23 Mart 2010 Salı

43- KISA VE UZUN VADEDE ÜLKEMİZİ BÖLME PLANI

OSMAN TÜRKOĞUZ

İzmir 22 Mart 2010

KISA VE UZUN VADEDE

ÜLKEMİZİ BÖLME PLANI.

“Bu coğrafyaya lâyık bir ulus olduğumuzu kanıtlayamazsak; kara gözümüzün hatırı için, bizi bu coğrafyada yaşatmazlar.” Mustafa Kemal ATATÜRK,

“Geçmişlerini bilmeyen uluslar, daima çocuk kalırlar.” Romalı bir büyük.

“Türkleri yenmeden başarıdan söz etmeyiniz!” Arap Peygamberi Hz. Muhammet.

“Osmanlı imparatorluğunu yendiğimiz gibi, Komünist Rusya’yı da yeneceğiz.” NATO toplantısında bir İspanyol delegesi.

“Türklere zorla bir şey yaptırmaya kalkmayınız. Kaplan gibi üstünüze atlayarak sizi parçalarlar. Türklerin güzellikle kabul etmeyeceği şey yoktur.” Bir İtalyan Profesör.

İLGİ: ”TÜRKİYE NEREYE GÖTÜRÜLMEK İSTENMEKTEDİR? Adlı kitap, 5-9 ve 55’inci sahifeler. Ostüzü.

“AZINLIKLAR VE MİSYONERLER!” Ostüzü,

“Dövüşen iki kardeş kavmin tanrılarıdır!” Ostüzü.

Bu konuda söylenmiş çok söz bulmak mümkündür. Önemli olan, eylemlerden hareket ederek gerçeklere ulaşabilmektir. Asırlardan beri, çeşitli devletlerin TÜRKİYE üzerine oynamış oldukların oyunların birleştirilmesi ile sağlıklı bir sonuca varmamız mümkündür.

A. Önce; uzaktan ve yakından, etrafımızı çevreleyen devletleri de gösteren bir haritaya bakmamız gerektir.

B. Her milletin:

1.ULUSAL HEDEFLERİNİ, bu hedeflerine varabilmek için:

2. Ulusal Stratejilerini,

3. Ulusal taktiklerini,

4. Devlet ve Hükümet politikalarını,

5. Uluslar arası arenadaki değişmeyen politikalarını,

6. Psikolojik ve Asimetrik savaş taktiklerini,

7. Ülkemiz içinde ve dışında gelişen ve özellikle de geliştirilen toplumsal olaylara yaklaşım tarzlarını,

8. Diğer devletlerle ülkemiz aleyhine politikalarını birleştirmelerini, çok hassas niteliklerini,

9. Bölücü faaliyetlerini, halkımızı ilgilendiren hassas konuları kullanmalarını bilmemiz gerektir.

A. Jeopolitiğimizi iyi bilerek; kültürde, ekonomide, eğitimde, askerlikte, iç ve dış politikalarımızı yaratmamızda jeopolitik durumumuzu kullanmamız gerekir. Örnek: Mareşal Gazi Mustafa Kemal’in ölümü üzerine; hapiste bulunan J. Nehru’nun kızı İndra Gandi’ye yazmış olduğu mektup: ”Atatürk, günümüzün en büyük lideridir. Her tarafı düşmanla çevrili, yıkık bir imparatorluktan yepyeni bir cumhuriyet yarattı. En önemlisi, sınırlarında hiçbir düşman ülke bırakmadı. Dost devletlerle çevrili bir Türkiye bıraktı!” Türkiye Cumhuriyetini, iç hat durumundan dış hatta çıkarttı.

Profesör dr. Gülten Kazgan Hanımefendi; yıllarca önce, Cumhuriyet gazetesinde yazmıştı: ”Dallas üniversitesinde, Devletler Hukuku Profesörü, bir grup öğrencisine ”Türkiye’nin dış politikası” adlı bir ödev vermiş. Öğrenciler bir hafta sonra ödevi iade etmişler. Nedenini de şöyle açıklamışlar: ”Türkiye’nin kendisine özgü ve onurlu bir dış politikası yoktur!”

1950’den hatta 1945’ten sonra; Türkiye Cumhuriyeti, jeopolitik avantajını kullanarak bir etken dış politika yaratmamış, edilgen dış politikaların elinde oyuncak olmuş; ”etrafı dost ülkelerle çevrilmiş olmayı da, büyük bir başarı ile etrafı düşman ülkelerle çevrili, sıkışmış bir ülke haline getirmiştir”.

Komünizmin çökmesi ile de, tek kutuplu bir dünya’da, her konuda ve her tarafından saldırıya uğrayarak aman diler bir hale düşürülmüştür.

Komşu ve uzak komşularımızın ulusal hedefleri

A- YUNANİSTAN: İngiliz, Fransız ve Çarlık Rusya’sının desteği ile 1829 tarihinde Yunanistan bağımsızlığına kavuşmuş, Almanya’dan ithal etmiş olduğu bir asili de kendisine kral yapmıştır.

1814 tarihinde Çarın Yunanlı yaveri A. İspilanti ”Etniki Eterya” cemiyetini kurarak, MEGALO İDEA” fikrini geniş kitlelere yaymıştır.

Aristo’yu, Eflatun’u ve Sokrat’ı çok iyi kullanarak; Avrupa’da bir Helen hayranlığı yaratabilmiştir.

Ünlü şair ve ulusal kahraman RİGAS FERREOS (1757-1798), Bükreş’te büyük bir Yunanistan haritası çizerek (1791) bu haritayı Viyana’da bastırtmıştır. On büyük hedefi kapsayan MEGALİ İDEA (MEGALO İDEA) *BÜYÜK ÜLKÜ’NÜN* GERÇEKLEŞTİRİLMESİ ULUSAL HEDEF OLARAK KABUL EDİLMİŞTİR. Rigas Ferreros’un hayali, resmi dili Yunanca olan bir Helen Cumhuriyeti kurmaktı. O sırada (1798)’de Yunanlılar, ancak ve ancak 150,000 kişi kadardı.

Bu hedefler şunlardır:

1. Yunan ulusunun tam bağımsızlığının sağlanması-Başarılmıştır,

2. Batı Trakya ve Selanik’in Yunanistan’a bağlanması-Başarılmıştır,

3. Ege adalarının Yunanistan’a bağlanması-başarılmıştır,

4. Oniki adanın Yunanistan’a bağlanması-başarılmıştır,

5. Girit adasının Yunanistan’a bağlanması-Başarılmıştır,

6. Batı Anadolu’nun Yunanistan’a bağlanması-Çok feci bir denemede bulundular!

7. Rum Pontus Devletinin yeniden kurulması-Bu uğurda da çalışıyorlar,

8. Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması-Eli kulağında,

9. Gökçeada ve Bozcaada’nın Yunanistan’a bağlanması,-Kıbrıs’tan sonra gerçekleştirilecek!

10. İstanbul’un geri alınarak, Bizans’ın ve büyük Elen İmparatorluğunu kurulması, Bulgaristan ve Makedonya’daki hedeflerin de ele geçirilmesi-Var güçleri ile çabalıyorlar.

A- MAVRİ MİRA (KARA KADER): Fener Rum Patrikhanesi tarafından, 30 Ekim 1918 tarihinde kurulmuş olan zararlı bir Rum cemiyetidir. Amaçları:

1. Rumları örgütlemek;

2. Çeteler kurmak,

3. Rum gençlerini askeri birlikler şeklinde örgütlemek,

4. Yunanistan’dan getirilecek silah ve cephaneyi Kiliselerde depolamak.

B- Etniki Eterya, Yunan bağımsızlığını, her yola başvurarak sağladıktan sonra, 10 hedefin sağlanması için çalışmak.

C- Pontus Rum Cemiyeti: Karadeniz kıyı şeridinde, Fatih Sultan Mehmed’in son vermiş olduğu, Rum Pontus devletini yeniden kurmak.

ERMENİ CEMİYETLERİ:

1. Hınçak (Çan sesi) İsviçre’de kurulmuş, sonra da Londra’ya taşınmıştır. Osmanlı İmparatorluğu sınırları içersinde her türlü sabotaj ve isyanlarda bulunarak Büyük Ermenistan’ı kurmak amacı ile kurulmuştur.1904 tarihinde, Abdülhamit’e bir araba dolusu (Melinit) patlayıcı ile suikast düzenlemişlerdir.

2. Taşnak sütyun: Aynı amaca yönelik olarak kurulmuştur. Sadrazam Talat Paşa’yı Berlin’de; Büyük Cemal Paşa’yı Tiflis’te, Sadrazam SAİT HALİM Paşa’yı da Roma’da şehit etmişlerdir. Fransa, Rusya, İngiltere’nin destek ve kışkırtmaları üzerine faaliyetlere başlamışlardır. Günümüzde; Türk görevlilerine karşı suikastları bu Ermeni terör örgütleri yapmaktadır. Son Ermeni Terörü 1972’de Los Angeles şehrinde başlamıştır. (Yazımın Hacmi nedeni ile ”Azınlıklar ve Misyonerler” yazım blog adresimden okunabilinir!)

YAHUDİLERİN ULUSAL HEDEFLERİ:

Her hangi bir uluslar arası olayda, bizim tarafı tutmuş olan bir devlet oldu muydu; o devlet tüm sırlarımızı da paylaşan bir müttefikimiz olmaktadır. ”EBEDİ DOSTLUK VE EBEDİ DÜŞMANLIK YOKTUR. EBEDİ ÇIKAR VARDIR!” Bu uluslar arası kurala bizim tarafta uyan yoktur.

İsrail Filistin’i bombaladı mıydı? Yahudi düşmanı olup ta çıkarız. Suriye, Irak, Libya ve dahi Mısır Türkiye Cumhuriyeti aleyhinde tüm fırıldakları çevirir, vatan hainlerine ve Yunanistan’a her türlü desteklerini alenen verirler. ”Olsun, onlarla din kardeşiyiz!” der çıkarız.

Fransa; Cezayir’e kan kustururken, Fransa’yı destekleriz. Her ulusun kendisine özgü çıkar hesaplarını görmezden geliriz.

Yahudilerle kardeş kavim olan Araplar bir egemenlik savaşındadırlar. Arap Peygamberi Hz. Muhammet zamanındaki Yahudilere karşı Arapların beslemiş olduğu kini; BİZ, hâlâ tüm şiddeti ile yaşamaktayız. Yahudilerin de, Kutsal Kitapları olan Tevrat’a dayalı ulusal hedefleri ve bu hedeflere ulaşmak için ulusal stratejileri ve ulusal taktikleri vardır.

ARZ’I MEVUT(VAAT EDİLMİŞ TOPRAKLAR)

SİYONİZM: Siyonizm’in tarihi Tevrat’ın da tarihidir.

“Ayak tabanınızın bastığı her yer sizin olacak. Sınırınız, çölden Lübnan’dan, ırmaktan, Fırat Irmağı’ndan, Garp denizine kadar olacaktır. Önünüzde kimse duramayacak. Allah’ınız Rab size söylediği gibi dehşetinizi ve korkunuzu ayak basacağınız bütün diyar üzerine koyacaktır” Tekvin bölümü, 12/25.

Yahudiler kendilerine vaat edilen bu topraklara kavuşmak için 29 Ağustos 1897 tarihinde, Basel’de birinci Siyonist kongresini düzenlemişlerdir. Theoder Herzl başkanlığında yapılmış olan bu kongrede, kurulacak Yahudi devletinin sınırları şöylece açıklanmıştır:

“Kuzey sınırlarımız Kapadokya’daki (Orta Anadolu) dağlara kadar dayanır. Güney’de Süveyş kanalına; sloganımız Davut ve Süleyman’ın Filistin’i olacaktır.” Tehodor Herzl C.2.S.581.

1967 Savaşında da Mısır’ı yenen Tek gözlü General Moshe Dayan da şöyle söylemiştir:

“Eğer Kitap’ı Mukaddes’e sahip çıkıyorsak, eğer kendimizi kitabı Mukaddes’te yazılı olan halktan sayıyorsak, kitabın yazdığı topraklara da sahip olmamız gerekir. Hâkimlerin, Patriklerin, Kudüs’ün, Hebron’un, Jeriko’nun ve daha birçok yerin!” Jerusalem post.

İRAN’IN ULUSAL HEDEFLERİ!

İran; çok yönlerini İslam’a aşılamış, tipik yönetim tarzlarını denemiş bir millettir. İslam dinini kendi kültürüne göre yorumlayarak şekillendirmiştir. Şii imamları Cebrail ayarındadır; canları istediğinde ölürler ve ölüm vaktini de bilirler.

Muhammet Rıza Şahın babası bir süvari çavuşu ve Türkiye’nin Tebriz Büyük elçiliğinde de kavaslık görevini yapmış ve bir darbe ile de Şahlığı ele geçirmişti. Oysa Şah; İran İmparatorluğunun 2,500’üncü yıldönümünü Paris’ten yemekler getirterek, görkemli bir törenle kutlamıştı.

Humeyni rejimi gelmiş olsa bile; İran’ın Türkiye politikası şekil değiştirerek şiddetle sürdürülmüştür.

1. Türkiye İran için bir satraplıktır;

2. İran’da Şiilik, Türkiye’de de ekseriyetle, Sünnilik egemendir. Diyanet İşleri Başkanlığı Sünnilerin egemenliğindedir. İran-Suudi Arabistan’ın aksine, Türkiye’de islam'ı kendi görüşüne göre şekillendirmek sevdasındadır.

3. İran; çağdaşlığa ve Atatürk devrimine, İran’a örnek olma korkusu ile düşmandır.

4. İran’da, İnsan hakları, özellikle de kadın hakları yoktur.

5. İran kendi modelini yaymak için engel tanımamaktadır.

6. İsrail’i haritadan silmektir. Atom silahlarını elde etme peşindedir.

SURİYE’NİN ULUSAL HEDEFLERİ!

1. İsrail’e kaptırmış olduğu Golan Tepelerini geri almak.

2. Hatay ilimizi sınırları içersine almaktır,

3. Fırat nehri sularından eşit pay alabilmektir.

4. Türkiye aleyhinde faaliyet gösteren her türlü bölücü ve yıkıcı unsurları ülkesinde barındırarak, Türkiye aleyhindeki girişimleri desteklemektir.

IRAKIN ULUSAL HEDEFLERİ!

1. Dicle nehrinden fazlası ile su alabilmek,

2 Türkiye Cumhuriyeti aleyhinde faaliyet gösteren silahlı gruplara ve Türkiye aleyhindeki siyasetlere her türlü desteği vermektir.

KIBRIS RUM KESİMİNİN HEDEFLERİ!

1. Kıbrıs adasının tümüne egemen olmaktır,

2. Yunanistan ile Enosis’i gerçekleştirmektir.

3. MERSİN-İSKENDERUN-LAZKİYE ARASINDAKİ DENİZ ALTI ZENGİNLİKLERİNE ve KIT’A SAHANLIĞINA EGEMEN OLMAK.

4. Kıbrıs Türklerini azınlık statüsüne sokma.

5. Türkiye’yi tam kuşatmaya alarak, uzun menzilli füzelerle dize getirmektir.

MISIR’IN ULUSAL HEDEFLERİ!

1. Müslümanlığın lideri olmak;

2. Türkiye Cumhuriyetinin İslam âleminde söz sahibi olmasını önlemek.

3. Ilımlı, mılımlı iktidarını götürebilmektir.

RUSYA’NIN ULUSAL TARİHİ HEDEFİ!

Rusya, komünizmin çöküşü ile Amerika Birleşik Devletleri ile girişmiş olduğu liderlik kavgasını yitirmiştir.

Çok kısa denecek bir sürede toparlanarak, uluslar arası Arenada yeniden söz sahibi olmuştur.

Komünizmi dünya’ya yaymaktan da vazgeçmiştir. Büyük bir manevra ile uyduları üzerindeki ekonomik ve politik gücünü korumuştur. Ulusal devlet karakterine yeniden sahib olmuştur.

Çarlık Rusya zamanında, doğusundaki ve kuzeyindeki büyük denizlere dayanmıştır. Kuvvet zoru ile sıcak denizlere inme fikrinden vazgeçmiş gibidir. Ada devleti mantığı ile sınırları karşısında, güçlü ve büyük bir devlet istememektedir.

Kafkaslar ve eski Rus uyduları arka bahçesidir. Buraya bir dış müdahaleye izin vermemektedir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kardeş Türk devletleri ile kaynaşarak birleşme düşüncesini bile kabul edecek bir durumda değildir. Üniter ve güçlü bir Türkiye en büyük korkusudur.

İkinci Dünya Savaşının en bunalımlı bir döneminde; tüm uydularına Kiril Alfabesini kabul ettirerek, kültürel kopukluğu sağlamıştı. Türkiye Cumhuriyeti lehine olabilecek tüm politikalara karşı durmaktır politikasındadır diyebiliriz.

KISA VE UZUN VADE PLANLARI!

Türk ulusunun devlet kurma ve devletini koruma becerisi, Türkiye’yi dağıtmak isteyenlerin en büyük korkusudur. Türk ve Türklük düşmanlarının ellerinde; Osmanlı İmparatorluğunu mükemmelen dağıtmış örnek planları vardır. Bu planlar, ancak içeride yardımcılar edinilerek başarıya götürülebilinir.

A. İç ve Dış sorunlar yaratılmıştır.

B. Türkiye Cumhuriyeti Osmanlıyı yıkan, geri ödenmesi mümkün olmayan borç batağına sokulmuştu.

C. Türkiye Cumhuriyeti düşman devletlerce kuşatılmıştır.

D. Türkiye Cumhuriyeti iç ve dış problemlerle şaşkına çevirilmiştir.

E. Türkiye Cumhuriyetini başarıya, birlik ve beraberliğe götüren Üniter yapı ve ulus devleti olma özelliği yıpratılarak iç ve dış saldırılara açık bir hale getirilmiştir.

F. Osmanlıyı yıkan, sosyal, ekonomik ve milliyetçilikten uzak olgular; kurtuluş reçetesi olarak sunularak kabul görmüştür.

G. Osmanlı Devletini yıkan ÜMMETÇİLİK kurtuluş reçetesi olarak kabul görmüştür.

H. Demokrasi Türkiye Cumhuriyeti’nin örgütleme modeli iken; demokrasi parçalanma, bölünme süreci olarak kabul edilmiştir. TBMM’DE çoğunluğu elde etmiş olan siyasi partinin, her türlü, gelenek dışı eylemleri rahatlıkla yapması ve ırza geçmek, dolandırmak, çalmak, suçu gibi en ağır suçlar da vekil olarak kabul görmüştür.

İ. Tam bağımsızlık, söz edilmesi bile suç sayılan bir olgu haline getirilmiştir. Avrupa Birliğine kabul edilme şartları, bölünme ve parçalanma şartı haline getirilmiştir.

TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN DAĞILMASININ İSTENME NEDENİ!

1. Ulusal birlik ve bütünlük içindeki güçlü Türkiye korkusu;

2. Petrole ve bir lidere sahip olan güçlü Türkiye’nin miraslarına sahip çıkar korkusu;

3. Samuel Huntington’un “UYGARLKILAR ÇATIŞMASI!” Tezinin kabulünde, güçlü bir Türkiye’nin var oluşu korkusu;

4. Dünya’nın kilidi olan bir coğrafyada kolayca imparatorluklar kurulabilineceği korkusu;

5. Her türlü çıkarların Türkiye’yi parçalamaya dayandırma politikası;

6. Yedi büyük devletin dışındaki devletleri ortaçağ beyliklerine bölerek, rahatlıkla dünyayı yönetmek ve paylaşmak tutkusu,

SATRANÇTA İLK HAMLE:

DEMOKRATİK HAKLAR MASALINDAN GİDEREK:

1. Diyarbakır’ı merkez kabul eden bir Kürt devletinin kurulması;

2. Dicle ve Fırat nehirleri üzerindeki Türk egemenliğinin kaldırılması.

3. Atatürk ve bölge barajlarının Türk Egemenliğinden çıkarılması,

4. Kıbrıs adasının Yunanlılara teslimi,

5. Kıta sahanlığı ve fır hatları üzerindeki Türk kırmızıçizgilerinin kaldırılması,

6. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kuşa dönüştürülmesi. Sınırlara milis yerleştirilmesi ve Polis’in ordu haline getirilmesi,

7. Nazi Almanyası’nda ve Stalin Rusyası’nda denendiği gibi; TÜM ERKLERİN ERKİNLİKLERİNİN KALDIRILARAK, İKTİDAR PARTİSİNİN KAPIKULU HALİNE GETİRİLMESİ.

8. Kürt örneğini emsal alarak, diğer unsurlara da bağımsız devletler kurdurulması,

9. BİR ORDU KOMUTANIMIZIN ALEVİ KÖYLERİNİ ZİYARETİNİ SUÇ SAYAN KAFALAR ÖRNEĞİNDEN; ALEVİ-SÜNNİ GİBİ İNANÇ GRUPLARININ ÇATIŞMASININ SAĞLANMASI,

10. BÖLÜNMÜŞ UNSURLARIN BİRİBİRİ İLE SAVAŞIR HALE GETİRİLMESİ. 10-20 SENELERİNİ ALIR.

SONUÇ OLARAK:

BİR DIŞ MÜDAHALE İMKÂNI YARATILARAK, BÜTÜNE EL KOYMAK!

BU ONLARIN PLANI! DÂHİLİ VE DAHİ HARİCİ BEDHAHLARIN BİLMEDİĞİ BİR HUSUS VAR:

”MUHTAÇ OLDUĞUMUZ GÜÇ VE KUVVET, DAMARLARIMIZDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.”

Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi