4 Mayıs 2011 Çarşamba

375-LEVHİ MAHFUZ VE CİFR.

                                                             
LEVH-i MAHFUZ, CİFR, EBCET HESABI VE HURUFİLİK
Levh-i Mahfuz'da yazılı olduğuna inanılan Tanrısal sırların, Hz. İbrahim’den, Hz. Mu­sa'ya oradan da Hz. Ali'ye, ondan da Said Okur'a geçtiğine inananlar vardır. Hz. Ali gaybı bi­lir; öldürüleceğini, bahçesindeki kazlar bilmesine karşın kendisi bilemez. Sıffın'ı, oğullarının felaketli ölümlerini de bilemez.
Said Okur, Nur Risalelerini yazarken; Mısır'dan, Suudi Arabistan'dan, İngilizlerin ege­men olduğu yörelerden, Kuran’ı Kerim ayetlerinin kendisini haber verdiğine dair mektuplar alır.
Ben, bu konuları, 1957 den bu yana araştırmaktayım. Babilik, Bahaîlikteki Rus ve İngiliz oyunları apaçık ortadadır. Nurculukta da...
           Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN hayatında, ilginç bir sayısal uyum vardır. Bu sayısal uyu­mu, 1975 yılında bir broşür halinde yayımlamıştım.
           Roosevelt, Churchill, Hitler, Mussolini ve Stalin'in doğum tarihlerinden 1944 yılına kadarki hayat safhalarının toplamı da eşittir.
Biz, ATATÜRK’ÜN yaşamındaki bu sayısal uyuma mistik hezeyanlarla ve dört elle sa­rılmıyoruz. ATATÜRK gerçeğinin, böylesine saçmalara sığınmasına gerek duymuyoruz.




   Rooswelt Churchill Stalin Hitler Mussolini


181882
181874
181879
181889
181883
62     62
70     70
70     70
55     55
61     61
191933
191940
191922
191933
191922
11     11          
43      4
22     22
11     11
22     22
383388
38 3388
38 3388
383388
383388

                                                                                             
Roosevelt Churchill, Stalin, Hitler, Mussolini


Doğum Tarihi Yaş (1944'e kadar) işbaşına geliş tarihi işbaşında kaldığı süre 1944'e kadar
SAYILARIN KUTSALLIĞI
3.7.9.12.18.19.40.41 ve 52 sayıları, bazı inanç gruplarınca kutsal sayılır. Bazı sa­pık dini akımlarda; cifir ve ebcet hesaplarıyla kendilerine kutsallık yakıştırmakta, ayetlerin harflerinin sayılarını toplayarak; onlardan yardım ummaktadırlar. Tek sayısal uyum ATATÜRK’TEDİR. Bunu mistik sayıklama yapmayız.
Sayılar kutsalsa; o kutsallık, hiçbir zorlamaya, sapkınlığa başvurmadan Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN yaşamında vardır. Doğumu 1881'dir. Bunun Arapça yazılışı (IAAI’ DİR.
Bir erkeğin sağındaki kadınıyla elele tutuştuğunu görelim; erkeğin sağ eli, kadının sol eli yine (!AA!) eder. Erkeğin sağ elinde (lA), kadının sol elinde (AI) yazılıdır.
Efendim; kadın solda olur, denilirse; kadının sağ elinde (lA), erkeğin sol elinde (AI) birleşince yine de (IAAI) oluşur.
           Bu ellerin aynen birleştiğini düşünüp sayıları toplayalım:
lA + AI = 18
1881 eder.
AI + lA = 81
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK = 19 (Ondokuz) harflidir.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE = 19 (Ondokuz) harflidir.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK:
1881'de doğmuştur,
19’Uncu asırdır,
19’Uncu Asrın bitimine 19 yıl vardır.
19 Mayıs 1919'da SAMSUN’A çıkmıştır.
19 + 19 + 19 = 57 eder.
SAMSUN’A çıktığında 38 yaşındadır. 57 yaşında da aramızdan ayrılmıştır.
1915'de 19’Uncu Tümen Komutanı olmuştur. 19 +15 = 34 eder. O tarihte 34 yaşın­dadır.
1920'de T.B.M.M. açılmıştır.
19 + 20 + 39 eder. O tarihte 39 yaşındadır.
3 Mart, 1924'de Hilafeti kaldırmıştır. 19 + 24 = 43 eder. O tarihte 43 yaşındadır.
25.4.1915'de ARIBURNU’NDA düşmanı; önce geri çekilen, 19 jandarma erine süngü taktırarak mevzilendirmiş ve durdurmuş, sonra da 57’İnci Alayı koşar adımlarla savaş alanına sürmüştür. Mustafa Kemal olarak bu 19’Uncu Tümen'in 57’İnci Alay'! İle doğmuş, 57 yaşında hayata gözlerini yummuştur.
Sicil Numarası: 317/8 = 19 eder.
1915'de 19 + 15 + 34 yaşındadır.
İsmet İnönü’nün, Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN ölüm gününde söylediği söylevi 19 cümledir.
Bismillahirrahmanirrahim'in Arapça yazılışı 19 harften oluşmaktadır.

                ATATÜRK:
19 Yaşında Harp Okulu'na girmiştir.
19 yıl askerlik yapmıştır.
19 yıl da devletimizi yönetmiştir.
19 Eylül 1921'de Mareşal olmuştur.
            19 Kasım 1938'de cenazesi ANKARA’YA getiriliştir.
            1919 içinde 101 adet 19 vardır.
           Sayılar kutsalsa bu kutsallık Tanrısal ise; ATATÜRK’ÜN çıkışı, devrimi, ölümsüz önder­liği, Türk ulusu için kutsallığı da Tanrısaldır...
          
29 Ekim 1975 Osman TÜRKOĞUZ
J. Yarbay
117’İnciSınır. J. A.K.V. Kızıltepe/MARDİN
                  
            BİLGE KAĞAN:

19 SENEDE YETİŞMİŞ
19 SENE ÇİN’LE DÖVÜŞMÜŞ
19 SENE DEVLET BAŞKANLIĞI YAPMIŞ
19 KİŞİYLE ÇİN’E BAŞKALDIRMIŞ
57 YAŞINDA ÖLDÜRÜLMÜŞTÜR

ATATÜRK, Samsun’a 19 kişiyle çıkmıştır.
Kuran’ı Kerim’de büyük ölçüde 19 uyumu vardır.

Bilge KAĞAN’IN babası, İlteriş KAĞAN ile Annesi ilbilge Hatun, 17 kişiyle, Çin'e başkaldırmıştı
1976'dan sonra, Kur-an'ı Kerim'in 19. sayısıyla ilgisi üzerine araştırmalar yoğunlaştırılmıştı.
Londra'da Ahmed Deadat, bir dernek ve yayınevi kurdu. Sonradan bu araştırmadan vazgeçti. Libya asıllı, Mısırlı Ziraat Mühendisi Reşat Halife, A.BD giderek 19 ve Kuran’ı Ker­im üzerine çalıştı. Kur'anda fazla ayet olduğunu savundu ve sonra da peygamberciğini ilan et­ti ve öldürüldü.
Karacan Yayınlarından, Bilinmeyenler Ansiklopedisinde, bu konuda makale yayınlandı
           Sonunda: ünlü Sunucu Cenk KORAY, 19 ve ATATÜRK adlı bir kitap yayımlayarak satış rekorları kırdı.
    “Elinde tek bir asker, tek bir silah bile bırakılmamış devleti, mezardan hayata kavuşturmadı mı? Sakarya zaferinden sonra millet ona “GAZİ” unvanı vermedi mi?
    Şimdi adı bir ayet büyüklüğünü taşıyan bu zatın ismini “Gazi Mustafa Kemal’i ebced hesabıyla hesaplayınız. Zaferinin tarihini yani(1338–1922) i bulursunuz. Gâvur dediğiniz adama Allah bu nimeti nasip etmez.
   
Bu uzun yazıyı ona Protestanlığı isnat edecek kadar İslamlığı bilmeyen ve böylece Nahl suresinin 125. ayetini inkâr eylemiş bulunan Müslümanlara Enfâl suresinin 24. ayetini okumalarını ve onun Devlet ve Millete hayat veren davetine icabet ediniz” sözünü tekrarlayarak son vermek istiyorum.>>

Av.Dr A.ALTUNSU, Osmanlı Şeyhülislamları S.XXXV. Prof. DR. Vasfi Raşit SEVİG’İN Önsözü 74.

          
SözlÜk'e Göre HURUFILİK
Huruf= (A.i) Harf. çğ. Harfler
ilm'i Huruf = Harflerden mana çıkarıp, yorumlama bilgisi çğ. Hurufat.
Hurufat, (A.i) = Huruf'un çoğulu, Harfler.
Hurufi, (A.S), Huruf bilgisi ile ilgili olan (Tas).
Tanrı'nın kelam suretinde tecelli ve harflerle belirtilmesine inanan. M.N. Ozon, S.g.e. s. 340. Ansiklopedi'ye göre Hurufilik.

HURUFİLİK HURUFYA
Esterabadlı Fazı Allah tarafından, 800 (1389) senesinde, Horasan'ın Esterabad kasa­basında kurulmuş bir tarikattır. Fazı Allah, o sene kendini Allahın ve kâinatın künh ve hakikati kendi zatında tecelli eden yeni bir peygamber olarak ilan etmiştir.
Bu zata göre, Allahın gizli hazinesi olan zatı Kelam-söz- şeklindedir. Ve o sözler de ba­zı unsurlara ayrılır. Bu unsurlar da Arap alfabesinin 28, Fars alfabesinin 32 harfidir. Hurufiler, sonsuzluk âleminin daimi bir devranından doğal olayların oluştuğuna iman ederler. Allahın, bir insanın yüzünde tezahür ve insanı temyiz eden bir kelam olduğuna inanırlar. Bu kelamı sayısal kıymetlerin oluşturduğunu açıklarlar: Yüzde; dört kirpik, iki kaş, bir saç vardır ki, yedi eder. Bu yediyi dört unsur ile çarparsak, Arap alfabesinin 28 harfi oluşur. Hurufiler, Kuran’da geçen her Fazl kelimesinden muradın Fazl Hurifi olduğunu ve insanın yüzende de fazl ismi­nin okunduğunu söylerler. Yine, Hurufilerin itikadınca, Tanrı'nın kendini Peygamberleri vası­tasıyla ayan kılması teorik olmuştur.
Kâinatın asli unsuru olan bu harflerin; her peygambere, gittikçe daha fazla sayıda ma­lum olması doğaldır. Nitekim Âdem’e 9, İbrahim’e 14, Musa'ya 22, İsa’ya 24, Muhammed'e 28 ve son Peygamber Fazl Allah'a da 32 harf malum olmuştur. Bu nedenle de Fazl Allah'ın kendisinden önce gelenlere malum olan her şeyin manasını çözecek anahtara da sahib oldu­ğuna inanırlar. Şeriatın emrine uygun olarak, insanın islamın 5 esas rüknüne iman etmesi bil­dirildikten sonra, bu 5 rüknün gerçek manaları da Hurufiliğe göre açıklanır. Kelime-i Şahadet, namaz, oruç, hacı ve zekâtı da, aynı zorlanmış teviller ve hep bu 28 ve 32 harf esasına gö­türürler. Hiçbir felsefi ve ahlaki kıymeti olmayan bu inanç; Irak, Azerbaycan ve Anadolu'da XlV’İNCİ asırda yayılma olanağı bulmuştur. Fatih Sultan Mehmet'in sarayına kadar da gelen bu inanç, Fatihi bile etkiledi. Vezir Mahmut Paşa ve Fahrettin Acemi'nin nüfuzlarıyla Hurufiler yakılmak suretiyle cezalandırıldılar. Fazlullah'ın kendisi de Timur'un oğlu tarafından öldürülüp ölüsü so­kaklarda sürüklettirilmiştir. İslam Ansiklopedisi C 5-1 S. 698-699        i
Ansiklopedi, Hurufiliği tarikatlar sınıfına sokmaktadır. Fazlullah'ın kendisini peygamber­lerle bir tutması; hiçbir dinle bağdaşmayan esaslar ortaya atması, Hurufiliği tarikatlar sınıfına koymamıza engel olmaktadır.
Abdulbaki Gözpınarlı; 100 soruda Türkiye’de Mezhepler ve Tarikatlar, isimli eserinde, aynı görüşü ortaya atmaktadır.
"Hurufiliğe bir mezhep diyemiyoruz; bu da, Nusayrilik, Dürzîlik, Yezidilik gibi esas inançların­ da İslamı hükümlerden tamamıyle ayrılmış uydurma bir dindir. Sesin kemali sözdür; bu da an­cak insandadır. Sözler harflerden meydana gelir; şu halde, sesin ve sözün aslı harfdir. Hz. Muhammed 28 harfle konuşmuştur.
Kur'an 28 harfle oluşmuştur.
Hurufilerin kutsal kitapları "Cavidan" 32 harfle yazılmıştır.
Bütün Peygamberler, Faz’lın tanığı ve müjdecisidir. Fazı, son zuhurdur. Ondan sonra gelen her kâmil, ancak o'nun buyruğuna uyar; o'nun yolunu tutar bir başka zuhur yoktur ve olmayacaktır.
Tev'il dinini kuran Şıhabüddin Fazullahtır. Soyunu Hz. Muhammed'e götürür. 1340 da doğup 1386 da Tebriz şehrinde dinini yaymıştır. Birçok deli saçması eserler yazmıştır. En meşhurları da "Cavidan’" dır." S. 143–159
"Bazı harflerin kutlu sayılmaları "Ahd-i Atıyk" de Hızkuyal ve Danyal bölümlerinde, "Ahd-i Cedid'de "Yuhanna'nın Vahyi"nde açıkça görülür: "S. 147
"Fazıl, Huruf bilgisini, devrine göre, gerçekten de orijinal bir şekle sokmuş, kendisini Mehdi, Mesih ve Tanrı mazharı tanımış ve tanıtmış, böylece Hurufilik dinini kurmuştur." S. 149
"Cavidan'ın" kur'an gibi bir vahiy eseri ve dini kitap, hatta bütün dinleri tamamlayan ki­tap olarak tanınmasında ve tanıtılmasında, sanıyoruz ki milli şuurun da etkisi vardır. Ve Fazl Farsçayı din dili yaparak, Arap hâkimiyeti yerine, İran hâkimiyetini kurmayı amaç edinmiştir." S. 150–151
Hurufiler, Faz’lı Tanrı zuhuru kabul ettiklerinden, ibadet/eri de bu inanca göre değiştir­mişlerdir.
Örneğin: Şahadet kelimesinde "eşhedü en la ilahe illa, Fazullah" dedikleri gibi, ezanda­ki ve kametteki şahadete de Faz’lın adını katmışlardır. Abdest alırken ve namazlarda, otuz iki harfi tamamlamak için "Arş-Name"den beyit/er okurlar, Rükû ve nücüd tesbihlerine "sübha­ne rabbiyle Fazl-il azımi ve bihamdihi sübhane rabbiyel -Fazl-il a'la ve bi hamdihi" tarzında Faz’lın adını katarlar. Hacları Faz’lın öldürüldüğü yerde eda ederler.
Osman Türkoğuz, NURCULUK denilen sapıklık.

Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi