11 Aralık 2010 Cumartesi

212-HİLKAT (YARATILIŞ) TEORİSİ VE EVRİM (EVRİMLEŞME) OLGUSU

         OSMAN TÜRKOĞUZ
         osmanturkoguz@hotmail.com
         İzmir; 11 Arsalık 2010.
        
HİLKAT(YARADILIŞ)TEORİSİ
VE
EVRİM (EVRİMLEŞME)OLGUSU.

“Bizim, devlet yönetiminde takip ettiğimiz prensipler, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutulmamalıdır. Biz; ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.” Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk.

         İnsanların 22 çift kromozomu, x ve y eşey kromozomları ile birlikte 23 çift kromozomu olduğu; DNA ve RNA ve dahi GEN faktörleri 1950 yılından sonra geniş kapsamlı olarak çözümlendi. Buralardan söz etmeyeceğim.
         Konak subay orduevine indiğimde, her devreden komutanlarım beni soru yağmuruna tutmaktadırlar. Bu duruma içerlediğini gözlemlediğim bir devre arkadaşım; elinde bir kitapla gelerek:
         “Masal anlatma. Gerçekler bu kitapta yazıldığı gibidir!” Dedi
Ol kitap Kemeraltı girişinde bedavadan dağıtılan Harun Yahya takma adlı bir Şizofreni hastasının, 46’ıncı maddeye tabi bir kişinin hezeyanları ile doluydu.
Bu şahıs Adli Tıptan ”Cezayı ehliyeti yoktur!” Raporu da almıştı.
 Bunlar Yaratılışı savunmaktaydılar. ”Her şeyi Tanrı ölçüp biçerek tek, tek yaratmıştır! Evrimleşme bir masaldır!” Türküsünü çığırmaktalar.
         M.Ö. 3000 yıllarında, Mısırlılar çarkı icat ederek testi yapmanın yanı sıra her cins yaratığın biblosunu çamurdan yapmaya başlamışlardır.
Çıkrığın başına Çakal başlı bir tanrı figürü oturtmuşlardır. İnsanın topraktan yaratılma öyküsünün başlaması buradan gelmiştir.
”Topraktan geldik, toprağa gideceğiz!”.
Tevrat, İncil ve dahi Kur’anı Kerim bu açıklamalara odaklanmıştır.
”Hayırı da, şerri de, güzeli de çirkini de topalı da körü de yaratan Allah’tır!”
O, ”OL” deyince her şey anında olur”.
Anlatımına insancıklar inandırılmışlardır.
Bilim yoktur, deney hiç yoktur.
500 erkekle yatan bir Arap kadını, gururunu göstermek için, evinin önüne bayrak dikmektedir.
Amrİbnülas, yüz uzmanlarınca babası belirlenen böyle bir kadının oğludur.
Ne kan tahlili vardır ne de DNA testi.
         18’inci yüzyıl Işıklar yüzyılıdır.
İsveçli bir Bilgin (Lime) YARADILIŞ (HİLKAT) teorisini ortaya atmıştır.
Lamarc ta; canlıların kazandıkları becerilerin dölleri vasıtasıyla yeni nesillere geçeceğini ortaya atmıştır.
1950 senesinden sonra; Japon Makak Maymunları meyveleri yıkayarak yemeyi öğrenmişlerdir. Bu gelenek yeni Makaklara da geçmiştir.
İşleyen organların gelişmesi, işlemeyen organların da körleşmesi Evrim teorisini güçlendirmiştir.
1830 senesinde; Galapagos adasına giden Darvin, oradaki canlı türlerinin farklılıklarını gözlemlemiştir.
Bir cins serçe kuşu, ince dalları kırarak ağaç gövdelerinden kurtçukları çıkartabilmektedir.
Başka tür Serçeler de yerlerdeki taneleri yemektedirler.
Bu sene; kutup bölgelerinde balık avlayan Ayılara bakan bir Kurt ta aynı yöntemle balık tutmaya başlamıştır.
Şempanzeler araç kullanabilmekte; sert tohumları taşlarla kırmaktadırlar.
Kerkenezler ve Şahinler, taş atarak yumurtaları kırabilmektedirler.
Kunduzlar, karınlarının üzerine koydukları taşın üzerine koydukları deniz kabuklularını taş kullanarak kırmaktadır.
Çevre ve iklimin etkisi kesin olarak göz ardı edilmemelidir.
Çevresine uyamayan canlı yok olmaya hükümlüdür.
Dünya üzerindeki her canlı Evrimleşme sürecine tâbidir diyebiliriz.
Hilkat; bilimlerin gelişmediği bir çağda, kısa yoldan düşünemeyenlerin iknasında kullanılmak ve bir Büyük gücün varlığına inandırarak otokontrol sağlamak için ortaya atılmıştır diyebiliriz.
         Evrimin gerçek kanıtı HİLKAT inancında saklıdır.
Topraktan yaratılmış olan Âdem’in kaburgasından yaratılan Havva’nın tüm profilleri, DNA’SI ve GENLERİ aynı olmak zorundadır.
Bu ikiliden türeyen insanların renk farklılıkları, kan ve Profil farklılıkları zaman içersindeki evrimleşmenin kanıtı değil midir?
Şimdilik bu kadar.

Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi