan bir sürü sahibi, karısına kızarak, onu üç talakla boşamış. Üç gün sonra karısını sevmek isteyince, karısı dikilivermiş:
         “Biz, şimden kelli birbirimize şeran haramız. Benim başımdan bir nikâh geçmedikten kelli ben seninle yatmam!”Dediğinde, Zavallı koca:
“Ulan garı burada bir çadır daha var. Nerede ve kiminle nikâhlanacaksın?”
“Sen onu bana bırak, Karşı çadırdaki Ahmet gözümün içine bakıp duruyordu!”Demiş. Ateşlere düşen Zavallı Koca, eşeğinin üzerine içi peynir ve sadeyağ dolu bir heybeyle eşeğin üzerine bir koyun atarak, o civarın en ünlü Ulemasının çadırına damlamış ve:
“Hocam bir halt garıştırdım ki, deme gitsin. Üç talakla garımı boşadım. Bizimkisi Hülle diye tutturdu. Aman Hocam şeran ne gerek!”Diye yalvarınca, Ol Hoca sakalını sıvazlayarak:
“Şeran Hülle gerek. Başka çaresi de yok!”Derken çadırın aralığından yüklü eşeği görerek:
“Önce eşeğin yükünü çadırın önüne yıkmak , sonra da gara kaplı deftere de bakmak gerek!”Demiş.
Defteri karıştırarak, açılan bir sahifede durmuş ve şu kâğıdı alda yaz bakalım!”Demiş.
“Bismillahirahmanırrahim destur!
“Donunu çıkartma,
Dizine gadar çekiver.
Ayaklarını omzuna kaldırma,
Yana büküver.
Seneye de bir şey düşünürüz,
Bu senede böyle şapıver!”
”Âmin”. Demiş, ayrıca yüklüce bir paraya da kavuşmuş. Kaldığımız yerden başlayalım:
“Bu yasaklardan karısının akrabasıyla evlenme yasağı getiren  birinci koşul,kurallarına uygun olarak kıyılmış nikâhtır.Yani bir kadının annesinin,kocasına nikâhlanmasının yasak olması için koca ile o kadın arasında kıyılan nikâhın İslami hükümlere göre sahih,yani geçerli olması gerekir.Bu yasakları gerektiren ikinci koşul cinsel ilişkidir.Bunun da koşulu vardır.CİNSEL İLİŞKİYE GİREN KADIN ÖLÜ DEĞİL diri  olmalıdır.Yani bir adam bir kadınla nikâhlansa ve o kadın ÖLÜ İKEN ONUNLA CİNSEL İLİŞKİYE GİRSE,durum fark edildikten sonra O KADININ KIZI İLE NİKÂHLANMASI-- ŞERAN—MÜMKÜNDÜR.
“Bir diğer koşul; cinsel ilişkiye giren kadının cinsel ilişkiyi uyandıracak yaşta olmasıdır. Buna cinsel arzu uyandırma HALİNE ”MÜŞTEHAT OLMA” denilir. Dokuz ve daha büyük yaşlı kadınlar bu gruba dâhil edilirler. Yine bir anlayışa göre bir erkeğin küçük bir kızla cinsel ilişkiye girmesi, o kızın annesi ile nikâhlanmasına engel oluşturamaz. Bir diğer koşulsa cinsel ilişkinin ANAL VEYA VAJİNAL olarak gerçekleşmesi gerekir!”SGS. S.40.EK: Ölü birisi ile cinsi münasebet bir ruh hastalığının ve diriye yaklaşma korkusunun eseridir. Şeriata göre, suç değildir, tecavüze uğrayan ölüye ikinci abdest aldırılır.Ostüzü. Rahmeli İlhan Arsel.
Lübnan’da dişi hayvanlarla cinsi münasebet suç değildir. Erkek eşeklerle ve atlarla cinsi münasebet yasaktır! Neden mi, Arpa yedikleri için! Bu benim bildiğim çok komik ve aşağıya ait bir öykü! Birkaç sene önceydi; Afrika’da bir Müslüman erkeğin bir dişi keçi ile evlendiği ve ol keçiye gelinlik olarak pembe bir elbise giydirildiği yayımlanmıştı. Sonradan, keçinin ölmesiyle bu mutlu evliliğin de sona erdiğini okumuştum.
Bizim ülkemizde; birisinin bir eşeğe tecavüz ettiği sırada yakalanması halinde, mütecavize ol b,çare eşeğe yeni bir semer aldırılır. Üç sene önceydi; Narlıdere’de birisinin bir dişi köpeğe üç gün süreyle tecavüz ederek ol köpeğin rahminin parçalanmasına sebep olduğu da basınımıza yansımıştı. Bazı İslam Ülkelerinde “Müştehat olma”—Cinsel arzu uyandırma--- hali hayvanlar içinde kullanılmaktadır. Zavallı adam, eşeklerin  fincan gibi gözüne dayanamayıp uçkuruna el atma nedeni hafifletici sayılmaktadır.Antalya’da bir mağazadaki plastik kadınla seks yapana ve dersiniz!
Suudi Arabistan Başmüftüsü,2011 yılında bir yaşındaki kız çocuğu ile İslam Hukukuna göre şeran nikâhlanmak caizdir! Diye fetva vermişti. Buradaki ölçünün “Müştehat hali”olması düşünülebilir!
Şimdi bendeniz fetvalarıma geçmeden önce Osmanlıda verilmiş bazı fetvalardan örnekler vermek istiyorum:
         “CİNSELLİKLE İLGİLİ SORU VE FETVALAR”
Zeyd zevcesi, Hind’in süt kızı ile cinsel ilişkide bulunsa Hind Zeyd’e haram olur mu?
—El-Cevap: Olur!
Zeyd zevcesi Hindin başka kocadan olup Müştehat(Arzulanabilir) olan kızı Zeyneb’e şehvet ile dokunsa Hind Zeyd’e haram olur mu?
—El-Cevap: Olur!

—Zeyd zevcesi Hind’den olup müştehat olan kızı Zeynep geceleyin korkup Zeyd’in döşeğine vardıkta Zeyd’in cinsel organı uyarılıp, Zeyd’in bazı organları Zeyneb’in bazı organlarına şehvet ile dokunsa Hind Zeyd’e haram olur mu?
El-Cevap: Olur!
—Evli Zeyd, bakire Hind’e zorla tecavüz etse, Zeyd’e ne lâzım olur?
-El-Cevap:Recm!
—Evli Zeyd, oğlu Amr’ın zevcesi Hind’e tecavüz etse Zeyd’e ne lâzım olur?
“El-Cevap: Recm!
--İtaatkar evli Hind, kendini Zeyd’e verse,Zeyd dahi Hind’e zina eylese Hind’e ne lâzım olur?
-El-Cevap: Recm!                                                                                                          ----Zimmî Zeyd, bekâr olan Hıristiyan Hind’e tecavüz edip bekâretini bozsa, Zeyd’e ne lâzım olur?
—El-Cevap: Yüz değnek vurulur!
—Zimmî Zeyd, Müslüman Hind’e tecavüz etse Zeyd’e ne lâzım olur?
-El-Cevap: Yüz değnek vurulur! Cevabun ahar: Haddi zina ikamet olunduktan sonra hapse medid ile hapsolunur.  
—Evli Zeyd zevcesi Hind’i üç talak boşayıp iddeti tamamladıktan sonra, eyd hülle etmeyip nikâh akdi bulunmadan Hind’le cinsel ilişkiye girse Zeyd’e ne lâzım olur?
“El-Cevap: Recm! “S.G.Eserden.  
Hüneyin Gazvesinde; Hz. Muhammed’in sütanası Halime’nin Arap kabilesinden,44.000 Davar,24.000 Deve,600 okka gümüş,300 okka altın ve 6000 kadın esir alınmıştı. Ebu Süfyan’a 120 Okka gümüş ve 3000 Deve verilmesi büyük bir kargaşaya neden olmuştu.8’inci surenin birinci ayetinde,”Ganimetlerin Allah ile Peygamberine ait olduğu bildirilmişti. Bu kargaşa üzerine de 41’inci ayet indirilerek ganimetin sekiz gruba dağıtılması buyurulmuştu!Şimdi çok sıkı durunuz!Arapların dört mezhep inanışına göre de savaşa iştirak eden Arap atlarına iki pay,binicilerine de bir pay ganimet verilmesine fetva verilmişti!Develere,katırlara ve Eşeklere ve Anadolu atlarına ganimet payı yoktu!
         Bendeniz bana yöneltilen sorulara yanıtlarımı fetva formatında vermeye başlıyorum:
         —Bir Müslüman Devletin en büyük politikacısı ve en büyük Müslümanlık savunucusu, Irak’ı işgal ederek, kadınlarının, kızlarının ırzına geçen ve onlara her türlü ölümü ve işkenceyi yapan bir Hıristiyan devletin asakirine”memleketlerinize inşallah sağ ve salimen dönmenizi Yüce Allah’tan dilerim!”Diye dua ederse ona ne gerek?
         —El-Cevap: Gerçeği Allah ve Amerika ve dua sahibi bilir. Yükseltmek gerek!
         ---Çoğulcu ve çoğunlukçu demokrasiyi gerçekleştirmek, halkımızı mutluluk ve refaha kavuşturmak ve Anayasamıza ve kanunlarımıza uymak vaadi ile seçilen; Mecliste, Anayasamıza bağlı kalacağına ant içenler, verdikleri sözün tam aksini yaparlarsa onlara ne yapmak gerek:
         --El-Cevap: Gerçeği Tanrımız ve Amerika bilir. Ben ne desem boşuna demek: Bir paket gıda maddesine ve İftar çadırlarına fit olmak gerekir!
         —Millet, on liralık maş zammı için biber gazı, cop ve tazyikli su yerken; bir gece yarısı, muhalefet partilerini ve halkımızı uyutarak maaşlarını 19.000 Türk Lirasına ve emekli aylıklarını da 5000 Türk lirasına çıkartan Vekillerine ne yapmak gerek:
         —El—Cevap: Gerçeği Allah ve Tayyib Beyimiz bilir: Olura kalkan elleri öpmek gerekir!
         —Kahramanlarımıza vatan haini; vatan hainlerimize kahraman muamelesi yaparak; katillere özel bir ada, kahramanlarımıza, bilim adamlarımıza ve dahi gazetecilerimize hücre tahsis edenlere ne yapmak gerek?
         —El-Cevap: Gerçeği Allahımız, Amerika ve Tayyib Beyimiz bilir: Sebep olanları tepetaklak etmek gerekir!
         —Ülkemiz gittikçe tehlikeye doğru kaynmaktadır; kurtuluş için ne yapmak gerek:
         —El-Cevap: Allahımız bir kere Mustafa kemal verir, O’NUN yolundan gitmek gerekir.

                                   

          

                                     
     

İzleyiciler

Blog Arşivi