25 Mart 2013 Pazartesi

1015/İLK TBMMECLİSİNİN YAPISI!



OSMAN TÜRKOĞUZ
            osmanturkoguz@hotmail.com
            Çeşmealtı;05Eylül 2009/Anayasaları tüm dünya’da Kurucu Meclisler/Assemble Constitityonel/ yapmaktadır. Mevcut ve %92,07 Halk oyu ile kabul edilmiş anayasamıza rağmen,;suç dosyaları korkusu ve büyük çıkarlar karşısı bu Anayasa üzerine ant içenlerin Anayasamıza aykırı davranışları Vatanımıza ihanettir.İzmir;24 mart 2013,

                        İLK TBMM’NİN YAPISI,
            Bilimsel arşivcilikten haberi olmayan halkımızın, belgeleri ve emanetleri saklama duygusunun gücüne aklım ermemektedir. Asırlar önce CÖNKLERE yazılmış olan halk ozanlarının şiirlerini saklar. Asarıatika belgelerini, padişah fermanlarını saklar. Terhis teskerelerini ve tapu senetlerini de saklar.
            Sayın Kenan Evren; Devlet Başkanı olarak, gittiği Erzincan’da bir âlicenaplıkla karşılaşır.1924 senesinde; Erzincan’da meydana gelen yersarsıntısını yerinde incelemek için Cumhurreisi Gazi Mustafa Kemal, Erzincan’a gelmiştir.1939 depreminde; Cumhurbaşkanımız Rahmetli İsmet İnönü idi. Gazi Mustafa kemal; arabasından inerek, halkımızın arasına karışır. Yerler, ayakkabı izlerini net bir şekilde bırakmaktadır.Bir vatandaşımız; oraya toplananların Gaziyi kucaklama yarışına girmelerine bakmamaktadır.O vatandaşımız; Mareşal Gazi Mustafa Kemal’in ayak bastığı toprağı mendiline koymakla meşguldür.Seksen seneye yakın bir süre, bir sır gibi sakladığı o kutsal toprağı Sayın Kenan Evren’e sunmaktadır.Aklımdan hiç çıkarmadığım bu büyülü öykü, benim gözlerimi yaşartmaktadır.
            Uzun süre; Zonguldak’ta yayımlanan bir haftalık gazeteye yazılar yazdım. Yazılarımı beğenen okurlar, gazete dağıtılmaya çıkmadan, matbaaya gelerek, gazetelerini almışlardı. Bu gazetede yayımlanan yazılarım ve 1996-2007 arasında; Anıtkabir’de dağıttığımız yazılarım adresime gönderildi. Bunların güncelliğini yitirmedikleri; bu nedenle de geniş kitlelere soluğunun duyurulması istenmekteydi. Benim yazı yazma gücüm; düşünce gücümün çok gerisinde kaldığı bir sırada bunlara yer vermem çok zor olacak. Bu arada;1991seçimlerinde; Atatürk hayranı bir politikacı öğrencime yazıp ta verdim bir bildiri ve onun eki elime geçti. Onun da güncelliğini koruduğunu görerek onu vermeyi uygun buldum.
            “Sevgili halkım-Bu yazı1991’de yayımlanmıştır.04,Ağustos.1997 tarihli yazım-
Nadasa bırakılıp ta, ot bürüyen, diken bürüyen tarlaların kabahati çiftçinin midir? Tarlanın mıdır?
            Seni, dört senede bir gören, dört senede bir sana uğrayıp ta, seni nadasa bırakılmış bir tarlaya çeviren; çaresizlikten, çocuğunu muskaya, üfürükçüye götürmeni cehaletine verenler, seninle büyüyen, senin oyunla yüceleşen ve yükselenler değiller mi?
            Kimler elinden tuttu? Kimler problemlerinin çözümü için yol gösterdi? Kimler seni adam yerine koydu, seçimlerden önce?
            Kendini bilmelisin ve kendini bulmalısın!
            Seninle hasım ordularının önünde durulur, seninle devletler yıkılır, seninle devletler kurulur. Seninle bir ulusun kör talihi yenilir. Ulusların kaderlerini değiştiren gücünü, köşe dönücülerin talihlerini değiştirmek için kullanma.
            Kedisini ve köpeğini doktora götürüp te; senin yavrularını üfürükçüye götürmene neden olanlara güvenme, onları oylarınla başına musallat etme.
            Senin deden, Ulusal Kurtuluş Savaşını yaptı, ülkemizi ve Türklük onurumuzu kurtardı. Senin deden, çiftlik sahiplerin çiftliklerini,konak sahiplerinin konaklarını kurtardı. Senin deden kendisini kurtarabildi mi? Senin dedenin kendisine yönelik gücü, senin kapıcı olmana ve senin o çiftliklerde MARABA OLMANA YETTİ.
            Savaşlara yarım çarıkla gitti, bir kolu yitik ve yalınayak geri döndü. Senin Baban, Amerikan elbisesi altında KORE’YE gitti, USA’NIN ve Batının   namus ve onurunu kurtardı.Kendisine ödenen 175 Doların,150 Dolarına Adnan  Menderes İktidarının el koyduğundan haberi oldu mu?Yedi sene savaşlarında; İngiliz ordusuna  kiralık asker satan Büyük Frederik’in, gümrüklerde, asker başına, inekten alınan vergi değerinde vergi almasının bu satıştan ne farkı olduğunu hâlâ anlayabildi mi?
         Sen, Kıbrıs’ı ve Türkün onurunu kurtardın; sen kendini kurtarabildin mi? Sen, hep senin dışında olanları, başkalarını kurtardın;      kendini kurtarmaları için de kurtarıcı bekler durumda bırakıldın! Kendi içinden çıkanları adam yerine koymadın, seni de adam yerine koymayanları adam diye başında ve yüreğinde taşıdın. Kendini kurtarmak elinde iken, oy isteyenlere ne istedilerse verdin. Sana verilmesi gerekenleri sana vermeyenler, seni Tanrı’ya ve dilenmeye ittiklerinde de, fakirliğin Tanrıdan kaynaklandığına inandırıldın. Sen, sana hizmet etmek için seçtiklerinin hizmetkârı edildin
Yetmez mi bu aldatılmışlık? Yetmez mi bu adam yerine konulmamak? Gözlerine lens taktırmak, şeylerinden kıl aldırmak için; yabancı ülkelere senin paranla gidenler; seni kocakarı ilaçlarına bağlayanlar, bunların hesabını SEÇİM SANDIĞINDA VERMESİNLER Mİ? Daha ne zamana kadar, oylarınla tarattığın balonların önünde eğileceksin?
Hangi siyasi sağ iktidar; dağdaki çoban, meradaki sığırtmaç ve kahvehanelerde pinekleyen işsizler ve güçsüzlerin için, hangi programla huzuruna çıktı?
Bir gecede süper emeklilik yasasını çıkaranlar, dört senlik milletvekilliği sonunda- o zaman ki süre-kıyak emeklilik yaratanlar; genç karılarını mutlu etmek için, senin paranla Amerika’ya çubuk taktırmaya gidenler, senin yıkık bacana baca mı taktırdılar? İstemesini bilemeyen ey halkım istemesini bilmelisin!
Tanrımız, neden onların çocuklarına verirmiş, bunların hesabını sandıkta onlardan sor!
Bana oyunuzu verirken, benden de bir şeyler istemelisiniz. Ama bireysel şeyler istememelisiniz. Ben de görevle görevli olarak TBMM’SİNE giderken söz sahibi olarak gideyim. Ben, hepinizin ve herkesin vekili olayım. Önümüze dikilen bürokratik engelleri hep birlikte yıkalım. Sizden, en küçük bir resmi işiniz için, rüşvet isteyen dilleri kopartalım. Rüşvet alan elleri de kıralım. Bürokratların, önünüze çektiği ÇİN SETLERİNİ yıkalım Elbirliği ile de, ÇİN SETLERİNİ yıkamazsak, onların gerisine saklanan kötülüklerin kurbanı olmaktan sizleri kim kurtarır?”
Avanta olarak verilenleri sakın ola alma. Bunları, daha büyük şeyler elde etmek için verdiklerini de sakın ola unutmamalısın. Aklına göre, halkımızın çıkar hesaplarına göre oyunu ver. Oy vermek bir vicdan borcudur. Vicdan borcunu öder gibi oyunu vermelisin!
SEN,  MUSTAFA KEMAL’İN TBMM’SİNE SENİ VE SENİN GİBİLERİ SOKTUĞUN İÇİN BU CUMHURİYET KURULDU.
SEN, SENDEN OLMAYANLARA EL VERDİN VERELİ, CUMHURİYETİMİZ ONA, BUNA VE DAHİ ŞUNA KUL, KÖLE OLDU!
Senin; yanmış, yıkılmış ve yenilmiş bir ülkeyi yeniden kurmak için,kurduğun TBMMECLİSİ’MİZİNYAPISINI, ULUSAL BİR SIR GİBİ GÖNLÜMDE TAŞIMAKTAYIM.Bu yapıyı sizlere de aktarmaktan onur duyacağım.Bu Meclis kurucu Meclistir! İlk iş olarak 21 maddelik bir Anayasa ile Hıyaneti Vataniye Kanununu kabul etmiştir.
115 memur ve emekli,
101 sarıklı hoca,
  51 komutan subay,
  46 çiftçi,
  36 avukat,
  15 doktor,
  10 aşiret reisi, 
                 6 gazeteci,
             8 tarikat şeyhi,
             2 mühendis.
23,Nisan. 1920’de kurulan Türkiye büyük Millet Meclisinin ilk günkü sayısı 120 olup; düşman, eşkiye ve halife hatlarını yararak gelenlerle bu sayı hızla artmıştır.
         Bunların eğitim durumlarını da bilmekte yarar vardır, nerelerden nerelere geldiğimizi bilmemiz bakımından:
                   Üniversite ve yüksek okul mezunu:158,
                   Medrese mezunu:71,
                   Sultani(lise):12,
                   İdadi( liseye yakın:25,
                   Rüştiye( ortaokul).78,
                   İptidai( ilkokul):2
                   Okulsuz, hiçbir okula gitmemiş.30.
         MESLEK GRUPLARINA GÖRE DE DAĞILIMLARI ŞÖYLEDİR:
                   Yönetici:90,
                   Tüccar, çiftçi ve esnaf:80,
                   Asker kökenli: 59.
                   Hukukçu.49,
                   Din adamı:30,
                   Müderris:16,
                   Eğitmen:16,
                   Doktor:14,
                   Aşiret reisi.10,
                   Gazeteci.6,
                   Yüksek mühendis:3,
                   Eczacı:1,
                   Veteriner:1,
                   Teknik ustabaşı:1.
         Yabancı dil bilen milletvekili sayısı.158.
         Bu yapıdan; zafer çıktı, Lozan çıktı, TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇIKTI. Bu yapıdan, köhne inançlar yıkılarak, kadın- erkek eşitliği çıktı. Bu yapıdan; CARİYELİK VE TEBAALIK yıkılarak, ÖZGÜR VE HÜR İRADELİ DÜNYA DEĞERLERİNİN ÇOK ÜSTÜNDEKİ DEĞERLERE SAHİP, TÜRK ULUSU ÇIKTI.
         Bu yapıdan; Uygarlık= İNSAN OLMAK!” Çıktı.
         Sizler, o ulusun dününün bugünüsünüz! Peki; Damat Feritlerin; Sait Mollaların, Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendinin, Kürt Mustafa’nın ve işbirlikçi vatan hainlerinin bugünü kimlerdir!
         İttihatçılar, Hürriyet ve itilafçılar, İngiliz sevenler cemiyetinin bugünü kimlerindir?
         Kıyısından ve köşesinden TÜRKİYE CUMHURİYETİNE SALDIRANLAR; CAMİLERİMİZİ, HALKIMIZI ALDATMA VE SOYMA YERİ SAYANLAR, ATATÜRK’ÜMÜZE SÖVENLERE ARKA ÇIKANLAR KİMLERDİR?
         Ülkemiz ve dinimiz düşman istilasındayken, Hıristiyan egemen adına hutbe okutanlar dünün sağcıları değil miydi? Bağımsız olmayan bir Müslüman ülkede, Cuma namazının kılınamayacağını bilerek, hayatları pahasına, Türk ulusuna gönül rahatlığı içersinde, Cuma namazlarını kıldıranlar, Mareşal Gazi Mustafa Kemal ve O’NUN onurlu silah arkadaşları değiller mi? Bunca küfür ve hakaret kimlerin adına? Yunanın mı? Vatan hainlerinin mi?
         Bizim dünümüz bugünümüzdür. Bizim dışımızda; sağcılıkla övünenler karşımıza; İngiliz’e, Fransız’a ve Yunan’a sığınanlarla çıkmaktadırlar.
         Şimdi buradan; tüm halkımıza sesleniyorum: Ulusal Kurtuluş Savaşını kazanarak, göğüslerinde istiklal madalyası taşıyanlara, simit sattırmadık mı?
         TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN, ulusal bütünlüğünü,onurunu ve toprak bütünlüğünü korumak için canını ve kanını verenlere bunca yukarıdan bakışların anlamını bilelim.İstiklal Madalyalı ve diğer madalyalarla onurlandırılan kahramanlarımıza: 100 dönüm kurak veya 50 dönüm sulak toprak ve tarım ekipmanları vermek için neden ve neyi beklemekteyiz!” Bu yazıyı 22 sene önce ikinci sefa ekli olarak yazmıştım.Ülkemizde yalınız düzen değişir!Diğerlerinin de pozisyonları aynı kalır!
                  
                  

           
           
           

Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi