7 Temmuz 2012 Cumartesi

758/USALI ANDERSON'UN ÇANTASI!

OSMAN TÜRKOĞUZ
 Çeşmealtı;07 Temmuz 2012.

                   USA’LI ANDERSON’UN ÇANTASI!
“Türkiye, Irak’a taarruz ettiği takdirde, Türkiye’de taş üstüne taş bırakmam!”Nikita Kuruçof. SSCP K.P. Genel Sekreteri.1958
         Asıl konumuzu, Haydarpaşa’dan Köprüye giderken, deniz motoru ile birlikte kaybolan ve hâlâ bulunamayan bu ünlü çantaya getirmeden önce, biraz gezinmemiz gerekmektedir.
         14 Temmuz 1958 tarihinde Irak’ta çok kanlı bir askeri darbe olmuştu.Kral İkinci Faysal,Prens Abdülillah ve krallık mensupları yataklarında parçalanarak öldürülmüşlerdi.15 Temmuz 1958 günü kadın kıyafeti ile kaçarken yakalanarak öldürülen Başbakan Nuri Said Paşa’nın  cesedi de mezardan çıkartılarak önce asılmış,sonra da yakılmıştı.Irak bu duruma nasıl getirilmiştir.Önce onu kısa da olsa görmemiz gerek diyorum.
         Irak/Bağdat/ bir Osmanlı eyaleti iken Birinci Dünya Savaşının ortasında, Hz.Muhammed’in torunlarının ihanetine uğrayarak elimizden çıkmıştı.Şerif Hüseyin;1854İstanbul,1931/1908 senesinde Mir’i Miran ve Paşa rütbesiyle Mekke şerifi yapılmıştı.İngilizlerle bir olarak Osmanlıya karşı ayaklanmış ve Hicaz Krallığı ilan etmişti./1916-1924/,Şerif Hüseyin Suudilerce yakalanarak İngilizlere teslim edilerek Kıbrıs adasına sürülmüş;ömrünün sonuna kadar da” Osmanlıya ihanetimizin cezasını çekiyoruz!”Demiştir.
         Şerif Hüseyin’in Büyük oğlu Faysal da Osmanlı ordusunda Miralay rütbesindeydi.Osmanlı Devletinden İngilizlere karşı kullanmak üzere aldığı 10.000 piyade tüfeğini Osmanlı Ordusuna karşı kullanmıştı.1918 senesinde;Londra’da Osmanlıya karşı bir anlaşma imzalamıştı.Osmanlı Ordusunda Kurmay Yüzbaşı olan Nuri Saidle birlikte Osmanlıya karşı ayaklanmışlardı.
         Bağdat’ta arkeolog olarak çalışan Bayan Gertruda Margaret Lowthian Bell’in sınırlarını çizmiş olduğu Irak Devletinin başına Birinci Faysal namı ile Kral olmuştu.1933 senesinde,İsviçre’de zehirlenerek öldürülmüş yerine oğlu Gazi Kral olmuştu.Gazi İngiliz Askeri Akademisinde ve Bağdat Askeri Akademisinde okumuş bir askerdi.İngiltere’den bağımsız hareket etmek isteyince;1939 senesinde o da bir trafik kazasında ölünce yerine Dört yaşındaki oğlu 2’inci Faysal/02 Mayıs 1935-14 Temmuz 1958/ adıyla kral olmuştu.Kral Naipliğine de kral olmak için yanıp,tutuşan Hicaz  Eski Kralı Ali’nin oğlu Prens Abdülillah getirilmiştir.Kral Naipliği de 1953 senesinde sona ermiştir.Hain Nuri Said Paşa tam 14 kere Başbakanlığa getirilmiştir.1941 senesinde;Reşit Ali Geylani’nin ayaklanmasında 2’inci Faysal anası ile birlikte,Küveyt üzerinden İngiltere’ye kaçmıştı.Nuri Said Paşa ve destekçilerinin yardımı ile Reşid Ali Geylani’nin iktidarına son verilmiştir.
         Prens Abdülillah ve Nuri Said Paşa Irak’ın tüm gelirine ortak olmuştu.Petrol vanasının  pay saatını İngilizler lehine bozdukları anlaşılmıştır.Nuri Said Paşa Bağdat Paktı için çok çalışmış,İstanbul’da Adnan Menderes ile güreş tutar gibi fotoğrafları Türk basınında yayımlanmıştı.Emekli Kurmay Albay Burhan Arpat,Nuri Said Paşa’nın Harp Akademisinden  sınıf arkadaşı idi.Irak’ın Türkiye ile birleşmesi güncel hale gelmişti.Bu işin bayraktarlığını yapan  Irak Genelkurmay Başkanı Kadıköylü Albay Nadir;Nuri Said’in kadın kılığına giren ajanları tarafından, bir tren yolculuğunda, vurularak öldürülmüştü.Şu garip tecelliye ne denilir?Nuri Said Paşa da kadın kılığında kaçarken öldürülmüştür.
         2’inci Faysal,1957 senesinde;Hain Altıncı  Vahdettin ile Veliaht Abdülmecit’in torunu Prenses Fazıla İbrahim ile nişanlanmıştı.Prenses Fazıla,daha sonra evlenmiş olduğu eski başbakanlarımızdan Suat Hayri Ürgüplünün oğlundan da boşanmıştır.
         Ürdün’e Kral olan  Mekke Şerifi hain Hüseyin’in Küçük oğlu Abdullah ta,1951 senesinde,Kudüs’teki bir cami’de bıçaklanarak öldürülmüştü.Ürdün parlamentosu Abdullah’ın oğlu Prens Tallal’ı Ürdün kralı seçmişti.Kral Tallal,26 Şubat 1909’da Mekke’de doğmuş,07 Temmuz 1972’de de İstanbul’da Ortaköy Şifa yurdunda ölmüştür.Delilik arazları gösterdiğinden Ürdün Krallığına son verilmiş;1953 senesinde de Şifa Yurduna yatırılmıştı.Büyük oğlu Prens Hüseyin Ürdün tahtına oturtulmuştur.Türk anadan olma kardeşi Prens Hasan,35 sene Ürdün veliahtı olarak yaşamını sürdürdüğü halde,Amerika’daki kanser tedavisini  yarıda kesen Kral Hüseyin tarafından Ürdün Krallığının başına bir İngiliz anadan doğan Prens Abdullah getirilmiştir.KGB tarafından,Ürdün’de karışıklıklar çıkartmak üzere, sahte belgelerle kaçırılmak istenilen Deli Tallal,bir Türk doktorunun uyanıklığı sayesinde yakalanarak Şifa Yurduna geri getirilmiştir.
          Irak ordusunun beklenilen darbesini önlemek amacı ile, ordusuna tek cephane vermeyen Başbakan Nuri Said’den Ürdün’e gidecek olan askeri birlik için cephane alınmış ve 14 Temmuz 1958 günü;General Abdülkerim Kasım ve Albay Abdüsselam Arif’in  başkanlığında kanlı darbe gerçekleştirilmiştir.Devlet Başkanı olan general Abdülkerim Kasım;ilk iş olarak Bağdat Paktından çekildiğini ilan etmişti. Suriye asıllı  Hıristiyan Mişel Eflak’ın  felsefesine göre kurulmuş olan BAAS=Yeniden diriliş, partisi, Komünizmin ve Arap Etnik milliyetçiliğinin yükselmesini sağlamıştı.Sovyetler Birliği Kürt Ayrılıkçı Molla Mustafa Barzani’yi desteklerken Irak’ın yeni rejimini de desteklemeye başlamıştı.Irak ve Kuveyt’teki petrol ve diğer çıkarları tehlikeye düşen İngiltere ve Batı Adnan Menderes’i pohpohlamaya başlamıştı.Kerkük’te ve diğer önemli şehirlerde Türkler katliama da uğramışlardı.