OSMAN TÜRKOĞUZ
osmanturkoguz@gmail.com
İzmir;12 Mart 2013
MECELLE!
MECELLE'İ AHKAM!I ADLİYE
OSMANLININ İLK MEDENİ KANUNU!
"Zaman değiştikçe,hükümler de değişir!"İslamın en büyük hükmü!
"Aklı olanın dini vardır!"Hadis.
"Fetvanı Müftüden değil aklından al!"Hadis.
"Bölük,bölük bölen bizden değildir!"Hadis.
"MANEVİ MİRASIM AKIL VE BİLİMDİR!Mustafa Kemal.
"Kahramanı olduğu kadar,Gafili de,Haini de çok milletiz!"Mareşal Gazi Mustafa Kemal.
"Dünya üzerinde bizim kadar çok vatanhaini yetiştiren yoktur!"Başbakan İsmet Paşa.
Bilinen bazı televizyon kanallarımızda,kendinden menkul bazı tarihçilerimiz! ve Ulemalarımız! Mecelle'yi öve,öve bitiremektedirler.Hiç bir hukukçumuz ve hukuk tarihçimiz de ortaya çıkarak bunlara yanıt veremektedir.İhanet bu kadar şımartılır.Osmanlı İmparatorluğu tarihi boyunca ikili hukuk kullanmıştır:1*Şeri Hukuk,2*Örfi Hukuk.Fatih Sultan Mehmed'in "İbreti alem için karındaşın karındaşı öldürme "Fermanının asırlarca uygulanabilmesi için Şeyhülislamların vermiş olduğu fetvalar Şeri Hukuka uygun mudur?Masumları ve Günahsızları öldürmek hangi dine,hangi hukuka ve vicdana yakışır!Örfe yakıştırılmıştır.Osmanlı İmparatorluğunda Moderinleşmenin önüne,Moderinleşmenin dinsizlik olduğu anlatılarak geçilmişti.Ateş eden topların domuz kılından yapılan fırçalarla temizlenmesi bile dine aykırı sayılmıştı.Hem de atışı seyreden defterdar tarafından.Oysa tüm müslümanlar evlerini domuz kılından imal edilen fırçalarla badana etmekteydiler.Dünyamızda hiç bir din,onu ihdas eden peygamberin öğrettiği gibi değildir.Değişik toplumların değişik kültürleri ve araya giren çıkarcılar dinin özünü yok ederek bir şekil ve hurafeler manzumesini din diye halka anlatırlar. Din adamlığı sıfatını takınarak,Moderinleşmeye ihanet ,Osmanlının sonunu getirmeye yakışmıştı! Bilim adamı sıfatını takınarak Türkiye Cumhuriyetine ihanet hainlere yakışmaktadır.Mustafa Kemal Halifeliği kaldırmıştır!Doğru,ama Sevr anlaşmasına göre Osmanlı Halifelikten zaten vazgeçmişti
CEHALET, DİN VE DİN ADAMLARI KARANLIKLARDA SEMİRİR!
“ Bir Fransız İş Müfettişibana;Sağcı iktidarlar cehalete ve dine dayalı olmak zorundadırlar. Bu nedenle de her sosyal olayı bu pencereden görürler ve tüm güçleri ile de cehaleti artırırlar. CEHALETİ VE Dini kullanmayı önleyemezseniz Atatürk Cumhuriyetinin işi bitiktir!”Demişti,sene de 1970'in sonlarıydı.Ve hiç unutamayacağım bir gerçeği de söylemişti:”Komünizm korkusu, komünizmden bin defa daha tehlikelidir. Bir ülkeyi bu korku sarmaya görsün tüm yenilikleri ve güzellikleri siler, süpürür!"Ülkemizi bir din dışılık söylemi ve korkusu sarmıştır.Bu defa Yobazlarımıza,hukukçularımız ve bazı tarihçilerimiz de katılmıştır.
Mustafa Kemal ve Mustafa İsmet,Lozan'da Batı Hukukuna göre hukuki düzenlemeleri yapmak için söz verdikleri için Batı Hukuku uygulanmasına geçilmiş!Çüş! Desem eşeklere hakaret etmiş olurum.Önce bu ahlaksızlığı yanıtlamam gerekir:
BATI hUKUKU UYGULAMALARI OSMANLININ EN BÜYÜK PADİŞAHLARINDAN BİRİSİ OLAN iKİNCİ MAHMUT/1808/1839/ZAMANINDA BAŞLAMIŞTIR.Sıra ile görelim:
1*Memurların rütbe ve nişan işlerinin bir kurala bağlanması,
2*Memurların yargılanması ve terfi işlerine bakmak üzere"dar-üs-Şura-yı Bab-ı Ali'"nin kurulması.
3*1840 Fransa'dan ceza Hukukunda İdare kanunun alınması,
4*1846 Memurlar hakkında ceza kanunun alınması.
5*1850 Kanunname'i Tiçaret ,eşya hukuk alanında,Fransızların 1807 tarihli code de Commerce'nin tercümesidir. 6*1858 tarihli Arazi Kanunnamesi.
7*1858 tariihli ceza Kanunu,1810 tarihli Fransız ceza Kanunun tercümesidir.Fransız ceza Kanununda birden ziyade evlilik suç sayıldığı halde,bu madde ceza Kanunnamesinden çıkartılmıştır.
8*1875 tarihli,Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ,Fransızlardan alınmıştır.
8*1808 tarihli Fransız Ceza Muhakemesi Kanunu,1879 tarihinde Osmanlıcaya çevrilerek;Usul-ü Muhakemat-ı Cezaiye Kanunu Muvakkatı olarak yürürlüğe konmuştur.Jandarma Komutanlarına Müddeiumumilik görevi de verilmişti.
9*1881 tarihinde Asar'ı Atika nizamnamesi ve daha sonra da Zabıta'yıSaydiye Nizamnamesi batı tarzında kabul edilmişti.Nizamname,Kanunu Muvakkat,Kanun Hükmünde kararname demektir.Asar'ıAtika Nizamnamesi, Eski Eserler Kanunu çıkartılana dek yürürlükte kalmıştır(1963).Bu nizamnamenede:"Aksine hareketlerde Babıali haberdar oluna!"Diye bir madde vardı.Bendeniz de Hınzırlığımdan eski eser bulunduğunda bilgi için Valikik Makamına ve Babıalye diye dağıtım yapardım.Antalya'nın emekli General olan valisinin bu dağıtım dikkatini çekmiş;beni Manavgat'tan aradı,"bu Babıali neyin nesidir?"Diye sorduğunda nizamnamenin ol maddesini okumuştum ve valimiz de çok gülmüşlerdi.
10*23 Aralık 1876 tarihinde Avrupalı devletlerin İstanbul konferansında Osmanlıya baskısını önlemek için,alelacele tercüme ettirilen Belçika'nın 1831 tarihli anayasası yüürürlüğe sokulmuştu!
11*Bir tabur askerle altı ay tecrübeden sonra"Tayinat ve Yem Kanunu" kabul edilerek 1963 tarihine kadar yürürlükte kalmıştır.
Ne demek Lozan'ın zoru ile Batı Hukukuna yönelmek.Benim bildiğim bir şey varsa;o da sizlerin çıkar ve ihanete yönelik yalanlara sarılmanızdır.
Şimdi gelelim şu ünlü Mecelle'mize(Mecele'i Ahkam'ı Adliye'mize).
18'inci yüzyıla Işıklar yüzyılı denilmektedir.Pozitif ilimlerin yanısıra her alanda büyü sıçramalar yaşanmıştır.Jeaan mesliere adlı bir Fransız Papazı 1731'de le Bon Sens/Aklı Selim/ adlı bir eser yazarak ölümünden sonra üç makama bırakılmasını vasiyet etmişti.1763 senesinde de 23 yaşındaki bir İtalyan genci BACCARİA Suçlar ve Cezaları yazarak Avrupayı ayağa kaldırmıştı.Avusturya -Macaristan imparatorluğu ilk medeni kanunun yapmıştı.Büyük Fransız Devriminden sonra da Fransa 1804'de Code civil/Code Napoléon'u/Fransız medeni kanununu yürürlüğe koymuştu.Napolyon Bonapart;Waterlo'da yeildikten sonra:"Benim kazanmış olduğum Kırk meydan muharebesini bir Waterlo yenilgim silmiştir.Beni sonsuza kadar yaşatacak Code Naolyon'dur!"Demişti.
Avrupada ve dünyada hukuk bir bilim dalı olarak çok gelişmişti,Kamu hukuku,İdare hukuku ve Özel hukuk ayrılmıştı.Ceza Hukuku ve Ceza Muhakemeleri Yargılama Hukuku,Medeni Hukuk ve Medeni Usul Hukuku,Devletler Hukuku ve Devletler Özel Hukuku sistemleştirilmiş her hukuk dalı için de mahkemeler kurulmuştu.Yargıç,Savcı ve Avukat kurumları dengelenmişti.
İslam ülkelerinde,1867 senesine kadar İslam Hukuk düzenlenmemişti/Tedvin edilmemişti/.3 Kasım 1839 Gülhane Hattı Humayunu ve 1856 Halepa Fermanı üzerine Avrupallıların Osmanlı üzerindeki baskıları da artmıştı.Nizamiye ve Şeriye mahkemeleri ihdas edilmiş,Gayrı Müslimler için de Nizamiye Mahkemelerine üye olma hakkı verilmişti.Daha sonrada,Konsolosluk Mahkemelerine izin verilerek,Osmanlı devleti Gayrımüslim vatandaşları üzerindeki yargılama hakkını da yitirmiştir.
Ali Paşa Sultan Abdülaziz'e bir lahiha sunarak,gayrımüslim vatandaşlarının da haklarını korumak için Fransız Medeni Kanununun tercüme edilerek yürürlüğe sokulmasını istemişti.Ahmet Cevdet Paşa ve destekçileri Sultan Abdülaziz'i etkilediklerinden,Sultan Aziz'in onayı ile 1867 senesinde Ahmet Cevdet Paşa'nın başkanlığında bie"MECELLE KURULU" meydana getirilerek Dokuz senede,Hanefi,Şafi,Maliki ve Hanbeli içtihatlarından MECELLE meydana getirilerek,her bölüm bittiğinde padişaha onay için sunulmuştur.Hukuk toplumları ve bireyleri biribirine bağlayan sosyal düzen kurallarından birisidir.Ulusal birliği tek hukuk uygulaması sağlamaktadır.Osmanlı devletinin 1867/1876 senelerindeki nüfus yapısına bakarsak Alevi-Caferi Osmanlı tebaasının çok yoğun olduğunu görürüz.Sonra bu Mecelle diğer Müslüman ülkelerinde de uygulanacağından toplumu bütünleme yerine bölmeye yönlendirmiştir.Alevi vatandaşlarımız kendi halk mahkemelerini kurarak davalarını bu mahkemeler eli ile çözüme kavuşturmuşlardır.1978 senesinde,Rahmetli Ali Himmet berki'nin yazmış olduğu Açıklamalı Mecelle adlı kitabında onun bir sözünü 45 sene tekrar ettiği vurgulanmaktadır:"ALLAH KORKUSU OLMADAN MAŞERİ VE MEDENİ TERBİYE OLMAZ!"Mecelle de korku üzerine bina edildiğinden Allah sevgisine dayalı olan Alevi inancının buraya alınmaması bir raslantı değildir."ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR!"Diye hükümler döktürürler;dini öne çıkarmak için de vecizeler uydururlar.Japon ulusunun Allah'ı var mıdır?Hayır,yoktur!Japon Ulusunun peygamberi var mıdır?O da yoktur.Japon Ulusunun kutsal din kitabı var mıdır?O dahi yoktur.Dünya'da Japon Ulusu kadar namuslu ve bireylerinin biribirine,kurallarına ve ve devletine bağlı bir ulus var mıdır?Ben bilemiyorum!Bakınız iki büyük bilgin bu konuda neler demiş:
İNSANLIĞA EN BÜYÜK KÖTÜLÜĞÜ DİN VE DİN ADAMLARI YAPMIŞTIR!
“Kapitalizmin hakim olduğu ülkelerde aksi halde din adamlığı yapamazsınız zalimin ekmeğini yiyen zalimin kılıcını çalar
Din, asalaklaşmış toplumun itici ve uyuşturucu gücüdür.
Bir insanın ahlaki davranışları anlayışa, eğitime ve sosyal bağlara dayanmalıdır; hiçbir dini temel gerekmez. İnsan, eğer ölümden sonra ceza korkusuyla ve ödül umuduyla kontrol altına alınmak zorundaysa, şüphesiz kötü bir yoldadır.
— Albert Einstein -
"Dünyaya en büyük kötülükleri din adamları yapmıştır! Çıkarları için utanmadan SIKILMADAN kardeşi kardeşine vurdurmusrur. Bunu en büyük ispati: Arap dünyasının unlu din adamı Yusuf al kardavwi Libya Suriye ve en son Lübnan’daki tüm o kanlı olayların tetikleyicisi kendisidir! Kimin adına? Amerika ve İsrail adına! Ya Allahın "iki Müslüman birbirlerine düştüğü zaman üçüncüsüne ayırmak düşer" Buyurugunu bir kenara atti ve Amerikanın dediğini yaptı.
Bir din diğerini kabul etmez o gerçek değil der, mesela Budizmi yok sayar..
Bir ülke diğer ülkenin gerçek dindar olmadığı konusunda ısrarcıdır. (Örnek:Afganistan-Türkiye)
Bir mezhep diğerinin yanlış olduğu konusunda da ısrarcıdır, doğru olduğunu düşünse zaten tek çatı altında olurdu.Cemaatlerde keza aynı şekilde biri diğerine çamur atar
Kişilere kadar iniyorsunuz ve sürekli biri diğerine gerçek dindar değil diyebiliyorsa gerçeği nedir diye sormak gerekmez mi?
Oysa Allah Ateist, peygamber mezhepsizdir.
Din; Aydınlar için yalan, cahiller için gerçek, iktidar için kullanışlıdır, demiş Fransız filozof.
Din; halkların uyutma aracı Afyonudur...
Din ezilen halkları daha iyi sömürmenin aracı ve afyonudur;dolayısıyla egemen sınıfın tekelindedir.Çok tanrılı dinden tek tanrılı dine geçişte de bu böyle olmuştur.Din adına çıkan savaşlara bakın hep dini yayma adına halkların özgürlülerini ve ülkelerini yağmalamışlardır ve din kapitalizmin asla vazgeçmeyeceği köleleştirme aracı ve en iyi afyonudur.”
"Son Haham,son Papaz,son İmam öldüklerinde ,dünya yüzündeki savaşlar da biter!"Lev Tolstoy.
Dikkatimi çeken hususlardan birisi de;1950 yılında Mısır'a gidip dönen Rahmetli Ali Himmet Berki'nin Rahmetli Dr.Ekmeleddin İhsan Bey'in babasına yazmış olduğu mektuptur:
"Alim'i celli ve azizimiz Sabri Efendi Hazretlerini ziyaret fırsatı bulamadığımdan pek müteessirim."
Bu Sabri Efendi Sevr anlaşmasını Sadrazam vekili olarak onaylayan,Osmanlının Şeyhülislamı Tokatlı Mustafa Sabri hainidir.Mısır'a yerleşerek ordan Mustafa Kemal aleyhinde kitaplar yazmıştı.Karısının Selanik'teki çiftliğini kurtarmak için Yunanlılara çok köpeklik yapmıştı:"Mustafa Kemal yönetiminde bulunmaktansa Yunan yönetiminde bulunmak daha hayırlıdır!"Diye hezayanlar kusmuştu.1953'te Mısır'da ölmüştür.
Mecelle Alevi-Caferi içtihatlarını bir kenara bırakarak dört mezhebin içtihatlarına göre tedvin edilmiştir.Bu inancı taşıyan insanlar nasıl bir yasanın dışında bırakılır?Günümüz politikacıları da Alevileri saf dışında tutmaktadırlar.Halkın isteklerinin ve iradesinin kutsallığından söz edenler,Alevilerimizin ibadethane olarak kabul ettiği cem evlerini ibadethane dışı saymaktadırlar.Ulusal Kurtuluş
Savaşımızda ve iç ayaklanmalarda ve Kürt ayaklanmalarında Alevilerin kahramanlıklarını da yok saymaktadırlar.
Diğer yasalarımız toplumumuzun ihtiyaçlarına yanıt veremediklerinde değiştirilebilmektedir.İşte ceza ve diğer yasalarımız ve anayasamız.Mecelle,günümüğze göre çok ilkel ve çok ağdalı bir dile sahiptir.İsviçre'den aldığımız Medeni Kanunumuzun gerekçesinde şöyle bir saptama vardı:"1851 maddeden oluşan Mecelle'nin yalınız 300 maddesi günümüz ihtiyaçlarına cevap verebilmektedir!"
Sonra;Mecelle'nin Miras ve Aile hukuk gibi bölümlerini Enver Paşa 1917 yılında eklemiştir.Mecelle;Usul hukukunu,Ceza Hukukunuilgilendiren konuları da kapsadığı gibi,bir çok tanımı da kapsamaktadır.
Uzun boylu eleştiriye kalkmam,Hukuk Allamelerimize hakaret olur.Bendeniz emekli bir jandarma subayıyım.Yalınız İslam Miras Hukuku hakkında bilgi vermek istiyorum.
İslamın Miras Hukukuna İlmi Feraiz denilir.Kur'an'ı Kerim'in 4'üncü Nisa/Kadın/Suresinin 7,14,33 ve 175'inci ayetleri. Mirasçılar Üç gruba ayrılır:
1*Eshab-ül-Feraiz ya da Zevu'l Feraiz.
2*Asebe.
3*Zevu'l Erham
1-Ezab'l-ül Feraiz-Zevu'l Feraiz,Kur'an'ı Kerime göre,belirlenen payları almaya hak kazananlardır:Kız çocukları,ana-bab,;erkek ve kız kardeş ve karı-koca (4'üncü sure,11/12/175'inci ayetler)bu ad altıb-nda toplanmışlardır.Bunların ana-babayanından listesi çok uzundur:
1-Kız çocukları(rkek çocukların payları farklıdır.D ilçesinin kızıl köyünde erkek çocuğuna hamile bir kadın öldürülmüştü.Doğmamış erkek çocuğuna ödenen kan bedeli anasına ödenenden çok fazlaydı.
2-Ana,
3-Baba,
4-Erkak kardeş,
5-Kız kardeş,
6-Karı,
7-Koca,
8-1'e tanınan hak,oğlun kızına,
9-3'e tanınan hak,büüyük babaya,
10-2'ye tanınan hak,büyük anaya,
11-Ana bir,baba ayrı erkek kardeş,
12-Baba bir,ana ayrı erkek kardeş,Önce bunlar mirsatan pay alırlar;artrsa Asebe' dekiler pay alırlar.
2-Asebe:Murisin(Miras bırakanın)erkek yanından,miras almaya hakları olan erkek hısımları 4(ört gruba ayrılır:
1-1'inci grup-Murisin,erkek yanından,erkek artgelenleri,
2-2'inci grup-Murisin erkek yanından erkek ataları,
4-4'üncü grup-Murisin,babasının erkek yanından erkek ardgelenleri.
3-Zevu'l Erham:Murise bir kadın aracılığı ile kan hısmı olanlar. ya da öteki iki gruba giremeyenler.
1-Birinci grup:Murisin artgelenleri,(kızının oğlu,oğlunun kızı ya da oğlu)
2-İkinci grup:Murisin ataları(Anasının babası,babasının anasının babası).
3-Üçüncü grup:Murisin anasının ,ya da babasının artgelenleri(erkek kardeşinin kızı,ya da kız kardeşinin oğlu).
4-4'üncü grup:Muriisin babasının ya sa anasının atalarının art gelenleri(Amcanın kızı,hala,dayı).
Asebede olduğu gibi ;birinci gruptan birisi varsa ,ikinci gruptan olanlar,murise daha yakın olsalar bile mirastan pay alamazlar.
Bir Müslüman adamın dört eşi varsa,çıkınız miras taksiminin içinden!Bendeniz;Türkiye Cumhuriyetinin modern Miras Hukuku ile neler kazandığımızı anlatmaya kalkmayacağım.Yalınız çok merak ettiğim bir konu var:Hukuk Fakültelerimiz devrimimiz aleyhinde çalışanlara avukat mı yetiştirmektedirler!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder