27 Mayıs 2013 Pazartesi

1047/TARİH TEKERRÜR MÜ EDİYOR!

                     T.C.
         OSMAN TÜRKOĞUZ
            T.C.osmanturkoguz@gmail.com
         İzmir;24 Mayıs 2013

                                 TARİH TEKERRÜR MÜ EDİYOR!
         “Biz Amerika Birleşik Devleti neden mi çok güçlüyüz? Anlatayım; biz,vatan hainlerimizi öldürürüz,diğer ulusların vatan hainlerini de o ulusların başına yönetici olarak koyarız;biz bunun için  çok güçlüyüz!”Henry Kıssinger,USA’NIN Alman asıllı Yahudi Dış İşleri Bakanlarından!
         Bir karşılaştırmadan önce:

         ABRAHAM LINCOLYN’İN OĞLUNUN ÖĞRETMENİNE YAZDIĞI MEKTUP!
         Rahmetli Abraham Lınkolyn,1809/1865 tarihleri arasında yaşamış Amerikan’ın 16’ıncı ve en büyük başkanlarından birisidir,4 Kasım 1842 tarihinde;Bayan Mary Todd ile evlenmiş,dört erkek çocuğundan yalınız birisi yaşamıştır.Köleliği kaldırdığı,Amerika Birleşik Devletlerinin dağılıp parçalanmasına engel olduğu için;Güneyli bir Kaçık Aktör tarafından tiyatro locasında tabanca ile vurularak öldürülmüştür!
         Cumhurbaşkanı Bay Abdullah Gül ve eşi Bayan Hayrinüsa Gül; Başkan Abraham ve eşi Mary Lınkolyn üzerine çevrilen filmin kendi hayatlarını da yansıttığını iddia etmişlerdir! Ne alakası var demeyiniz!D’apres Leures!
‘Lincoln’ün eşinin yaşadıklarını yaşadım’
“Çok film seyretmeye de vaktim olmuyor ama geçenlerde Abdullah Bey’le birlikte Lincoln’ü izledik. O kadar çok benzerlikler hissettim ki izlerken insan duygulanıyor. ‘Bütün ülkeler aynı süreçlerden aynı tecrübelerden geçiyor, aynı şeyleri belirli zamanlarda yaşıyor’ diye düşünüyorsunuz. Bazı sahneler vardı Lincoln eşiyle olan, kendimi koydum yerine. Ben de onun yaşadıklarının benzerlerini yaşadım.
"Çok açık konuşmak istemiyorum ama artık o günler geride kaldı, çok önyargıyla bakılan günler yaşadık. Şimdi mesela kızları okutmaktan bahsediyoruz öyle değil mi? Öyle günlerimiz oldu bizlerin çok açık konuşmak gerekirse. Çok üzüldüğümüz, yüreğimizin burkulduğu günler oldu. Ama çok şükür şimdi geriye dönüp baktığımda Türkiye çok mesafe kat etti. Çevre ülkelerle kıyasladığımda örnek bir ülke oldu. Bayan Hayrinüsa Gül Kadınefendimiz! 
                                                                                                                               Sayın Abdullah Gül’ün çok ilginç bir saptamasını da önceden vereceğim:
         “Vicdan sahibi hiçbir siyasi,ülkesinde yaygın insan hakları ihlalleri yaşanırken başı dik gezemez!”PS:Bu söz söylendiğinde,Sayın Erdoğan Amerika kıtasını arşınlamaktaydı da!
         Bendeniz, ilk önce, bu Büyük Başkanın oğlunun öğretmenine yazdığı mektubu vermek istiyorum:
“Öğret ona ki. "Öğrenmesi gerekli, biliyorum; tüm insanların dürüst ve adil olmadığını.
Fakat şunu da öğret ona; her alçağa karşılık bir kahraman, her bencil politikacıya karşılık kendini adamış bir lider vardır."
"Her düşmana karşılık bir de dost olduğunu da öğret ona! Zaman alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirsen ona, kazanılan bir doların, bulunan beşinden daha değerli olduğunu öğret. Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona! Ve hem de kazanmaktan neşe duymayı, kıskançlıktan uzaklara yönelt onu." "Eğer yapabilirsen, sessiz kahkahaların gizemini öğret ona. Bırak erken öğrensin, zorbaların görünüşte galip olduklarını." "Eğer yapabilirsen, ona, kitapların mucizelerini öğret. Fakat ona, sessiz zamanlar da tanı! Gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin edebî gizemini düşünebileceğini... Okulda hata yapmanın, hîle yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona. Ona, kendi fikirlerine inanmasını öğret. Herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi." "Nazik insanlara karşı nazik, sert olanlara karşı da sert olmasını öğret ona... Herkes birbirine takılmış bir yöne giderken, kitleleri izlemeyecek gücü vermeye çalış oğluma! Tüm insanları dinlemesini öğret ona, fakat tüm dinlediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını da öğret." "Eğer yapabilirsen, üzüldüğünde bile nasıl gülümseyeceğini öğret ona. Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret. Herkesin, sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara, dudak bükmesini öğret ona. Ve aşırı ilgiye dikkat etmesin" "Ona, kuvvetini ve beynini en yüksek fiyatı verene satmasını, fakat hiçbir zaman kalbi ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret.Uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona. Ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa, dimdik dikilip savaşmasını öğret. Ona nazik davran, fakat onu kucaklama! Çünkü ancak ateş çeliği saflaştırır. Bırak, sabırsız olacak kadar cesarete sahip olsun. Bırak, cesur olacak kadar sabrı olsun. Ona, her zaman kendisine karşı derin bir inanç taşımasını öğret. Böylece insanlara karşı da derin bir inanç taşıyacaktır." "Bu büyük bir taleptir. Ne kadarını yapabilirsen bir bak bakalım. O, ne kadar iyi, küçük bir insan. Oğluma!”
         Belki de bu devletlü büyüklerimiz bana kızacaklardır amma ben onların yaşantıları  arasında,bildiğim kadarıyla,hiçbir benzerlik göremedim:Anlatayım:
         1*Bir kere Rahmetli Başkan Abraham Lınkolyn, yaşadığı çağda hiç okula gitmeden kendi, kendisini yetiştirmiş,hiçbir bölücü  fraksiyonun kapısına da bağlanmamıştır!Sayın Abdullah Gül’ün bir bursla Londra’daki bir  İngiliz  İstihbarat okulunda okuyarak akademik bir san kazandığı iddia edilmektedir.Bunu en iyisi, ağabeysinden Ali Kemal ödülü alan,devre arkadaşı Sayın Fehmi koru bilir!
         2*4 Kasım 1842’tarihinde,33 yaşında iken,evlendirme yaşını aşmış Mary Todd ile evlenmiştir.
         3*Sayın Gül ise,30,5 yaşında iken Ortaokul öğrencisi ,evlenme yaşını henüz ikmal etmemiş, 14 yaşındaki Hayrinüsa adlı bir kız çocuğu ile evlenmiştir.
         4*Kocasına desteği nedeniyle her türlü ahlak dışı iftiralara uğrayan Bayan Mary Todd; iki erkek kardeşinin de bu nedenle Güneylilerin ordusuna subay olarak geçtikleri halde, insanların hür ve bağımsız olduğunda direnebilmiştir. Halbuki Sayın Bayan Gül,aile baskısı ile başını ve yüzünü kapatmak zorunda kalmıştır.Baş örtüsü nedeniyle de Dış İşleri bakanı iken Türkiye Cumhuriyeti aleyhine AİHM’NE dava açmıştır.
         5*Başkan Abraham Lınkolyn, ülkesinin ve Amerikan halkının bölünerek parçalanmaması için beş sene kanlı bir savaşı göze almıştır. Sayın Abdullah Gül; önce sahtekârlıktan ve 2.000.000.000.000 Türk liralık Türkiye Cumhuriyeti parasını hiç etmekten hüküm giyen Necmettin Erbakan’ın peşine takılmıştır. Sonra da; TC harflerinin kaldırılmasına sessiz kalarak onayını vermiştir!
         6*Orhon Abidelerinde;”Üste mavi gök çökmese,altta kara yer yarılmasa Türk’ün töresini kim bozar!”
         “Ey Türk Ulusu!Su gibi akıttığın kanına,dağlar gibi yığdığın kemiklerine layık ol!”Yazdığı halde;Sayın Abdullah Gül,R P Kayseri milletvekili iken, bir İngiliz gazetecisine “Ne Mutlu Türküm Diyene!”Özdeyişi aleyhinde hiçbir Türkün kabul edemeyeceği bir alçaltıcı beyanda bulunmuştur:
         “Dağlara ve taşlara, ne Mutlu Türküm diyene Basitliğini yazdılar!”Atatürk devriminin yozlaştırılmasına da ortak olmuştur. Sonra;1977 yılında; Beyazıt meydanındaki patlama ile itham edil,ekip içindeki resmi de yayımlanmıştı!
         Türk ve Türklük aşağılanırken, bir grup Amerikan vatandaşı MELUNCAN”,Abraham Linkolyn’ün Türk kökenli olduğunu kanıtlama savaşındadırlar! Rahmetli Büyük İnsan ve En Büyük Başkan Abraham Linkolyn tarihin seyrini değiştirerek üniter  bir Amerikan ulusu yaratmıştır! Sayın Gül de ,Mustafa Kemal ile değiştirilmiş olan Türklüğün seyrini değiştirme savaşındadır!Bunlar arasında ruhen bir benzerlik göremediğim gibi şeklen de bir benzerlik göremiyorum!







Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi