17 Ocak 2011 Pazartesi

238-TUNUSLULAR NEDEN ALLAH'A HAVALE ETMEDİLER!

        OSMAN TÜRKOĞUZ
        İzmir; 17 Ocak 2011.
                
TUNUSLULAR NEDEN ALLAH’A HAVALE ETMEDİLER!

        Bendeniz, ”Ne Allah’a Havale, Ne de Sandığa Gömme!” Başlıklı bir yazı yayımlamıştım. Hiçbir meraklı Arkadaşım çıkıp ta, “yahu Osman, sen ne demek istiyorsun?” Demedi.
        Eşim Sayın Majeste Hamret Hanım:
        “Sormazlar, okuyup ta geçerler. Soru sormak için insanda iki şey gereklidir. Onların ne olduğunu sen benden iyi bilirsin!” Dedi, topu da taca attı.
        1958 senesinde Uluborlu İlçe Jandarma Bölük Komutanıydım. Mustafa Koç adlı bir Aydın İlkokul öğretmeni arkadaşım, Eğridir’de yayımlanan bir gazeteye yazılar yazardı. Okuduğum, “Toplum olarak her şeyi Allah’a havale etmemizi” eleştiren bir yazıdan O arkadaşıma söz etmiştim. Bir hafta sonra arkadaşım üzgün bir halde:
        “Komutanım anlatmış olduğunuz o fıkrayı yazdığımdan dolayı Eğridir Cumhuriyet Savcısı aleyhimde soruşturma açmış, Ulıborlu ilçe merkezindeki gericilerden de tehditler alıyorum!” Dediydi. O arkadaşı teskin ederek kaynak kitabı eline verip bir de güzel bir savunma yazdıydım.
Arkadaşımın evinin önüne diktiğim nöbetçilerin başında da ben vardım. Cumhuriyet Savcısı Türk Ceza kanunun 159’uncu maddesine göre Türklüğe hakaret ve Türklüğü küçültücü suçlamasını yapmıştı.
Bendeniz, ”Türk toplumunun Allah’a havalesinden” söz etmiştim. Türklük sıfatına toz kondurur muydum hiç.
Bir hafta sonra O Arkadaşım sevinçle beni bulduydu. Takipsizlik kararı almıştı.
        Çok ince bir İRONİ taşıyan fıkra şöyleydi:
        Hz. Allah, Cebrail’i Huzurlarına çağırarak:
        “Ben, Side’de bir hafta dinleneceğim—Allah’ın altı günde dünyayı yaratıp, yedinci günü dinlendiği dini kitaplarda yazılıdır---
        Dünyayı iyi gözetleyesin. Her olayı mutlaka bana bildiresin, Türkiye’yede çok dikkat edesin!” Emrini vermiş.
        Aksilik bu ya; Amerika ile Rusya Atom savaşına tutuşmuş; Cebrail, Allahın huzuruna çıkarak durumu telaşla anlattığı halde, Yüce Tanrımız:
        “Meraklanma onlar işlerini bilirler’” Buyurmuş.
Ertesi günü İngiltere ve Fransa savaşa iştirak etmiş, Cebrail bi soluk Side’de; yine aynı yanıt:
        “Meraklanma onlar da işlerini bilirler!” olmuş.
Savaşa giren her devlet için Yüce Tanrımız aynı kanısını tekrar etmiş.
En sonunda da Türkiye savaşa iştirak ettiğinde; Cebrail aleyhisselam” nasıl olsa aynı şeyi duyacağımdan, gitmeyeyim’” Demiş; sonra da Yüce Tanrımızın kesin emrini hatırlayarak soluğu Side’de Yüce Tanrımızın huzurlarında almış:
        “Yüce Yaradanımız, ne yazık ki Türkiye de savaşa iştirak etti!” Der, demez Yüce Tanrımız yerinden fırlayarak çizmelerini bile giymeden atına atlamış; şaşkınlık içersinde kalan Cebrail Aleyhislam, atın dizginlerini tutarak:
        “Yüce Yaratanımız, Türkiye Fakir ve ötekilere göre de güçsüz bir ülke, bu telaşınıza sebep nedendir?”
        Yüce Tanrımız; bilmiyor musun, bu toplum tüm işlerini bana havale eder. İşleri olmayınca da beni suçlarlar. Atımın dizginlerini bırak ta onların işlerini halledeyim!” Der.
        İşte; Yüce Tanrımız bizim işlerimizle uğraştığından, Müslüman olan Tunuslular da, kendi işlerini, kendileri halletmişler.



Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi