21 Mart 2011 Pazartesi

337-FAKİRLERE KAYNAK SORUN DEĞİLDİR.

             
OSMAN TÜRKOĞUZ
            osmanturkoguz@hotmail.com
İzmir; 20 Mart 2011

                                               FAKİRLERE KAYNAK SORUNU MU?

                        R- 10.000.00TL’YE aylığa kaynak sorun değil!
                         R- 5.000TL, Emekli aylığında da sorun değil!
                        R- 25.000 Avroluk iki bina kirasında da sorun yok.                                                              R- Araç, gereç ve gezilerde de sorun yok!
 K- Üniversite Harçları nasıl kalkar! Ödenek yok!
 K- Bedelli askerlik! Parasızlara da HAA!                                                         
R- Halk oyununu! Bizim çocuklara farklı uygulama.
 K- Emekliler için uyum yasası!                                                                          
R- Bırakalım da uyusunlar! Hangi ödenekle!
 K- Aile sigortası,600,00TL.Aylık! R-Ödenek yok! Hangi ödenekle!
 R- Yahu Kemal; Sen Mustafa Kemal misin yoksam? Nedir bu sizlerden çektiğimiz? USA da böyle söyleyo!

                        Birinci Süleyman; şu özelliğinden hatırlayacaksınız: İki oğlunu ve beş torununu boğdurtan, bir oğlunun fücceten ölümüne neden olan, tahtın bir Rus kızından olma Sarhoş Selime, ondan da (19) kardeşini boğdurtan ve (132) çocuk sahibi Üçüncü Murat’a geçmesine neden olan Padişah’ı Zülcelâl!
                        1535 senesinde Bağdat’a bir sefer yapar ve Bağdat’ı İranlılardan alır. Hz. Ali’nin Türbedarı Azeri asıllı, Azeri Türkçesinin en Büyük Şairi Rahmetli Fuzuli (1480-1556)Birinci Süleyman’a ve dahi anın paşalarına kasideler yazar.
                        Birinci Süleyman da Fuzuli’ye Bağdat evkaf gelirinden (9)—Dokuz—Akçelik aylık bağlar. Elindeki Fermanı ile kapı, kapı dolaşan Rahmetli Fuzuli bu maaşını bir türlü alamayınca da Nişancı Celal zade Mustafa Çelebi’ye ünlü şikâyetnamesini yazar. Evkaf memurlarıyla aralarındaki konuşmanın şiirsel bir anlatımıdır bu yazılan:
                        Selam verdim, rüşvet değildir deyü almadılar. Hüküm gösterdim faidesiz deyü mültefit olmadılar. Eğerçi zahirde suret’i itaat gösterdiler; ama zeban’ı hal ile cem’i sualime cevap verdiler. Dedim,”ya eyyüh’el eshap! Bu ne fiil’i hata veçin’i ebrudur?”
                                    Dediler: ”Muttasıl bizim âdetimiz budur!”
                        Dedim: “Benim riayetimi vacip görmüşlerve bana berat’ı tekaüt vermişler ki, andan hemişe behrement olam ve padişaha ferağ’ı hal ile dua kılam.”
                                   Dediler: ”Ey! Miskin, senin mezalimine girmişler ve sermaye’i tereddüt vermişler ki, müdam faidesizdir. Cidal edesin ve namübarek yüzler görüp, namülayim sözler işidesin.”
                                   Dedim:  “Beratımın mazmunu ne için suret bulmaz?”
                                   Dediler: ”Zevaiddir, husulü mümkün olmaz.”
                                   Dedim: ”Böyle evkaf zevaidsiz olur mu?”
                                   Dediler: ”Zaruriyat’ı Astane’den ziyade kalırsa bizden kalır mı?”
                                   Dedim: ”Vakıf malını ziyade tasarruf vebaldir.”
                                   Dediler: ”Akçamız ile satın almışız bize helaldir!”—O zaman da ağyara satış varmış! --Ostüzü.—
                                   Dedim: ”Hisaba alsalar bu sülükünüzün fesadı bulunur!”
                                   Dediler:”Bu hisap kıyamette alınır!”Demek ki hırsızlığa o zaman da dokunulmazlık var imiş! Ostüzü.
                                   Dedim:”Dünyada dahi hisap olunur işitmişiz!”
                                   Dediler:”Andan dahi bakimiz yoktur, kâtipleri razı etmişiz.”
                                   Gördüm ki, sualime cevaptan gayrı nesne vermezler ve bu berat ile hacetim reva kılmağın reva görmezler. Naçar terk’i mücadele kıldım ve me’yus’ü mahrum guşe’i uzletime çekildim.”
                                   Kayseri belediyesinde ve dahi diğer vurgun bölgelerimizde ve “Deniz Feneri “ ve “Kombasan” Din ile aldatmacıları hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan soruşturma önergelerinin yanıtı bu şikâyet mektubunda da saklıdır.” Kâtipleri de razı etmek!”
                                   Üçüncü Mustafa’nın “Cihangir”mahlası ile yazmış olduğu manzum şikâyetnamesini yeniden yazmayayım:
                        “Yıkıptır bu cihan sanma ki bizde düzele,”
                        “devleti cerhi deni, virdi kamu müptezele. -Mutluluk kapısında hep müptezeller dolaşır-
                        “Şimdi ebvab’ı saadette gezen hep hezele”
                        “İşimiz kaldı heman merhamet’i Lemyezele.”
                           Efendim; Bu durumları sandığa gömerseniz işte size bol ve daha bol ödenek derim.
                       
           
           
           

                                                      

Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi