11 Ağustos 2012 Cumartesi

780- KOMUTAN EMRİ UYGULANIR, ÖLÜM PAHASINA'

            OSMAN TÜRKOĞUZ
         osmanturkogus@gmail.com
         Çeşmealtı; 10 Ağustos 2012.

                   KOMUTANIN EMRİ UYGULANIR,
                   ÖLÜM PAHASINA!
                   “Ben, size taarruz etmeyi değil, ölmeyi emrediyorum!”
                                      Kurmay Yarbay Mustafa Kemal, Çanakkale.

                   “Birlikler zafiyet derecesinde sarsılsalar da zayiata bakılmaksızın düşman mevzileri süngü hücumları ile zaptedilecektir!” Başkomutan Mareşal Gazi Mustafa Kemal. Büyük Taarruz.
         Antakya’da 23’üncü Bağımsız Jandarma Er Eğitim Tabur Komutanı iken, aynı zamanda, 124’üncü Seyyar Jandarma Alay Komutanlığı nezdindeki disiplin Mahkemesi Başkanıydım. 124’üncü Seyyar Jandarma alay Komutanı J.Alb. Sayın Avni Saylam, beni makamına davet etti:
         “Sayın Türkoğuz; Çok önemli bir suç dosyası geldi ve bugün disiplin Mahkemesinde duruşması yapılacak. Bir Karakol eratı, Takım komutanı Asteğmenin emri ile sınırı aşarak Suriye’ye girmiş, kaçırılan keçi sürüsünü yakalayarak, sürü ile birlikte geri dönmüş. Gözünüzü seveyim!” Dediler.
Sabahleyin sınır iz kontrolünde, Suriye’ye kaçırılan Keçilerin izini gören o karakolun bağlı olduğu takımın komutanı:
         “Türkiye Cumhuriyeti; sizi, sınırlarını korumak ve kaçakçılığın da men ve takibi görevi ile görevlendirmiş. Kaçırılan sürüyü bulmanızı emrediyorum!” Demiş.         Sınırı geçen Jandarma karakolu personeli mahkememizde hazırdılar. İfadelerini aldım. Tüm askerler, korkusuz ve heyecansız olarak aynı sözü söylediler:
         “Takım Komutanımızın emrini ölümümüz pahasına yerine getirmek bizim için askerliğin namusu gereğidir! Bizler, iz sürerek, men edemediğimiz kaçakçılığı takip ederek sonuca ulaştık. Verilecek cezaya da razıyız!” Dediler.
         “Usulsüz ve silahlı olarak bir devletin sınırı geçilmiş! Verilen görev de zayiatsız ve vukuatsız olarak yerine getirilmiş. Bu askerlerimize ceza vermiş olmak, takım komutanı subayımızın ve diğer komutanlarının verecekleri emirlere uymamalarını da sağlamış olacaktır. Güzel ve gerekçeli bir karar vererek askerlerimiz hakkında müsnet suça beraat kararı verdim. Karar yazımızı komutanlığa ilettiğimiz yazıma da: Takım komutanlarının, emirlerindeki karakollara ve bu karakol personeline yasalara ve yasaklara aykırı emir vermemeleri hususunda bilgilendirilmesi gerektiğini de duyurmuştum. Kararımız üzerine kıyamet kopmuştu. Ama sonunda, örnekler vererek,  kararıma aklı yatmayanları ikna etmiştim.
         1956 senesinde Akçakoyunlu Gümrük Bölüğünde yaşanmış bir olay: Oğuzeli ilçemizin Güney Demiryolu kenarında aynı adı taşıyan bir köyümüz, bir de hudut bölüğümüz//Tabur da olmuştur// vardır. Akçakoyunlu. Bu bölüğün batısında bulunan Hüseymin köyünden Suriye’ye bir ineğin geçtiği iz kontrolünden anlaşılmıştır. Sabahleyin, bölüğünü içtima ettiren bölük komutanı Yüzbaşı: ”İçinizde mangal gibi yüreği olan olsaydı o ineği gider de geri getirirdi!” Diyerek bölük personelini bir güzel fırçalamış.
Bölük istirahata çekildikten sonra; herkesin çingene diyerek dalga geçtiği, İzmirli bir gümrük askeri teçhizatını kuşanarak batı yönüne gitmiş ve yarım saat sonra, Suriye’nin sınır karakolundaki tüm askerlerini birerle kolda ve tüfekleri boyunlarına asılı olarak Akçakoyunlu hudut bölüğüne getirmiş. Bir saat sonra da inek iade edilmiş ve konuk Suriyeli karakol personeli de karakollarına gönderilmiş.
Bu öyküyü, görev yaptığım Akçakoyunlu’da çok dinlemiştim.1996 senesinde; Manavgat’ın Parekente köyünde de dinledim.
O olay sırasında Akçakoyunlu hudut karakolunda görev yapmış olan bir gümrük askerinin ailesinden!
Komutanın emri yerine getirilmişti!
         Ben, Kızıltepe’deki bir Seyyar Jandarma Alayının Komutanı iken, beni Siirt Tugayının plan tatbikatına oyuncu olarak çağırdılar. Hemen gittim, bir muharebe durumunda bana verilen görevi de başarı ile yerine getirerek Alayımın başına gururla döndüm.
         Devlet Başkanımız Sayın Kenan Evren’in huzurlarında; Ege Ordusunda yapılan ve Ege Ordu Komutanının yönetimindeki plan tatbikatına emirle katıldım. İşin ilginç yanı; bendeniz Konya Jandarma Bölge Komutanlığında Personel Şube müdürü Albay rütbesinde bir jandarma subayıydım, bu plan tatbikatına jandarma Genel komutanlığı adına katıldım.
         Gaziantep Seyyar Jandarma Tugayında yapılan bir plan tatbikatına, Türk sınırını geçerek Gaziantep’i düşürecek bir düşman tank tabur komutanı olarak katıldım. Üstelik ben bir jandarma subayıydım.
Zonguldak Jandarma Er Eğitim Tugayının plan tatbikatı dosyasını ben hazırladım ve tatbikatta da Zonguldak İl jandarma Alay Komutanı görevi ile oynadım. Plan tatbikatları yapmayan ve Harp Oyunları oynatmayan bir ordunun savaş bilgileri nazariyatta kalır.
         Hukuk Fakültelerimizde de hukuk bilgilerinin uygulamasını görmek için pratikler yapılmaktadır.
         03 Kasım 2003 tarihinde; İstanbul’da Birinci Ordu Komutanlığın da bir plan tatbikatı icra edilmiş. Emekli olmasaydım; tutuklanacağımı da söyleselerdi, bu plan tatbikatına katılmam için verilecek emri ölümüm pahasına yerine getirirdim.
         Bu plan tatbikatına emir alarak katılmış olanların suçlandırılması; Türk Silahlı Kuvvetlerinin geleneksel disiplin anlayışına ve ast-üst ilişkilerine indirilmiş en utanç verici ve en öldürücü bir darbedir.
İktidar aleyhine planlı bir kalkışma mı varmış? Hayır, USA’NIN 2011 yılı ulusal güvenlik planı uygulanmaktadır: ”Hiçbir devletin ya da devletler gurubunun güçlenmesine izin verilmeyecektir. Askeri operasyonlar dâhil her türlü önlem alınacaktır! Türkiye üç parçaya ayrıştırılacak, Konya’da ılımlı bir İslam cumhuriyeti kurulacaktır…” ”Eyaletlere ayrılacak Türkiye, Osmanlı’da olduğu gibi eyalet güçleri tarafından yenilecek duruma getirilecektir.
         Ulusal Kurtuluş Savaşı Kahramanlarımızdan Orgeneral Kurt Cebe Noyan’ın bir hareketi vardır: İtalyan askeri ataşesi, İtalyan ordusunu methederken, ellerini hararetle çırparak: ”Bravo Kapitano!” Demiştir. Bu söz üzerine de Ateşe mosmor kesilmiştir.
Birinci Dünya Savaşında; Avusturya cephesindeki bir İtalyan bölüğü, İtalyan topçusunun ateşini geriye kaydırması üzerine Avusturya mevzisini süngü hücumu ile zapt edecektir. Bölük komutanı, bölüğüne süngü taktırır ve: ”Ben, düdüğümü öttürdüğüm zaman, düşman mevzisine en önde hücum edeceğim. Sizler de beni izleyeceksiniz! Tamam, mı?” Demiş, tamam tekmilini aldıktan sonra düdüğünü öttürerek siperden ok gibi fırlamış.
 BİR ALKIŞ SESİ VE “Bravo Kapitano!” Bağırışı üzerine geriye döndüğünde, siperlerin üzerine çıkan bölüğünün kendisini alkışladığını görmüş ve şimşek gibi siperine dönmüş!”
Amerika’nın ve dâhili bedhahlarımızın istediği böyle bir Türk ordusudur. Yalınız liderleri alkışlayacak!
Sayın Recep Beyimiz, Cumhuriyet sistemini yıkmak için beyanat üstüne beyanat verdikten sonra; söylemlerini icraata dökmüştür. Adliye ve meclis canibinden kılı kıpırdayan da yoktur!    
Buyurunuz Sayın Müddeiumumîlerimiz!
Buyurunuz gaflet içersinde rüya görenlerimiz.
Sayın Recep Beyimizin şu yemini Bir daha okuyunuz!      
Bir daha okuyunuz!      


İzleyiciler

Blog Arşivi