30 Mart 2011 Çarşamba

3447-TÜRKÜM DEMEKTEN GOCUNAN VATAN HAİNİDİR.

OSMAN TÜRKOĞUZ
osmanturkoguz@hotmail.com
İzmir;30 Mart 2011.

“TÜRKÜMDEMEKTENGOCUNAN VATAN HAİNİDİR!”
“Türk olma noktasında, TÜRKÜM demekten GOCUNMAYAN DA ben TÜRKÜM der”.Sayın RecepTürkiyelili! Aslı Potamyalılı YA. Hadi neyse!
1*-Mecelle-Madde72-“Hatası zahir olanın zannına itibar yoktur!”
2*-Mecelle-Madde24:”Mâni zail oldukça memnu avdet eder!”
3*-Mecelle, Madde5:”Bir şeyin bulunduğu hal üzre kalması asıldır!”
4*- Mecelle,madde52:”Bir batıl oldukta anın zımnında ki şey dahi batıldır!”
5*- Mecelle’nin evrensel kuralı:”KÖTÜ EMSAL OLMAZ!
Basılmamış bir kitabın imha edilmesine Avrupa Birliğinden sert uyarı:
“MÜZAKERELER KESİLEBİLİR!”
SAYIN TÜRKİYELİLİ’DEN DE Rest:”Bulgaristan’a ve Yunanistan’a baksınlar!”
Mecelle-Beş!
İslam Hukukundaki iki Devletler hukuku terimine bir göz atalım:1*-1*-Dar’ül Harp,2*-Dar’ül Sulh.
Dar’ül Harp, Savaş alanı ilan edilmiş olan ülkeler için kullanılır. Ülkemizde bu deyimi ilk defa kullanmış olan politikacımızı tanımlamak istiyorum! Sizler kim olduğunu çıkartabilirsiniz:
1*-Kurmuş olduğu siyasi partiler Anayasa mahkemesince kapatıldı,
2*-Koalisyonlarda başbakan yardımcılığı ve dahi başbakanlık yaptı.
3*-Türkiye cumhuriyetinin Bayrağını ve forsunu taşıyan uçaklarla 30 kere haçça gitti.
4*-Mücahit sıfatını alarak Türkiye Cumhuriyetine savaş ilan etti.
5*-Türkiye Cumhuriyetini Dar’l Harp bölgesi ilan ederek yasalarının geçersiz olduğunu da ilan etti.
6*-Türkiye Cumhuriyetinin 2.000.000.000.000.Lirasını da deve etti.
7*-Tabutunun üzerine Nebati yazılı bir bez örttürerek öteki dünyaya da Türk bayraksız, fakat bu Bayrak sahiplerine borçlu olarak gitti.
Türkiye Cumhuriyetinin anayasasına ve Yasalarına ve dahi Türkiye cumhuriyetinin geleneklerine uyulmamasının nendi bu İslam hukuku deyiminde saklıdır. Sayın Recep Bey;”Bulgaristan’da ve Yunanistan’da basılmamış eserlere karşı uygulamaları “emsal” olarak dünyaya ilan ediyor. Öte yandan Mecelle’den de habersizliğini itiraf etmiş oluyor. Şimdi görevli olsaydım da; bana bu basılmamış eseri yak emrini Yüce Tanrımız bile vermiş olsaydı asla dinlemezdim. Bir takım ne idiği belli ve yetkisiz kimseler meydan’ı ihanet pazarına ÇIKARAK ”ANAYASAMIZDA DEĞİŞTİRİLEMEZ MADDE YOKTUR!”Diye Bilimsel! Demeçler veriyorlar. Aşağıdaki Anayasa maddelerini, üç çocuğu ile boşattırılan bir evlilik mukavelesi sanıyorlar!
“1) Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
2) Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
3) Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı "İstiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara'dır.
4) Anayasanın 1’nci maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2’nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3’ncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.”
Daha önceleri; tabutunun üzerine Nebati yazılı bir bez örttüren de “yalınız 4’üncü maddeyi kaldıralım!”Diye akıl yürütmüştü. Aklı sıra yukarıdaki üç maddeyi dayanaksız bırakacaktı. Ulusal Kurtuluş Savaşımızda bu kadar ihanet yaşanmamıştı. Önce, bir Almanın yazmış olduğu”Türkiye’nin Etnik yapısı” adlı kitap tercüme edilerek yayımlattırılmıştı. Şimdilerde de” Türkiye’nin Etnik Yapısı “adlı bir yerli yazarımızın kitabı 32’inci baskısına erişmiştir! Anayasamızın dört maddesini Koca değiştirir gibi ve de kolaylıkla değiştirmek isteyenler:
“Dünyanın hiçbir ANAYASASINDA DEĞİŞTİRİLEMEZ MADDESİ YOKTUR!” YALANINI ŞEREFSİZCE SÖYLEMEKTEDİRLER.
Almanya’nın, Ukrayna’nın, İtalya’nın ve dahi Fransa’nın anayasalarına utanmadan bir baksınlar. Öyle ya; bu toplum her yalanı yutacak kadar gafil! Hadi canım ihanet odakları siz de!
Mecelle’de evrensel bir hüküm daha vardır. Bunlar Mecelle, diye, diye höykürmektedirler,”Mani zail olunca memnu avdet eder!”zail edilecek Mani, ÇAĞDAŞLIK, ÜNİTER DEVLET YAPIMIZ VE ANAYASAMIZIN İLK DÖRT MADDESİNDE ANLAMINI BULAN DEVLET VE TOPLUM YAPIMIZ. Bunlar zail olduklarında, AVRUPA’NIN KAPILARINDA SÜRÜNDÜRÜLEN, İTELENEN VE KAKALANAN OSMANLILIK VE ARAP ÜMMETÇİLİĞİ GERİ GELEBİLECEKTİR! Arap,”Kavmi necibi Arap!” Olacaktır. Ancak;”Gocunmalara razı olanlar da TÜRKÜM DİYEBİLECEKLERDİR!
Çanakkale’de Ulusal Kurtuluş Savaşımızda ölenler,Gocunarak mı! Ölmüşlerdi!
Sizlere Mareşal Gazi Başkomutan Mustafa Kemal’in 06 Mart 1922 senesinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak, Meclis kürsüsünde yapmış olduğu konuşmasının bir bölümünü vermek istiyorum.Bu Gizli oturumda yapılmış olan konuşmanın tam metnini bir han’ım yazarımız,link olarak bana iletmiş bulunmaktadır.bu lingi de hazırlayanın ve bana iletenin adını vererek yayımlamak bir ulusal borcumdur.
“EFENDİLER;”
“Avrupa’nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Hâlbuki hangi istiklal vardır ki Ecnebilerin nasihatleriyle, Ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!”
Bu konuşma yapıldığı sırada; İngilizlerin Çanakkale Seferi başkomutanı Korgeneral Sir İan Hamilton’un anıları da henüz yayımlanmamıştı. Bakınız bu gururlu İngiliz ne yazıyordu anı defterine:
“Asrımızda, ekonomik ve politik zaferler, ancak Amerika Birleşik Devletlerinin izni ile kazanılabilinir!”
Uzatmayalım, mesele bu çerçevenin içersinde ve alenidir.

Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi