TC.
OSMAN TÜRKOĞUZ
İzmir;12 Temmuz 2013
NEYZEN TEVFİK
KOLAYLI’DAN
Neyzen Tevfik Kolaylı,24 Mart 1879
tarihinde;İzmir Vilayetinin Bodrum kazasında dünyaya gelmiş,28 Ocak 1953’te
İstanbul’da vefat etmiştir.Rüştiye okulu öğretmenlerinden Hasan Fehmi Efendinin oğludur.Ney çalmaya
Bodrum’da başlamış;babasının Urla’ya tayini nedeniyle de Urla’da ve İzmir’de
Ney çalmasını sürdürmüş;bir ara Abdülhamit’in şerrinden Mısıra kaçmış,Mısır’da
ve geri döndüğü İstanbul’da ney çalmayı ve Hicivlerini yazmayı sürdürmüş,sür
normal bir Haçcavımızdır.Tanrımız Rahmet eyleye.1948 senesi kışında Rahmetliyi
Galata Köprüsünde görmüştüm.Para ve paye için şiir yazan Osmanlı aydınlarından
değildir.Mısır’da tanışmış olduğu Şair Eşref te aynı meşreptendir.Allah’ı bile
hicvetmekten çekinmez:
“Serserinim düştüm aşkınla meye,
Nasıl girdin elimdeki şu neye!
Hem seversin beni Neyzenim diye;
Hem de sarhoş diye destan edersin!”
Bizde genel seçimle halkımızı temsil
etmek için Meclise girenlere önce Mebus, sonra Saylav sonra da Milletvekili
denildi.Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk Mebusları Türkiye Cumhuriyetinin
temelini atan birer kahraman ve doğruluk abidesiydiler.1946’dan sonra durumları
çok değişti.Neyzen Tevfik kolaylı Merhum da bunları hemen hicvetti:
“Kime sordumsa seni doğru cevap
vermediler,
Kimi Alçak; kimi Deyyus, kimi Hırsız
dediler.
Künyeni almak için partiye ettim
telefon;
Bizdeki kayda göre şimdi o mebus
dediler.”
Bugün onlara Halkımızın çok üstünde Milletvekilleri diyoruz,yapmış
oldukları işlere karşın aldıkları paraya da” Parmak Kaldırma Avantası”
Diyoruz.Dokuz yüzün üzerindeki suç dosyalarının ağırlığı altında vicdanlarını
kararttıklarını da biliyoruz!
“Medreselere
de devam etmiş;Medrese rezaletleri,Mollaların kendilerini
gözetmeleri,Odalık,Cariye ve Hülle meseleleri Neyzen Tevfik’e çok azap ve
üzüntü verdiğinden Softaları şöyle yermiştir:”
“Bir çürük kürsü ile etmiştir,
Dincilik sanatı ibrâz’ı dehâ.
Kisve’i zühd’ü tesâd altında
Gözlerinden işer,erbâb’ı riyâ.”
“Utanırdım garazım menfaatinden korkar,
Yoksa her şeye müsait o sarık,o kanlı
yular!
Sargı sarmış gibi bir kör çıbana,
manzarası,
O kızıl fes, o Grek damgası yüzler
karası.
Taşıdı Yüz sene bu illeti biçâre vatan,
O cinâyet sürüsü gitti sılâya karadan!”
“Olmadım
meftunu malın,sim’ü zerin,
Zevk’u
şevku”ney”le “mey”dir rind’i âzâdeserin.”
“Tanrı mekândan münezzehtir,
“Ben de metelikten münezzehim!”
“Gitme
mâziye çıkan o izbe,o kanlı yolda,
Bil
ehemmiyetle!Seni karşılayan Şeytandır!
Aldatır
lâfz’ı uhuvvet ile,tekin ol,kanma;
Müslümanlıkta
nifak an’ane’i imândır!”
Hilmi
Yücebaş, Neyzen Tevfik
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder