29 Ekim 2012 Pazartesi

840/AKDANİZDE MALTA ADLI BİR ADA YOKTUR!

            OSMAN TÜRKOĞUZ
         osmanturkoguz@gmail.com
         İzmir9 Ekim 2012

                   “AKDENİZDE MALTA ADLI BİR ADA YOKTUR!”
                                      Osmanlının Amirali,
         Demokrat Urla Gazetesi Sahibi Avukat Sayın Ali Türkhaz Bey;ileti atmış:”sayın Albayım,29 Ekim saat 16.00’da,Köprübaşındaki Eski Türkocağı binasında bir kokteylimiz var.Gelirseniz onur vermiş olursunuz!” Olumlu yanıtımı verdim ve felaket bir nezlenin derdine de düştüm. Evdekiler ve çok uzaktaki çok sevdiğim ve dahi saydığım birisi de, “sakın gitmeye kalkma, hava esintili, temelli hasta olursunuz”!Uyarısında bulunmuştu. Komando kursumuzdaki öğretmen, Westpoint mezunu Yüzbaşı Westifellng’in bir sözü beynime iyice kazınmıştı: O,bana:”Yüzbaşı Türkoğuz, dünyamızda sizin millet kadar özrü bol başka bir millet yoktur!”Demişti. Ben de bu sözü format haline sokmuştum: “Özür Türk’ün sığındığı kale fethi ne mümkün!”İşte bu nedenle kalktım Urla’nın yoluna düştüm. Minibüs şoförümüz de 12 senedir tanıdığım Urlalı çıkınca bayağı sevinmiştim. Gideceğim adresi verdiğimde, yüzünü ekşiterek “öğreniriz”,Beni Urla’nın girişinde indirdi;acele bir taksiye atladım ve gideceğim adresi verdim:Taksi şoförü de,” böyle bir bina yok ama o mahalleye bir gidelim!”Dedi.Ol mahalleye gittik,sorduk ve dahi soruşturduk,Urla’da Eski Türkocağı binasının olmadığını da öğrenmiş bulunduk.Bir Delikanlı beni,Köprübaşı Muhtarlığına götürdü. Muhtar uyku sersemliğinden esneyerek ayrılarak, gözlerini kapatıp derin ve derin düşüncelere dalarak:”Urla’da Eski Türkocağı binası yoktur. Türk Hava Kurumu binası vardır!”Dedi.Son kararınız mı dediğimde de,olumsuzluğun olumla yanıtını verdi.Bir istikamet te gösterdi.Burnumda;limon suyunu batırılmış ıslak mendille bir yokuşun sağındaki Polis karakoluna geldim.Açık kapıyı vurarak içeri girdim ve derdimi anlattım.Genç ve çok Nazik bir polis memuru:”Urla’da Eski Türkocağı binası yok amma bir araştıralım!”Dedi,telsizle ve telefonla sorup,soruşturduktan sonra;çok üzgün bir yüzle,maalesef Urla’mızda böyle bir bina yokmuş!”Dedi.Bir terbiyesizlik ettim ki,sormayınız:”Başında Türk kelimesi olduğu için mi yok acaba!”Dedim.; dışarıdaki bir taşın üzerine oturarak hem akan burnumu sildim hem de çok güldüm:1999 senesinde,Karşıyaka’daki 1617 numaralı sokağı sormak için Çarşı polis karakoluna
gitmiştim. Karadenizli bir Komiser:”Bu civarda bu numaralı bir sokak yoktur!”Demişti Dışarı çıktığımda bir de ne göreyim! Polis Karakolu 1617 numaralı sokağın ağzında değil miymiş?
         Aceleyle İzmir dolmuşuna atladım, yine beni bir gülmek tuttu ki gülmek derim. Deli demesinler diye olayı anlattıktan sonra gülmemin nedenini de açıkladım: Turgut Reisimizin Şehit düştüğü Malta adasındaki Osmanlı Ordusuna yiyecek ve silah taşıyan bir Osmanlı donanması Çanakkale boğazından EGE denizine yelken açmış,günlerce denizde dolaştıktan sonra;İstanbul’a geri dönerek Kaputanı Derya’ya rapor vermiş:”Akdenizde Malta adlı bir ada yoktur!”Öyle ise değişenedir?!PS:Anayasamızın 26 ve 27’inci maddelerine güvenerek Toplantı ve gösteri hakkını kullanayım derken,Akpolisimizin Biber gazı bombardımanına tutulan vatandaşlarımız gibi,
 burnum limon suyu banyosunda ,bense gülmekten bi hal oldum ve başkalarının yardımıyla Sayın Ali Türkhaz Beyimizden de özür diler  hale sokuldum.

Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi