1 Kasım 2012 Perşembe

847/TÜRK GENÇLİĞİNE SESLENİŞ!


         OSMAN TÜRKOĞUZ
         osmanturkoguz@gmail.com
         İzmir;29 Ekim 2012
                            TÜRK GENÇLİĞNE SESLENİŞ!
                            “EY TÜRK GENÇLİĞİ,”
         “Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini,Türk Vatanını,milyonlarca şehit vererek dalgalandırdığımız Albayrağımızın Şanını ve Türklük onurumuzu sonsuza kadar korumak ve savunmaktır.Varlığının ve geleceğinin yegane temeli budur.Bu temel senin en kıymetli hazinendir.Gelecekte bile din,küreselleşme  ve demokrasi masalları ile seni bu hazineden yoksun bırakmak isteyecek İÇ ve Dış  Alçakların ve Satılmışların  olacaktır.Bu durumda vazifeye atılırken içinde bulunacağın olanakları ve koşulları hiç düşünmeyeceksin.Bu olanak ve şartlar çok uygun olmayarak ortaya çıkabilir.Cumhuriyetine,egemenliğine,hürriyetine,çağdaş evrensel değerlerine,İnsanlık ve Türklülük onuruna ,Anayasal haklarına kastedecek düşmanlar,İÇ ve DIŞ desteğin temsilcileri olabilirler.Hiyle,kandırmaca ve Küreselleşme  masalları ile  vatanımızın en değerli hazineleri  Yabancılara ve İşbirlikçilerine sudan ucuz fiyatlarla peşkeş çekilmiş olabilir.
         Evrensel Hukuk Bilimine ve Cumhuriyetimizin Hukuk Sistemine uymayan Çatma adaletle ve Çatma uyduruk suç dosyalarıyla ve maskeli gizli tanıklar yardımı ile Ulusal kahramanlarımız ve Aydınlarımız esir kamplarına doldurulmuş olabilirler. Cumhuriyetimizin tüm kurum ve kuruluşları Çağ ve Türklük düşmanı militanlarla doldurulmuş olabilir. Türk Silahlı Kuvvetleri,Dış ve İç iftiracıların  yardımı ile  enenerek, en büyük komutanları Cumhuriyetimizi yıkma yeminini etmiş olanın huzurunda Piza kulesi gibi eğilmiş olabilir.
         Bütün bu şartlardan daha Elim ve daha Vahim olmak üzere iktidarı vermiş olduğun Dış ve İç destekli Tarikat sahiplerinin Taşeronları, yalakaları ve bir kısım Halk,GAFLET,DALALET VE HATTA İHANET içersinde bulunabilirler.Bu iktidar sahipleri kişisel çıkarlarını Tarikatların,İç ve Dış düşmanlarımızın siyasi emelleriyle birleştirebilirler.Fakruzaruretiçinedüşürülmüşolan Halkımız,çadırlarda verilen bir tas çorbaya ve bir paket yiyeceğe mecbur bırakılmış olabilir.
         Bu iktidar sahipleri,alçakça emellerini gerçekleştirebilmek için Anayasamızdaki,vatandaşlarımıza verilmiş olan, Evrensel Haklarını yokmuş kabul ederek Anayasal suç işlemeyi huy haline getirmiş olabilirler.Özel hayatın gizliliğine  karşın, tüm iletim araçlarını  hempalarına dinleterek  bir korku imparatorluğu kurmuş olabilirler.Dört bir tarafını dost devlerle çevrelettiğimiz Türkiye Cumhuriyetinin  dört bir tarafını,içteki melanetlerini kamufle etmek maksadıyle, düşman devletlerle kuşattırmış  olabilirler .Önce kendi Cumhuriyetimizin tüm kurum ve kuruluşları ile kavgaya tutuşarak, Cumhuriyetimizin Şanlı Ordusunu da düşman ordusu gibi göstererek,YURTTA SULH,CİHANDA SULH inancımıza saldırabilirler.Kendi Ordusuna katlanamayan Gafiller,düşman ordusuna katlanmak zilletini de kabul edebilirler.Başının üzerinde taşıyacağın insanların vicdanlarındaki ve damarlarındaki cevheri araştırmayı  bir dakika ihmal ettiğinde;ulusal ve toprak bütünlüğümüze ve Türklüğümüze saldırı edebilecekler  iktidara gelmiş olabilirler. Unutma sakın benim Soylu Gençliğim;yalınız Köleler ve Ölüler her türlü hakarete ve alçaltıcı davranışlara,isteseler de  tepki veremezler.
         Tüm Ulusal Bayramlarımızı ve Ulusal Tatil Günlerimizi sizinle beraber kutlamamıza engel olabilirler. Dünyayı titrettiğimiz İlk Türkiye  Büyük Millet Meclisi Binamızın  önünden başlayarak,Anıtkabir’de, benim huzurumda bitirilecek olan sevgi yürüyüşünden korkmuş olarak;Biber gazlı;üstü lastik kaplı coplu,zırhlı ve tazyikli su püskürtücü araçlarla takviyeli şartlandırılmış ve kendi memurlarının emirlerine verilmiş  güvenlik güçlerinin önünü çelik bariyerlerle kapattırtmış olabilirler.Sen,onların araçlarına ve kullanmış oldukları insanlık ve yurttaşlık dışı hareketlerine sakın başvurma. Bebelerinin, ninelerinin dedelerinin  ve senin üstüne sıkılan suya,gözlerini ve ciğerlerini yakan Biber gazına aldırmadan;Düşman siperlerini yaran Ataların gibi,damarlarındaki asil kanla tüm bu engelleri yıkarak Bana coşkun seller gibi akta katıl:Çiğnerlerimizi kavuran Türklük ve Uygarlık ateşinin yanında Biber gazının yakmasının  ne hükmü olabilir? Anıtkabir meydanında;benim en sevdiğim Türküleri söyle,dans et ve Zeybek oyunları oyna , resim  ve heykel sergilerini aç.      
         EY! TÜRK GENÇLİĞİ,benim Soylu varlığım;yeniden dünyaya gelsem,sırtımı  yine sana dayardım,karanlığın gözünü,damarlarındaki alkanla ve  senin parmaklarınla oyardım. On Kasımlar, benim doğuş günümdür, on Kasımlar senin oyun günündür.Ulusal Kurtuluş Savaşımız,30 Ağustos Başkomutanlık  Meydan Muharebemiz,29 Ekimlerimiz,23 Nisanlarımız ve 19 Mayıslarımız ve 10 Kasımlar;Türk, Türklük,Çağdaş uygarlık , ulusal bütünlük ve Türk Kadının hakkı olan Yüceltilmesi düşmanlarımızın korku ve nefret günüdür;bunları aklından hiç çıkarmayasın.Tarihte örneklerini ibretle gördüğümüz;peşin hükümlü ve ceza formatı kararlı “umumi Selamet komitelerini” kurarak,asker,sivil ve rütbe farkı gözetmeden tüm komutanlarımızı  ve Vatansever Aydınlarımızı tutuklattırabilirler. Benim ve Tüm Türk Ulusunun Türk Gençliği;tüm bunları,bizim yaptıklarımızı   ve benim sözlerimi,Bursa öğüdümü,daha güzellerini yaratmak için, ve beni asla unutmayınız. “
        

Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi