5 Ekim 2011 Çarşamba

445-BÜYÜK OYUNUN ŞİFRELERİ!

                                                                              
OSMAN TÜRKOĞUZ
            osmanturkoguz@hotmail.com
            Çeşmealtı; 5 Ekim 2011.

                                  
BÜYÜK OYUNUN ŞİFRELERİ?
ULUSAL VE TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜMÜZÜ
TÜRK HALKINA BÖLDÜRTMEK!
LAİKLİĞİ DE ÖLDÜRTMEK!

“Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı delikten aşağıya süpüreceğinize onu kullanmalısınız!” Cüneyt Zapsu’nun USA yöneticilerine önerisi! (Dedesi “Kürt Teali Cemiyeti"nin kurucularından. Eniştesi de Ünlü Kürtçü Musa Anter!)
“Tayyip Erdoğan’ın 1980’li yıllarda arşivlenen Kur’an kursunda ettiği bilinen ve Trabzon askeri arşivinde mevcut bulunan Atatürk aleyhindeki ünlü yemini:
 “Ben Muhammed müslüman ümmetindenim. Türkiye dinsiz, laik bir memleket haline gelmiştir. Hayatımı Mustafa Kemal dinsizliği ile savaşa adayacağıma, Türkiye’yi bir din ve şeriat devleti haline getirmek için mücadele edeceğime, Kemal Paşa zamanında çıkarılan dinsiz kanunların tatbikini önleyeceğime, kısa zamanda ümmet esasına dayanan şeriat devletinin kurulması için çalışacağıma; dinim, Allah’ım ve bütün mukaddesatım üzerine yemin ve kasem ederim!”         Bu yemin; Atatürk düşmanlarını ve gericileri ve Türklük ve laiklik düşmanı tarikatları peşine takmak için bir takiyyeydi. Asıl amaç; BOP Eş Başkanı olarak bugünleri ve sonrasını yaratmaktı. Ostüzü.
“Sovyetler Birliği dağıldığında, Amerika Birleşik Devletlerini daha büyük bir problem beklemektedir. Rusya’nın boşluğunu dolduracak olan daha yetenekli bir ulusun buralara yerleşmesini önlemeliyiz.” Amerikalı bir profesörün konferansı, Dinleyici Türk Piyade Binbaşının-1968 KHO-- ısrarı üzerine itirafı: ”Siz, Türk milleti!”
Türklere zorla bir şeyi kabul ettiremezsiniz, Panter gibi üzerinize atlayarak sizi parçalarlar. Güzellikle de Türklerin kabul etmeyeceği hiçbir şey yoktur!” Bir İtalyan Profesör.
“Benim Aziz milletimden ısrarla istediğin tek şey şudur: Kendisini yönetmek için başının üzerine çıkaracağı adamların, kanındaki ve vicdanındaki cevheri incelemekten bir dakika fariğ olmasınlar.” Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
  “Bir millet, unsur’u asli içinden çıkan kişiler tarafından idare edilmiyorsa, izmihlal(yokolma, çöküş) mutlak ve mukadderdir.” Mustafa Meram, Padişah Anaları, s.651,
BAKIN NE DİYOR O KUTSAL KİTAP: İSRA / 16:  "Bir ülke  kendisini yok olma aşamasına  getirdiğinde, Biz o ülkenin yönetimine, adil olmayan kişilerin gelmesine izin veririz de, onlar eliyle oranın altını üstüne getirerek, verdiğimiz sözü gerçekleştiririz" Mustafa SAĞ ( M.Ü: Yüksek İslam Enstitüsü-Bilimsel Araştırma Analisti) / Kur'an Meali.            Sağ olasınız Sayın Aytek’in Ertuğrul Bey.
            Dağılma sürecine girmiş olan Osmanlı Devletinin başına Damat Feritleri, Sait Mollaları ve Mustafa Sabrileri getiren Ulu Tanrımız, Türk Milletine armağan olarak Mustafa Kemal’i vermiş, dünyaya örnek bir devlet adamı kazandırmıştır.
Ya şimdi!
 Şimdi sizlere,  çok vahim belgeleri sunuyorum: Bu belgelerden birisi Türkiye Cumhuriyetini temsil eden devletlilerle Avrupa Birliği arasında imzalanmıştır. ”Brüksel Zirvesi Sonuç Bildirisi!”. Bu belgenin başlık bölümü:
            “Presidency Condusons”
          
  “Madde 23- “Müzakerelerin yalnız Türkiye’yle değil, diğer devletlerle de yapılabileceğinin, müzakereler sırasında Türkiye birkaç devlete bölünürse veya Güneydoğu bölgesinde bir Kürt devleti kurulursa, yeni karara gerek olmaksızın onlarla da müzakere yapılacağına…”
Bizi ilgilendiren ve bugünkü durumumuzu ve yarınımızı etkileyecek olan Tek şey, Amerika Birleşik Devletlerinin Milli Siyaset Belgesindeki 21’inci Yüzyıl Hedefleridir. Amerika Birleşik Devletlerinin Milli Güvenlik Belgesinde iki önemli konu vardır, bizleri bugünkü karmaşaya ve dağınıklığa iten. Burasını iyi okuyup, aklımızı da başımıza almazsak yarın için de çok geç kalmış olacağımızı şimdiden söyleyebilirim: Yeni anayasa masalının esası Ülkemizi etnik azınlıklara bölerek Üniter yapımızı, çağdaşlığımızı ve Atatürk’ün dünya ve Türklük görüşlerini sonlandırmaktır. Türkiye Cumhuriyetinin üniter yapısı Amerikan emellerine göre bölünürse, Türkiye Cumhuriyeti her alanda güçlü olma özelliğini yitirerek; yalınız ham madde satıcısı tüketici bir topluma dönüşmüş olacaktır.
1*“21’inci yüz yılda; hiçbir ülke ya da ülkeler topluluğuna STRATEJİK GÜÇ OLMA İZNİ VERİLMEYECEKTİR!”
2*”Bu hedefin sağlanması için önleyici güç kullanımı da dâhil her yola başvurulacaktır.”
Amerika Birleşik Devletleri’nin, Türkiye toprakları üzerinde ÜÇ temel, ÜÇ’Ü DE mümkünse ulaşılabilir nitelikte hedefleri vardır:
“1-Büyük İsrail’in oluşturulması,
“2-Büyük Ermenistan’ın oluşturulması,
            “3-Büyük Kürdistan’ın oluşturulması.
            Daha uzun vadede:
            A-İstanbul merkezli Büyük Ortodoks devletinin kurulması,
            B-Pontus Rum ve Yunan devletinin kurulması,
            C-Konya merkezli HİLAFET devletinin kurulması!
                                   Çok önemli bir haber:
            “Ankara-Cumhuriyet Bürosu.”
            “Vali ve kaymakamlar Amerika Birleşik Devletlerine eyalet uygulaması stajına gittiler.”
            “İç İşleri Bakanlığı Strateji geliştirme Başkanlığı bünyesinde, Amerikan yönetim sistemini görmek ve uygulamaları incelemek amacıyla 35 Kaymakam ve Vali Muavini, 1,5 aylık kurs için Amerika Birleşik Devletlerine gittiler.”
            Gezi heyetinin başkanı Kadir Çakır: ”Öğrendiklerimizi en iyi şekilde uygulayacağız!” Dedi.
            “Dalkavukluğun sağladığı çıkar, dürüstlüğün kazandığı faydadan daha fazla olursa, o ülke batar!” Bir Büyük Bilgin
             Başkomutan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mareşal Gazi Mustafa Kemal’in, 06 Mart 1922 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Kürsüsünden tüm dünyaya seslenmişti:
            “Efendiler,”
            “Avrupa’nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlandırılmıştır. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Hâlbuki hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir.” Gazi Mustafa Kemal.
            Sayın RTE’NİN, Amerikan Başkanı tarafından gözden çıkarılacağını sanan, Kürt kökenli ve Musa Anter’in çok yakını bir AKPELİ Büyük POLİTİKACI tarafından:
            “Sayın RTE’Yİ delikten aşağıya süpüreceğinize onu kullanmalısınız!” Denildiğini okumuş muydunuz acaba! Sayın RTE, delikten süpürülmediğine göre, üniter ve çağdaş yapımız delikten süpürülecektir demektir!
            BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş: ”Türkiye (25) eyalete bölünmeli, her eyaletin de özel güvenlik güçleri olmalı!” Dediğinde Türkiye Halkı ayağa kalkmış ve sessizce de yerine oturmuştu. Bunun bir anlaşmanın ifadesi olduğuna inanan var mıydı?
            İyi okumalıyız ve de uyanmalıyız; senelerce önce Sayın Recep Tayyip Erdoğan Bey bakınız ne buyurmuştu:
TÜRKİYEYİ EYALETLERE BÖLMEK LÂZIM. MERKEZİ YÖNETİMİN BİR TAKIM YETKİLERİ BUNLARA VERİLMELİDİR. BELEDİYE BAŞKANLARI DA BU KONUDA EN YETKİLİ OLMALIDIR. O BÖLGELERDEKİ HER TÜRLÜ EĞİTİM DE BUNLARA BIRAKILMALIDIR!” Buz dağının görünmeyen kısmı buradadır. Seyircilerimiz.
            Türk Ulusu tam 114 devlet kurmuştur ve kurmuş olduğu devletlerin çoğunu da kendi soyundan olanlar yıkmıştır. Türk devletleri toprak kazanmayı ve toprak yitirmeyi savaşların sonuna göre belirlemiştir. Yalınız Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Hatay, Bozkurt-Lotus davasını ve Boğazlar meselesini savaşsız olarak Türkiye Cumhuriyetinin lehine sonuçlandırmıştır.
Dikkatlerinizi çekmek durumundayım; tarihte ilk defa Türk toplumu, savaşsız olarak, ulusal birliğini, toprak bütünlüğünü, egemenliğini veTürk kimliğini kendi kararı ile kaybetmek üzeredir.
Artık savaşlar cephelerde ve orduların çarpışmaları ile değil de bir ülkenin sokaklarında kazanılıp, kaybedilmektedir.
Üçüncü Dünya Savaşı’nın stratejisi, hedef seçilen doğal zenginliklere sahip ülkeyle kendi vatandaşlarını çarpıştırarak daha ucuza sonuca gitmek esasına dayanmaktadır. Hem çok ucuz, hem de “demokrasi getirme” vaadiyle ulusların güçlerini dağıtarak, ulusal zenginlikleri sömürmek, üniter yapıdaki devletlerden yeni devletçikler yaratarak, emperyalizm için tehlike oluşturmasını önlemektir!
            Adalet ve Kalkınma Partisinin Dokuz yıldır uygulamakta olduğu siyasete bir göz atalım, hem de parçaları birleştirerek bir göz atalım:
            1-Irak’taki Usa işgal kuvvetlerince, Kerkük’te görevli Türk Silahlı Kuvvetleri Özel Kuvvetlerine mensup 13 Türk askerinin başına çuval geçirilmesi olayı “Dâhili ve Harici Bedhahların” , Türk Silahlı Kuvvetlerini Türk Halkının gözünden düşürmek için oynamış oldukları bir oyundur.
            2-Türkiye Büyük Millet Meclisi koruma taburunun Harpokuluna taşınma teklifi; daha sonra da Ankara’da bulunan tüm askeri birliklerin belediye sınırlarına taşınması teklifi, Türk Silahlı Kuvvetlerine yöneltilmiş birer tehdit unsurudur.Ve AKP’NİN politikasını yansıtmaktadır.
            3-TBM Meclisindeki Mareşal Üniformalı Atatürk fotoğrafının kaldırılarak yerine sivil giyimli bir Atatürk fotoğrafının asılması isteği de aynı tehdidin bir başka türlü ifadesidir.
            4-Sayın RTE’NİN, ta İspanya’dan:
            “Tutturmuşlar laiklik giderse diye. Halk istedikten sonra tabii ki gider kardeşim!” Beyanı!
            5-Sayın RTE’NİN, Hindistan ziyaretinde, tren yolu üzerine yatan ve trenin durmasına neden olan inek benzetmesi:
            “Bizim yolumuzun üstünde de yolumuza devam etmemize izin vermeyen ölü bir inek var!” Beyanı.
            6-Laiklik ve Atatürk Devrimleri aleyhindeki sürekli sözleri!
            7-“Demokrasi bizim için amaç değil, araçtır!”
            8-“Demokrasi treni istediğimiz istasyona geldiğinde ineceğiz!”
            9-“İmamlar nikâh kıymalıdırlar!”
            10-TBM Meclisi dua ile açılmalıdır!”

            1982 Anayasamızın 145’inci maddesi:
                        “H.Askeri yargı”
            “MADDE145.- Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler, asker kişilerin; askerî olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya asker’i mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidir.”
            Bu maddenin üç fıkrası daha vardır. Bu anayasa maddesi, bir geceyarısı operasyonu ile değiştirilmiş, her rütbedeki askeri kişilerin hukuk dışı söylemler ve iftiralarla Adliye Mahkemelerince tutuklanmaları sağlanmıştır—Sivil Mahkeme deyimi kullanılmaktadır—Tutukluluk halinin devamı Özel Ağır ceza Mahkemelerinde görevli bazı hâkimlerin keyiflerine bırakılmıştır. ”Delillerin karartılması ve Sanıkların kaçma şüphesi” tutukluluk halinin devamı ölçüsü olarak kabul edilmiştir.
Kanserli sanıklar ve yaşlı emekliler ve bu vatan için kanını ve gençliğini esirgemeyenler kaçacaklarmış!
Bu kadar alçakça ve bu kadar vatanseverleri aşağılıyan bir beyan olur mu?
Amaç; KORKUYU EGEMEN KILARAK ÜLKEYİ UYDURUK BİR ANAYASA İLE DAĞITMAKTIR! Sonra da; bu çok özel mahkemelerde görevli bir Müddeihusui:
            “Mahkemeler delil toplayamaz!” Buyurmuştur. Dehşetli ve hukuk dışı bir bilgelik!
            Sıkıyönetim Mahkemeleri ve Devlet Güvenlik Mahkemeleri kaldırılmıştı! Özel görevli Savcılık ve özel görevli ağır ceza mahkemesi ne demek oluyor? Anlayamayan beri gelsin.
 Şimdi, çok Hukuk Bilginimizin ve de Mahir Politikacılarımızın gözlerinden kaçan bir husustan söz etmek istiyorum:
20 Nisan 1340 tarihli Teşkilatı Esasiye Kanunumuzun—1924 anayasamızın-- 83’üncü maddesinde düzenlenmiş olan bir hukuk abidesini vermek durumundayım: “Madde-83-Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir mahkemeye celp ve sevk olunamaz.” Günümüzde Fermanlarla bal gibi oluyor.
            Sayın RTE: “Demokrasi bizim için amaç değil, araçtır!” Diyerek bangır, bangır bağırmakta; sonra da; ”açılım masalını ve de çağdışılığı anlatırken, ileri demokrasiden dem vurmaktadır!”
            11- Türk Silahlı Kuvvetlerinin komuta kademesinin çoğu ile vatanımıza üstün hizmet vermiş olan asker kişilerin ve bilim adamlarımızın ve dahi yazarlarımızın masallarla tutuklattırılması; herkesin dinlenmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin devre dışı bırakılarak ülkemizin fermanlarla yönlendirilmesi, milletvekillerinin yüksek maaşlarla ve suç dosyalarıyla hizaya sokulması bir tek gaye içindir: Bu baskı altında çıkartılacak üniter yapımızı ve Millet birliğimizi yıkacak anayasanın halk tarafından kabulünü sağlamak içindir. “Bir ordunun kudreti Zabit ve komuta kademesinin kabiliyetiyle ölçülür!” Mareşal Gazi Mustafa Kemal. Komutanlarının çoğu Silivri esir kampına gönderilmiş olan Türk ordusu enenmiş durumdadır.
Hazırlanacak yeni anayasa’nın halkoyunda kabul edilmesi üzerine, BİR GENEL AF ÇIKARTILARAK, TÜM SUÇLAR AFFA UĞRATAILACAK, SİLİVRİ ESİRLERİ VE PKK MENSUPLARI DA AF KAPSAMINA ALINARAK SERBEST BIRAKILACAKTIR. Boşaltılacak Kandil’e de bir askeri müdahalede bulunularak halkımızın ezberleri bozdurulmayacaktır.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir suç üretme merkezi düşüncesi de olduğu gibi bırakılacaktır.
            12- Yargı ve de hukuk sistemimiz tamamen çökertilerek Sayın RTE’NİN dediğim dedik, çaldığım da düdük! Vasfını kazandırmış olup, bu cephe dahi korku ve baskı rejiminin yaratılmasına yöneliktir. Basılmamış kitap ve söylenmemiş söz suç unsuru olarak hukuk bilimine armağan edilmiştir.
            12- MİT’İN başına USA’DA Bonanza çiftliğinde CİA’NIN konuğu Fethullah Gülen’in sağ kolu olan bir Gerici ve Fethullahçı’nın kardeşi getirilmiş, MİT’İN dahi hizaya sokulduğu basınımıza yansımıştır.
            13- İsrail ile bozuşma ve Suriye’nin iç işlerine karışma halkımızı bir savaş korkusu sendromuna sokmaya yöneliktir. Türk Silahlı Kuvvetleri, budanmış ve hakaretlere uğratılmış bu haliyle bir dış müdahaleye sevk edilerek iyice budanabilecektir.
            14- Yazılı ve sözlü çok güçlü bir basının yaratılmış olması, bölünmeyi ve parçalanmayı örtmek için kullanılmaktadır ve kullanılacaktır.
            Beyni yıkanmış, toplumsal şizofreniye uğratılarak sürüleştirilmiş bir toplumla halkoyuna gidilecek ve Türk toplumunun felaketine neden olacak bir dış istekli anayasa onaylattırılacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti bölünerek dağıtılacaktır. 
Bu dediklerim olmazsa, bendeniz izmirdeyim.
Sayın Seyircilerimiz.

Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi