10 Ocak 2012 Salı

530/SESSİZCE O AĞLAYACAK BİLİYORUM!

                                                
OSMAN TÜRKOĞUZ
osmanturkoguz@gmail.com
İzmir; 10 Ocak 2012,

SESSİZCE O AĞLAYACAK BİLİYORUM!
Ne zelzele olacak, ne volkanlar patlayacak;
Ben öldüğüm zaman hiçbir şey değişmeyecek;
Hiçbir şey değişmeyecek günlük hayattan,
Yine komşu okulun zilleri sekizde çalacak,
Yine çocuklar oynayarak sınıflara dolacak.


hiç üzülme yüreğimde sakladığım,
Ölümle tüm zamanlar bizim olacak.

Yine kumrular gelecekler penceremize,
Yine ezanlar okunacak vaktinde.
Ha bir yaprak düşecek dalından yere,
Ha bir balık vuracak o eski sahillere.

Zaman yalınız bende duracak,
Saatler yine de tam vaktinde vuracak.

Yakınımdakiler hüngür, hüngür ağlarken,
Ben için, için güleceğim yalınızca ve gizlice;
Çok uzaklarda, deniz kıyısında birisi,
Öldüğümü üç gün sonra duyacak,
Yakasına bir SARIGÜL takarak, için, için
Ve sessizce ağlayacak.
İşte o zaman ben de ağlayacağım
Gözyaşlarımı içime akıtarak.
Ben varken vardı olacağım;
Benden vardı diye de söz edecekler.
Öleceğimi ne Ahmet Bey’e, ne de
Gönlü ile gören o kıza söyleyeceğim;
Arkamdan ağlayacak görmeyen gözleriyle
Ve türküler besteleyecek benim için belki de.
Cenazemi kütüphaneme koyacaklar;
Kitaplarım, bilgisayarım ve klavyem dilsiz;
Merak içindeyim sormayın, ne yapacaklar bensiz.
Kapımdan çıkarırlarken cenazemi, aklıma bir soru takılacak:
Kim getirecek bu evin ekmeğini benden sonra;
Kim dökecek bu evin çöplerini ve
Kim değiştirecek gaz tüpünü ve su bidonunu?
Geri dönesim ve gülesim geldi:
Buncacık mesele için ölüm oyununu bozmaya değer mi?
Ölüm raporu, defin ruhsatı ve maaş bağlatma işi
Eşimi çok yoracak bu işler, bereket Ahmet Bey var.
O’NUN bu konuda kitabı ve koskocaman yüreği var.
Sonra da beni caddeye indirecekler
Ve tabutumun üstüne serilmiş bir ALBAYRAK ve gölgesinde BEN;
Cenazem geçerken yollardan,  çift sıra olmuş insanların başlarını öne Eğdiklerini göreceğim ve kıvanç içinde;
“Ula Osman bu manzara bile ölmeye değer!”Diyeceğim,
Ayıp olmasa hepsinin gözlerinden öpeceğim.
Sonra da götürecekler köyümüzün mezarlığına;
Bir asker mangası üç el silah atacak
Ve tüm ölüler birisi geldi yine diye kahkahalar atacak.
Önce imam soracak,oradakiler "iyiydi!"Diiyecekler
Onların vergileriyle okuduğumu da biribirlerine söyleyecekler.
Anam Alime kadın namuşlu bir Kadındı;
Mezarımın başındaki imam,hayatınde ilk defa
Babamın adıyla bana seslenecek ve böylece                                                                                            Analarının namusunu tün insanlar öğrenecek.
Ben SARI GÜLLÜ birisini çok özleyeceğim,
Ölmesin diye dualar etsem de
Yanıma gelmesini de çok bekleyeceğim.
En son mezarımın başından Yeğenim Fulya ayrılacak;
Gözlerinde sevgi ve yüreğinde imanla:"
"Hey gidi Osman Albayım hey diyecek;
"Biz subaylar tutuklanır mı derken,
Ne vardı hemen ölecek erkenden?"



-- 
  

İzleyiciler

Blog Arşivi