17 Aralık 2010 Cuma

217- BÜYÜK TÜRK BÖYYÜKLERİNE VE TİMOKRASİ FİGÜRANLARINA!

                   OSMAN TÜRKOĞUZ
                   osmanturkoguz@hotmail.com
                   İzmir; 16 Aralık 2010.

                            BÜYÜK TÜRK BÖYYÜKLERİNE
                                                 VE
                            TİMOKRASİ FİGÜRANLARINA!

“En iyi yönetim şekli demokrasidir. Seçilenler ve hatta Cumhurbaşkanı bile Hırsız olurlarsa halk onları bir daha seçmez.” Gazi Mustafa Kemal.
“Cahil bir toplum özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. Sadece seçim yaptığını zanneder. Cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar Ahmaklıktır. Böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan Zalim ve Madrabaz Hainlerdir!” Filozof Friedrisch Nietzsche.
“Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden içerideki cephenin suskunluğudur.” Mareşal Gazi Mustafa kemal Atatürk.
“Savaş, politikanın başka araçlarla devamıdır!”
Tüm General Karl Von Clausowitch, Kan.

         Büyük Dariyüs: ”Timokrasi ayakların baş, başların da ayak olduğu bir idare şeklidir!” Demiş (M.Ö.522).
18’inci asra kadar, Aristo’nun tanımına sadık kalan İngilizler de, aynı türküyü çığırmışlar:
         “Demokrasi, karışıklık rejimi oligarşinin bir başka şeklidir!” inancındaymışlar.
Sonra; Avrupa ve uygar dünya görmüş ki, halkın iradesi dışında seçilenler soygunlarını dayanaklı olarak sürdürmektedirler. Halk kendi iradesini egemen kılmak için ayaklanarak taçları ve dahi tahtları alaşağı etmiştir.
Osmanlıda da: ”Mal canın yongasıdır. En büyük ibadet ululemre itaattir!” Masalı halkı kul yaparak, Mustafa Kemal Atatürk’e rağmen, Allah ve din ile aldatan madrabazlar saltanatlarını sürdürmeyi sürdürmüştür.
Gazi Mustafa Kemal zamanında çok siyasi partili iki deneme başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
İkinci Dünya Savaşı sonunda zorunlu olarak girmiş olduğumuz çok siyasi partili sistem de; düşe, kalka bizleri bugünlere, geri dönüşüm sancılarına getirmiştir. Halkımızın güçlü gözükenlerin peşinden gitmeleri, politikaya atılanların sergilemiş olduğu görüntüler hiçte gönül açıcı olarak gözükmemektedir.
Anayasa, yasalar, siyasi parti tüzükleri ve siyasi partilerin seçim vaatleri siyasi aldatmacaları önleyememektedir. Genel görünüm bu şekilde olduğu günümüzde, Cumhuriyet Halk Partisi Olağanüstü Kongreye gitmek üzeredir.
         Sayın Bay Deniz Baykal’ın ortaya koymuş olduğu görüntü hiç te iç açıcı gözükmemektedir. Sayın Bay Deniz Baykal’ın eski huyunu hiç değiştirmediği anlaşılmıştır. Sosyal Demokrat Halkçı Parti Genel Sekreteri iken Rahmetli Erdal İnönü’nün karşısına dikilerek ayrı bir Parti Genel merkezi oluşturmuş olduğunu gazetelerimiz yazmışlardı. Yenilgi üstüne yenilgi aldığı, barajı aşamayarak 36 sene sonra, Avukatlığa soyunduğu unutulmamıştır. Partiye çok emeği geçmiş Eski Cumhuriyet Halk Partililer için de çok yaralayıcı bir yol göstermekten de çekinmemiştir:
         “Kütükler sel suyuyla gitsinler!”
         Bir defa istifa eder gibi yapmış, delege işlerini ayarlayan Manisa milletvekilinin, Seyhan’da dayak yemesi pahasına, üstün gayretleri sonunda Yeniden Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı makam arabasına kurulabilmiştir. Bu durumdan Adaletten Korkanlar Partisine stepne olan ve sesi kısılana kadar kürsülerde bağıran Büyük bir Türk büyüğü de yararlanmıştır. Seçim sonuçları nedeniyle gitmiş, peşinden dökülen gözyaşlarına dayanamayarak geri gelmiş, (864) rakımlı tepe seçimlerine destek vererek bugünleri yaratmıştır.
         Cumhuriyet Halk Partisi, bir gece içinde kurulmuş bir siyasi parti değildir. Müdafaayı Hukuk, Kuvayı milliye, Ulusal Kurtuluş Savaşı, Lozan ve Atatürk devrimlerinden gelmektedir. Cumhuriyet Halk Partisi silinirse Türkiye Cumhuriyetinin tasfiye sürecinin önüne geçilmesi mümkün olamaz. İç ve dış odaklar bu sonuç için ele, ele var güçleri ile çalışmaktadırlar.
Cumhuriyete, Çağdaşlaşmaya ve Atatürk Devrimlerine düşman olanlar birlik ve beraberlik içersinde her gün bir çağdaş mevziimizi ele geçirirlerken, hiçbir şey yokmuş; ülkemiz güllük ve gülistanlıkmış gibi, şehzade kavgalarını sürdürmeyi anlamak mümkün olamamaktadır.
Cumhuriyet Halk Partisinin üst yönetimine bir artist geldi diyenler, kendilerine kişilik olarak artistliği seçtiklerini neden görememektedirler. Unutulmasın ki, Ronalt Reagan de bir Artist idi. Hem de üçüncü sınıf bir artist. Bugün, dünyanın en güçlü uçak gemisinin adı Ronalt Reagan’dır.
         Eski Yöneticiler Cumhuriyet Halk Partisini bugünlere getirdiler ve seçimleri de kaybettiler. Hâlâ partide genel başkanla eşit söz sahibiymiş gibi televizyonlara ve gazetecilerin karşısına çıkmanın anlamını anlamış değilim.
         Politika da savaşın yanar ve dahi dönerlerle devamı olabilir mi! Asla, olamaz. Savaşı kaybeden bir komutan, kurmay başkanı ile birlikte savaşı kaybetmiştir. ”Ben gideyim, kurmay başkanım ve ekibin ordunun başında kalsın, ikide bir komuta ekibine sokacağım adamlarla yeni komutana da yenilgileri tattırayım!” Diyebilir mi!
Parti ne olursa olsun, ülke nereye götürülürse götürüsün, DEDİĞİM DEDİK, ÇALDIĞIM DA DÜDÜK denilebilinir mi?
         Trablus Garp Savaşında; İtalyan donanması Çanakkale boğaz istihkâmlarına (188) top mermisi atarken Osmanlı Meclisi Mebusanında Hükümeti düşürmek için gensoru önergesi veren muhalefet; ”ne yapıyorsunuz!” Diyerek şaşkınlığını ortaya koyan Sadrazama:
         “Ne yapalım böylesine bir fırsat bir daha elimize geçmez!” Yanıtını vermişti.
         Değişen nedir!
         İktidarın karşısında laftan başka bir şey üretmeyen siyasi partilerimizin, bir an önce beraberce hareket etmeleri zamanı geçmek üzeredir.
CHPARTİSİ parti meclisi seçimlerinde çarşaf liste kullanmak, CUMHURİYET HALK PARTİSİNİ VE TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ ÇARŞAFLATMAKTAN BAŞKA BİR İŞE YARAMAZ.
         İçinde bulunduğumuz gün; adam kayırma günü değildir. Devri saltanatlarında, dikta yöntemini kullananlar da akıllarını başlarına almalıdırlar.
Yoksa Nazi Almanyasını anlatan Rahmetli Profesör Dr. Martin Neamöller’in kemiklerini sızlatacak sonuçlar ortaya çıkacaktır.     
        

Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi