31 Ağustos 2016 Çarşamba

2051/CÜBBELERE ÇİFT CEP GEREKLİ?


TC.                                                                                                                                                                                            OSMANTÜRKOĞUZ                                                                                                                        osmanturkoğuz@mail.com                                                                                                                                        TV.Çeşmealtı;02 Eylül 2016.

                CEPLİ VE ÖNÜ DÜĞMELİ CÜBBE GEREK*!

         Avcı Mehmet olarak ünlenen Dördüncü Mehmedin cübbesinin iki büyük cebi vardı: Birisine, badem, ceviz ve fındık doldurtur, diğerine de çekirdeksiz üzüm doldurtur, akşam kadar da atıştırırdı. Mustafa Kemal ve diğer Türk büyüklerinin dönemlerinde, Yargıçların cübbeleri cepsiz ve düğmesizdi. Günümüz Hâkim ve Müddeiumumîleri, mahkeme salonlarında giymek zorunda oldukları cübbeleriyle KAÇ—AK SARAYA, Bay Recebin huzurlarına, onu alkışlayarak duhul etmişler. Bu cübbelerle olmadı.Önü çift sıra düğmeli,iki büyük dış ve iki büyük iç cebli cübbeler gerekmez miydi?!Dış ceplerine biçtikleri  çay yapraklarını ve KAÇ—AK SARAY’IN hediyelerini koydukları gibi,iç ceplerine de, vicdanları yerine, cüzdanlarını koyarlardı.Alkış için lüzumlu olan elleriyle de cübbelerinin önünü kapatmak derdine de düşmezlerdi.Mahkemeler Adalet Sarayı olunca,Hükema da KAÇ—AK Sarayın alkışçısı oldu.

2050/GÜNÜMÜZÜN GAZELLEMESİ


     TC.                                                                                                                                                                                               OSMAN TÜRKOĞUZ
TV.Çeşmealtı,31 Ağustos 2016.

         GÜNÜMÜZ İÇİN GAZELLEME,

Kemalistlerin kalbi Vatan için atıyor;


Uyan artık uyan Türk, bu kadar da kör müsün,
Bir Eski İmam için Cumhuriyet batıyor,

Yürekleri durmadan kötülükle atıyor,

ATA'NIN mirasını parçalara bölerek,

Dostuna ve Düşmana çok ucuza satıyor.

İktidar sahipleri saraylarda yatarken,

Vatan sahiplerimiz, al kanlara bulanıp

Vatan toraklarında kefensizce yatıyor.

İktidar Paşaları düğün, dernek  gezerek,

 Makamları yanarken ne göbekler atıyor.

MEHMETÇİKLER sınırda topraklarda yatarken ,

Makam yangınlarını göremeyen Paşalar, 

 İktidarın peşinde ne köprüler açıyor,

Hepsi de şen ve şakrak,gülücükler saçıyor.

Makam hırsı baştacı, gerisi lafı güzaf,

İhanetler iktidar, vatan elden uçuyor.

Beşer, onar şehitler yerlere serilirken,

Atatürk’e küfreder bazı dinci sapıklar,

Recep Allahtır deyip, Bay Recebe tapıyor.

Eski İmam anlatır, dünden kalan masalı,

Cumhuriyet dimdiktir, o nedenle tasalı.

Dün sövdüklerine uzatır zeytin dalı,

Büyük politikaymış, ağlamak, gülmek, sövmek,

Battıkça her batağa başkalarını dövmek.

İlle Osmanlıyım der, sarılır Hamit Hana!

Türbanın yasakçısı Hamit’tir bunu bilmez,

Adları AK olsa da, içi, dışı karadır;

Yiğide kumpas kurar, Türklük için yaradır.

İşleri aldatarak halktan para soymaktır,

Milyarları yediler, hani nerde paralar?

Dört hırsız eski bakan, lüks içinde yatarak,

İslamla dalga geçip, Kuranı alet yapıyor.

Aslında taptıkları yalınızca paradır,

Halka Huri vadedip, Hurilerle yatıyor.

 

 

 

 

 

 

İzleyiciler

Blog Arşivi