15 Ocak 2013 Salı

891/SUÇLULAR,SANIK VE NEDEN PEŞİNDE!

OSMAN TÜRKOĞUZ
osmanturkoguz@gmail.com
İzmir;15 Ocak 2013
SUÇLULAR SANIK VE NEDEN PEŞİNDE!
"
Sayın Süleyman Demirel:"Ülkemizi dolaşarak,bugünlere gelişimizi nedenlerini gençlerimize anlatacağım!"dedi.Sözcü Gazetesindeki söyleşisi!Aşağıdaki yazıyı okumadan ben söylemek istiyorum:
Sayın Demirel;hiç zahmet etmeyiniz,bugüne gelişimizin en büyük nedenlerini bendeniz sayıvereyim:
1*Celal Bayer,
2-Adnan Menderes,
3-Süleyman Demirel,
4-Necmettin Erbakan,
5-Beşibir aradalarımız,
6-Turgut Özal.
Köprü dergisinde;1986 yılında yayımlanmış olan aşağıdaki beyanlarınızı bir daha okuyabilir misiniz?Bir önerim daha var:Konferans vermek için oturacağınız masanın önüne,yüzü size dönük bir ayna korsanız sanıklardan birisi ile yüzleşmiş olursunuz.Nurcuların en büyük yayın organı olan Yeni Asya,Yalvaçlı Sayın Mehmrt Kutlulara aittir.Çankaya'da o sizi ziyaret ederek beyanatlar verirdi:"Nurculuğa alişacaksınız!"Deyu!Bendeniz;ihanete ve bölücülüğe alışaık değilimdir.Saygılarımla.
NURCULUK
"Köprü Dergisi'nin Mart 1986, Bediüzzaman Said Nursi özel sayısında, ilginç açıklamalar yayımlanmıştır.
Süleyman Demirel'in çok ilginç açıklamaları, Nurcuların göğüslerini kabartmış; (92 Sanıklı Nurculuk Davası) olayının üstüne ılık sular serpmiştir. Nurculuk olayına can ve gönülden bağlı bulunan ve bu yüzden, 1981 yılında, ağır bir trafik kazası geçirerek, Nurculuk lisanıyla, hafif bir şefkat tokadı yiyen Necmettin Şahiner sormuş, Demirel de yanıtlamıştır.
Sual: "Bediüzzaman Said Nursi hakkında kanaat ve düşünceleriniz nelerdir?"
Elcevap: "Merhum Bediüzzaman Said Nursi, üzerinde çok tartışma yapılmış bir zattır. Birçok kimse, kendisi hakkında peşin hükümlere sahip olmuşlardır."
"...Nur Talebeleri, yüzlerce defa mahkemeye çıkarılmıştır. Türk Ceza Kanunlarına göre -aynen böyle diyor- bunların hiç birinde suç bulunmamıştır... Kimsenin önünde eğilmemiştir. Devirlerle hoş geçirmek gibi bir yola sapmamıştır."
"Gerek eserlerinde, gerek bu nasihatlerinde, hep iyiliği tavsiye etmiştir. İnsanların kötülükten uzak durmalarını tavsiye etmiştir."S. 7–8
"...930'lu yıllarda -ki bu yıllar çok kötü yıllardı-. İktisaden perişan yıllardı. Laikliğin hemen, hemen dinsizlik şeklinde anlaşılıp, tatbik edildiği yıllardı-."
"Tabii merhum Bediüzzaman'ın lisanı fevkalade kudretlidir. Üslubu çok tesirlidir" S.9
Sual: "ismet İnönü, Süleyman Demirel, Said Nursi'nin halifesidir" sözünü neden söyledi? Siz, bu sözü, dün ve bugün nasıl değerlendiriyorsunuz?"
Elcevap: "Merhum ismet İnönü, bu sözü 1966 yazında söylemişti. Konuşmasını Uşak civarında, yolda öğrenmiştim. Maksadı, beni irtica ile malül göstermekti. Merhum Bediüzzaman, babamı ve kayınpederimi severdi, onların duacısıydı; onlar da kendisine hürmet gösterirlerdi. Anlaşılan, birisi bunları kendisine söylemiştir. Beni, bilhassa entelektüelin gözünden düşürmek istiyordu. Ben, 1965 yılında "Herkes göğsünü gere, gere" Ben Müslümanım diyecektir!"Diyen kişiyim. Söyleşi bu minval üzere sürer ve köprü "İslam köyünden bir insan çıkacak" başlığı altında; sohbet sahifesinin üst köşesinde, çerçeve içerisinde, şu "gaybı ışaratı" yayımlar:
"Son şahitlerin ilk cildi; 1978'de yayımlandı. Kitap, neşrinden önce, Yeni Asya gazetesinde de tefrika edilmişti. Görüşülen "son şahitlerden birisinin gönderdiği bir mektup, o günlerde, büyük akisler uyandırmıştı. Mektup, Bediüzzaman’a aitti. "Nur Postacısı" İslam köylü Abdullah Çavuş, elli yıl sakladığı mektubu, nihayet gösteriyordu.
Bediüzzaman, mektubunda; "İslam köyünden bir insan çıkacak" demekteydi, "Bu milletin başına geçecek. Eğer Kur'an'a dayanırsa muvaffak olacak. Eğer Kur'an'a dayanmazsa, sonu vahimdir" ve aynı sahifenin alt köşesinde, çerçeve içersinde: "Üç ayrı yılda Demirel ve Risalei Nur" başlığı altında:
Sual: ismet İnönü, bir beyanatında AP. İktidarının tehlikeli bir silahla oynadığını söylemiştir!"Partisinin Nurcularla hem fikir olduğu, bir kısım yöneticilerinin de Nurcuları himaye ettiklerine dair bir söylenti var. Bendeniz 15günIsparta'da inceleme yaptım, müftü ile konuştum, elimde beyanları ve yazılı vesikalar var; bunları neşredeceğim. Sayın Demirel ailesinden bir veya iki kişinin Nurculuğu himaye ettiğini öğrendim. Ailenizde Nurculuğu himaye eden kimse var mı?"
Elcevap: "Neşriyatınızı yapınız, alacağınız cevabı da hesaba katınız.
Türkiye'de mahkemelerin bulunduğunu, hukukun bulunduğunu da hesaba katınız. Ayraca, burada şunu söylemek istiyorum ki, sizin yaptığınız tetkikatın sadece sizin gözünüzle ve neticelerinin de size ait olduğunu unutmayınız; bunu umuma teşmil gibi yetkinin bulunduğunu da iddia edemezsiniz. Yapacağınız neşriyatı burada açıklamış olmanızın maksadını da anlamış değilim. Bu itibarla, size vereceğim cevap budur."
15 Ekim 1966 da; Demirel, Nurculara karşı bayağı sert!
Şimdi: geçmişteki, Demirel ve Nurcular arasında geçen olayları bilmeyenler, Demirel'in Nurcuların Piri ve Nurculuk hakkındaki yorumlarında bayağı etkilenir. "Vay anasını" der; 1965'e kadar Türkiye Cumhuriyeti'nde hiç bir kimse "ben Müslümanım" diyemiyormuş. iyi ki Türkiye’mizde doğmuşsun Demirel!
Biraz gerilere dönelim. Mühendis olan oğlunun Televizyonda güzel mi güzel taklitler
yaptığını keyifle izlediğimiz, bir Jandarma Albayının Isparta İL Jandarma Alay Komutanı olduğu 1971 yılına; irfan Özaydınlı isimli ATATÜRKÇÜ bir Hv. Korgeneralinin Eskişehir Sıkıyönetim Komutanı olduğu, 1971 ve 1972'li yıllara dönelim. Ve Politik yatırım için Nurcularla oynamanızın sizin gibi bir kurt politikacıya yakışmadığını da söyleyelim. Sayın Demirel.
8. Ocak. 1971; 21. Ocak. 1971 ve 25. Mayıs. 1971 tarihlerinde, Jandarma, Isparta'nın Say ve Kuleönü köylerine bir dizi baskınlar düzenleyerek "Nur Mekteplerini" kapatmış ve Nur Talebelerini de, ellerindeki Nur Risaleleriyle birlikte, yakalamıştır.
5 Temmuz 1971 günü de; Hüsrev Altınbaşak adlı Nur lideri; yeşil cübbeler ve Nur Risaleleriyle, Isparta'daki şehir merkezindeki evinde, yakalanmıştır. Hem de 14 arkadaşıyla birlikte.
Jandarmaca düzenlenen hazırlık soruşturması evrakı, Isparta Sorgu Yargıçlığına gön
derilerek 92 sanığın sorguları Isparta Sorgu Yargıçlığınca yapılmıştır.
Isparta ili; Eskişehir Sıkıyönetim Komutanlığı sorumluluk alanı sınırları içerisindedir ve Hv. Korgeneral irfan Özaydınlı; (92) Nurcu sanığın işlemiş olduğu suçlar nedeniyle, 1402 sayılı Sıkıyönetim yasasının 13/2’inci maddesi uyarınca, davalarının Eskişehir sıkıyönetim Mahkemesi bakılmasına karar vermiştir."
Eskişehir Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi; 25 Mart 1972 gün ve 1972/3 esas; 1972/24 karar sayılı kararıyla 92 Nurcuyu çeşitli cezalara çarptırmıştır. Bu karar, Askeri Yargıtay’ca da onaylanmıştır. Bu, Sav ve Kuleönü Nur Mektepleri olayı, Sayın Turgut Etingü tarafından incelenerek, 24.25.26. Ocak. 1972 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayımlanmıştır.
Tüm bunların, Süleyman 'Demirel'le ne ilgisi var; demeyin, var. Öykünün altını okuyunuz; ondan sonra kararınızı veriniz:
20. Mart. 1977 günü; Milli gazetenin 1503 sayılı nüshasının 3’üncü sayfasında; namlı ve anlı, şanlı Nurculardan Zübeyir Yetik imzalı ve de Pazarlık başlığı altında, ilginç bir siyasi pazarlık sergilenmiştir. Bu pazarlığı okuduktan sonra; 15. Ekim. 1966 tarihinde, ismet Paşa’nın çıkışının, AP'nin tehlikeli bir silahla oynadığını; Süleyman Demirel'in Norslu Sait’in halifesi olduğunu söylemesinin nedenin, sağlam gerçeklere dayandığını da anlamış olacağız.
"Müslümanlar üzerindeki baskının hafiflemesine vesile olur ümidi ile bizim, AP'nin sayılıları ile yaptığımız sohbetlerde uçurduğumuz balonlar, bir yerde, netice verdi. O günlerde "irtica" tehlikesinin azametini ortaya koymak için "Nurcu"ların aleyhinde yapılan yayınlarda zikredilen rakamlar da, bu konuda epeyce faydalı oldu. Bu aralık, eski bir partiye verilen yeni bir kan sebebiyle bu partinin canlanma ihtimali de belirmişti. Bütün bunlar bir araya gelince, AP, "şu kadar oyları var ve bizim kendilerine karşı olduğumuz kanaatindeler!"
Osman Türkoğuz,Nurculuk,s.48 ve sonrası .

Sayın Demirel;Süleymancılığın kurucusu Süleyman Hilmi Tunahan öldüğünde;Tarikatın başına mehtiliğini de ilan eden Kemal Kaçar geçmişti.Siz,Adalet Partisi Genel Başkanı olarak Kemal Kaçar'ı Kütayya milletvekili olarak TBMMECLİSİ'NE sokmuştunuz.Daha sonra da Süleyman Hilmi Tunahan'ın kızın oğlunu, Ahmet Denizolgun'u Türkiye Cumhuriyetinin Ulaştırma Bakanı yaptınız.Bitmedi;Süleyman Hilmi Tunahan;Adnan Menderes'in izni ile,Alanya'nın bir köyünde açtığı Süleymancılık Kuran Kur'an kursunda 7.000 öğrenci yetiştirmişti.Gazi Paşa hava meydanının adını Alanya-Gazipaşa hava meydanına çevirtmiştiniz.Bugünlere Türkiye'yi getirenleri tanımak isterseniz,aynaya bakınız.Saygılarımla.

Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi