3 Nisan 2011 Pazar

354-HEM GÜLÜYORUM,HEM DE ÜÜZÜLÜYORUM

OSMANTÜRKOĞUZ
osmanturkoguz@hotmail.com
İZMİR; 03 MART 2011

HEM GÜLÜYORUM HEM DE
ÜZÜLÜYORUM.
Uzun yıllardan beri, şu beş olguyu izliyorum, şaşım, şaşım şaşırdığım gibi, bazen çok üzülüyorum da. Anlatayım:
Şu yüzü yamalı, kahrından bir Obezleşen bir de Leylalaşan Ay’ın hallerine bir bakar mısınız? Bağımsızmış gibi dolanıp duruyor. Günleri eskitiyor, dünyanın keyfine bağlı döndüğünden enayice habersiz.
Ya bizim uğruna birbirimizi öldürüp durduğumuz şu amorf suratlı dünyamız! Peşine enayı Ayı takmış, Libya’yı bombalayan Amerikalılar gibi afili, afili dolanıp ta duruyor. Mevsimleri eskitiyor, eskiyecek mevsimler üretiyor, Güneşin kölesi olduğundan da habersiz, sözde bağımsız.
Ya şu gözleri perdeli dolap beygirleri,”ammada yol kat ettim!” diye böbürlendiklerinde bahçıvanın kölesi olarak bir dairede döndüklerinden habersizler.
Bir statta, önlerine uzatılmış olan sırığa bağlı Tavşanı yakalamak için stadı fır dönen köpekler?
Gözleri bağlı olarak, vatanına ihanet eden hainler? Bir uydurma diskin içinde uydur Allah uydur, kayırıl Allah, kayırıl. Sonra da kullanıldığından habersiz unutulmuşluk çöplüğüne kütt!Salaklık çok zor bir kölelikmiş diyorum.

353-KULAKLARINA GÖRE YORUM YAPANLAR

                                                                     
OSMAN TÜRKOĞUZ
            osmanturkoguz@hotmail.com
            İzmir;03 Nisan 2011

                                    KULAKLARINA GÖRE YORUM YAPANLARA!
“Atomu parçalamak mümkündür, insanların peşin hükümlerini parçalamak mümkün değildir.
                       Albert EİNSTEİN
“Develerin ve fillerin de elleri olsaydı, tanrılarını kendileri gibi resmederlerdi!”Efesli Ozan Ksenophon .
“İnsanlar yedi yaşına kadar ne öğrenirlerse ömürleri boyunca onları silmek mümkün değildir.”J.A.Comennus(1529-1570)
            İnsan yoksa yeryüzünde, ne Tanrı inanışı ne de sosyal düzen kuralları vardır! “Tanrı yoksa ahlâklı olmak neye yarar! İnanışına karşı vermek istediğim geniş kapsamlı bir yanıtın özü olarak yayımladığım yukarıdaki başlıktaki yazıma olumlu tepkiler aldım.
            Kurallar genellikle egemenler tarafından konulur, devirler değiştikçe de halkın mutluluğu ve çağa uygun olarak gelişmesi için de geliştirilir ve değiştirilir. Bazılarına göre de kalıbı ve içeriği konulduğu zamana ve ilk uygulanmış olduğu aşirete göre konulmuş olan DİNİ KURALLAR DEĞİŞTİRİLEMEZMİŞ!”Hele, hele kadınları bu dünyada ve cennette seks kölesi sayan ve Tanrısal inanca da bağlanan uyduruk masallar hiç değiştirilemezmiş! İnsanları bedenen, fikren ve ruhen değiştiren ve geliştiren Tanrımız olduğuna; Zaman değiştikçe hükümler de değişir’”İnancına göre insanları çok dar ve kıpırdayamaz bir cendereye sokmanın mantığını anlamak mümkün değildir. Bölgesel ve yöresel ve de gelişmişliklere ve o kesim insanların ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş kuralları evrensel olarak uygulamak insanlığın ölümüne neden olmak demek değil midir? Penguenleri soğuk bölgelerden alarak Arabistan çölünde yaşatmaya zorlamanın sonuçları nasıl olur dersiniz?
            İlk evrensel ve tüm insanları kapsayacak dini inancın temellerini ANEKNETHON-İHNETON-AMANOFİS4-Atmıştı. İnançta evrenselliği tüm canlılara ortak yapmıştı. Sonraları Hz. Musa geldi. Hz.Musa’nın tanrısı Yehova—Yahve-yalınız Yahudilere hitap ediyor, yalınız Yahudileri kucaklıyordu. Tüm kavimler her türlü malları ile İsrail kavminin emrindeydi. Savaş ganimeti olarak getirilen insan sürüsünün içindeki erkek eli değmiş Kadınları, sırf beslememek için, Hz, Musa bir emirle ve hemen oracıkta öldürtmüştü. Yehova, AMON-RA rahibi ve Dayısı İkinci Ramses’in de muhafız alayı komutanı, “Suyla Galen’in—MOŞE-- kavminin rüzgâr tanrısıydı. Yahudi ırkını da tam kucaklayamamıştı. Bugün bile, Yahudiler, biri birine çok ters iki dine dayalı akımın pençesindedirler.

İzleyiciler

Blog Arşivi