9 Mart 2010 Salı

4. EN SON ZUHURAT!

OSMAN TÜRKOĞUZ
İzmir; 05 Şubat 2010



EN SON ZUHURAT!


“TANRI, iradesini hâkim kılmak için, yeryüzündeki iyi insanları kullanır, yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak İÇİN TANRI’YI kullanır”. GİARDANO BRUNO (1548-16 ŞUBAT 1600) Roma’da Kilisenin yaktığı Bilgin PAPAZ.

“HİÇ KİMSE KOR KOYMASIN; KUR’AN’A DAYALI ŞERİAT DEVLETİNİ KURMAYA BAŞLADIK! TÜM VATANDAŞLARIMIZ DOYA, DOYA DİNLERİNİ YAŞAYACAKLAR!” Doç. Said Bey. Sayın A. Avcı’ya kesin uyarısı!

“İyi ağaç kötü meyve vermez. Kötü ağaç ta iyi meyve vermez. Kötü ağacın meyveleri de kötüdür!” İnciller.

“Şu gelen ilm’iledün sultanıdır” mevlit, Süleyman Çelebi


İlgi: NURCULUK, DİNİ HEZEYANLARIN PSİKO-MEDİKAL YÖNÜ (S.160-200), OSMAN TÜRKOĞUZ.

NOT: ADRES LİSTEME 545 SAYFA OLARAK İLETİLDİ. Kitabı alamamış olanlara, bildirmeleri üzerine hemen iletilir.

İster az gelişmiş olsun, isterse çok gelişmiş olsun, insanlar kandırılmaya muhtaçtırlar. Amerika’ya bir bakınız, ne dinlerle ne de çok peygamberlerle karşılaşırsınız.
Bendeniz kahrımdan kimselere bir şeyler söyleyemiyordum: Yüce Tanrı’mız” her kavme kendi dilinden peygamberler gönderdiği” halde, neden ve dahi niçin TÜRK ULUSU’NA BİR Nebi bile yollamadı diye!
Şükürler olsun; aramızda dolaşan bir peygamberimizin varlığını ”500 KİŞİLİK SON AKŞAM YEMEĞİNDE” açıklamış olan Sayın İsmail Hakkı Eser Beyefendiye! Esmiş bu büyük Ulemamızın aklına bir kere!
Peygamberlerin tümü de altımızdan, kumlar ülkesinden, ümmi Çobanlar arasından çıktığı halde, Sayın İsmail hakkı Eser’e binlerce şükür; son Zuhuratımızın üstümüzden, Karadeniz’den, KAYIKÇILAR AHFADINDAN çıkmış olduğunu müjdelediği için!
Öfbe, ne zormuş bir ilahi sırrı faş etmek!
Sayın Ergun Poyraz, kalemi ile darbe teşebbüsünden, içeride olmasaydı O’NA danışacaktım: 1639’da, Bağdat Seferinde bulunan ve Genç Osman Destanını yazan KAYIKÇI KUL MUSTAFA ile bizim Rizeli kayıkçının bi göbelek bağı varmidur diye!
İLMİLEDÜN, İLMİBATİN VE DAHİ İLMİZAHİR** NEDİR bilmeyenler,”BU KONU ULEMAYA DANIŞILMALI” HADİS’İNİN DE!
Anlamını bilemezler! Ne ise ”Revenons a nos moutons!”
Amerikan bireyleri aldatılabilirler. Amerika’da hükümetler kuruluş esaslarına olabildiğine sadıktırlar. Her inandırılmış ve sömürüye açılmış gruplar sıkı denetim altındadırlar.
Cennet yolu tarikatının merkezinin ağır silahlarla yerle yeksan edilmiş olduğunu unutmadık.
Bu yok etmeyi de FBİ, büyük bir başarı ile yerine getirmişti!
Ben, uzaklarda değil de ülkemizde gezinmek istiyorum.
Önce Komşumuz İran’dan ilginç bir örnek vermek istiyorum:
“40 yıl önce, 11 Mayıs 1933 tarihli Cumhuriyet gazetesi (20 Mayıs 1972)”

AHİR ZAMAN PEYGAMBERİ!
“Tahran’dan dün bildirildiğine göre; Seyit Gazanfer adlı bir Ahunt, birçok kimseleri başına toplayarak kendisinin son peygamber Kuran’da bahsi geçen Mehti olduğunu iddia etmiş ve polis tarafından yakalanmıştır.
Peygamber iddiasında ısrar ederek; kendisine inananları bir araya toplayıp mucizesini göstereceğini söylemiştir. Polisin müsaadesi ile yüzlerce kişiyi bir araya toplamış ve:
“-Ey! Ümmetim! Mucizemi şimdi göstereceğim; fakat önce hepiniz bir ağızdan eşekler gibi anırınız!” Demiş; orada toplanmış olan ahali de, hep bir ağızdan:
“AHİ! AHİ! AHİ!” Diye “Semavatu Zemini” inletmişlerdir. Kürsüdeki Mehdi; gayetle beşuş bir çehre ile Polis şefine dönerek:
“-Efendim, ben peygamberim amma, işte böyle eşeklerin peygamberiyim!” Demiş—ve maalesef! Ostüzü—yakalanarak akıl hastanesine gönderilmiştir!
ÇOK YAZIK OLMUŞ! Ah! Ülkemizde olmalıymış!
Ne çare; akan zamanı geri döndürme uğraşı “dâhili ve dahi harici bedhahların” işi!
Ulusal Kurtuluş Savaşımızda da Hart’ta türeyen bir Mehti de bir top mermisi ile sülalece ölmüştü.
1957 senesinde; Bursa Ulu camisinde kılıçlı bir Mehti Zuhur etmişti.
1882 senesinde de Hartum’da zuhur eden Mehti de, İngiliz kurşunları ile öldürülmüştü.
Said’i Nursi Mehdiden de çok, peygamberden de çok üstündü!
İnanmazsanız Nurculuk adlı kitabımı açıp, okumalısınız.
“Kur’anı Kerim, Hz. Muhammed’e ne vermişse, Risale’i Nur da onu bana vermiştir!”
“Risale’i Nur’da konuşan Allah’tır!”
“Risale’i Nur okunurken, serçeler, kelebekler, arılar, atmosfer ve yıldızlar saygı ile ibadet ederler!”
Hepisini sahifelerini göstererek yazarsam, bu SEMAVİ! Kitabı! Okumak sevabından mahrum olmuş olursunuz!
Said’i Norsi’nin hayranlarından Ispartalı Sülü—Köprü dergisi 1986 sayısı-Döneminde de Balıkesir Su işleri Müdürü: ”Tevrat‘ta ve Kur’anı Kerim’de adı geçen Süleyman bizim Süleyman Demirel’dir!” Buyurmuştu.
Şimdi de; yeni bir peygamberimiz ve dahi Mehdimiz olmuş ta haberimiz nasıl olmamış!
Hayret!
Şimdi, Ergenekon’dan içeride yatan Sayın Ergün Poyraz Beyefendi, ilk müjdeli haberi vermişti de bizler uyanamamıştık! ”MUSA’NIN ÇOCUKLARI!”
MUSA; Yahudidir! Suyla gelen manasındadır! Firavun Seti Birin Kızının bir Yahudi mimardan olan nikâhsız oğludur. Dayısı İkinci Ramses’inde Muhafız alay komutanı bir Amon Rahibidir. Beni İsrail’in rüzgâr tanrısı YAHOVA’YA—YAHVE DE DENİLİR_ inanırdı. Olsun! Ümmetçilikte ırkıyet yoktur!
Sonra; İskender Evranosoğlu çıkmıştı: Özal devrinde ve adamcağız; DPT. Dış krediler müdürüydü. Ay’da namaz kılmıştı ve o da, bir risale yazmaya başlamıştı.
Sonra da; bir Zöhre Ana çıkmıştı, Mamak’ta.
İyice düşünürseniz, Sayın İsmail Hakkı Eser’e, hak vereceğinizi sanıyorum.
Sayın RTE, esip te gürlediği, ”Dinsiz laik Kemal Paşa rejimini yıkarak, Kur’ana dayalı şeriat devleti kurmak için, maddi ve manevi gücümle ve var kuvvetimle çalışacağıma yemin ve kasem ederim!” Dediği halde, hiçbir görevlinin de gıgı çıkmıyor!
Adeta Türkiye Cumhuriyetini DARÜL HARP BÖLGESİ ilan ediyor!
Bu cumhuriyetimizi hazır bulan ve her ay da hazırdan kazanan görevlilerimizin sesleri de çıkmadığına göre!
Yahu, sahiden peygamberler her Türklü şek ve şüpheden ve her türlü suçtan vareste değiller mi?
SAYIN SEYİRCİLERİMİZ!
Geçiş çok önemli merhaleler içermektedir: İşçi-futbolcu-İmam-Diz diplerinde rahledar—Hapishane—aloçi, maloçi Milletvekili-Başbakan—En son Padişahı Ru’yu zemin—mehdi—Ahir zaman peygamberlerinin sonuncusu!
124,000 peygamber, Hz. Muhammed’e gelene kadar inmişti. Acaba bu, sayı bakımından kaçıncıdır.
Rica etsem Sayın İsmail Hakkı Eser bir “meyil” ile beni de aydınlatır mı? Bilemiyorum.

**PS: Adaletten Kaçanlar Partisi saltanata geldikten keri, bir de “Zevahiri kurtarma“ ilmi ortaya çıkmıştır.

Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi