10 Mart 2010 Çarşamba

10. QUO VADİS DOMİNO? (NEREYE HAZRET?)


OSMAN TÜRKOĞUZ
osmamturkoguz@hotmail.com
İzmir;29.Ekim.2009



QUO VADİS DOMİNO?
(HAZRET NEREYE)

“İktidara gelmek önemli değildir: Seçimle gelinir, darbe ile gelinir, verasetle de gelinir. Önemli olan: İktidarı sürdürme biçimidir!” Prof. Dr. Maurice Duverger.
“Toplumsal Şizofreni”,bunun Atatürk devrimlerine baskısı.”Mustafa Coşturoğlu.
2211Sayılı, Türk Silahlı Kuvvetleri iç hizmet Kanunu, made:35”:
“Silahlı Kuvvetlerin Vazifesi, Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan TÜRKİYE CUMHURİYETİ’Nİ KOLLAMAK ve KORUMAKTIR.”
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası; 2. And içme.
Madde81-Türkiye büyük Millet Meclisi üyeleri, göreve başlarken aşağıdaki şekilde ant içerler:
“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma, toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; Büyük Türk Milleti önünde, namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
“Asker, eli kanlı bir diktatörün emir ve hizmetindeyse, KULDUR. Ulusunun emrinde ve hizmetindeyse BÜYÜKTÜR!”Alfret de Vingy,” Askerin Kulluğu ve Büyüklüğü.”


Karbonhidratlı gıdalarla, dini içerikli öykülerle ve masallarla ve dahi, masal âlimleri ve kahramanları yaratılarak, aklı iyice karıştırılan toplumumuz, Akıl ve Mantık erozyonuna uğratılmıştır.
Dört tabanca; üç tüfek ve onbeş Lav kovanı ile darbe masallarına; her politik çöküşte, hukuka aykırı olarak elde edildiği alenen açıklanan, önce borazan basında yayımlattırılan ihanet belgeleri eklenmiştir.
Ergenekon davası; Mayıs1938’deki Ünlü Moskova duruşmalarına rahmet okutmuştur. Ucu açık, tanıklarının yüzleri kapalı, posta ile gönderilen, “Muhbir’i Sadığı” belirsiz, elde edilmesi ve kullanılması, EVRENSEL HUKUK’A ve Türk Ceza Yasasına göre suç teşkil eden ihanet belgeleri!
Ben; Sıkıyönetim emrinde ve sıkıyönetim görevinde bir jandarma komutanı iken; ”Sıkıyönetim Hukuku” adlı bir kitap yazarak, polis ve jandarma birimlerine ve görevli şahıslara armağan etmiştim.
Bu kitabımda:”İmzasız ihbar mektuplarının arkaları boş ise, müsvette olarak kullanınız. Dopdolu bir imzasız ihbar mektubunu da yakınız!”Emrini vermiştim. Üst makamlara da iletmiş olduğum bu kitabım, teşekkürle karşılanmıştı.
Emekli ve Muvazzaf askerlerden başlayıp; Kurmay Albaylara ve Generallerimize uzanan YARGISIZ İNFAZ EYLEMLERİ!
Tüm bunları; bir gece yarısı çıkartılan bir yasaya bağlamış olma cinliği.
Her politik çöküşte; suçlama çıtasını yüksek seviyedeki ASKERLERİMİZE doğru yükseltmek kurnazlığı.
Ülkemizde; GAFLET, DALALET VE İHANET oyunları ile iktidar olma yetkisini, ÇAĞ VE REJİM DEĞİŞTİRME yetkisizliğine sürükleme kurnazlığı ve işbirliği.
AKP iktidarı; sıkıştıkça yeni belgemsilerle yeni, yeni sanıklar ve suçlar yaratma yeteneğini ortaya koymaktadır.
Bu seferde; ”İRTİCAYA KARŞI MÜCADELE EYLEM PLANI!”İrticaya karşı en güçlü engel olan TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ’Nİ çökerterek itibarını yok etme planı!
Akıllara durgunluk veren, bir dış ve iç işbirliği. Varlığımızın nedeni ve sebebi olan, çağdaş ve evrensel bir sistemi linç etme ortaklığı. Osmanlıya ve ortaçağa dönme paranoyası. Onurumuzun ve tarihimizin sembolü olan Türk Silahlı Kuvvetlerine, iflah ve ıslah olmaz bir kin kusması. Mondros sonrası bir karmaşa ve Sevr’in onaylanması sevinci!
Devlet yönetimde bulunanların ve hatta DENİZ FENERİ vurguncularının vurgun eylemlerini, tumturaklı bir biçimde, imzasız mektuplarla SAYIN MÜDDEİUMUMÎLERİMİZE iletseydik; hemencecik ve şıpıdanak işleme koyarlar mıydı?
Türkiye’den de toprak koparmaya yönelik bir Amerikan planı olan(BOP) Büyük Ortadoğu Projesi’nin as başkanıyım diyerek; TCYASASININ 302’inci ve Terörle Mücadele Yasamızın 1,2 ve üçüncü maddelerindeki suçları KAVLEN, İLANEN VE ISRARLA İŞLEYEN Sayın RTE hakkında, Cumhuriyetimizi ve toprak bütünlüğümüzü korumakla yükümlü olan SAYIN MÜDDEİUMUMÎLERİMİZ ne yaptılar? Bu suçun MUHBİR’İ SADIKI DA BENİM!
Her önüne gelen yazıyor. Kinler ve hırslar ortaya çıkınca, akıl da devenin ayağına bukağı olarak tarihi yerini almaktadır! Ben; konuya bir başka boyuttan girmek istiyorum. Çünkü ve dahi çünkü BENİM DE BİR ”İRTİCAYI ÖNLEME MÜCADELE PLANIM“VAR. Ben; bu planımı Teğmenliğinden beri uygulamaktayım. İşbu planımda; silah, iftira, ihanet, vatan hainliği, çağdışılık, para, itibar ve hırs yoktur. Bu nedenle başıma gelmedik işler kalmadı; ben yine de yılmadım ve emekli olduktan sonra da; Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini-İzmir’den giderek- bitirdim. Mareşal Gazi Mustafa Kemal’in Ordusuna, yegâne silahım olan kalemimle girdim. Ben; Mareşal Gazi Mustafa kemal gibi düşünür ve O’NUN gibi davranırım. Çünkü ben de bir Mareşal Gazi Mustafa kemal’im.
Sayın RTE; Said’i Norsi’yi, Türklüğe ve insanlığa hizmet etmiş âlim olarak taktim ettikten sonra; Nurcular, sevinç çığlıkları atarak Risalelerden özetleri kitapçık olarak dağıtmalarını sürdürdüler.
A-Dilimize,
B-Dinimize,
C-Ulusal birliğimize,
D-Çağdaşlığımıza ve Atatürk devrimine en büyük kötülüğü yapmış olan;
İkinci Abdülhamit’in akıl hastanesine kapatmış olduğu bu bölücü başı için, ben de “irtica ile mücadele eylem planımı” yürürlüğe koydum: Uzun senelerden beri uğraşarak yazmış olduğum, NURCULUK adlı kitabımı-545 sahife ve 100 adet belgeli-bilgisayarıma geçirerek, bende adresleri olan dostlarıma ileteceğim. Bu, benim Cumhuriyet Bayramı armağanım olacaktır.
Şimdi; izin verirseniz, şu ünlü 35’inci maddeye bir göz atalım:
Türk silahlı kuvvetlerinin vazifesi:
1-*Türk Yurdunu KOLLAMAK VE KORUMAKTIR!”
2-*Anayasa ile tayin edilmiş OLAN TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KOLLAMAK ve KORUMAKTIR:”Bizler askeriz ve öleceğimizi de bilsek, asker mantığı ile düşünürüz, asker mantığı ile yaşar, asker mantığı ile de ölüme atılırız. TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNE yasa ile verilmiş bir VAZİFE vardır. Bu vazifeden GÖREVLER çıkarırız: ”Türk Yurdunu kollamak ve korumak!” Lafla mı olur, eylemlerle mi olur?
Türk yurdunun etrafı; Türkiye Cumhuriyetine dost olmayan gözlerle bakan birçok devletlerce sarılmış durumdadır. Ulusal çıkarları ve ulusal hedeflerini elde etmek için, bu devletlerin her birisi, Türkiye Cumhuriyetine tek, tek; ya da antlaşmalarla birbirlerine bağlı olarak saldırabilirler. Balkan Savaşı unutulmamalı. Birinci Dünya Savaşındaki da Bağlaşık devletlerin saldırıları da unutulmamalıdır. Bunun için; KOLLAMAK ve KORUMAK kelimelerinin anlamlarına bir göz atalım.
“KORUMAK:(csz)1-kendini korumak, sığınmak, sakınmak.
2-Koruma işine konu olmak.”
“KORUYUCU: i.s.-1-Koruma işini yapan, gözetici, hami.
2-i.s.Koruyan kimse, muhafız.”TDK. Türkçe sözlük, c.2; s.901.
“KOLLAMAK: İ,1-Olmasını, ortaya çıkmasını beklemek, gözetmek, fırsat kollamak, uygun bir zamanı kollamak.
2-Gözönünde tutmak, gözetlemek.
3-korumak, gözetlemek.”TDK. Türkçe Sözlük, cilt 2,s.887.
“KORUMAK(-İ-den)1-Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkenlerden, tehlikeden veya zor bir durumdan uzak tutmak, muhafaza etmek, vikaye etmek, siyanet etmek.
2-Güçlü bir kimse veya kuruluş, güçsüz birisi veya bir şeyi, her türlü tehlikeden esirgemek, onu desteklemek, himaye etmek.
3-tehlikeye karşı denetim altında bulundurmak, savunmak, muhafaza etmek. Tehlikeli ve zararlı durumları önlemek.” TDK. Türkçe Sözlük, c.2.S.901.
Ülkemizin dört bir yanında bulunan devletlerin Türkiye cumhuriyetine karşı yapacakları eylemleri için ( Askeri açıdan):1-Haberalma;2-Önleme ve3-Müdahale planlarını yapmak ve gelişen durumlara göre yenilemek ve geliştirmek, Türk silahlı Kuvvetlerinin VAZİFESİ ve GÖREVİDİR. Bir Vatanhaini çıksa da; bu planları önce basına, sonra da Silahlı kuvvetlere karşı bir zayıflatma kampanyası yürütenlere iletse; Türk Silahlı Kuvvetleri, dost ve kardeş ülkelere karşı savaş planları yapmış diyerek komutanların şahıslarında bir linç kampanyası yapmaya gerek olur mu?
Bendeniz; toplum olayları alanında uzman sayılırım.1978 senesinde; Genel Kurmay Başkanlığının emirleri üzerine, Silahlı kuvvetlerin üst birliklerinde, kendi yazdığım kitaptan, konferanslar vermiştim: HABERALMA; ÖNLEME VE MÜDAHALE nasıl yapılmalıdır.
Ve ben, itiraf ediyorum; görev yaptığım her kademede, toplumsal olaylar, geleneksel şuçların önlenmesi için de ayrı, ayrı planlar yapmışımdır. Görevlerini plansız ve programsız yürüten ülkelerin hali, Afganistan ve İran olur.
Sayın RTE, İspanya’da irtica kalelerine güç vermek için:”Zamanı geldiğinde laiklikte kalkacaktır!” Derken;
“Demokrasi treninden, istediğimiz istasyona varınca ineceğiz!” Derken;
İnternet sitelerinden, alenen yayımlanan:”Dinsiz Mustafa Kemal rejimini devirip; Kur’an’a dayalı bir şeriat rejimi getirmek için, var gücümle çalışacağıma, namusum ve şerefim üzerine yemin ve kasem ederim!” Derken;
Ülkemiz sathında; Atatürk’e, çağdaş sistemimize ve Anayasamıza aleni saldırılar sürdürülürken;
İdari ve adli makamların sesleri ve solukları çıkmazken;
Türk Silahlı Kuvvetleri de, Haberalma, Önleme ve Müdahale planları yapmasın mı? Anayasamızın ve yasalarımızın vermiş olduğu İKTİDAR OLMA HAKKINI elde eden her siyasi oluşum, seçim takviminde olmayan, üzerinde yemin ettikleri Anayasa’ya rağmen, sistemi değiştirmeye kalktıklarında; sistemi korumakla yükümlü olan kuruluşlarımız seyirci mi olsunlar?
Aleni olarak ve sürekli bir biçimde; ettikleri yemine rağmen; DEMOKRATİK, LAİK, EVRENSEL HUKUK KURALLARINA BAĞLI, SOSYAL HUKUK DEVLETİ OLAN TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ YIKACAKLARINI SÖYLEYENLER; BİR İHTİLAL SUÇU İŞLEMİYORLAR MI? Eyleme ve kalkışmaya geçmemiş, kanunsuz bir şekilde elde edilen, kanunsuz ve usulsüz bir biçimde, mahkeme kararı gibi ilan edilen, ne idiği belirsiz kâğıtlarla onurlu kurumları ve onurlu insanları karalayıp, yaralayanlar! Sizlerin hergün işlediğiniz suçları bir gören ve sizlere hesap soracak olan yok mudur? Yok mudur? Sanıyorsunuz?”Tekerleğin daima tam bir devir yaptığı” unutulmasın.
Rahmetli Nazım Hikmet Ran; Türk Dilinin en büyük şairlerinden birisidir.1959 senesinde; yeise kapılarak yazmış olduğu şiirini yayımlamaktan da onur duyduğumu belirtmek isterim:

ŞEHİTLER!
“Şehitler, Kuvâyi Milliye Şehitleri,
Mezardan çıkmanın vaktidir’!
Şehitler, Kuvâyi Milliye Şehitleri
Sakarya’da, inönü’nde, Afyon’dakiler,
Dumlupınar’dakiler de elbet
Ve de Aydın’da, Antep’te vurulup, düşenler,
Siz, toprak altında Ulu köklerimizsiniz,
Yatarsınız al kanlar içinde.
Şehitler, Kuvâyi Milliye Şehitleri,
Siz, toprak altında derin uykudayken,
Düşmanı çağırdılar, satıldık, uyanın!
Biz, toprak üstünde derin uykulardayız,
Kalkıp, uyandırın bizi.
Şehitler, Kuvâyi Milliye Şehitleri! Biz, uyandık! Uyuyanlar utansınlar.
OSMAN TÜRKOĞUZ
E.J.KD. Alb.-Hukukçu
Mareşal Gazi Mustafa Kemal’in Askeri








Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi