TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
BAŞKANLARI?!
“Benim en büyük eserim TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİDİR?!”CUMHURBAŞKANIMIZ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK.
İhanetler, Cumhurbaşkanlarına,
Meclise ve Meclis başkanlarına da sıçramıştır.”EĞER BİR MİLLET İKTİDARDA
BULUNAN KİŞİLERİN ŞEREFTEN, ONURDAN, AHLAKTAN YOKSUN DAVRANIŞLARINI,
HIRSIZLIĞINI YALNIZCA KENDİ SİYASİ GÖRÜŞÜNDEN OLDUĞU İÇİN GÖRMEZDEN GELİYORSA,
O MİLLET ERDEMİNİ YİTİRMİŞTİR. ERDEMİNİ YİTİREN MİLLET, BİR GÜN VATANINI
YİTİRİR.”NİCCOLA MACHİAVELLİ.03 Mayıs1469—21 Haziran 1527-Floransa.”iki şey
sonsuzdur:Birincisi UZAY;İkincisi de CEHALETTİR.BİRİNCİSİNDEN OKADAR EMİN
DEĞİLİM?!”ALBERT EİNSTEİN.
YEMİNİNDEN DÖNEN,DİNİNDEN DE
DÖNMÜŞTÜR,ONLARDAN ÜLKEMİZ VE ULUSUMUZ İÇİN HER TÜRLÜ FELAKET BEKLENMELİDİR?!!YEMİNİNDEN
DÖNENLERİN VİCDANLARINDAKİ ALLAH TA ÖLMÜŞTÜR.ONLARDAN HER TÜRLÜ NAMUSSUZLUK VE İHANET
BEKLENMELİDİR.?1
Osmanlıda anayasa yapma fikri,
Namık Kemalin ve jön Türklerin önerisi ve Sadrazam Mithat Paşanın girişimiyle
gerçekleşmiştir. Rahmetli Mithat Paşanın genel sekreteri Krikor Odyan adlı bir
Ermeni hukukçuydu. Fransız ve Belçika anayasalarından/1831 tarihli/
yararlanarak bir anayasa metni hazırlamıştır. Bu anayasa Padişah İkinci
Abdülhamit’in onayıyla 23 Aralık 1876’da 101 pare top atışıyla ilan edilmiştir.
Sonradan yapılan değişikliklerle Mebusların “Vatan ve Millete sadakatle hizmet
edecekleri,”yemini getirilmiştir.21 maddelik 1921 anayasamız Osmanlı
anayasasını yürürlükten kaldırmamıştır.1924 anayasamıza eklene bir madde ile
1876 anayasası ekleriyle birlikte yürürlükten kaldırılmıştır. Bu anayasamızla
Milletvekillerine ve Cumhurbaşkanlarına, göreve başlamadan önce yemin etme
zorunluluğu getirilmiştir: Anayasalarımızdaki yeminleri bir görelim:1924
anayasamıza göre:
16--Özgün hali) Mebuslar Meclise
iltihak ettiklerinde şu şekilde tahlif olunurlar:
(Vatan ve Milletin saadet ve selâmetine
ve milletin bilâ kaydü şart hâkimiyetine mugayir bir gaye takip etmeyeceğime ve
Cumhuriyet esaslarına sadakattan ayrılmayacağıma <<vallahi>>).
Madde 16.- (Değişik: 10.4.1928 – 1222
S. Kanun/md. 1)
Mebuslar Meclise iltihak ettiklerinde
şu şekilde tahlif olunurlar:
<< Vatan ve milletin saadet ve
selâmetine ve milletin bilâ kaydüşart hâkimiyetine mugayir bir gaye takip
etmeyeceğime ve cumhuriyet esaslarına sadakattan ayrılmayacağıma namusum
üzerine söz veririm.>>
Madde 38.- (Değişik : 10/4/1928 –
1222 S. Kanun/md. 1)
Reisicumhur intihabı akabinde ve Meclis
huzurunda şu suretle yemin eder:
<<Reisicumhur sıfatıyla
Cumhuriyetin, kanunlarına ve hâkimiyeti milliye esaslarına riayet ve bunları
müdafaa, Türk milletinin saadetine sadıkane ve bütün kuvvetimle sarfı mesai,
Türk Devletine teveccüh edecek her tehlikeyi kemali şiddetle meni, Türkiye'nin
şanı şerefini vikaye ve ilâye ve deruhte ettiğim vazifenin icabatına hasrı nefs
etmekten ayrılmayacağıma namusum üzerine söz veririm.>>1961 Anayasamıza
göre yeminler:
1961:
Halkın mutluluğu için…
1924 Anayasası 27 Mayıs 1960 darbesiyle tarihe gömüldü. 1961 Anayasası'nda
milletvekili yemini 77. maddede düzenlendi. "Andiçme" başlığını
taşıyan bu maddede de kısa bir metinle yetinildi. Birlikte okuyalım:
MADDE 77 - Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri görevlerine başlarken şöyle
and içerler:
"Devletin bağımsızlığını, vatanın ve milletin bütünlüğünü koruyacağıma;
Milletin kayıtsız şartsız egemenliğine, demokratik ve lâik Cumhuriyet
ilkelerine bağlı kalacağıma ve halkın mutluluğu için çalışacağıma namusum
üzerine söz veririm." 1982'de Anayasası'nın tartışılan metni :
Özgürlüklere karşı
ideolojisi, "tekçi" saplantısı, bir anayasada bulunması asla
gerekmeyen ayrıntılarla bunaltan uzunluğu ve berbat Türkçesiyle cumhuriyet
tarihinin en kötü anayasası olan 1982 Anayasası'nın bu özellikleri yemin
metninde de gözlenir.
Yürürlükteki anayasamızın "Andiçme" başlığını taşıyan 81. Maddesi,
milletvekili yeminini şöyle belirliyor:
MADDE 81. – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, göreve başlarken
aşağıdaki şekilde andiçerler:
“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü,
milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne,
demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı
kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde
herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve
Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim
üzerine andiçerim.”
Danışma Meclisi: 1961'e bir şeyler ekledik:
Görüldüğü üzere, 1924 ile 1961 anayasalarında özetle "vatana, millete,
cumhuriyete ve millet egemenliğine sadakat" sözü ile yetinilen
milletvekili yeminleri 12 Eylül 1980 darbesini yapanlar tarafından yeterli
bulunmadı.
1982 Anayasası'nın "Andiçme" başlığını taşıyan 81. maddesinin
gerekçesine ilişkin olarak iki resmi metin bulunuyor. Birincisi, anayasa
taslağını hazırlayan Danışma Meclisi Anayasa Komisyonu'na, ikincisi darbeci
generallerin oluşturduğu Milli Güvenlik Konseyi'ne bağlı Anayasa Komisyonu'na
ait olan bu gerekçeleri peş peşe okuyalım. Danışma Meclisi komisyonunun
gerekçesi aşağıdaki ifadeleri taşıyor. Metni, Türkçe hatalarıyla birlikte aynen
aktarıyorum:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin göreve başlarken yapacakları and
1961 Anayasasının 77'inci maddesindeki esaslar göz önünde tutularak bazı
kavramlarla genişletilmiştir. Milletvekillerinin and içmede bunlara da bağlı
kalmalarının göreve başlarken uygun olacağı düşünülmüş ve bu nedenle bölünmez
bütünlük, toplum huzuru, milli dayanışma, sosyal adalet, insan haklarına ve
temel özgürlüklerden yararlanması ülküsü, hukukun üstünlüğü prensibi and
metnine dâhil edilmiştir."
MGK: Atatürk ilkelerini ekledik.
Şimdi de, madde metnine son şeklini veren generallere bağlı Anayasa
Komisyonu'nun gerekçesini okuyalım:
"Danışma Meclisince kabul edilen andiçme kenar başlıklı 89'uncu maddede
yer alan 'Atatürk inkılâplarına' sözcükleri Atatürk'ün benimsediği ve
uyguladığı ilkelere de yer verilmek ve bu ilkelere bağlı kılınmayı sağlamak
amacıyla 'Atatürk ilke ve inkılaplarına' şeklinde değiştirilmek suretiyle
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin göreve başlarken yapacakları andiçmeye
daha etkin bir anlam verilmiştir."
59 kelime, 11 bağlaç!
1924 ve 1961 metinlerinden hemen her alanda radikal bir şekilde ayrılan
1982 Anayasası’nda, milletvekili yemininde de “aşırı” bir üslup benimsendi.
Temeli “söz vermek” gibi bir gönüllü eyleme dayanan andiçmede bile toplumu
ayrıştıran bir metin karşısındayız.
Birbirine 11 adet “ve” bağlacı ve 7 virgül ile bağlanmış tam 59 kelimenin
doldurulduğu tek cümlelik bu yemin, parlamentoya giren milletin kimi
temsilcilerine “zorla” söz verdiren bir metin olarak yarın bir kez daha
okunacak.
O müstesna Türkçesiyle…
İhtimal çok sayıda milletvekilini tek ayağı üzerine dikerek! SENATO zamanında,
yeni seçilen senatörler de Milletvekillerinin andını içmekteydiler…
“29 Ekim 1923’te,1921 Anayası’nda
değişiklik yapıldı, Cumhuriyet ilân edildi ve Gazi Mustafa Kemal Paşa,Türkiye
Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı seçildi.Anayasa’da Cumhurbaşkanı seçilen
kişinin yemin etmesiyle ilgili bir madde bulunmadığından yemin etmeden göreve
başladı.
1924 Anayasası’nın 38. maddesine seçilen Cumhurbaşkanı’nın göreve başlarken
meclis huzurunda edeceği yemin metni eklendi.
Eklenen yemin metni şu şekildeydi:”Reisicumhur sıfatıyla Cumhuriyet’in
kanunlarına ve hâkimiyeti milliye esaslarına riayet ve bunları müdafaa, Türk
milletinin saadetine sadıkane ve bütün kuvvetimle sarfı mesai, Türk devletine
teveccüh edecek her tehlikeyi kemali şiddetle men, Türkiye’nin şan ve şerefini
vikaye ve ilâya ve deruhte ettiğim vazifenin icabatına hasrınefs etmekten ayrılmayacağıma,
Vallahi.” (1)
11 Nisan
1928’de 1222 sayılı kanunla yemin metni şu şekilde değiştirildi:”Reisicumhur
sıfatıyla Cumhuriyet’in kanunlarına ve hâkimiyeti milliye esaslarına riayet ve
bunları müdafaa, Türk milletinin saadetine sadıkane ve bütün kuvvetimle sarfı
mesai, Türk devletine teveccüh edecek her tehlikeyi kemali şiddetle men, Türkiye’nin
şan ve şerefini vikaye ve ilâya ve deruhte ettiğim vazifenin icabatına
hasrınefs etmekten ayrılmayacağıma, namusum üzerine söz veririm.”(2)
1945
Anayasası’nda yemin metni şu şekilde değiştirildi:”Namusum üzerine söz veririm ki:
Cumhurbaşkanı olarak, Cumhuriyet kanunlarını, milli egemenlik esaslarını
sayacağım ve bunları müdafaa edeceğim.Türk milletinin mutluluğuna bütün
bağlılığımla, bütün kuvvetimle çalışacağım.
Türk milletine yönelecek her tehlikeyi en son şiddetle önleyeceğim. Türkiye’nin
şanını, şerefini koruyup yükseltmek, üstüme aldığım görevin isterlerini yerine
getirmek için olanca varlığımla çalışmaktan asla ayrılmayacağım.” (3)
1961
Anayasa’sıyla yeni metin şu şekilde değiştirildi:”Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Türk
devletinin bağımsızlığına, vatanın ve milletin bütünlüğüne yönelecek her
tehlikeye karşı koyacağıma, milletin kayıtsız şartsız egemenliğini ve
Anayasa’yı sayacağıma ve savunacağıma, insan haklarına dayanan demokrasi ve
hukuk devleti ilkelerinden ve tarafsızlıktan ayrılmayacağıma, Türkiye
Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini koruyup yüceltmek ve üzerime aldığım görevi
yerine getirmek için bütün gücümle ve varlığımla çalışacağıma namusum üzerine
söz veririm.” (4)
1982’de yeni Anayasa yapıldı ve metin şu
şekilde değiştirildi:”Cumhurbaşkanı sıfatıyla, devletin varlığı ve
bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve
şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasa’ya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye,
Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma,
Milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin
insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma,
Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerim aldığım
görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk
milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim.” (5).Roma
İmparatorluğunda askere alınanlar, kaç kere hizmete çağırılsalar her seferinde
yemin etmek zorundaydılar. Ünlü Fransız Filozofu Jean Jacgue Rousseau, “Toplumsal
Sözleşme” adlı eserinde, bu olayın hukuki boyutunu tartışmıştır. Askerlerin
yemin törenleri, her ulusun ordusunda yapılmaktadır. Bendeniz, vatanıma,
ulusuma ve Atatürk ilkelerine bağlılığımı Karaharpokulundaki yemin töreninde
tüm dünyaya ilan etmiştim. Jandarma subayı olarak, tanık ve uzman sıfatıyla
çağırıldığım tüm mahkemelerde ettiğim o yemin hatırlattırılmıştır.Mustafa Kemal,
Mustafa İsmet İnönü göreve gelirlerken etmiş oldukları yeminlerine sonuna kadar
bağlı kalmışlardır.14 Mayıs 1950 tarihinde, İktidara gelen Celal Bayar, Adnan
Menderes ve Refik Koraltan da yemin etmişlerdi?!İl yaptıkları iş,ezanı Arapça
yapmak olmuştur.Rahmetli Osman Bölükbaşı’dan intikam almak için KIRŞEHİR’İ İLÇE
YAPMIŞLARDIR.Adnan Menderes,Dr. Tahsin Tola’nın yardımıyla RİSALE’İ NURLARI
YAYIMLATTIRMIŞTIR.”Orduyu yedek subaylarla yönetirim”,buyurmuş,İstanbul
Üniversitesi profesörlerini de “Kara cübbeliler,”olarak
adlandırmıştır.TBMECLİSİNİN KARARINI ALMADAN,KOREYE BİR TUGAY GÖNDERMİŞTİR.BİR UTANÇ BELGESİ
OLARAK “ÖN TEDBİRLER KANUNUNU”ÇIKARTMIŞTIR… Asker kökenli Cumhurbaşkanı
Cevdet Sunay;”Hırsızlığı ve rüşveti önlemek için devlet memuriyetlerine İmam-Hatiplileri
getireceğiz?!”Buyurduğun da ,Rahmetli İsmet İnönü,”eyvah!Bunda da hayır
yokmuş?!”Diyerek dövünmüştü…Turgut Özal,”İHANET’İ VATANİYE KANUNU” İLE BİRLİKTE
1600 KANUNU YÜRÜRLÜKTEN KALDIRTMIŞ,”HABLULLAH’A/ALLAHIN İPİNE/SARILIN DİYEREK
SAİDİ KÜRDİ’NİN SÖZÜNE
SARILMIŞTIR.”FİYATLARI ALLAH AYARLAR”,”BENİM MEMURUM İŞİNİ BİLİR?!Sözü de
onundur…Ülkemizde hırsızlık , rüşvet ve gericilik onun zamanında tavanı
aşmıştır.Süleyman Demirel,1965 genel seçimlerinde,aracılıkla,Adalet Partisinden
15 Nurcuyu Meclise sokmuştur…Süleymancıların Liderinin Torunu Ahmet Seydi
Tunahan’ı ulaştırma bakanı yapmıştır.İnat üzerine Orgeneraller sırada iken bir
Korgenerali Hava Kuvvetleri Komutanlığına getirmiştir.Orman bölge müdürlüğünü
de Antalya’dan Isparta’ya getirtmiştir.Bay Abdullah Gül ve Bay Recep Tayyip
Erdoğan,Türkiye Cumhuriyetini,Türk ulusunu,Türk ulusal değerlerini yok
ederek,ülkemizi parçalara bölmek için görevlendirilmişlerdir.Hâlâ
kavrayamadınız mı?!Demokrat Partinin iktidarı boyunca TBMMECLİSİ BAŞKANLIĞINDA
bulunan Refik Koraltan ile ilgili aydınlatılmamış bir konuda merakım var:Bir
Parlamento heyetiyle Tokyo’ya giden Meclis başkanı Refik Koraltan,Türkiye’nin
Japonya büyük elçiliği konutunda ağırlanmıştı.Uzun yıllar ATATÜRK’ÜN özel kalem
müdürlüğünde bulunmuş olan Süreyya Anderiman,30 mayıs 1957’den beri büyük
elçimiz olarak bulunmaktaydı.28 Eylül 1959 tarihinde,Rahmetli Süreyya
Anderiman,eşini tabanca ile vurarak öldürdükten sonra intihar etmişti.Japon
hükümeti,özel bir uçakla tabutlarını ülkemize göndermişti.Ertuğrul Firkateyni
faciasından felaketinden kurtulan
denizcilerimize özel bir savaş gemisiyle İstanbul’a göndermişlerdi.Elçimizin
bir notunun bulunduğu açıklanmış,intihar nedeni açıklanmamıştır.Olaya Refik
Koraltan’ın neden olduğu fiskosu hâlâ açıklanmamıştır.Bilgilerinizi.