15 Ocak 2012 Pazar

538/CENAZEYİ KALDIRMAKLA UTANCINIZI KALDIRAMAZSINIZ!

                                                                     
          OSMAN TÜRKOĞUZ      osmanturkoguz@gmail.com                                                                                                                      İzmir;14 ocak 2012
                                         CENAZEYİ KALDIRMAKLA
                                       UTANMAYI KALDIRMAK MÜMKÜN OLAMAZ.
TÜRKÜN ASIRLIK DAVASINI ORTADAN KALDIRAMAYANLAR; O                        BÜYÜK KAHRAMANIMIZIN TABUTUNUN ALTINA SAKIN OLA GİRMEYİN;EZİLİRSİNİZ
NEVAL KAVCAR

Sayın Neval Kavcar Han’ımın yazısından bir kesit alabildim, yüreğim kaldırmadı, unutamadığım bildiklerimi de tekrar okuyunca kustum. Şimdi de cümbür cemaat 2002’de öldürmek istedikleri ve çok kırdıkları Büyük Vatansever ve Ulusal Kahramanımızın cenaze törenine gideceklermiş! İşte o zaman Sayın Büyüğümüz ve Ulusal Kahramanımız ve Cumhurbaşkanımızı, yarım bıraktıkları işlerini tamamlayarak, öldürmüş olacaklardır. Kalk Ey Kahraman Rauf Denktaş kalk ta, hiç olmazsa Feleğin yüzüne ve evine yürüyen vatan haini satılmışların yüzlerine yüç kerecik tükür.
Kahraman Türk Evlâdı, Rauf Denktaş
15 Ocak 2012                415 kez okundu.             Yazar E-
“Rauf Denktaş’ın vefat haberini alınca, açık kalp ameliyatı sonrasında yaşadıkları geldi aklıma. Otel odasındaki hasta yatağında, kabul etmesi için önüne ‘Annan Planı’ sürülmüştü. ‘Okumadan olmaz’ isyanına, ‘ne gerek var’ denmişti.”

”3 Kasım 2002’de AKP iktidar olmuş ’40 yıllık sonuçsuz politikalardan vazgeçtiklerini’ açıklamıştı. Kıbrıs Türk halkına ‘Rumlar gibi zengin olacakları’ vaadiyle psikolojik saldırı başlatılmıştı. Plân ilk kez Denktaş ameliyatlı iken açıklanarak, Kıbrıslıların adeta şoklandığı o dönemde ‘çözümsüzlük çözüm değildir, bir adım önde olacağız’ diyen Erdoğan/Gül ikilisine karşı da savunmaya geçti Denktaş. Devlet Kuran Kahraman”

”Çocukluk yılları İngiliz baskısı altında geçen dava adamı bakın ne diyor:
“İngiliz’in aldığı tedbiriyle Türkler de cezalandırılıyor. Türk değilsiniz, Müslümansınız. Türk bayrağı yasak. Atatürk’ün resmi yasak. Milli şiirler yasak. Bu durumda ve Türk bayrağını selamlamak için her Cuma konsolosluğun önünden geçiyoruz… Ve şapka çıkarıp selamlanıyor. Ama İngiliz casuslar var etrafta. Selamlama olmadığını anlatmak için de mendille ter siliniyor. Bunları yaşadık biz.” (2)
Eşi şöyle anlatıyor o günleri:
“O zor günlerde, hastaneyi daireye çevirdiler. Bir odasını yazıhane gibi yaptılar. Adam kendine malik değil. Zorla yataktan kaldırıyorlardı. Oturtuyorlardı. İlla o Annan Planı’nı imzalasın diye. İmzalamam, dedi. İmzalamayacağım, dedi” (1)
Planı imzalamadı. İmzala diye diretilen plân, sonra defalarca değişti.  Ne var ki Türkiye ‘evet dememizi istiyor’ düşüncesi içindeki Kıbrıs Türkü ‘KKTC’den vazgeçiyoruz dedi.’ Öncesinde (aynen şimdi Arap ülkelerindeki gibi) büyük paraların aktığı sahte mitingler düzenlendi. %65 ile evet çıkmasının ardından, bir kitle Denktaş’ın evine doğru yürüyüşe geçti. Onu istifaya davet etti. En ağır gelen saatleri yaşıyordu.
Son on yıldır Rauf Denktaş, hiç olmadığı kadar yoruldu. Kırıldı.
***

      

Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi