2 Ocak 2012 Pazartesi

519/İNSANLAR UTNMYA GÖRSÜNLER.

                                                                  

            OSMAN TÜRKOĞUZ
         osmanturkoguz@gmail.com
         İzmir;03 Ocak 20120

                            İNSANLAR UTANMAYA   GÖRSÜNLER!
         Tevhidi tedrisat kanunumuza ateş püsküren ve Sait’i Kürdi dinlenmiş olsaydı bugünlere gelinmezdi diye ahkâm kesen Doçent Dr. Bay Hüseyin Çelik buyurmuşlar ki:”Öldürülenler anarşist değil kaçakçılarmış. Kaçakçılara ne yapılacağı kanunlarda yazılıdır!”
            SİLAH KULLANMA YETKİSİ YASALARLA DÜZENLENİR:
            Silah kullanma yetkisi mevzuatımızda aşağıdaki kanun maddeleri ve yönetmeliklerde düzenlenmiştir:
  • 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu (madde 16)
  • Polis Vazife ve Salahiyetleri Tüzüğü (madde 17)
  • Polis Çevik Kuvvet Yönetmeliği (madde25/c)
  • 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun (madde 11)
  • Gümrük Kanunu (madde 7)
  • 1481 sayılı Asayişe Müessir Bazı Fiillerin Önlenmesi Hakkındaki Kanun (madde 1)
  • 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu (madde 4)
  • 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu (madde 23)          
  • Jandarma Teşkilat ve Vazife Kanunu.
  • i. Ülke içinde rastlanan kaçakçılar "dur" emrini dinlemez ve havaya ateş açılarak yapılan uyarıya da aldırmaz ise kaçakçıları ele geçirmek için.
  • “Ekşiye karşısı düşman karşısıdır.” Askeri Ceza Kanunu.
  • 1881 Muharrem Kararnamesiyle Osmanlı Devleti iflasını ilan etmişti. Osmanlı devletinin birçok gelirine, örneğin tütün ve tütün mamullerine Genel Borçlar İdaresi—Düyun’u umumiye-- el koymuştu. Kendi Kolluk kuvvetlerini de kuran bu Borçlar İdaresi, Osmanlı Devletinden Kaçakçılara karşı ihtarsız silah kullanma yetkisini de almıştır.1901 senesine kadar,20.000 Türk insanı Bu Kolcular tarafından öldürülmüştür. Doğan Avcıoğlu, Türkiye’nin Düzeni(Dün-Bugün-Yarın) 1969 basımı.-S.66
  • “Yirmi yıla yakın bir süre tütünlerin alış fiyatında bir artış olmamıştır. Alış fiyatında artış 2,5 –iki buçuk--kuruş,satış fiyatında artış ta 9 ---dokuz--kuruş olmuşturçBu da kaçakçılığı körüklemiştir.Her hangi bir köylü,kendi yetiştirdiği tütünden yarım okka bir yana ayırsa,reji kolcusu tarafından alnından küt diye vurulmaktaydı.Düyun’u umumiye idaresinin hazırlamış olduğu taslak Osmanlı devleti tarafından kanunlaştırılarak Reji idaresinin emrinde bir jandarma örgütü oluşturulmuştu..”
  • Utanmasam bu Düyun’u umumiyenin Osmanlıyı içine düşürmüş olduğu utanç verici durumu tüm çıplaklığı ile yazardım.
  • Sayın Baylar, Osmanlı hayranı Baylar, Kaçakçılara imrendiğiniz ve övündüğünüz devlet eliyle neler yaptırılmış, utanmadan okuyunuz. Türkiye Cumhuriyetinin sınırlarından izinsiz giriş ve çıkışlarda sizler ne yapardınız! Turgut Özal, Malatya ve İzmir Genelevlerine Amerikalı dostlarını götürürken üstleri aranmadı mı sanıyorsunuz!

518/KÜLTÜR VE UYGARLIK!

                                                                                
         OSMAN TÜRKOĞUZ
         osmanturkoguz@gmail.com
          İzmir;01 Ocak 2012.

                            KÜLTÜR VE UYGARLIK!
“KÜLTÜR;  bir ulusun yaratmış olduğu sosyal değerler o ulusun sınırlarının dışına taşarsa, UYGARLIK değeri olur. Uygarlığın değerleri de, her ulusun kendi sosyal değerlerinden üstün tuttuğu ve uygulamaya koyduğu evrensel sosyal s değerlerdir.”                                                 Meltem Cumbul  ,Üniversite mezunu, uluslar arası Oyuncumuz.
“NOEL BABA, dürüst birisi olsaydı, kapı yerine bacadan girmezdi!”Müftü Süleyman Yeniçeri ve de Diyanet İşleri Başkanımız.
“Noel Baba, inancı MİLLİ değerlerimizi erozyona uğratmaktadır!”Çağdaş yazarlarımızın en akilleri!
“MİLLET: A.İ.Din Mezhep, bir din ve mezhepte bulunanlar grubu.”
“MİLLİ, MİLLİYE, A,S: Bir dine ve bir mezhebe ait olan!”Mustafa Nihat Önon, Osmanlıca-Türkçe Sözlük, s.537,9’uncu baskı.
         Beyazı da, Siyahı da; Müslüman’ı, Hıristiyan’ı ve Yahudi’yi yaratan aynı Tanrıdır. Aralarına nifak sokan din ulemalarıdır!”Simavnalı Şeyh Bedrettin.
         Kuranı Kerim vâz edilirken, Arabistan’da sosyal düzen kuralları inanılan dinin içersindeydi. Kuranı Kerime de aynen geçirildi. Hukuk, Anane, Gelenek ve Görenek, Ahlak, Moda dinin içersinde dini kurallar olarak benimsendi. Bir toplumda hangi sosyal düzen kuralı başa alınırsa toplumun yapısına o kural yön verir. Atatürk devrimi ile hukuk kuralları başa alındığından Türk toplumuna ve toplumumuzun kurallarına uymakla yükümlü olanlara hukuk kuralları yön verirler. Dini kurallar da bireylerin Tanrı ile Aralarındaki irtibatı sağlar. Tapınç kurallarıdır ve bir gelenek olarak ta uygulanmaktadır. Her olay, anayasamızın ve bilimin öngördüğü şekilde ele alınmak zorundadır. Bu kurala, Müftüler, Diyanet İşleri Başkanları ve yöneticiler de uymak zorundadırlar. İslami Kuralları Müslüman olmayan vatandaşlarımıza uygulamak mümkün olmaktadır. Türkiye Cumhuriyetinde gelenek ve usul de bu yöndedir. Din adamlarının sesleri çıkmaya başladığında; kadınlarımız ŞEY; erkelerimiz de Kul sıfatını alırlar; önce bireyin sonra da toplumun sesi ve nefesi kesilir. Ülkemiz; Afganistan; Suudi Arabistan ve İran’a döner. Din kuralları diğer sosyal düzen kurallarının başına geçerse; diğer kuralları yutar ve hükümsüz hale getirir. İnsanlığın yüzlerce senedir çekmiş olduğu acılar boşa gitmiş olur.
“Ben, ulusuma iki şey bırakıyorum: Bilim ve Akıl.”Mustafa Kemal.
“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir!”Mustafa Kemal.
         Anayasamıza göre-%92,07 Halkoyu ile-- Diyanet İşleri Başkanlığının görevleri:
         İ.Diyanet İşleri başkanlığı
         Madde 136-Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşüncelerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir”   
         “ Latin alfabesinin kabulü tartışmaları sırasında; içinde yalınız üç sesli harf bulunan 33 harfli Uygur alfabesinin kabul edilmesi teklifini Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal, şu yaklaşımla kabul etmemiştir:                                                                                                        “Uygur alfabesi bizim kültürümüze ait bir alfabedir. Biz, uygarlığın kabul ettiği alfabeyi kabul etmek zorundayız!” kabul etmek zorundayız!”
         Noel Babanın başında kırmızı bezden bir başlıkla simgelenmesi, bunun Türk destanlarından çıktığının belirtisi neden olmasın. Kızılbaşlık, on iki dilimli kızıl keçeden başlık giyen Kâmlara ait değil midir? Şamanizm dinimizin din görevlilerine KÂM denildiğini ne çabuk unuttuk!
         Bizim ulusal kültürümüzün içkisi kımızdır. Hangi Türk-İslam sentezcisi ve “Milli Değer!”Diyerek Arap geleneklerini savunanlarımız Kımız içmiştir. Şampanya bir Fransız Papazının yaratmış olduğu keyif verici içki türüdür. Tüm dünyada ve bizim “Milli ve Manevi” değercilerimiz tarafından da sürekli kullanılmaktadır. Fransız ulusunun sınırlarından aşarak tüm ulusların sosyal yaşamına sürekli girdiği için bir uygarlık değerine sahiptir. Aynı şeyi Viski için de rahatlıkla söyleyebiliriz. Bugün tüm dünya uluslarınca kullanılmakta olan Fa ve sol anahtarlı sekiz notalı müzik yazılımını bir papaz bulmuştur. Neden düm tek te, düm tek’in yerine geçirmişiz? Dini müziği de bu sistemle bestelemiyor muyuz. Hani Milli ve manevi değerler masalı ve masalcılarımız!
         1660’ta Osmanlı ordusunu yenen Hırvat alayı Paris’e Ondördüncü Luvi tarafından davet edildiğinde, bu alayın askerlerinin boynuna karılarının bağlamış olduğu renkli bezleri kravat diye neden kullanmaktayız! Sayın Bay Süleyman Yeniçeri’nin ve Diyanet İşleri Başkanımızın giymiş olduğu elbiseler ve boynundaki kravatları Milli ve Manevi değerlerimizden midir?
         Yılbaşı ve yılbaşında çam süsleme geleneğini bizim dedelerimiz olan Türkler bulmuştur. Neden, bu geleneğimizi küfür sayar bu Milli ve dahi Manevi değercilerimiz.
         Noel Baba efsanesinde yaratılan yeni yıl armağanı verme yöntemi gayetle akılcı ve kişilerin onurlarını koruyucu bir yöntem olduğu gibi, Tanrımızı gökte bir mekâna bağlayan terbiye sistemine de uygundur. Sonra da bu inanç uygarlığın inanç kuralı haline gelmiş evrensel bir inançtır. Türkiye Cumhuriyeti de 05/07/ 1983 tarihinden beri bu inancın evrensel boyutta BİLGİ ŞÖLENİNİ her yıl, Antalya’da uygulamaktadır. BU ULUSALBOYUTU AŞMIŞ, UYGARLIK KURALI HALİNE GELMİŞ BİR UYGULAMADIR. Diyanet İşleri Teşkilatı bu ulusal politikamıza ters bir yorumda bulunamaz. Eğer, hor gördüğümüz Batı da bu Milli ve Manevi değerler sahibi Akillerin mantığında olsaydı; Ay’da ne Atatürk ne de Nasrettin Hoca krateri olurdu. Ve ne de Uluslar arası arenada ne Yunus, ne Nasrettin Hoca yılı olurdu. Uzak kültürlerin bile iç içe geçtiği günümüzde kendi vatanımızın bize miras bıraktığı ve uygarlık kuralı olarak benimsenen ve titizlikle uygulanan bir kuralı reddetmek, onu aşağılamak ne dinimize ne de aklımıza sığar. Ancak; sürü psikolojisi uygulanan toplumlarda politik çıkar malzemesi sağlar ve de sağlamıştır da!
         Hırsızlar, soyguncular, ırza geçiciler, kadınları, çocukları ve herkesi öldürenler, bir bilezik için yaşlı bir kadını öldürenler de kapıdan içeri girmektedirler. Hatta halkımızı mutlu ve zengin etmek için onlardan oy isteyenler, temsilci olarak seçildiklerinde çıkarlarına tutsak olanlar ve Meclisteki yedi yüz suç dosyasını hiçe sayanlar da kapıdan girmektedirler.                                                           İşte bu nedenlerle, insanları yılbaşının ilk günü mutlu kılacak Noel Baba’nın evlerin kapısından girerek hediye vermesi sakıncalıdır, diğerleri ile karıştırılabilir!
          Müslümanlıkla Arapçılığı karıştıranların Vakti olanlar şu ayetleri bir okusunlar derim. Müslümanlıktan ziyade Arapçı ve Arap geleneklerini İslami gelenek sayan Milli ve Manevi” değercilerimize sözüm olamaz!
*“ŞURA SURESİ ,(42’inci sure)7’inci ayet:”ve işte böyle sana-Muhammet- Arabî bir Kur’an vahyetmekteyiz ki Umm’ul Kura’yı(Mekke Şehrini) ve çevresindekileri sakındırasın ve o toplama günü’nün dehşetini haber veresin-onda şüphe yok-,bir fırka cennet’te, bir fırka sair’de(çılgın ateş içinde).” Elmalılı Hamdi Yazır, Kuran’ı Kerim ve İzahlı Meali. S.482.
         42/7 Şura suresi,12/2 Yusuf suresi,14/37 İbrahim suresi,16/103 EN-Nahl suresi,20/113 Taha suresi,39/28Zümer suresi,5/667 Maide suresi,64/12Tegabün suresi. Önce bu ayetlere bir göz atmak gerekmez mi?
         Ulusal Kurtuluş Savaşımızın Ünlü Başkomutanı Mareşal Gazi Mustafa kemal, Papa Eftim için:”Papa Baba!” Derdi. Rahmetli ve Cennetmekân Papa Eftim’in mezar taşında da Mustafa Kemal’in O’NUN için söylediği bir gerçek yazılıdır:”Papa Eftim, yaptığı hizmetlerle bir ordu kadar başarılı olmuştur!”Doğruya, güzele, ileriye ve insanların ve insanlığın yararlarına hizmet eden insanları saygı ile andığım gibi, bu uğurda ölmüş olanlara da Tanrımızdan Rahmet dillerim.
         “RAHAT BIRAKIN ARTIK NOEL BABAYI!”Alıntıdır.
  Günlerdir bir tartışmadır sürüp gidiyor.
  Kimileri: "Noel baba bir Hıristiyan azizidir, bizim kültürümüzle ilgisi yoktur."
  Kimileri: "Dinen günahtır, şerefsiz kapı dururken bacadan giriyor." diyor.
  Neden bu tiplemeyi kimse sevimli bir yeni yıl kahramanı olarak görmüyor?
  Yepyeni bir yılı karşılarken insanları mutlu etmek, özellikle çocukları sevindirmek için, tarihimizden süzülmüş gerçek bir Aziz karakterinden yaratılmış insanî bir karakter olduğu neden kabul edilmek istenmiyor?
  Hangi dinden olursa olsun o kırmızı giysilerle evlerin bacalarından girip hediye dağıtacak bir din adamı var mıdır yeryüzünde Allah aşkına?
  Ben bu konuda çok saygı duyduğum, kitap fuarında elini öpme mutluluğuna eriştiğim Sayın Muazzez İlmiye Çığ Hocamın söylediklerine inanıyorum. Yani Nargütan'a-Nardugan, Nardoğan, Ostüzü-- Noel Baba tiplemesinin de Tanrı ÜLGEN’İN kardeşi, kırmızı külah giyerek hediyeler dağıtan ERLİK olduğuna.
  Bizim sahip çıkmamız gereken güzellikleri elin Hristiyanı almış, kendine mal etmiş. Biz de salak, salak Hristiyanın adetlerine uymayalım diye dövünüp duruyoruz.
   Hem Hristiyanı azizi Nichola'da bizim değil mi? Adam topraklarımızda doğup, büyümüş, insanları mutlu etmek için de bir ömür geçirmiş. Yine salaklığımız yüzünden kemiklerini çaldırmışız. PS:1087’de Bari’ye kaçırıldı. Kalan parçaları Antalya müzesindeOstüzü--
  Ben mezarını gördüm. Bomboş. Oysa cenazesi orada olsa turist sayısı katlanır da katlanır. Bizler de kendi değerimiz olan bir büyük insana sahip çıkmış olurduk.
  Aaaaahhhhhh benim Aziz Nesin'lik toplumum Aaaaaahhhhhhhh! Yaşatılması gereken onca geleneğimizi unutmuşken. "Büyüklere saygı, küçüklere sevgi, selamlaşma, komşuluk hakkı ve hatırı v.s." Takmışız kafayı Noel Babaya. Allah hepimize akıl, fikir versin.
  Aaaaaaamiiiiiiiiin!-“Bu Âmin kelimesi de Amon dinin emretmiş olduğu AMON kelimesinin “Amen” ve       “Âmin” olarak kullanış biçimidir.” Ostüzü.
  Haaaa unutmadan: Şu an bilgisayar masamın raflarında yeni yıl dolayısıyla yerleştirilmiş Noel Baba figürleri var. Biblolar, mumluklar. Şimdi ben Hıristiyan adetlerini benimsemiş bir Türk’lük ve din düşmanı oluyorum otomatikman değil mi! :D.RAHAT BIRAKIN ARTIK NOEL BABAYI!01 Ocak 2012. Fatma Işık Kaya (Fadime).
         Anayasa hükmüne göre, bu konuda susması gerekenlerin başında din adamlarımız gelmektedir. Şimdilik bu kadar. Saygılarımla.


     
   

İzleyiciler

Blog Arşivi