15 Ocak 2016 Cuma

2058/HALİFELİK KAVGASI.3


TC.

OSMAN TÜRKOĞUZ


TV. İZMİR;18 Ekim 2014.VE İHANETLER SÜRDÜRÜLDÜKÇE?!ATATÜRK’ÜN FOTOĞRAFINI SALONLARINA ASTIRTMAYAN ŞAŞKALOZLARA?15 Ocak 2016.

            HALİFELİK KAVGASI!(3)                                  

Benden sonra Hilafet otuz senedir. Bundan sonra Hilafet, ısırıcı bir SALTANATA dönüşecektir!”.Hz. Muhammet. (Hadis).Ahmet Cevdet Paşa, Kısas’ı Enbiya,c.2,ks.1,s.169.                                                                                     Önce, Göçmen- Mekkeliler-ENSAR-Medineliler-kavgası. Sonra da Emeviler ve Haşimiler kavgası! EN SONUNDA DA BİZİMKİLERİN HALİFELİK VE İHANET KAVGASI?!

İnsanlık tarihinde ve yeryüzünde; Hilafet kavgasından daha çok kan döktüren bir kavga olmamıştır. Ostüzü.*Al Şahrastani İslam tarihinin hiç bir devrinde, hiçbir din aktinin hilafet kadar ihtilafa sebep olmadığını ve kan döktürmediğini söyler.” İslam Ans. Cilt 5.S.153.

KUR’ANI KERİM’DE HİLAFETİN LÜZUMUNA DAİR HİÇ BİR AYET BULUNMAMAKTADIR!” İslam Ansiklopedisi. C.5.S.152–153.Ancak:

            İslamın yüce kitabı Kur’anı Kerim’e bir göz atacak olursak, orada da Halife sıfatının başka anlamlarda kullanılmış olduğunu görürüz:

            1-6’ıncı sure, 165’inci ayet: ”O,sizi (peygamber ümmeti) yeryüzünün Halifeleri yapan, size verdiği şeylerde sizi imtihana çekmek için kiminizi derecelerle kiminizin üstüne çıkarandır!” Buyuruyor.

            2-10’uncu surenin 14’üncü ayetinde de: ”Onlardan sonra, arkalarından sizi yeryüzünde Halifeler yaptık. Bakalım nasıl hareket edeceksiniz diye!”

            3-35’inci surenin 39’uncu ayeti: ”O,sizi yeryüzünde halifeler yapandır!” Buyurarak, insanlara yeryüzünün halifeleri unvanını veriyor!

            4-(Kur’anı Kerim’de Davut peygamber hakkında” ya Davut, biz seni yeryüzüne halife yaptık. İnsanlar arasında hak ve adaletle hüküm ver.” Buyrulduğu açıklanmıştır.) Ercüment Demirer’in S.G.E. s.17.Tevrat ta başka türlü söylüyor: ”Savaşta bulunan General Uriya’nın Karısı Hititli Sitti’yi gebe bırakarak, Zavallı Generali, başkomutana yazdığı, Zavallı General ile gönderdiği bir mektupla, ön saflarda görevlendirterek öldürtmüştür! Hak ve Adalet bu mudur?Oğlu da Öz Ablasının ırzına geçmiştir.Meraklı olanlarımız TEVRAT’TAN OKUYABİLİRLER?!

            “Kesin olarak ifade ederiz ki; Hilafet dini değil, dünyevi bir makamdır. Hilafet makamının İslam itikadı ile hiçbir ilgisi yoktur. Akaid kitaplarında tek kelime ile de olsa hilafetten söz edilmemektedir. HİLAFET DEMEK, HÜKÜMET DEMEKTİR, İKTİDAR SAHİBİ OLMAK DEMEKTİR, YANİ DOĞRUDAN DOĞRUYA MİLLET İŞİDİR. Her islam ülkesine bir halife mi,yoksa 57 islam ülkesine tek halife mi?! Nedendir,diğer islam ülkelerinde halifeliğe istek yoktur?İslam dininin birinci derecede kanunu olan Kutsal kitabımız Kur’anda şekli hilafet, yani islam hilafeti hakkında hiçbir ayet yoktur!” Ercüment Demirer, S.G.E. S.51.

            İki gruba ayrılan Müslüman Arap toplumunda, Halife olmanın şartları:

            1-Sünnilere göre, Halife olabilmenin ilk şartı, (KUREYŞ KABİLESİNDEN OLMAKTIR!)

            2-Şiilere göre, HİLAFET ANCAK VE ANCAK ALİ SOYUNDAN GELENLEREDİR. Fuat Kadıoğlu, Gericilik ve Ötesi, s.15–16.

“Tüm dünyadaki Müslümanları, Kureyşli Arap Müslümanlar yöneteceği gibi: Müslüman olmayanları da Müslüman olmayan Kureyşliler yönetecektir. Hz. Muhammed. Buhari Menakıp 1, Müslim imaret 2,818’ den aktaran Merhum Profesör Dr. İbrahim Candan, C.6.S.405 (10).

İnsanlar bu işte Kureyş’e tâbidirler; Müslüman, Müslüman olanlarına; kâfirler, kâfir olanlarına tâbidirler.”Şakir Keçeli, Şeriat Nedir? S.228.

Osmanlı Halifesi Mehmet Reşat’ın KUTSAL CİHAT ilan etmesi üzerine; Osmanlının Arap asıllı Bağdat Müftüsü de bir fetva yayımlamıştır: ”Halife Kureyşli olmadığı ve Osmanlının da Kutsal Cihat ilan etme yetkisi bulunmadığı için ilan edilmiş olan KUTSAL CİHAT İLANI DA GEÇERSİZDİR!”Yani KEENLEM YEKÛNDUR. Bağdat’taki Arap asıllı Osmanlı Devleti Müftüsü de:

            “Hazreti Peygamberin yaydığı ve tesisi buyurduğu din ve şeriat hükümlerinin temini, devamı ve bekası Kavmi Necibi Araba aittir.” Demiştir. Cavit Paşa, Irak Seferi, s.334.Besim Atalay, Türk Dili İle İbadet, s.82.   

Mekke’de vazedilen Kuran ayetleri, Hz.İsa’nınvaazlarına benzerlik göstermektedir. İnsanların kurtuluşunu ve doğru yolları anlatılmaktadır. Medine’de vaz edilen Kuran ayetleri ise Hz. Musa’yı anımsatmaktadır. Profesör Dr. Süleyman Ateş, Milliyet gazetesinde yayınlanan iki küçük kitabı.

Mısır Valisi Mukavkıs, Hz. Muhammed’e, Marya ve Şirin adlı iki kardeş Cariye ile Düldül adı verilen bir katır hediye etmişti. Marya’dan olan oğlu İbrahim de Ons ekiz aylıkken ölmüştü.

Bir gün, Hz.Ömerin kızı Hafize, kendi yatağında Hz. Muhammedi Marya ile sevişirken yakaladığında kıyameti koparmıştı. Bunun üzerine Hz. Muhammet:”Bundan kimseye etmezsen, babanı halife yaparım!”Demiş ve bir daha Maryayla bir olmayacağı sözünü de vermişti. İlk defa halifelik sözü bu olayda kullanılmıştır. Veda Hacında Hz. Muhammet Hz. Âliyi yerine vekil bırakacağını açıkça ihsas etmişti. Kendisine ilk inanan da Hz. Âliydi daha 12 yaşındayken.(598-661).610’da. Beş defa da Âliyi yerine vekil bırakmıştı. Veda Haccı dönüşüydü. Peygamberimiz beraberindeki sahabelerle birlikte Mekke ile Medine arasında bulunan Gadir Hum Hurmalığında mola verdiler. Orada bir müddet istirahat edip öğle namazını kıldıktan sonra, deve havutlarından yapılmış bir yükseltinin üstüne çıkarak, sahabelere hitaben konuşma yapıp sonunda: “Ben ilmin Medinesiyim,  Ali de kapısıdır!”Dedi ve daha güzel tanımlarla Hz. Âliyi methetti:

“Ben kimin dostu isem Ali’de onun dostudur. Allah'ım ona dost olana dost ol; düşman olana da düşman ol. Ona yardım edene yardım et.”1 (buyurdular) .Bunun üzerine Hz. Ömer dâhil tüm sahabeler Âliyi tebrik ettilerdi.

Hüneyin’de Ganimetin/Yağmanın/Sekizinci surenin Birinci ayetine göre dağıtımında Mekkelilere daha fazla pay verildiği iddiası ile Medineliler/Ensar/ ayağa kalkmıştı. En sonunda Müslüman olan Muaviyenin babası ve Hz.Muhammedin KAYNATASI Ebu Süfyan’a 120 okka gümüş ve 3000 deve verilmesi bardağı taşırmıştı. Sonunda aynı sureye eklenen Kırkbirinci ayetle durum sakinleştirilmişti. Son veda hacından Hz.Muhammedin öleceği anlaşılmıştı. Hz.Muhammedin yerine seçilecek kimsenin yetkisi iki tarafında iştahını kabartmıştı. Peygamberlik sıfatı dışındaki tüm sıfatlara sahip olunacaktı. Okuyalım: “Araplar, bir yere girdiler mi, orasını soyarlar, harap ederler. Düzgün taşları, çömlek altına koymak için sökerler, çatıların direklerini çadırlarına dikmek için çıkarırlar, vergi almakta bir had tanımazlar, ne bulurlarsa alırlar. Onlar için hukuku gözetmek ve insanları fenalıklardan korumak gibi şeyler, görenekleri değildir. Babaları ve kardeşleri de olsa, bildiklerini yaparlardı.” Fec’rül İslam, c.2,s.82.

            “Araplar vahşidir, soyguncudur, yağmacıdır; bir memlekete girerlerse orayı harap ederler. Bir başbuğa itaat etmezler, sanatları ve bilgileri yoktur; bu gibi şeyleri yapmaya istidatları bulunmaz.” İbn’i Haldun, Mukaddeme 3 cilt. İbn’i Haldun, sosyolojik tarihin babası olan ve Aksak Timur ile de Şam’da konuşmuş olan bir Bilgindir.

            “İslamlık, Arapları yoğurarak belli bir düzeye getiremedi!” Fecr’ül İslam, s.82.Fakat Araplar İslamiyeti, kendi basit kabile karakterine mükemmelen uydurarak, inanç kaynağı olmaktan çıkarıp, anlaşmazlık kaynağı haline koymasını da bildiler ve bizlere de böylesine bir Müslümanlık aşıladılar.

            İlk halifeler hakkında, Hz. Ömer’den itibaren (Âmir al Müminin) unvanını kullanmaya başladılar. Bu unvan, (Halifat Resul Allah) unvanı Hz. Muhammet’in ölümü ile sona erdiğinden, RİSALET görevi dışındaki tüm görev ve yetkileri kapsar.

            Çok cüretli bit şekilde ortaya atılan (Halifat Allah) unvanı Halife Hz. Ebu Bekir tarafından şiddetle reddedilmiştir. O, Halife seçildiğinde:

            “EY Nas! Ben sizin üzerinize Veliyül emir oldum!” Demiştir.

            Çok ilginçtir; Türkiye Büyük Millet Meclisince halifeliğe atanan Veliaht Abdülmecit Efendi,    

 Hilafetin kaldırılmasından sonra; yakınları ve de (103) bavulu ile sürgün edilmişti. Paris’e yerleşmiş olan bu zat, Kızı Dürrüşşehvar’ı da Haydarabat Nizamının oğlu ile evlendirmişti. Bu Efendi, bütün dünya Müslümanlarına bir beyanname göndermişti. İslam ulemalarının Marsilya’da toplanarak, Hilafet hakkında bir karar vermelerini istemiş olduğu ve hiçbir kimsenin de ilgilenmediği bu beyannamesinin altına: ”RABBİLÂLEMİN RESULÜ HALİFE!” imzasını atmıştı. “

Hz. Muhammet 10 Haziran 632 tarihinde Medine’de Hz.Ayşenin odasında vefat ettiğin de cenazesiyle Hz. Ali, Caferi Sadık ve Zeydin oğlu Usame ilgilenmişti. Hz.Muhammedin cesedi, üç kişi tarafından, öldüğü odaya defnedilmiştir.

 Ensar ve Muhacirler HİLAFET Kavgasına tutuşmuşlardı:”Ensar, sahafi nebi saide’de toplanarak kendilerine bir halife seçme mücadelesindeydiler. Hz. Ömer, kılıcını çekerek:”Hz. Muhammet ölmemiştir, kim O öldü derse onu kılıcımla parçalarım!”Tehdini savurmuş, Medine dışındaki bahçesinde bulunan Hz.Ebu Bekire durumu bildirmişti. Hz.Ebu Bekir, Ebu Ubeyde ve Hz. Ömer toplantı yerine geldiler. Hz.Ebu Bekir,çok güzel bir konuşma yaparak oradakileri yatıştırdı.Ensar’dan birisi:”Bizler Ensar’ı resulüz,bizler islamın cenge hazır askerleriyiz.Ey Muhacirin,sizler ise bizim içimize sığınmış bir cemaatsiniz.Hilâfet bizim hakkımızdır!”Dedi.Ebu Bekir de:”Ey Ensar!sizlerin de nice hizmetleriniz ve meziyetleriniz inkâr olunamaz.Cenabı Hak sizi, dinine ve resulüne nusret için intihap etti.Sizlere resulünün hicretini müyesser kıldı.Muhacirinden sonra sizin Medinenizde başka kimse yoktur.Fakat Hilâfet meselesinde Arap kavmi ,Kureyşi tanır,başkasının Hilâfetini tanımaz.Biz ümerayım,sizde vüzerasınız.hiç bir meşveretten geri bırakılmazsınız!”Dedi…..Ensar’dan  birisi:”Biz bir Emir, sizden de bir Emir olsun!”Deyince,Hz. Ömer:”İki emir cem olamaz. Peygamber hangi kabileden ise halifesi dahi o kabileden olmadıkça Arap kavmi kabul ve itaat etmez;”dedi. Bunun üzerine de Ensar’dan birisi:”Hakkımızı başkasına kaptırmayız!”Diye bağırınca, Abdullah bin Cerrah:”EY Ensar, ilk defa bu dine yardım eden sizdiniz. Sakın ilk defa bu işi bozan sizler olmayasınız!”Dedi. Mücadelenin ortasında Hz.Ebu Bekir:”Size iki zatı seçtim, birine biat ediniz !”Diyerek Hz. Ömer’i ve Ebu Ubeyde’yi gösterdi, Her ikisi de istemediklerini bildirdiler. Hz.Ömer:”Hazreti peygamberin ileri geçirdiği zatın önüne kim geçebilir*Hz. Muhammed hangi mecliste bulunsa sağ tarafına Ebu Bekiri, sol tarafına da Hz. Ömer’i alırdı. Ebu Ubeyde hakkında dahi bu ümmetin emiridir;” derdi. Ortalık biribirine karıştı. Hz. Ömer, Hz.Ebu Bekire hitaben:”Resulü Ekrem seni, dinimizin büyüğü olarak namazda kendisine halife etmişti, seni cümlemizin imamı eyledi, elini uzat ben sana biat edeyim, diyerek, Ebu Ubeyde’yle birlikte Ebu Bekire biat ettiler. Hz.Ebu Bekir:”Ey Müslümanlar, her kim ki Muhammed’e tapıyorsa, bilmeli ki Muhammed öldü. Her kim ki Allaha tapıyorsa bilmeli ki, ALLAH BAKİDİR, ÖLMEZ! Enver Behnan Şapolyo, Mezhepler ve TARİKATLAR Tarihi,/s.14/15.Hz. Ali’nin halife olması böylece önlenmişti ama islama inananlar da ikiye ayrılmıştı. Ebu Bekir, Feddek hurmalığını Hz.Fatmanın elinden almıştı.  Hakkını arayan Hz.Fatmayı da bir iyice dövmüşlerdi. Babasından 93 gün sonra da Hz. Fatma ölmüştü. İyice bunalan Ebu Bekir ve Ömer ikilisi Hz. Aliye, Ebu Ubeyde ile şu mesajı iletmişlerdi:

            “Ali’ye git, O’NA de ki; deniz tehlikeli, kara korkulu, hava boz renkli, gece karanlık, gök açık, yer ise çıplaktır. Şeytan islim ümmeti arasına düşmanlık sokmağa çalışıyor. Sen bir köşeye çekilmiş, küskün duruyorsun. Sen bu ümmetin ekmeğine katık gibisin. Bu ümmetin keskin kılıcısın. Eğrilip te kesmez olma, bu ümmetin tatlı suyusun. Acıyıp ta bozulma ya Ali, Ensar ve Muhacirin benim sana biatimi isterlerse, ben sana derhal biat ederim. Eğer düşüncen başka ise sen de bana biat et. Bize yardımcı ol. Yolunu şaşıranları irşad et. Artık fitne kapısı kapansın. Allah’ı Teâlâ bizim dediğimize şahittir.” Hz. Ömer de Hz. Ali’ye şu sözlerinin götürülmesini istedi:

            “Ali’ye de ki; Ebu Bekir, bu ümmete cebir göstererek sıçrayıp ta halifeliği kapmadı. Bu ümmetin şuurunu selbedip, gözlerini bağlayıp, akıllarını bozmadı. Allah hakkı için öyledir. Ebu Bekir, malumunuz olduğu üzere aziz, âlicenap bir zattır. Hilafete bu meziyetleriyle nail oldu. O hilafetten çekindi, hilafet ona sarıldı. Bu vazifeyi Cenabıhak o’na ihsan etti!” Enver Behnan Şapolyo, Mezhepler ve Tarikatlar Tarihi, s.16.Hâlbuki Aynı Ömer, tüm adaylara itiraz ederek:

            “Hz.Muhamet hangi aşirettense, halife de o aşiretten olmalıdır!” Demişti. Veda Haccında ve Hz. Muhammet’in ölüm anında, Hz. Ali’nin belirlenmiş olan Halifelik hakkını gasp ederek nasıl da, günümüzdekiler gibi, topu Allaha havale etmiştir! OSTÜZÜ. 

                “Halife, Halef, Naip, Peygamberin halefi ve kendisinden sonra, yerine kaim olmak; (Halife Resul Allah) itibariyle, İslam Camiasının en Yüksek Reisinin yani imamının unvanıdır”. İslam Ans. C.5.S.148.

Hilafet Arapça=Halifelik.

Bir kimsenin Halife olarak başta bulunduğu, DİNİ OTORİTE İLE SİYASİ OTORİTENİN BİRLEŞTİRİLDİĞİ BİR YÖNETİM ŞEKLİ.                MS. 08 Haziran 632–12 Rebiyülevvel 10-İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in ölümü üzerine; Halifelik ve İmamlık büyük çekişmelere neden olmuştu. Mekke’den Medine’ye göçenlerle-Muhacirun-, Medine yerlileri- Ensar- arasında Halifelik kavgası yaşanmıştır. Hz. Ömer’in ve Ebu Ubeyde’nin araya girmesi ve Ebu Bekir’in kişiliği, beş defa Halife olma sözünün sahibi Hz. Ali’yi de, böylece saf dışı bırakmıştı. Ebu Bekir iki sene Halife olarak kalmıştı. O’NUN dışındaki üç halife de öldürülmüştür. Hz. Ömer (634–644), Hz. Osman (644–656), Hz. Ali (656–661), Hz. Hasan (661-6ay); Yezit’in karısı olacağı vaadi ile kandırılan karısı Cude tarafından, zehirlenerek öldürülmüştür. Hz. Hüseyin (6 ay) Şam’da saltanat süren Muaviye’nin oğlu Yezit’in askerleri tarafından, KERBELA’DA başı kesilerek öldürülmüştür. Halifelik hiçbir kimseye hayır getirmemiştir. Abbasi halifelerinin ve 12 İmamın öldürülmüş olduklarına dair tarihe not düşülmüştür. Hz. Ali’nin Amcası Abbas’ın soyundan gelen Abbasi halifeleri Hz. Ali soyuna felaketler yaşatmıştır. Halife, Halef, Naip, Peygamberin halefi ve kendisinden sonra, yerine kaim olmak; (Halife Resul Allah) itibariyle, İslam Camiasının en Yüksek Reisinin yani imamının unvanıdır”. İslam Ans. C.5.S.148.

Kerbelada, Hz.Hüseyinle birlikte öldürülenler:

1-Hz.Hüseyinb. Ali,

2-Aliyyü’i-Ekber b. Hüseyin,

3-Abbas b.Ali

4-Osman b.Ali,

5-Abdullah b.Hüseyin,

6-Cafer b.Hüseyin,

7-Abdullah b.Ali,

8-Muhammed b.Ali,

9-Atik b.Ali,

10-Kasım b.Hasan,

11-Ebu Bekir b.Hasan,

12-Abdullah b.Hasan,

13-Kasım b.Hasan,

14-Abdullahu’l-Ekber b.Müslim b.Akü,

15-Ali b.Müslim b.Akil,

16-Muhammed b.Müslim b.Akil,

17-Abdurrahman b.Müslim b.Akil,

18-Abdullahu’l Ekber b.Ali,

19-Muhammed b.Abdullahu’l Ekber b.Ali,

20-Muhammed b.Ebu Said b.Ali,

21-Hüseyin b.Abdullah b.Cafer,

22-Avnu’l –Asgar b.Abdullah b.Cafer,

23-Muhammedu’’l-Asgar b.Abdullah b.Cafer,

24-İbn Abdi Rabbih, ikdülferid.

 Tabari, Milletler ve Hükümdarlar Tarihi, c.6,s.260.

Hz. Hüseyin öldürüldüğünde, vücudunda OTUZ ÜÇ MIZRAK VE OTUZ DÖRTKILIÇYARASI VARDI!                                                                                                                                  TARİH SAHNESİNDEKİ HALİFELİKLER!

             1*MEKKE VE MEDİNE HALİFELERİ, (Dört Yetkin Halife).

               2*Emevi Halifeleri (Şam, Bağdat ve Samarra).

               3*Abbasi Halifeleri. (BAĞDAT)

               4*Endülüs Emevi Halifeleri. (İspanya).

               5*Fas Alevi halifeleri.       

               6*Kahire Fatımi Halifeleri.

             7*Kahire Abbasi halifeleri.  8. İstanbul- Osmanlı Halifeleri. ZAMAN DEĞİŞTİKÇE; HÜKÜMLER DE DEĞİŞİR!” En önemli İslam kuralı.BİZİM YOBAZLAR DA ,ASIRLAR GEÇSE DE MUSTAFA KEMALE RAĞMEN, DEĞİŞEMEZLER.ÇÜNKÜ,KAFALARI ARAP KUMLARI, ARAP VE YAHUDİ HURAFELERİ İLE DOLDURULMUŞTUR.

 

 

 

.

 

 

 

 

 

 

,

 

  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

    

 


 

Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi