9 Mayıs 2016 Pazartesi

2100/TANRI TEKSE,DİNLERDEKİ FARKLILIK NİYE?


TC.

OSMAN TÜRKOĞUZ


TV. Çeşmealtı,07 Mayıs 2016.

            TANRI TEKSE, NEDEN KİTAPLARI FARKLI, PEYGAMBERLERİ VE DİNLERİ KAVGALIDIR?”MADEM DİN HERKES İÇİNDİ,NEDEN AMERİKA KITASINA HİÇPEYGAMBER GÖNDERİLMEDİ?YOKSA ONLAR TANRI’NIN ÇOCUĞU DEĞİLMİ?!BİR KIZILDERİ RESİ.
                                                                                                               Asya dinlerinde, Yağma, Katliam, Metafizik bir gücün arkasına sığınarak halkları korkutarak sömürmek yoktur. HZ.İSA VARİ BİREYİ EĞİTMEK, BİREYE DOĞRU YOLLARI GÖSTERMEK,İKTİDARA EL KOYMAMAK  VARDIR. NE ZAMAN Kİ, MÜSLÜMANLIK VE HIRİSTİYANLIK BURALARA GİRDİ, SOYGUN VE KATLİAMLAR ALLAH’A MAL EDİLEREK ONUN ADINA YAPILDI. Musa, İsa ve Muhammet, Amerika,Hindistan ve uzak doğu kıtalarını bilmediklerinden, Allahları adına oralara hüküm koyamadılar.Ora insanları;dillerini,geleneklerini ve hukuklarını buldukları gibi,kendi dinlerini de yarattılar.Yani DİN, BİR SOSYAL DÜZEN KURALI OLARAK AHLAKLARININ EMRİNDE YARATILMIŞTIR.DİNLERİN DİĞER SOSYAL DÜZEN KURALLARINA EGEMEN OLMASI,DİN ADAMLARININ EGEMEN OLMALARINI SAĞLAMIŞTIR.Papanın aforozuna uğrayan Alman İmparatorunun,yalın ayak ve Üç gün papanın kapısında bekleyerek affedildiğini tarih yazmaktadır.MS.1071. Ahlakın üstünlüğü halkın egemenliğini sağlamıştır.Örnek mi,işte JAPONYA,İŞTE ATEİST KUZEY ÜLKELERİ VE İZLANDA.Yalnız Güney Amerika dinlerinde Şiddet ve tanrılarına  insan kurban etme ayinleri vardır.

         “EL-MAİDE 5/44’ÜNCÜ AYET: Muhakkak ki Tevrat’ı Biz indirdik, onda hidayet ve nur vardır. Kendileri (Hakk’a) teslim olmuş peygamberler, Yahudilere, onunla hükmeder. Rabbanîler (kendilerini Rabb’lerine adamış olanlar) ve Ahbar olanlar da (zahitler, Yahudi âlimler, hahamlar) Allah’ın Kitabı’ndan korumakla görevli oldukları ile hüküm verirler ve onlar, onun üzerine şahitler oldular. Artık insanlardan korkmayın, Ben’den korkun ve Benim ayetlerimi az bir değere satmayın. Ve kim, Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse, o takdirde işte onlar, onlar kâfirlerdir.”39 Kitaptan oluşan Tevrat’ın “TORA, TORA” adlı Beş kitabı Musa’ya aittir. Tevrat’ın aslı da 10/13/emre dayanmaktadır. Hangi bölümünün ne zaman yazıldığı da bilinmektedir. Tevrat, Yahudilerin tarihidir. Yazılması da binlerce sene sürmüştür.

1. Allah katında tek Din” İslamdır (3/9)*. Bu ayetin hükmü gereğince, DİN Allah’ın Kur’an’da (ve önceden gönderdiği Kitaplar da: “Tevrat, İncil, vb.”  22/78)*bildirdiğidir.”

        “…ÖNCE; bir topluma ve bu toplumu oluşturan kişilere yön veren kuralları görelim:

Bir insan toplumu, uygarlık yönünden ister ilkel bir durumda bulunsun; ister yüksek bir düzeyde bulunsun, bu toplumu oluşturan bireylerin uymakla zorunlu oldukları bir takım kurallar vardır. Bunlara sosyal düzen kuralları diyoruz. Diktatör bozuntularının yönetiminde bu kurallar pek işletilmez, dinin şekilciliğine sığınılarak, sürüleştirilen toplumun beyni uyuşturularak itaata alıştırılır. Tüm Sosyal düzen kuralları da dinin içinde eritilir. Ahlaksızlık ta ahlak olur. Oysaki ahlak tek başına, bir toplumun huzurlu olmasını sağlamaktadır. EK: İşte Japonya, işte Avrupa’nın kuzeyindeki Ateist ülkeler: En mutsuz, en huzursuz ve en çilekeş ülkeler de islam dini ile yönetilen ülkelerdir. Savaştan kaçan sığınmacıların hiçbirisi İslam ülkelerine gitmek istemektedir.Bazı Sapık dinciler de:ISİDİN UYGULAMASI KLASİK İSLAM HUKUKUNA UYGUNDUR?!DİYEREK AHKÂM KESMEKTEDİRLER.TANRI TEK AMMA,HER TOPLUMUN TANRISI DA KENDİ KÜLTÜRÜNDE VE KENDİ ULUSAL KARAKTERİNDEDİR.Dinler,insanların yaratmış olduğu tanrıya giydirilmiş demirden elbiselerdir.Eskimesi ve değiştirilmesi de mümkün değildir.Tanrı, o demir elbiselerin içinde kaskatı donmuş kalmıştır.

“Aristo, insanın cemiyet halinde yaşamağa mecbur olduğunu anlatmak için:”İnsan siyasi bir hayvandır!” Demiştir. İnsan, hiçbir zaman tek başına yaşamadı; insan yaradılışı nedeniyle sosyaldir. Yalnız yaşayamaz ve hiçbir zamanda yaşamamıştır.

İnsan, toplum halinde yaşar. Toplum halinde yaşamak ne demektir? Toplum halinde yaşamak, insanların bir takım ilişkilerini belirli usul ve adetlere göre düzenlemeleri, belirli olan bir takım kurallara bağlanmaları; bu kurallar gereğince hareket etmeleri ve her halde bu kuralların çerçevesi dışına çıkmamaları demektir. Çünkü aksi takdirde, Toplum halinin herkesin keyfi bir şekilde istediği gibi yaşamasını önleyecek nitelikte olan kurallardır. Nitekim unutmamak gerekir ki; insanların birlikte bulundukları her yerde sürekli bir fikir ve çıkar ayrılığı hüküm sürmektedir. İnsan yaratılışının ortaya çıkardığı doğal sonuçtur. Herkesin her arzu ettiği şeyi yapabildiği yerde hiç kimse istediğini yapamaz. İşte insanlar arasındaki ilişkileri ayarlamağa ve ayrılıkları gidermeye yarayan bu kurallara (sosyal) – içtimai kaideler – kurallar) adı verilir. Bunlar beşeridir; yani insan aklının, insan iradesinin ürünüdür. (Prof.Dr. İlhan Arsel, Anayasa Hukukunun Genel Esasları S. 1-2)

Toplumsal kurallar; hukuk kuralları, ahlak kuralları ve adetlerdir. Aynı eser S.4 – Sayın Prof. İlhan Arsel; bir topluma ve toplumu oluşturan bireylere yön veren kuralları üç gurup altında incelemektedir. Sayın Necip Bilge; Hukuk başlangıcı isimli eserinde bu kuralları aşağıdaki şekilde düzenlemektedir.

“Cemiyet halinde yaşayan insanların yerine getirmeğe mecbur oldukları vazife mükellefiyetler bir takım kaidelerden doğmaktadır ki; bunlara (Sosyal Düzen – İçtimai Nizam-) kaideleri yahut sadece Sosyal kaideler adı verilir. İnsanların karakterlerini uydurmağa mecbur olduklar sosyal kaideler sadece hukuk kaidelerinden ibaret değildir. Bunların yanında dini, ahlaki ve görgü kaideleri de mevcuttur.” S. 4 – 5

“Din kaideleri sadece insanla Tanrı arasındaki ilişkileri düzenlemekle kalmayıp, insanla insan arasındaki ilişkileri de düzenlemeye çalışır.”S. 7

“Sırf dini, yani insanın Tanrı ile olan ilişkilerine dokunan kaideler ebedi ve değişmez sayıldıkları halde, dinin dünya hayatını ilgilendiren ve hukuki mahiyet arz eden kaidelerin zaman içinde doğan yeni ihtiyaçlara göre değişebilir olması gerekir. Nitekim İslam dini, hükmün zamana göre değişeceği esasını kabul eylemiştir.” S. 8

Prof.Dr. Jale Akipek; Türk Medeni Hukuku isimli eserinin birinci cildinde; insanın sosyal bir yaratık olduğunu; yaşamak zorunda bulunduğu toplum içinde toplumsal hayatın düzenli olabilmesi için belirli bir düzenin ve herkesin uymakla kendisini zorunlu sayacağı sosyal düzen kurallarının var olması görüşünü savunduktan sonra:

“Aksi halde toplum içinde bir keşmekeş, bir huzursuzluk hüküm sürer, bu da zamanla anarşiye varır... Hukuk kaideleri yanında cemiyet halinde yaşayan şahısların kendilerini uymakla yükümlü saydıkları diğer bir takım Sosyal düzen kuralları daha mevcuttur. Bunlar, billâhsa din, ahlak, örf ve gelenek adet kaideleridir. Der. S. 1 - 3

Sayın Mukbil Özyörük, Hukuk Başlangıcı isimli eserinde; sosyal hayatı düzenleyen kuralları:

1- Din Kuralları;

     a- İnançlara ilişkin din kuralları,

     b- İbadete bağlı din kuralları,

     c- Sosyal ilişkileri düzenleyendin kuralları,

2- Ahlaki kurallar,

3- Görgü kuralları,

4- Hukuk kuralları olmak üzere dört guruba ayırır. A.e.s - 3 – 12.

Kuran’ı kerimde ve Hadislerde, tüm sosyal düzen kuralları dinin içinde gösterilmiştir. Din kurallarının özünde eritilmiştir. Müslümanlıkta bunalım ve açmaz da bu nedenledir. Aslında, KURANDA ÜÇ TÜRLÜ AYET VARDIR:

1-İBADET KURALLARINI İÇEREN AYETLER. DEĞİŞMEZ VE DEĞİŞTİRİLEMEZ.

2-MESELLER, GEÇMİŞ ZAMAN ÖYKÜLERİ. AYNEN KALICIDIRLAR.

3-MUAMELELERE DAİR AYETLER./AHKÂM AYETLERİ./”ZAMAN DEĞİŞTİKÇE, HÜKÜMLER DE DEĞİŞİR.Bunlar,Arap’ın ilkel çağındaki hükümler olarak değişmez ve değiştirilemez sayılarak, ibadet hükümleri haline konulmuş,İslam da akıl çağına karşı kilitlenmiştir!?Bu ayetler,ibadet ayetleri gibi değiştirilemez olması ,insan aklını taşlaştırmış,gelişmeleri uygulanamaz bir hale sokmuş,dini inancı da şekilciliğe bağlamıştır.Dinin yasaklamış olduğu tüm eylemleri yapanlar,namaz kılmak ve camiye gitmekle en iyi Müslüman sayılır ve baş üstünde tutulurlar.

Üçüncü guruptaki hükümler, Hz.Muhammedin devrine göre, Araplarda uygulanan hükümlerdir. Moda bile dini kurala sokulmuştur.Tüm Sosyal Düzen Kuralları dinin içinde eritilmiştir.Ahlak ta,özü boşaltılarak,ahlaklıktan çıkartılmış,AHLAKSIZLIK AHLAK HALİNE SOKULMUŞTUR.Ünlü Devlet adamı,Hukukçu ve Bilgin Marcus Tullius ÇİÇERO,/M.Ö.03 OCAK 106-MÖ.43/”ÜLKELER,PARASIZLIKTAN DEĞİL AHLAKSIZLIKTAN BATAR?!”Demişti.Roma da ahlaksızlıktan batmıştır.DİNE SARILAN AKEPE DE AHLAKSIZLIĞIN İÇİNE GÖMÜLMÜŞTÜR?!Emevi ve Abbasi devletleri de ahlaksızlıktan batmıştır.Hz. Muhammed’in Dini ve Allah’ı kullanması ahlaki yönünü çökertmiştir. Oğulluğu Harisoğlu Zeyd’in elinden Eski Nişanlısını Nikâhına alması, Kocasını ve kayınpederini—bizzat—ateşli odunla döverek öldürdüğü Hayber’n Gelini Safiye’yi, GÜPEGÜNDÜZ VE ASKERİN ORTASINDA, DEVE HAVUDUNU KAPATARAK DÜZMESİ, GANİMET KADIN VE KIZLARIN IRZLARINA GEÇİLMESİNİ SAĞLAMASI, DOKUZ YAŞINDAKİ BİR KIZ ÇOCUĞU İLE GERDEĞE GİRMESİ, Eşi Ayşe ile Evcilik oynamak için evine gelen Dokuz yaşındaki Yahudi kızı Leyla’yı kandırarak Nikâhına alması—Bereket ki KIZCAĞIZ AÇIK PENCEREDEN ATLAYARAK IRZINA GEÇİLMESİNİ ENGELLEMİŞTİ.---DİN, MUTLAKA AHLAKIN EMİR VE KONTROLUNA VERİLMELİDİR. SOSYAL DÜZEN KURALLARI, YERLİ YERİNE OTURTULMAZSA İSLAMİYET TE ÇÖKERTİLMEYE HÜKÜMLÜDÜR. MÜSLÜMANLIĞI VE ONUN TANRISINI İSLAM ERKEKLERİNİN MASLAHATINA HİZMETTEN, CENNETİ DE GENELEVLİKTEN MUTLAKA KURTARILMALIDIR. Orucun bir gün boyu tutulması, günde beş vakit namazın olması, Muhammedlin Kutup bölgesini ve uzun günlü bölgeleri bilmediğinin eseridir. Amma; DOĞA, O BÖLGELERDEKİ CANLILARA HAYATLARINI SÜRDÜRECEK ŞARTLARI DA YARATMIŞTIR.Muhammed’in Allahını tanımadıkları halde?!

Toplum geliştikçe bu kurallarda gelişir, birbirinden ayrılır ve her kural kendi gurubundaki yerini alır. İlkel toplumlarda bu kurallar iç-içedir; hangi kuralların hangi gurupta olduğu hususu belirsizdir. Bütün sosyal düzen kuralları dinin içinde toplanmıştır. Tüm kuralların ortak yanı dinsel oluşlarıdır. Bu kadar kural dini sayıldığından değiştirilemez! Hz. Muhammed'in ne kadar muazzam ve güç bir işi başardığını göstermek için örnek vermeyi uygun bulduk. Günümüzde moda da, sosyal düzen kuralları içindeki yerini alıp; gencine yaşlısına; çirkinine, güzeline, zengin ve fakirine yön verir olmuştur.

Diğer sosyal düzen kurallarının toplumlar arasında ortak yönleri bulunmasına rağmen; her toplumun özelliklerine göre belirli şekilleri vardır ve katıdır.

Hukuk, ahlak ve görgü kurallarının - örfler de öyle –toplumların kültürlerine ve gelişmişliklerine bağlı bir esneklik içinde olduğu görülür. Moda bunların dışındadır; toplumlara bir toplummuş görünüşü verir. Hemen yayılır, hemen değişebilir; fakat kişileri hemen etkisi altına alır.

Beş gurupta toparlayabileceğimiz bu kurallar, bir toplumda hemen ortaya çıkan, belirli bir dönemde o toplum tarafından yaratılan kurallar değildir. He kuralın, toplumun tarihine eşit bir yaşı vardır. Bu kurallar bir kuşak, on kuşak değilde kuşaklar yaratmıştır. Birden bire sökülüp atılamayacağı da çağımızda canlı ve kanlı örnekleriyle kanıtlanmıştır.”İster Tanrı diyelim, ister Allah diyelim, ister Doğal/ilahi/ kanunlar diyelim, isterse Kozmik akıl diyelim, her canlıya karşı eşit mesafede yaklaşım sağlayan bir gücün varlığı ortadadır. Kutuplarda yaşayan canlılar, onun varlığını bilmeseler, dua ederek yakarmasalar da, DOĞA YASALARI HER SENE SÜRDÜRÜLEREK YAŞAMALARI SAĞLANIR. ALLAHI BİR KORKU VERİCİ OLARAK TANITMAK, İNANALARIN HER KORKU VERENE TAPMALARINI SAĞLAMAKTADIR.DÜNYADAKİ VE KÂNİNATTAKİ  AHENGİ DOĞAL YASALAR SAĞLAMAKTADIR.1994 Ağustos’unda,iki Amerikalı Gökbilimci KARI—KOCANIN, bir sene önceden belirttiği gün ve saatlerde,YEDİ GÖK CİSMİ JÜPİTER GEZEGENİNE ÇARPMIŞTI?!ORADA,ALLAHIN HIŞMINI ÇEKECEK HİÇBİR CANLI DA YOKTU?!DOĞA OLAYLARI İNSANLARIN GÜNAHLARINA GÖRE DEĞİL DE YASALARINA GÖRE OLUŞMAKTADIR.BAKINIZ MISIRLI BİR DİN ADAMI 1909’DA NE DEMİŞTİ: DÜNYADA MÜSLÜMANLARIN HALİ “Mısır’ın en büyük din bilginlerinden sayılan rahmetli Şeyh Raşit Rıza yukarıdaki adla bir kitap yazmış. Bunu o vakitler, Müslüman hocalarına, beylerine, sultanlarına göndermiş. İşbu kitap (Vizeli Rıza) adında bir zat tarafından Türkçeye çevrilmiş (1326) -1910- İstanbul’da risale halinde basılmış...” Sanki çağımızda Müslümanlar insan tabiatının aşağısında bulunan başka bir yaratılışta yaratılmış gibiler... Puta tapan Buda, Brahma Mecusi ve Frenk ulusları arasında yaşamakta bulunan Hint Müslümanları bile bunlardan geridir.”

“Müslümanların başlarına gelen belaların ve bozgunluğun sebebi dinleriyle böbürlenmiş olmaları yakışıksız şeyleri katmaları, dinlerinin temelini unutmaları. Onun içini dışına çevirmiş olmaları bir takım büyük olarak tanıdıkları kimselerin din suretinde gösterdikleri her şeyi kabul etmeleri”

“Buhari-i Şerif hadislerindendir. Peygamber Efendimiz Hazretleri”. Dinde taşkınlıktan sizi sakınırım. Sizden evvel yok olan uluslar dindeki taşkınlıklar yüzünden yok olmuşlardır.”

“Bütün bilgileri Kur’an’da var saymak dünyayı, ilmi ve hakikati görememek Müslümanları bu hale getirmiştir.”

“Çok kere Müslümanlar gerçek şeylere, erenlerin,  evliyaların olaylarda etki yaptıklarına inanmaları ve Allah’ın yürüttüğü kanunları bilmemeleri yüzünden geri kalmışlardır. Besim Atalay Türk Dili ile İbadet s.107- 108.NURCULUK, Osman Türkoğuz, s.286.

Müslümanlık Allahın nezdinde tek dinse, bu bizim Müslümanlarımızın iddiasıdır, aşağıda dökümünü verdiğim dinler ve inançlar da İNSANLARIN NEZDİNDE MEVCUTTUR. BU İNSANLAR AYRI TANRININ YARATTIKLARI MIDIR? KİNİ, ŞİDDETİ, YAĞMAYI, KATLİAMLARI, İNSANLARIHAYVAN PAZARLARINDA SATARAK, GELİRİNDEN DE ALLAH’A PAY AYIRMALARIALLAH İNANCINA EN BÜYÜK İHANETTİR. İNSANLAR, ÇAĞLARINA VE ONURLARINA UYMAYAN ZORLAMA FİKİRLERİ MUTLAKA KIRAR VE ATARLAR
Dünya nüfusunun ne kadarı hangi dinden?
Dünya nüfusunun yüzde 32'sinin Hıristiyanlar, yüzde 23'ünün Müslümanlar, yüzde 15'inin Hindular, yüzde 7,1'inin Budistler ve yüzde 0,2'sinin Yahudilerden oluştuğu belirlendi. Herhangi bir dine inanmayanlar ise dünya nüfusunun yüzde 16,3'ünü oluşturuyor.

·         GİRİŞ18.12,2012 16.23

·         GÜNCELLEME18.12,2012 20:55

ABD'deki Pew Araştırma Merkezi'nin Din ve Kamu Yaşamı Forumu, "2010 Dünyanın En Önemli Dini Gruplarının Büyüklüğü ve Coğrafi Dağılımı" adlı raporunu yayımladı.

230 ülke ve bölgede yapılan anketler ve nüfus kaydı araştırmalarına göre hazırlanan rapora göre dünyada 10 kişiden 8'i bir dini grup içinde yer alıyor. Bu da 2010 yılında 6,9 milyar olan dünya nüfusunun yüzde 84'üne denk düşüyor.

YAHUDİ NÜFUSU YÜZDE 0.2

Rapora göre dünyada 2,2 milyar Hıristiyan (yüzde 32), 1,6 milyar Müslüman (yüzde 23), 1 milyar Hindu (yüzde 15), 500 milyon Budist (yüzde 7) ve 14 milyon Yahudi (yüzde 0,2) yaşıyor. Bunlara ek olarak Afrika, Amerika, Asya ve Avustralya'da geleneksel dinlere inanan 400 milyon kişi (yüzde 6) var.

58 milyon kişi (yüzde 1) ise Jainizm, Sihizm, Şintoizm, Taoizm, Tenrikyo ve Zerdüştlük gibi diğer dünya dinlerine inanıyor.

DİNSİZLER EN BÜYÜK 3. GRUP

Herhangi bir dini gruba ait olmayanların sayısı ise 1,1 milyar (yüzde 16) olarak belirlendi. Dinsizler, Hıristiyanlar ve
Müslümanların ardından en büyük üçüncü grubu oluşturuyor. Bu grupta Tanrı'ya ya da evrensel bir ruha inanan, ancak kendisini belirli herhangi bir dini grubun üyesi olarak tanımlamayan kişiler de yer alıyor.

Dini grupların coğrafi dağılımına bakıldığında Asya-Pasifik bölgesinde toplanan Hindular ve Budistler, yüzde 99 ile başta geliyor.

ÇİN'DE 700 MİLYON DİNSİZ VAR

Dünya nüfusunun yüzde 58,8'inin Asya-Pasifik, 11,9'unun Sahraaltı Afrika bölgesi, yüzde 10,8'inin Avrupa, yüzde 8,6'sının Latin Amerika, yüzde 5'inin Kuzey Amerika ve yüzde 4,9'unun da Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da yaşadığına işaret eden rapora göre geleneksel dinlerin yüzde 90'ı ile diğer dünya dinlerinin yüzde 89'u da Asya-Pasifik bölgesinde yaşıyor.

Herhangi bir dini gruba üye olmayanların üçte biri de (yüzde 76) Asya-Pasifik bölgesinde yer alıyor. Sadece Çin'de 700 milyon dinsiz bulunuyor.

AVRUPA'DAKİ MÜSLÜMAN NÜFUS YÜZDE 2.

Asya-Pasifik bölgesi, Müslüman nüfusun yüzde 62'sine de ev sahipliği yapıyor. Müslümanların yüzde 20'si Ortadoğu ve Kuzey Amerika'da, yüzde 16'sı ise Sahraaltı Afrika bölgesinde yaşıyor. Avrupa'daki Müslüman nüfusu ise sadece yüzde 2.

TÜRKİYE EN ÇOK MÜSLÜMAN'IN YAŞADIĞI 8. ÜLKE.

Türkiye'de 320 bin Hıristiyan, 71 milyon 330 bin Müslüman, 860 bin dinsiz bulunuyor. Türkiye en çok Müslüman'ın yaşadığı sekizinci ülke. Türkiye ve Kuzey Afrika'dan daha fazla göçmen gelmesiyle son 10 yılda Batı Avrupa'da Müslümanların oranının arttığı da raporda belirtildi.

Hıristiyanlar ve Yahudilerin dünyanın dört bir yanına dağıldığını gözler önüne seren rapora göre Hıristiyanların yüzde 26'sı Avrupa, yüzde 24'ü Latin Amerika ve Karayipler, yüzde 24'ü Sahraaltı Afrika bölgesinde yaşıyor. Kuzey Amerika'daki Hıristiyan nüfusu ise yüzde 20.

Yahudilerin neredeyse yarısı (yüzde 44) Kuzey Amerika'da ikamet ederken diğer yarısı da (yüzde 41) İsrail'de yaşıyor.

DİNİ GRUPLAR TOPLUM İÇİNDE AZINLIK MI ÇOĞUNLUK MU?

Rapor, dini grupları toplum içinde azınlık olarak mı, yoksa çoğunluk olarak mı yaşadıklarına göre de sınıflıyor.

Dini grup üyelerinin yüzde 73'ünün yaşadıkları toplum içinde çoğunluğu oluşturduğuna dikkat çeken rapor, kalan yüzde 27'nin ise azınlık olarak yaşadığını gösteriyor.

Hinduların yüzde 97'si, Hindistan, Moritus ve Nepal’da, Hıristiyanların yüzde 87'si ise Hıristiyanların çoğunlukta olduğu 157 ülkede yaşıyor.

Budizm'in yanı sıra geleneksel dinlerle diğer dünya dinlerinin üyeleri, en büyük azınlık grupları oldu. Budistlerin yüzde 72'si yaşandıkları toplumda azınlıkken yüzde 28'i, Budistlerin çoğunlukta olduğu Bhutan, Myanmar, Kamboçya, Laos, Moğolistan, Sri Lanka ve Tayland'da yaşıyor.

Yahudilerin yüzde 41'i İsrail'de mutlak çoğunluk olarak yaşarken, yüzde 59'u azınlık olarak diğer ülkelere dağılmış.

DİNİ GRUPLARDA GENÇ NÜFUS

Rapor, bazı dini grupların diğer gruplara oranla daha fazla genç nüfusa sahip olduğunu gösterdi. Gelişmekte olan ülkelerdeki dini grupların üyelerinin daha genç olduğu, sanayileşmiş ülkelerdeki dini grup üyelerinin ise daha yaşlı olduğu belirlendi.

EN YAŞLI GRUP YAHUDİLER

Dini grup üyelerinin ortalama yaşlarına bakıldığında 23 yaş ortalaması ile Müslümanlar ilk sırada, 26 yaş ortalaması ile Hindular ikinci sırada yer alıyor. Dünya nüfusunun ortalama yaşının 28 olarak belirlendiği raporda Hıristiyanların yaş ortalaması 30, diğer dünya dinleri üyelerinin yaş ortalaması 32, geleneksel dinlerin üyelerinin yaş ortalaması 33, dinsizler ile Budistlerin yaş ortalaması ise 34 olarak hesaplandı. Yahudiler ise 36 yaş ortalaması ile en yaşlı grup oldu.”Pakistanlı bir Müslüman bilginin yaptığı hesaba göre, BİR YAHUDİ BEYNİ YÜZ MÜSLÜMANIN BEYNİNE EŞİTMİŞ? BU HESABA GÖRE, AKLI VEREN TANRI OLMUYOR; AKLI EĞİTİMİN YÜCELTTİĞİ EBLEHLERE DUYURULUR.

 

İzleyiciler

Blog Arşivi