İzmir Müftüsünün Torunu General Nazım Tabakçalı da öldürülenler arasındaydı.Bir çok aydın Türk te Türk casusu iddiası ile idam edilmişti.Adnan Menderes Irak’a girme kararı almıştı.Genelkurmay Başkanımız Rahmetli Orgeneral  İsmail  Fevzi Mengüç bu karar karşı gelerek:”İç İşleri Bakanı Polis ile  Irak’a girsin!” Demekten çekinmediğinden Ağustos ayında emekliye sevk edilmiştir. Rahmetli İsmail Fevzi Mengüç, Ulusal Kurtuluş Savaşına da iştirak etmiş,Kurmay Binbaşı olarak ta Hatay’ın  bağımsızlığa kavuşması müzakerelerine Orgeneral Kel Asım/Asım Gündüz başkanlığında iştirak etmişti. Gazlama olayını Turgut özal da yaşamış, Genel Kurmay Başkanımız Rahmetli Necip Torumtay bu salaklığı önlemişti.
         Amerikalı Diplomat Anderson’un içinde Irak’a taarruz planlarının da bulunduğu çantası;Haydarpaşa’dan İstanbul yakasına gidecek bir deniz motorunun içine konulan Anderson’un çantası; o saatten beri  motor ile birlikte kayıptır.KGB’NİN kaçırdığı da söylenmektedir!
         Ünlü bir fıkra internet’te dolaştırılmaktadır: Temel’in Torunu dedesine sorar:”Dede, sen Nenemle evlenirken ondan elektrik aldınmıydı?”Dedesi başını sallayarak:”O zaman elektrik yoktu. Gaz lambaları vardı,gaz aldımdı!”Demiş.Bizi yönetenler hep gaz almakta ve gaza gelerek ülkemizi küçük düşürmektedirler.
         Suriye’nin, Beşar Esat’ın arkasında Rusya,Çin ve İran varken Sayın Erdoğan’dan Esad’ın başını istemek salaklığa özgü bir davranıştır.Bazı Kendinden menkûl yazarlarımız da”Mukabele bilmisil’den dem vurmaktadırlar.Devletler hukuk yaptırımı olan bu gibi davranışları da” Mukabele’i bilmisil” olarak yazmaktadırlar.Bunun yanıtı mı?Hadi canım sen de! Devletler ya da Milletler arası Hukuk kitabı olmayanlar, Mustafa Nihat Özön; Osmanlıca-Türkçe sözlük,s.558’e bir baksalar doğrusunu görmüş olurlar.
         İkinci Dünya Savaşı öncesi;Benito Mussolini’nin delegesi, Fransa’dan toprak istediğini yineleyerek şu tehdidi savurduğun da tarihi bir yanıtı da hemen almıştı:
         “Ekselans;İtalya’nın meşru isteklerini Fransa kabul etmezse;ordularımız,derhal  sınırı geçeceklerdir!”Fransız Delegesi gayetle küçültücü bir tonla:
         “Mümkün değildir Ekselans! Çünkü sınırlarımızda gümrükçülerimiz vardır!”Sayın Erdoğan Beyimizi gaza getirenler ve  sürekli gaza gelen Sayın Erdoğan  Beyimiz:”Beşar Esad’ın kellesini almanız mümkün değildir!Lazkiye Limanında üş adet süper Rus savaş gemisi  de Suriye’min arkasındadır.Onlar alkış değil de füze atmaktadırlar.Bu işler,gece yarısı uyduruk suçlarla Vatanseverlerimizi gözetim altına almaya hiç benzemez,adamı ve ülkesini benzetirler.Hem,ordunun komuta kademesini Esaret Kamplarına dolduracaksınız;hem de kanadı kırılmış ve Enenmiş bir ordu ile de Suriye’nin gülünü solduracaksınız?Nato’nun 5’inci maddesine güvenme;Adamı ortada bırakırlar.

        

Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi