TC.
OSMAN
TÜRKOĞUZ
osmanturkoguz@gmail.com
TV.İzmir;06
Ocak 2013.SOYU BOZUKLAR ÖTTÜKÇE!
Kışlalarımız yetersiz olduğundan; İkinci Dünya Savaşı sırasında
Askerlerimiz camilerimizde yatırılmıştı.3.000.000.000 Gencimiz silâhaltındaydı.
Hatta İstanbul müzelerindeki tarihi eşyalarımız da Niğde’de bir camide koruma
altına alınmıştı. Bezm’i âlem Valide Sultan camisine canlarını kurtarmak için
sığınmış olan Türk Gençlerimize atılmadık iftira bırakılmamıştı. Boş bira
tenekesi iftirası tutmayınca bu sefer de BOZDAĞ’IN BEKR’İ”CAMİDE ÖPÜŞME
MASALINI ORTAYA ATTI. Nasrettin Hocayı mihrapta baldızını ş’aparken
yakalayanlar,”Bre dinsiz! Bre imansız!”Diye çıkıştıklarında: Rahmetli
Hocamız:”Dinsizlikten ve imansızlıktan değil,yersizlikten!”Demiş!Utanmazlık bu
kadar olur.Politika gerçekten de ülkemizde yalan sanatı haline getirildi.
ALLAH VE DİN İLE ALDATAN MADRABAZLARIMIZA!
Soygunlar,
vurgunlar, lüks içinde yaşantılar sürdürüldükçe;halkımıza bol miktarda dini
masallar anlatılmaktadır.Osmanlı İmparatorluğu döneminde 13.000'i yurt dışında
kalmak üzere,623 senede,20.000 cami yapılmıştır.Laik Türkiye Cumhuriyeti
dönemindeyse 85,000 cami yapılmıştır.
İkinci Dünya Savaş sınırlarımıza yaklaştığında
İstanbul'daki müzelerde bulunan tarihi eşyalarımız Niğde'ye taşınmıştı. Şah
İsmail'in tahtı ve diğer kıymetli eşyalar da bir camiye depolanmıştı. Buraları
denetleyen cumhurbaşkanımız Rahmetli Mustafa İsmet İnönü; görevli subayımıza,
bu eşyaların güvenli olarak korunduğunu sormuş ve sakın kimseleri Tahtın içinde
bulunduğu bu camiye sokmayınız emrini vermiştir. Her büyük vurgun ortaya çıktığında;
Atatürk’ten nefret edenler bir yalan ortaya atmışlardır: Efendim, Cumhuriyet
Halk Partisi Seferihisar'ın bir dağ köyündeki camiyi ahır olarak kullanmıştır. Sonradan
bu köyün camisini Yunanlıların tavla olarak kullandıkları VE CUMHURİYET HALK PARTİSİ
Hükümetinin de Savaştan sonra camiyi tamir ettirerek ibadete açtırdığı
anlaşılmıştır. Konfüçyüs, boşuna söylememiş:"Bir yerde dinden söz edildi
miydi sıkı durunuz; ya malınızı ya da canınızı alacaklardır!" Şimdi, bu din ve iman satıcılarının
suratlarına bir belgeyi çarpmak istiyorum:
Garp
Cephesi Komutanı Tümgeneral İsmet Paşa; Mudanya ateşkes antlaşmasından sonra;Dış
İşleri Bakanlığına ve Lozan Konferansı başdelegeliğine getirilmişti.
Bir gün; Ankara’dan ilginç bir şifre almıştı:"Bulgarlar, bağımsızlıklarını
kazandıktan sonra; Sofya’da bulunan Kırk beş caminin Kırk dördünü yıkmışlardı. Kırk
beşinci camiyi de yıkacakları duyumunu alan Ankara Hükümeti Dış İşleri
Bakanımız ve Başdelegemiz Tümgeneral Mustafa İsmet Paşa'ya şu telgrafı şifreli
olarak çekmişti:
"Hüseyin
Rauf Bey'den İsmet Paşa'ya tel,30 01 1923:
"Bulgaristan
Sobranyası Sofya'daki camiin yıkılması için bir kanun lahihası kabul etmiş.
Sofya’da yegâne kalan camiin yıkılması Bulgaristan'ın İslam unsuruna karşı
hürmetkâr davrandığı iddiasına aykırı bir fiil teşkil edecektir. Buna yer
kalmaması için girişimde bulunulmasını rica ederim!"Bilal N.Şimşir, Lozan
Telgrafları 1,s.462,no=457.Bilal N,Şimşir, Lozan Günlüğü, s.402.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder