2 Kasım 2013 Cumartesi

1174/BÜYÜKLERİMİZE MASALLAR!


              TC.                                BÜYÜKLERİMİZE MASALLAR!

OSMAN TÜRKOĞUZ


TV. İZMİR;02 Kasım 2013.
            Mezarlıklarda bağırsanız, çağırsanız, ana avrat sövseniz yalınız mezarlık bekçisinden tepki alabilirsiniz. Tepki yok.Ölüyü,keserler

biçerler hiçbir tepki alamazlar!.Birey ve Toplum kendilerine yöneltilen hakaretlere,yalanlara ve kötü girişimlere hiçbir tepki veremiyor ve vermiyorsa orada canlılıktan söz etmek boşunadır.Memleketi derinden sarsan asıl büyük tehlike geniş kitlelerin suskunluğudur!”Demiş Büyük Atatürk.İslamın “Ulul emre itaat!”Felsefesidir Müslüman toplumları kaderciliğe ve suskunluğa iten.”Nasıl olsa Allah sorar!”Aldatmacası ile kendimizi        uyuşukluğa mahkûm etmekteyiz.Bir büyük düşünür,”insanlar en çok kendilerini aldatırlar!”Demiş.

         Avrupa Yataklı Vagonlar Şirketinde çalışanlardan bir Fransızın, Türkçe konuşanlara müdahale etmesinin duyulması üzerine Türk Gençleri Karaköy’deki Yataklı Vagonlar Şirketinin yönetim binasını taşa tutmuşlar. Olay; Dolmabahçe Sarayında bulunan Mustafa Kemal’e:“Komünistler, Yataklı Vagonlar Şirketinin idare binasını taşa tutuyorlar!”Şeklinde aksettirilmiştir. Olaya yerine hemencecik gelen Mustafa Kemal, olayın nedenini de öğrenmekte gecikmemiştir. Kendisine olayı  ters anlatanlara bir siktir çektikten sonra:”Bunların hepsi de birer Mustafa Kemaldir!”Demiştir.Mustafa Kemal  yanılmadığını Devrimlerini Türk Gençliğine emanet etmekle de göstermiştir.Benim şansımdan mıdır,yoksa yazılarıma tepki gösterenlerin yönlendirilmesinden midir!Bugünlerde tepkili vatandaşlarımızla karşılaşmaktayım.Birisi son iki yazımın çıktısı ile yolumun üzerine dikildi ve:”Beyefendi;yani Sayın AKP’L İLER hep tarih bilmeden mi konuşuyorlar?Dediğinde;”genele gitme,özelden sor!”deyince:”İkinci Abdülmecit’e söylemediğinizi bırakmamışsınız!Ne demek karılarıyla ayşınuş!Etmek.Bu bir Padişah için söylenecek söz müdür?”Dedi.Siz çok akıllı birisine benziyorsunuz!Sizi neden Akil adamlar güruhuna seçmemişler?Abdülmecit’in 22 karısı ve sayısız da cariyesi vardır.Çok Genç yaşta veremden ölmüştür.Karılarımın ve Kızlarımın üzüntüleri beni öldürecek!”Diye de çok dert yanmıştır.Karıları,kızları ve de cariyeleri

 Beyoğlu sarraflarından devletin hazinesini kaldıramayacak kadar borcuna mücevherat satın almışlardır. Bir kızının hiç bir özelliği olmayan kocasını Sadrazam yapmış, Karadağı kaybetmişiz: Damadı olan  Sadrazama herkesin içinde” Eşek Herif!”Diyerek hakaret etmiştir.İstanbul’un iki önemli fahişesine Onar Bin altın ödeyerek sarayına kapatmıştır.Çok Yakışıklı bir Ermeni Gencine âşık olan Fahişelerden birisi  saraydan kaçmış ve Ol Ermeni Genci de tabancayla vurularak öldürülmüştür.Gencin ailesinin şikayeti de havada bırakılmıştır.Osmanlı Bankasından ilk borç parayı Birinci Abdülmecit almış,Dolmabahçe Sarayı dahil bir çok sarayların yapımında kullandırmıştır. “Demem kalmadan adamcağız:”Allah! Allah neler duyuyorum?”Diyerek yolumun üzerinden kenara çekildi. Ama ben,kendi kendime vermiş olduğum görevimden çekilmeyi bile hiç düşünmedim.Saygılarımla .

 

 

1173/İKİNCİ ABDÜLHAMİT!


TC                          İKİNCİ ABDÜLHAMİT!

OSMAN TÜRKOĞUZ


TV. İZMİR;03 Kasım 2013

II. ABDÜLHAMİT HİÇ TOPRAK KAYBETMEDİ Mİ!

               Hâlâ bu iddiaları savunan, akılları kulaklarında olan Salaklara ne demeliyiz?”Ula Oğlum, bu denli aptal olmak zorunda mısınız?

                Abdülhamit’i Saniye, Bağdat demiryolu için, gıyabında Doktora veren Kara-Bük üniversitesinin Türk Tarihinden habersiz Akademisyenlerine ithaf olunur! Ostüzü.

        “Sait Paşa; elimden gelse bu Milletin/Türk Milletinin/ dilini Arapça yapardım! İkinci Abdülhamit

        “Padişahım; siz o zaman küçük bir Arap kabilesinin Şefi    olurdunuz!” / Eğinli /Kemaliyeli/ Küçük Sait Paşa.


      30 Eylül 2012 tarihli Yeniçağ Gazetesi’nde Altemur Kılıç’ın, “Ulu Hakan mı-Kızıl Sultan mı?” başlıklı bir yazısı var.  Sayın Kılıç yazısında: “Bir başka gerçek de otuz üç yıl süren saltanatı boyunca imparatorluk mülkünden bir karış toprak vermemişti.” diyor II. Abdülhamit için. Gerçekten doğru mu bu, II. Abdülhamit döneminde Osmanlı Devleti, hiç toprak kaybetmedi mi?  

Pts 26 Ekim 2009, 11.58  
“Abdülhamid Han bir karış toprak vermemiş mi? O zaman 1877-78 Osmanlı Rus savaşında Ayestefanos u sonra Kıbrıs’ı İngilizlere vererek Berlin Mütarekesini imza ederek Balkanlardaki Osmanlı varlığını yok ederken, Sırplara, Yunanlılara, Bulgarlara, Romenlere ( o zaman adı Eflak ve Boğdandı ) ve de Bosna Hersek in Avusturya idaresine bırakan başka bir 2. Abdülhamid Handı. Abdülhamid Han evet büyük bir liderdi, toprakları uzunca bir süre büyük kayıplar yaşamadan baskı ve İngiliz desteğiyle yönetti, batılı kavramları ve kurumları geliştirdi ancak iktidara geldiği 1877 yılından tahtan bir darbeyle indirildiği 1908 yılına kadar toprak kaybı olmamıştır demek yanlıştır hatta çoğu tarihçi tarzı siyaset diye bir Osmanlılıktan İslamcılığa en son kendisinin tahtan indirilmesiyle gelişen veya dahada gelişme imkânı bulan Türkçülük akımına vurgu yaparlar bununda sebebi yaşanan büyük toprak kayıpları neticesinde değişen nüfus yapısıdır. 1908 yılında 2.Abdülhamid henüz tahta iken Makedonya’da çıkan ayaklanmanın yarattığı karışıklık sırasında

 Bulgaristan’ın Doğu Rumeli’yi, Yunanistanin Giriti, İngilizlerin Kıbrısı, Bosna Hersekin Avusturya Macaristan tarafından ilhak edildiğini de eklersek Abdülhamid Hanin yani 2. Abdulhamidin büyük toprak kayıpları yaşatığını görürüz. Osmanlı Devleti Balkanlar üzerinde en büyük 2. gerilemeyi 2. Abdülhamid döneminde yasamış ve kendisi tahtan indirildikten sonra sonunda Balkan Savaşıyla Makedonya ve Trakya’yı da kaybederek Balkanlar siyasetinden çekilmiştir. Kaynak benim kendi yazdığım Doktora tezimdir, 1817-1914 Osmanlı Balkan Siyasi haritasındaki değişimler, 2008 Prag Charles Üniversitesi”            

    “II. Abdülhamit, 1876’da Padişah oldu, 1909’da tahttan indirildi. Otuz üç yıl padişahlık yaptı. Bu yönüyle Osmanlı tahtında en çok oturan padişahlardan biridir. Uzun süren yönetiminde Osmanlı Devleti’nin hangi toprakları yitirdiğine bir göz atalım:

 4 Haziran   1878’de imzalanan Berlin Antlaşması’yla Bulgaristan Prensliği kuruldu. EK: İngiltere Rus tehlikesine karşı Kıbrısı istediğinde, Osmanlı Hariciye Nazırı Saffet Paşa, Yaverine:”Eyvah! Kıbrıs ta gitti elimizden!”Diye dövünmüştü. Ostüzü. Bulgaristan’ın devlet olma yolundaki en önemli adım atıldı.Yine Berlin Antlaşması’yla Sırbistan, Romanya ve Karadağ bağımsızlıklarına kavuştu. Aynı antlaşmayla Bosna Hersek’in yönetimi geçici olarak Avusturya’ya bırakıldı. Kars, Ardahan, Batum Rusya’ya; Tesalya Yunanistan’a verildi.       

    Berlin Antlaşması’ndan sonra Kıbrıs, İngiltere’ye üs kurmak amacıyla bırakıldı. Böylece İngiltere hem Doğu Akdeniz’i hem de Süveyş Kanalı’nı kontrol altında tutacak bir olanağa kavuştu. Bundan sonra Kıbrıs bir daha geri gelmedi. 1974’teki “Barış Harekâtı” ile Türk varlığı yeniden söz konusu oldu Kıbrıs’ta.    

     Tunus, 1881’de Fransa; Mısır, 1882’de İngiltere tarafından işgal edildi.     

     1885’te Doğu Rumeli, Bulgar Prensliği ile birleşti.  

    Osmanlı Devleti, 1897’de Yunanistan’la yaptığı Dömeke Savaşı’nı kazanmasına karşın, imzalanan İstanbul Antlaşması ile Girit’e özerklik verilerek, yönetim de bir Yunanlı prense bırakıldı. Böylece Girit de kaybedildi.     

    II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Bulgaristan, bağımsızlığını ilan etti; Bosna Hersek Avusturya, Girit de Yunanistan tarafından işgal edildi.        

    Unutmadan şunu da söyleyelim. 1881’de Düyun-u Umumiye İdaresi kuruldu ki bu, Osmanlı’nın iflasının resmen kabul edilmesidir.   

     Şimdi önümüze bir harita açıp II. Abdülhamit döneminde Osmanlının elinden çıkan topraklara bakalım. Bu dönem, Osmanlı Devleti’nin en çok toprak yitirdiği dönemdir. Küçük bir araştırmayla bu gerçeğe ulaşmak varken şehir efsanelerini bilgiymiş gibi sunmanın gereği var mı? 1950’den sonra kasıtlı olarak Osmanlı’nın son dönemiyle ilgili yalan yanlış bilgiler üretildi. Olmayan şeyler, olmuş gibi gösterilmeye çalışıldı. Bilgi ve belgenin yerini, söylentiler aldı. Söylentilerle bir tarih yazılmak istendi.      

     Yılların gazetecisi Sayın Kılıç’ın tarihsel gerçeklere dayanarak II. Abdülhamit’le ilgili yazması herkesi mutlu ederdi. Ps: FARK ETMEZ, HERKESİ ERMENEKLİ ETTİKTEN SONRA!

    Rahmetli Uğur Mumcu: “Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmamalı.” demişti. Ne kadar doğru bir söz… Bilgi olmadan tarih doğru kavranmaz, anlaşılmaz, tarihten ders de çıkarılmaz. Demek ki önce bilgimiz olacak, sonra da o bilgiler üzerinde düşüncelerimiz oluşacak.

                                                                           Adil Hacıömeroğlu

                                                                            5 Ekim 2009

Benim yaptığım bir hesaba göre; Abdülhamit’i Sani zamanında Osmanlı Devleti tam 243.000 Kilometre kare toprak kaybetmiştir. Şimdi de gelelim Bağdat Demiryolunun inşaatı için Almanya’ya verilen ödünlere:Bu konuda meraklı olanlarımıza sayın Dr. Mustafa Albayrak’ın çok mükemmel 37 sahifelik  araştırmasını iletebilirim.Bağdat Demiryolu inşaatı için,Almanya,İngiltere ve Fransa arasında çok sıkı bir rekabet vardı.Rusya ise Osmanlı Devletinin demiryolu ağına sahibolmasını askeri açıdan aleyhine değerlendiriyordu.Alman İmparatoru olan Aptal Wilhelm İstanbul ziyaretini Kudüs’e kadar uzatmış,İstanbul’a Almanya’da yaptırtmış olduğu Alman/Kayzer/Çeşmesini de armağan etmişti.Osmanlı Ordusu Alman yapımı 88 Model Piyade tüfeğinden sonra,daha gelişmişi olan 98 modeli Mauserle donatılmıştı.Haydarpaşa-Bağdat demiryolunun yapımını, finansmanını da Alman Bankasının karşıladığı,Alman şirketi üslenmişti.Almanlar,anlaşmaya aykırı olarak Demiryolunun bazı bölümlerini inşa etmemişlerdi.Almanya ile Osmanlı Devleti arasındaki anlaşmaya göre:

         A-Almanya,demiryolunun iki kenarındaki arazilerin  Yirmişer Kilometresinde:

         1-Ormanlardan, madenlerden, yer altı ve yerüstü

değerlerden yararlanabilecekleri gibi, ruhsat almadan kazı da yapabileceklerdi.

         2-Kum,Çakıl ve taşocaklarını da ruhsatsız kurabileceklerdi.

         3-İhtiyaçlarına göre iskele ve Antrepolar inşa edebilecekleri gibi, demiryolu için gerekli lokomotif, vagon ve makine aksamını da gümrüksüz getirebilecekler ve bunlara ait depolar yapabileceklerdi.

         4-Almanya yapılacak demiryolunu 99 sene kullanabilecekti.

         5-Almanya demiryollarını satabilecekti,

         6-Demiryolları satışa sunulduğunda kilometresi için önce 7.500 Frank, daha sonra da değer artışı nedeniyle 15.000

 Frank ödenecekti.   

         6-Alman sanayi malları kullanılacaktı. Dikiş makineleri ve Alman pullukları Osmanlı sınırlarını kolayca aşmıştı.

         7-Osmanlı devleti %30 kâr garantisi vermişti!

         Ey! Dombalak kafalılar,sizler Abdülhamit’in bu marifetine Fahri doktorluk vereceğinize;Padişah Abdülaziz’in iki Cariyesini öldüler numarası ile nasıl

Analığının etekleri altına saklayarak kullandığına Fahri doktorluk verseniz!

 

 

 

İzleyiciler

Blog Arşivi