21 Şubat 2011 Pazartesi

298-DELİ SARMAŞIK.

DELİ ŞARMAŞIK!
OSMAN TÜRKOĞUZ
Çeşmealtı; 25 Temmuz 2009.
osmanturkoguz@hotmail.com

Ben; öyle sık, sık rüya falan görmem. O gece, kanter içersinde kalmışım. Üniversiteden sınıf arkadaşım İLHAN, Antalya’da, özel bir dershanede edebiyat öğretmenliği yapıyordu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın açmış olduğu seçme sınavını da kazanmıştı. Rüyamda, simsiyah bir yaratığın, O’nun boynuna sarıldığını, hiçbir kimsenin de kendisine yardım etmediğini, canım arkadaşımın boğulmak üzere olduğunu gördüm. Telefonun acı, acı çalmasıyla de uyanmam bir oldu. Deli gibi telefona sarıldım. Telefondaki ses İLHAN’IN sesiydi. Hıçkırıklar içersinde:
-“Ben İLHAN; gecenin bu satında; seni rahatsız ettiğim için kusurumu bağışla..Gerisini getiremedi. Ahizeden, başkalarının da hıçkırıklar içersinde ağladıkları duyuluyordu. Ahizeyi, Babası Şeref Bey aldı;
“-Sana haber veremezlik edemezdik. İlhan’ın nişanlısı Teğmen Orhan; dün sabah, silahlı bir çatışmada, Hakkâri’de şehit düşmüş. Cenazesi, yarın özel bir askeri uçakla Antalya’ya getirilecek. Ertesi günü de defin işleri yapılacak. Havanın kötü olması, gelmenizi engellerse, sakın ola ki, kendinizi tehlikeye atmayın!”Dedi. Feryadımla, apartman çınladı. Düşmüş, bayılmışım. Benim canım Ablam, acele ile bir taksi çağırmış; dünyalar tatlısı Annem de, burnuma yanık kumaş koklatarak beni ayılttı Bütün aile fertlerim, hıçkırıklar içersindeydi. Seyahat valizim hazırlandı; Ablamla birlikte, en yakın otobüs yazıhanesine ulaştık. Otobüste, boş koltuk ta yokmuş. Bizim, hıçkıra, hıçkıra ağlamamızın nedenini öğrenen genç bir çift:
“Biz, yarın gitsek ya da hiç gitmesek te önemli değildir. Lütfen; biletlerimizi, hiç para ödemeden kabul eder misiniz? Siz, çok zor bir durumdasınız, iki kişilik koltukta rahatça da seyahat edebilirsiniz. Bizler de, yeni nişanlı öğretmen çiftiz, Şehidimize Tanrımızdan rahmet, size de sabırlar dileriz; “dediler. Hıçkırıklar içersinde, koltuğa gömüldüm. Bir yandan, deliler gibi ağlıyordum, bir yandan da geçmiş, sinema şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyordu. Uludağ Üniversitesi, Edebiyat Fakültesinde okumuştuk. İkinci sınıfa geçtiğimizde, İLHAN, Rahmetli Orhan ve ben, en ideal arkadaşlar olarak seçilmiştik. İLHAN’IN Rahmetli Orhan’ı sevdiğini hissetmiştim.”Neden, hiç olmazsa, sözleşmiyorsunuz? Dediğimde:
“Senden saklım ve gizlim olamaz. Konya’da görevli Albay Amcamın bir önerisi var. Ben, onu emir olarak kabul ediyorum:
*İŞ,*Aş,*Aşk,* Eş! Sayın Orhanla Son sınıfa geldiğimizde, ailemize de haber vererek, sade bir nişan yapmayı düşünüyorum, O’NUN kabul etmesi şartı ile.” Demişti.

İzleyiciler

Blog Arşivi